29 Aralık 2024 07:18

Almanak 2024 | Sağlıkta 2024: Karadelik ve çeteler

Yeni bakan koltuğa oturduktan 3-4 ay sonra Yenidoğan Çetesi skandalı patladı. Sağlıkta dönüşüm programının nasıl bir çürümeye yol açtığı görüldü. Bu “çete” olayı sağlıktaki çürümenin ayıracı oldu.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Doç. Dr. Cavit Işık YAVUZ

Bir yıl genellikle getirdikleri ve götürdükleriyle anılır. İz bırakanlar daha çok hatırlanır, en azından kısa bir süre sonrasına kadar. 2024 yılı da böyleydi. 2023'ün yükleriyle başladı, yeni yüklerle doldu, şimdi de gidiyor. Sağlık açısından bir yıl muhasebesi yapabilmek için sağlıktan ne anladığımıza bakmak gerekir. Bu değerlendirme sağlıktan hastaneyi ve hastaneciliği anlıyorsanız başka, barınmayı, beslenmeyi, barışı, stabil bir ekosistemi, eğitimi, geliri, sosyal adaleti anlıyorsanız başka olur.

Ne toplum sağlığının ne çevrenin ne de iyilik halinin iyiye gittiğini söyleyemeyiz 2024'te. Dünya da Türkiye de daha zor bir yıl geçirdi. Dünyada savaşlar, yıkımlar, afetler, göçler, ekonomik çalkantılar, sosyal sorunlar sürdü, eşitsizlik derinleşti. Türkiye’de ekonomik darboğaz daha çok hissedildi, 2023 depremlerinin yarattığı yıkım, ekonomik, sosyal ve sağlık tahribatı 2024’e taşındı, geçinmek, hayatta kalabilmek daha da zorlaştı. 2024 yılı başladığında gıda enflasyonu yüzde 70’lerde ve OECD ortalamasının 10 katından fazlaydı, sağlığın en temel koşullarından yeterli ve dengeli beslenme, gelir, barınma sorunları derinleşerek sürdü.

RANDEVU SORUNU, BAKAN DEĞİŞİMİ

2024 yılının sağlık alanındaki önemli olaylarından biri Sağlık Bakanının değişimiydi. Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi'nin ilk sağlık bakanı olan Fahrettin Koca ikinci döneminin başında hem de oldukça erkence koltuğunu devretti. Koca, Bakanlık devir teslim töreninde Şehir Hastanelerine dair önemli veriler paylaşarak gitti. Şöyle dedi konuşmasında: “Şehir hastanelerimizin 18'i kamu özel iş birliği ile yapılırken, son 6 yılda ihalesi yapılanların tamamını genel bütçe kaynakları ile yaptık. Kamu-özel iş birliğinde yapılan 18 şehir hastanemizin, 25 yıllık maksimum fiktif nominal bedeli 322 milyar avroydu. 322 milyar avro olan bu bedeli en çok 27.5 milyar avro ile sınırlandırdık ve böylece şehir hastanelerinin bütçeye yük olmasını önledik.” Bakan Koca aynı konuşmada “Beyaz reformun sonuçlarıyla, sağlıkta şiddet sorununu, önemli oranda çözdük” dese de bir yandan randevu sorunu sürdü, sağlıkta şiddet olayları hız kesmedi.

2024’ün sağlık alanında en çok kullanılan sözcüklerinden biri “randevu” oldu. Hastane ve tedavi merkezli sağlık sisteminde hastanelerde ya randevu bulunamaz hale geldi ya da özellikle tetkiklerde aylar sonrasına randevu bulunabildi. Sorunun çözümü için Sağlık Bakanlığı seferber oldu. Onaylı randevu sistemi, randevu alıp gelmeyenlere yaptırımlar getirildi. Dönemin Bakanı Koca çözüm olarak hekim sayısını arttırmaya çalıştıklarını belirtti ve şöyle dedi: “Çözüm olarak; uzman ve yan dal uzmanı hekim sayımızı, ihtiyacı karşılayacak düzeye çıkaracak çalışmaları tamamladık. Yakın dönemde, uzman ve yan dal uzmanı hekim sayısında önceki dönemlerle kıyaslanmayacak artışlar olacak. Randevu sorunu ve kapasite yetersizliğinde ikinci etken, mevcut kapasitenin yeterince verimli kullanılamamasıdır. Bu ikinci etkene, hastanelerimizin kapasite kullanımı ile, randevu alıp randevusuna gelmeyenlerin sebep olduğu atıl kapasite yol açıyor.” Randevu sorununu hekim sayısıyla özdeşleştiren bir çözümdü bu. Nitekim yeni sağlık bakanı bu bakışı perçinledi; hekime müracaat sayılarına değindi ve Türkiye’nin kişi başına hekim başvurusunun 11.4 olduğunu belirterek övündü. Öyle ya bu rakam Avrupa Birliğinde 6.7, OECD genelinde 6.4 idi. Ama bakan ötesine değinmedi, Türkiye’de kanser tarama oranlarına da Türkiye’nin milli gelirden sağlığa ayırdığı payda OECD ülkeleri arasında son sıralarda geldiğine de hiç değinmedi.

