Almanak 2024 | Soykırım gölgesinde geçen seçim yılı: Biden’ın yaptıkları Trump’ın yapacaklarının teminatı
ABD’de seçim yılı soykırım gölgesinde geçti. ABD’de Trump yeniden başkan oldu. Biden iktidarı Trump’ın ilk döneminin devamıydı, gelecek Trump iktidarı da Biden’ın devamı olacak.
Fotoğraflar: AA, Tasarım: Evrensel
Aras COŞKUNTUNCEL
ABD’de eylemler ve çalkantılı bir seçim süreciyle geçen son bir yılın ve Biden iktidarının mirası Gazze soykırımı. Dışarıda İsrail eliyle yürütülen bu şiddet kampanyası, içeriye de -başta öğrencilere polis ve siyonist çetelerin şiddeti olmak üzere- birçok alanda hak ve özgürlüklere saldırı olarak döndü. Tüm bu süreçlerde mevcut yönetim yaptıkları ve yapmadıklarıyla Trump’a da çok geniş bir alan açmış oldu. ABD’nin son bir yılına bu pencereden bakınca önümüzdeki süreçte neler bekleyebileceğimiz de aşağı yukarı ortaya çıkıyor.
‘TOPAL ÖRDEK’ NE YAPTI?
Seçimi kaybeden başkanlar kasım ayından ocak ayına kadar gereksiz uzun bir “topal ördek” sürecine giriyor. Yenilmiş ama hâlâ sahada dolanan bir başkanlık, kazanmış ama hâlâ saha kenarındaki yeni başkan karşısında sakat bir başkanlık haline geliyor. Bu “topal ördek” başkanlar ıskartaya çıkmakta oldukları bu dönemde yaptıklarıyla, özellikle örneğin kimler için af çıkardıkları üzerinden, nasıl hatırlanmak istediklerini gösterirler. Biden ise zaten adaylıktan el çektirildiği temmuz ayından beri topal ördek ve çıkardığı aflardan başka kimsenin hatırladığı da pek yok. Peki Biden kimleri affetti, kimleri affetmedi? Yoksul çocuk ve gençleri rüşvet karşılığı haksız yere kâr amaçlı hapishanelere yollayan sahtekar bir yargıç, tarihin en büyük belediye vurgunlarından birini yapmış olan bir dolandırıcı ve defalarca af çıkarmayacağının sözünü verip sonra da görülmemiş genişlikte bir af çıkardığı kendi oğlu... Bu arada Mumia Abu-Jamal hâlâ hapiste, Leonard Peltier hâlâ hapiste, Marcellus Williams ise savcının bile adil yargılanmadığını kabul etmesine ve Biden’a af çıkarması çağrıları dahil tüm çabalara rağmen idam edildi. Yine seçimlerden hemen sonra Biden ve Demokrat Partinin desteği ile başkana kâr amacı gütmeyen herhangi bir organizasyonu teröre destek veriyor bahanesiyle fiilen yok etme yetkisi verildi. Trump, Biden’ın açtığı bu yollardan memnuniyetle gider.
SEÇİM SÜRECİ
Soykırıma ve İsrail’e koşulsuz desteğe karşı çıkan kendi seçmenlerini ve şehir meydanlarında yürüyen on binleri yok sayan Demokratlar, daha sene başından seçimleri kaybedeceklerinin sinyallerini vermeye başlamıştı. İsrail politikaları ve seçmenin günlük hayatında hissettiği ekonomik sorunlar üzerine, Biden’ın yürümekte zorlandığı ya da nerede olduğunu unuttuğu anlar da giderek artmaya başlayınca seçmenler nezdinde popülaritesi oldukça düştü. Demokrat Parti ön seçimlerinde Biden’a karşı ciddi bir alternatif de çıkmayınca tepki oylarının bir kısmı “çekimser” oy seçeneği üzerinden örgütlendi. Aynı dönemlerde örneğin Birleşik Gıda ve Ticaret İşçileri Sendikası da ön seçimlerde çekimser oy kullanacağını açıkladı. Michigan eyaleti ön seçimlerinde “çekimser” seçeneği 101 bin’i geçerek Biden’dan sonraki en yüksek tercih oldu. Trump 2016’da Michigan’ı 10 bin oy farkla kazanmıştı, kendisini Biden’dan ayrıştıramayan ve seçmene bir alternatif sunamayan Kamala Harris ise 80 binin üzerinde farkla kaybetti.
İsrail, ABD yardım ve bombalarıyla sivilleri katlederken ön seçimler devam etti, protestolar kampüslere yayıldı. Eylemciler öğrenci, öğretmen fark etmeden fişlenir ya da okullarından atılırken ve iki partide de göçmenlere yönelik şiddet, ırkçı söylemler ve yasal girişimler artarken Kongre TikTok yasağı çıkarmakla meşguldü.
Temmuz ayına geldiğimizde Trump bir suikast girişiminden sağ kurtuldu, Biden da “Beni ancak yüce Tanrı bu yarıştan çekilmeye ikna edebilir” dedikten bir hafta sonra milyarderler desteğini çekince ikna oldu ve yarıştan çekildi. Zaten ön seçimlere ciddi bir adayın girmesini engellemek için her şeyi yapmış olan Demokrat Parti elitleri bu kez de seçimlerden önceki Kongrede Kamala Harris’in karşısına muhalefet çıkmasın diye uğraştı. Harris de Kongre sonrası ilk konuşmasından itibaren militarist, emperyalist, göçmen karşıtı, çevre düşmanı ve İsrail yanlısı, yani Trumpçı bir pozisyon tutturunca kendi seçmenleri sandığa gitmedi, hedeflediği Cumhuriyetçi Parti seçmenleri de “E burada yapılmışı var” deyip Trump’la kaldı. Demokrat Partinin seçim platformunu bu kadar gerici pozisyonlar üzerinden kurması Trump ve temsil ettiği gericilik için geniş alanlar açtı, açacak, Trump da militarist, emperyalist, göçmen karşıtı, çevre düşmanı ve İsrail yanlısı politikaları daha şiddetli devam ettirecek. Biden iktidarı Trump’ın ilk döneminin devamıydı, gelecek Trump iktidarı da Biden’ın devamı olacak.
Örneğin Trump’ın zenginlere daha çok vergi indirimi getiren gerici vergi düzenlemelerine dokunmayan Biden sadece emekçi düşmanı benzer düzenlemeler için değil, örneğin posta hizmetlerinin özelleştirilmesi gibi üstüne koyan adımlar için de ortam yaratmış oldu. Ya da Gazze’de soykırıma devam eden ve İsrail’in Lübnan, İran ve Suriye’ye yönelik işgal ve saldırılarını destekleyen, Obama’dan beri devam eden cihatçı çeteler aracılığı ile Suriye’deki rejim değişikliği çalışmalarını iştahla kutlayan mevcut yönetim Trump’a İran’a karşı girişeceği müdahalelerde daha geniş bir alan açıyor.
TRUMP-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ
Seçimler sonrası ne olur sorusu, Türkiye’de tabii ki Türkiye-ABD ilişkileri açısından çınlıyor. Çok kısa Trump döneminde bu açıdan ne bekleyebiliriz değineceğim. Trump ırkçı bir emperyalist. Yani Trump, Ortadoğu’dan birine “zeki” diyorsa örneğin, NATO ya da ABD’nin verdiği görevi yerine getirebilmesine şaşırdığından ya da bu kez “aptallık etme”diğini kanıtladığını düşündüğündendir. Bu “zeki” sözünden koltukları kabaranlar “aptallık etme”diklerini sürekli kanıtlama çabasına girip bütün bölgeyi ABD ve İsrail’in çıkarına yakmaya devam edecekler.