Hâlâ kamu emekçileri ne bekliyor? Ne yapmak lazım?
Büro Emekçileri Sendikası (BES) 27 Şubatta, 100 bin emekçinin katılımıyla Türk Büro Sen’le birlikte bir grev gerçekleştirdi. Bu grevin öncesinde yine gazetemizde kamu emekçilerinin beklentilerini yazmıştım. Ama görünen o günkü grevin üstünden 1.5 ay gibi bir süre geçti. Kamu emekçiler
Büro Emekçileri Sendikası (BES) 27 Şubatta, 100 bin emekçinin katılımıyla Türk Büro Sen’le birlikte bir grev gerçekleştirdi. Bu grevin öncesinde yine gazetemizde kamu emekçilerinin beklentilerini yazmıştım. Ama görünen o günkü grevin üstünden 1.5 ay gibi bir süre geçti. Kamu emekçilerinin talepleri olan fazla mesailerimizin ödenmesi, ulaşım ödeneklerinin ödenmesi, ikramiye ve vekalet ücretlerinin ödenmesi konusunda Çalışma Bakanı grevin arkasından çalışma başlatıldığını duyurdu. Ama dağ fare doğurdu misali, sadece Defterdarlık bünyesinde Milli Emlak çalışanlarına 15 Mart 2013-15 Eylül 2013 tarihleri arasında fazla mesai ödenmesine, Adalet Bakanlığında ulaşım ödeneklerinin ödenmesi gibi kısmi talepleri karşılamaktan öte bir şey olmamıştır.
Geçtiğimiz günlerde taleplerimizin karşılanması için Çalışma Bakanlığına “Bakan sözünü tut” basın açıklamalarıyla topladığımız binlerce dilekçeyi Maliye Bakanlığına ilettik. Şimdi sıra Sendikamızın Karar Organı Merkezi Temsilciler Kurulunun (MTK) 11-12 Nisanda alacağı karara kilitlenmiştir. Buradan isteğimiz taleplerimizi alana kadar bir günü aşan grev kararının çıkmasıdır. Bu kamu emekçilerinin talebidir.
Bu arada önemli demokratik taleplerimizden biri olan Kürt sorununun çözülmesi için ülkemiz gündemini işgal eden bu sorunun bir an önce çözülmesi, akan kanın durması, ülkede barış ortamının sağlanması en büyük temennimizdir. Ülkede kalıcı barışın sağlanması için yapılan mücadele kadar emek mücadelesi için de çaba harcanmalıdır. Akil insanlar komisyonunun AKP tarafından oluşturulması ne kadar olumsuz da olsa önemli bir adımdır. Gündemde bu konu konuşulurken 657 sayılı Yasa’da yapılmak istenen değişiklikler (İş güvencemizin yok edilmesi, esnek çalışma, performansa göre ücret sistemi, rotasyon vb.) tartışılmaktadır. Eğitimin piyasalaştırılması, sağlığın paralı hale getirilmesinin ardından şimdi de Devlet Demiryollarının, PTT’nin özelleştirilmesi tasarısı TBMM Komisyonlarında ele alınırken, Demiryolundaki emekçiler 31 Mart-3 Nisan arasında 6 koldan yürüyerek mecliste tasarının tamamen çekilmesini talep ettiler. Eğer geri çekilmezse demiryolu emekçileri 16 Nisanda üretimden gelen güçlerini kullanarak grev yapacaklar. Yine sağlık emekçileri iş kolundaki talepleriyle ilgili 17 Nisanda grev yapacaklar.
İş güvenliğimizin ortadan kaldırılması ile ilgili, Türkiye’nin dört bir tarafında paneller düzenlenmekte, kamu emekçileri bilgilendirilmektedir. Kamusal alanda taşeron sistemi yaygınlaştırılmakta AKP iktidara geldiğinde 2002 yılında taşeron işçi sayısı 150 bin civarında iken şimdi bu sayı 1.5 milyonu geçmiş durumdadır. Emekçiler bu duruma acilen müdahale etmek zorundadır. Taşeron sisteminin kaldırılması için mücadele etmek zorundadır. Bu konuda sendikalara önemli görevler düşmektedir. Konfederasyonumuz KESK de artık iş kollarında yaşanan özelleştirme uygulamalarına, iş güvenliğimizin ortadan kaldırılmasıyla ilgili olarak yasa tasarısı TBMM’ye gelmeden önce kamu emekçilerinin sesine kulak vererek grev kararı almalıdır.
İşçi sendikalarından Hava-İş, işverenle uyuşmazlık noktasında grev aşamasındadır. Öncelikle talepleri işten atılan 305 THY işçisinin işe iade edilmesidir. Tek Gıda İş de Çay işletmelerindeki işverenlerle anlaşamamaları üzerine grev kararı almıştır. Metal iş kolunda da anlaşma sağlanamamıştır.
Öyleyse artık Genel Grev şartları olgunlaşmıştır. İşçi ve memur sendikalarının bu gidişata dur diyebilmek için genel grev örgütlemeleri gerekmektedir.
*Büro Emekçisi - İZMİR