İçkide yüksek vergi, sahte içki ve ölüm getiriyor
Yüksek içki vergileri sahte içki krizini körüklüyor. Metil alkol kullanımı ölüme varan hasarlara neden oluyor. Uzmanlar, vergilerin düşürülmesi ve denetimlerin artırılması gerektiğini söylüyor.
Fotoğraf: Evrensel
Eylem NAZLIER
Yılın son günleri yaklaşıyor. Sokaklar yılbaşı hazırlıklarıyla canlanırken, gazete manşetleri ve televizyon ekranları bir gerçeği yeniden gündeme taşıyor: Sahte içkiden ölümler. Türkiye, Avrupa’nın en pahalı alkollü içki piyasalarından birine sahip. Ancak bu yüksek fiyatlar, ev yapımı ve kaçak içkilerin yaygınlaşmasına neden oluyor. Bu durum, yalnızca yasa dışı bir piyasa yaratmakla kalmıyor, aynı zamanda halk sağlığını derinden tehdit eden bir kriz yaratıyor.
6 YIL İÇİNDE ETİL ALKOL SATIŞI YÜZDE 448 ARTTI
Türkiye’de bir litre rakının sadece ÖTV’si yüzlerce lirayı buluyor. Bu durum, vatandaşları evde alkol üretmeye yönlendirirken, ev yapımı içkilerin denetimsizliği sahte içkiden ölümleri artırıyor. 2019 Sayıştay raporuna göre, altı yıl içinde etil alkol kullanımı yüzde 448 oranında artmış durumda. Ancak 2020’de evsel kullanım amaçlı etil alkol satışının yasaklanmasıyla daha kolay temin edilen metil alkole yönelim arttı.
Kaçak üreticiler, yurt dışından getirilen kitlerle etil alkol yerine zehirli metil alkol kullanarak, içkilerin tadını rakı, viski ya da votkaya benzetiyor. Ürünler, genellikle pet şişe ya da atık içki şişelerinde, gerçek alkol fiyatının dörtte biri maliyetle satılıyor. Ancak bu düşük maliyet, ağır bir bedelle ödeniyor: Körlük, organ yetmezliği ve ölüm.
"SORUNUN TEMELİ İKTİDARIN İDEOLOJİK TUTUMU"
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın verdiği bilgilere göre, sahte içki imalatçılarına karşı düzenlenen “Çengel-14” ve “Çengel-15” operasyonlarında, toplamda 136 bin 904 litre sahte içki ve etil alkol ele geçirildi. 279 kişi hakkında işlem yapılırken, yasa dışı 21 imalathane deşifre edildi.
Ancak bu operasyonlar, sahte içki sorununu kökten çözmeye yetmiyor. Kaçak içki piyasası, ekonomik kriz ve yüksek vergilerle birlikte büyümeye devam ediyor. Türkiye Tekel Bayiler Platformu Başkanı Özgür Aybaş’a göre: “Vergiler, zamlar ve iktidarın ideolojik tutumu vatandaşları sahte içkiye yöneltiyor. Sorunun temelinde hükümetin baskıcı politikaları yatıyor.”
"HİÇBİR ÜLKEDE YÜZDE 70’E VARAN BİR VERGİ ORANI YOK"
Aybaş, sahte içkiye yönelimin nedeninin vergiler ve ekonomik zorluklar olduğunu belirterek, “Sonuç belli, failleri de belli bu işin. ÖTV ve vergi politikaları. Dünyanın hiçbir ülkesinde yüzde 70’e varan bir vergi oranı yok” ifadelerini kullandı. Aybaş, yüksek vergi oranlarının kayıt dışı ve sağlıksız ürünlere olan talebi artırdığını ifade etti. Aybaş, Avrupa ülkelerinde alkol fiyatlarının erişilebilir olduğunu ve bu nedenle sahte içki probleminin yaşanmadığını dile getirdi. Türkiye’de ise vergilerin ve zamların vatandaşları ucuz içki arayışına yönelttiğini söyledi. Vergi artışlarının halk sağlığına zarar verdiğini belirten Aybaş, bu politikaları “ideolojik ve baskıcı” olarak nitelendirdi. Alkolün pahalı hale getirilmesinin, daha tehlikeli maddelere yönelimi artırdığını savunarak, “Eğer sağlığı zam yaparak düşünseydik, insanlar gramı milyonlara ulaşan uyuşturuculara yönelmezdi” dedi.
ETİL ALKOL YAZIN, BİNLERCE SAYFA KARŞINIZA ÇIKAR
Aybaş, etil, metil alkol satışının yasaklanmasına rağmen sosyal medya platformlarında rahatlıkla temin edilebildiğini söyledi. “Facebook’a girin, etil alkol yazın, binlerce sayfa karşınıza çıkar” diyerek yasakların uygulanmadığını ve denetimlerin yetersiz olduğunu belirtti. Aybaş, hükümetin bu durumu çözmek yerine görmezden geldiğini öne sürdü. Vergi oranlarının düşürülmesi gerektiğini savunan Aybaş, aksi halde sahte içki ölümlerinin her yıl tekrarlanacağını söyledi. Özellikle yılbaşı dönemlerinde sahte içki ölümlerinin gündeme geldiğini ancak bu trajedinin her gün yaşandığını ekledi. Aybaş, vatandaşın ucuz içki arayışının suçlanamayacağını, asıl sorunun yüksek vergiler ve yetersiz politikalar olduğunu ifade etti.
ALKOL YASAKLARIN ARTTIĞI DÖNEMLERDE YAYGINLAŞIYOR!
İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesinden Prof. Dr. Özgür Karcıoğlu, halk arasında yaygın olarak kullanılan “sahte içki” tanımının yanıltıcı olabileceğini söyledi. “Sahte içki” teriminin aslında vergisi ödenmemiş, kayıt dışı alkollü içecekleri tanımladığını belirten Karcıoğlu, bu tür içkilerin her zaman sağlık riski oluşturmadığını ifade etti. Hatta bandrollü içeceklerden bile zaman zaman zehirlenmelerin görülebildiğine dikkat çekti.
Karcıoğlu, metil alkolün tarihsel olarak endüstri dışı üretimin arttığı dönemlerde, özellikle alkol yasaklarının uygulandığı zamanlarda daha fazla ortaya çıktığını belirtti. ABD’deki alkol yasaklamalarının (Prohibition, 1920-1933) ve Orta Asya’daki otokratik yönetimlerin benzer yasaklarının, metil alkol zehirlenmelerinin artışına neden olduğuna dikkat çekti.
HALK SAĞLIĞINA BÜYÜK TEHDİT
TMMOB Gıda Mühendisleri Odası (GıdaMO) Genel Merkez Yöneticisi İ. Uğur Toprak, sahte içki kaynaklı ölümlerin ardında yatan sebepleri değerlendirerek, bu durumun yalnızca adli bir vaka olmadığını, kayıt dışı ekonomi ve yetersiz denetimlerin bir sonucu olduğunu belirtti. Toprak, “Sanayi tipi alkoller ya da insan sağlığına son derece zararlı olan metil alkol gibi ucuz alkollerin kullanıldığı kaçak üretimler, halk sağlığını ciddi şekilde tehdit ediyor” dedi.
Toprak, gıda güvenliğinin ihmal edilemeyecek bir konu olduğunu vurgulayarak, denetimlerin eksikliğine dikkat çekti. Alkol tüketimi üzerindeki yüksek vergilerin, kayıt dışı üretimi ve sahteciliği körüklediğini ifade eden Toprak, “Vergiler ve zamlar, tüketicileri daha ucuz ama ölümcül sonuçlar doğuran alternatiflere yöneltiyor” dedi.
"DEVLETİN ANAYASAL SORUMLULUĞU"
Toprak, “Halk sağlığı ve gıda güvenliğinin sağlanması, devletin anayasal sorumluluğudur. Halk sağlığı ve gıda güvenliği denetimsizliği ile yüksek ÖTV’nin bir sonucu olan kaçak alkolden ölmek insanın kaderi olmamalıdır. Halkın uygun fiyatlarla sağlıklı ve güvenli içkiye ulaşabileceği bir fiyat düzenlemesi yapılmalı” ifadelerini kullandı.