SAĞLIKTA ÇÜRÜME

Eski Bakan Koca koltuğunu yeni sağlık bakanına devretti. Bu kez bir sağlık müdürünün bakan olarak atandığını gördük. Böylece yeni bakan eski müdür koltuğuna oturdu, heyecanlı başlayan süreci çalkantılı sürüyor. Bakan olduktan çok değil 3-4 ay sonra Yenidoğan Çetesi skandalı patladı, sağlıktaki çürümenin resmini gösteren bu çete, sağlık bakanının müdür olduğu dönemde yaşananlarla gündeme geldi.

2024 yılının sağlık alanında da diğer gündem başlıklarında da Yenidoğan Çetesi’yle anılacağı aşikar. İddianamede yer alan telefon görüşme kayıtları toplumun belleğine kazındı. Bir yönüyle toplumsal bir travmaya neden oldu. Kamu sağlık kurumlarını piyasa işleyişine uygun hale getiren, onları işletmeleştiren, özel sektörü teşvik eden ve kamu kaynaklarını özel sektöre transfer mekanizmaları ile yerleştiren sağlıkta dönüşüm programının nasıl bir çürümeye yol açtığı görüldü.  Bu “çete” olayı sağlık açısından bir turnusol kağıdı yani bir ayıraç, sağlıktaki çürümenin ayıracı oldu.

GREV DALGASI

2024'te sağlık alanında çeşitli düzenlemeler yapıldı, bu düzenlemelerden belki de en kritik olanı Aile Hekimliği sistemine yapılan düzenlemelerdi. Bu düzenlemelerde Sağlık Bakanlığı, aile hekimlerinde özellikle ücretlendirmeyi bir denetim metodu olarak kullanmak yönünde bir eğilim gösterdi ve 2007'de kaldırdığı ve 2007 yılından bu yana da getiremediği sevk sistemini aile hekimlerine finansal yaptırımlar getirerek oluşturmaya çalıştı. Sağlık alanında belki de ilk kez bir yönetmelikte hesaplama formülleri gördük, bu formüller özellikle bakılan hasta sayısına, aile hekimlerinin kayıtlı kişi listesinde bireylerin hastaneye gitme oranlarına bakarak onların ödemelerini kontrol etme esasına dayalıydı. Aslında işletmeci bir mantıkla sağlığa yaklaşıldığının, yapısal düzenlemeler oluşturmadan sevk sisteminin gelmesinin mümkün olmaması nedeniyle Sağlık Bakanlığının aile hekimlerine tam saha pres yaparak hastanelerin yükünü azaltmaya çalışmasının bir yansımasını gördük. Bu yansıma çabaları aile hekimlerinde bir grev dalgasıyla karşılık buldu. Aile hekimleri peş peşe greve gittiler hem de uzun bir süreyi kapsar biçimde. Bakan yardımcısının bu grev dalgasına karşı “Eksikliklerini hissetmedik, ne yapıyor aile hekimleri?​” demesi yönetim anlayışını gösteriyordu.

2024’te yine tartışılan bir diğer başlık acil servislerdi. CHP Milletvekili Doktor Kayıhan Pala'nın soru önergesine verilen yanıtla acil servis başvurusunun yıllık 135 milyon olduğu ortaya çıktı. Gaziantep'te bu karmaşada göğüs ağrısıyla acile gelen ve bekleme salonunda muayene sırası bekleyen bir vatandaşın beklerken göğsünü tutarak fenalaşması ve yaşamını yitirmesi 2024'ün sağlık alanında unutulmaması gereken karelerinden biriydi. Polikliniğe dönen acil servislerde gerçek acil müdahale gereksinimi olan hastaların hayatını kaybettiğini gördük 2024’te.

Yeni bir yıl kapıda bekliyor ve kapının aralığından sağlıkta kamucu, piyasanın karadelik ve çetelerine izin vermeyecek bir sağlık hakkı mücadelesi görünüyor. Hep birlikte; çünkü birimizin sağlığı, hepimizin sağlığı.

*Halk Sağlığı Uzmanı ve Çevre Sağlığı Yandal Uzmanı

ÖNCEKİ HABER

Almanak 2024 | Gençlerin kazanımları çorap söküğü gibi gelebilir

SONRAKİ HABER

Almanak 2024 | Okulda imam, fabrikada öğrenci modeli

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa