29 Aralık 2024 07:20

Almanak 2024 | Sağır hukuk, bozuk terazi!

Maden, enerji ve inşaat projeleri söz konusu olduğunda esamesi okunmayan hukuk-adalet iyice işlemez oluyor. Halkın yaşam alanlarını koruyabilmek için kendi göbeğini kesmesinden başka çare kalmıyor.

Fotoğraf:Kaz Dağları Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği

Paylaş

Özer AKDEMİR

Kaz Dağı’nda Cengiz Holding 50 günde 1 milyon ağacı keserek bakır-altın madeni için önündeki en önemli engellerden birisini aşmış görünüyor. Çanakkale 1. İdare Mahkemesi geçtiğimiz yıllarda projenin ÇED olumlu kararını iptal etmişti. Daha bu karar açıklanmadan 2009/7 Genelgesi kapsamında başvuran şirkete yeni ÇED verildi. Bu ÇED’e de dava açtı çevre örgütleri ve yurttaşlar ama aynı mahkeme bu sefer ikiye karşı bir oyla aynı projenin yeni ÇED olumlu karanının hukuka uygun olduğuna hükmetti! Karar Danıştayda temyiz edildi ancak şirket bu sırada orman katliamına başlamıştı. Danıştay, bir an önce yürütmeyi durdurma talepli temyiz başvurusunu görüşülmesi gerektiği, aksi takdirde ormanın yok olacağına yönelik çağrılarına sağır kaldı. Sanki Cengiz Holdingin Truva Bakır Şirketi’nin işini bitirmesini bekledi! Bir avuç yöre köylüsü ve yaşam alanı savunucusunun çabalarına rağmen şirket 50 günde 1 milyon ağacı keserek çalışmalarına devam etti.

Koza Altın işletmesinin yıllardır Bergama’da bulunan siyanürle ayrıştırma üssüne altınlı cevher taşımak için 2013 yılında açtığı Çukuralan Altın Madeni de bu süre boyunca 3 kez kapasite arttırdı. Şirketin 3. kapasite artışı ÇED’i açılan dava sonrası mahkemece iptal edilmiş olmasına rağmen maden faaliyetine devam etti. Şirket, 2011 yılında verilen ve süresi dolan ÇED raporuna dayanarak çalışmasını sürdürdü, yetkililer de ‘hakkınız’ dedi. Yöre halkının, hukukçuların bu hukuksuzluktur çığlıkları duvara karşı söylenmiş gibi bir işe yaramadı. Hukuk yine sağır kaldı!

Bu yılın şubat ayında, 9 işçinin zehirli pasa yığını altında kalmasına neden olan göçükten sonra kapatılan Erzincan İliç’te Kanadalı-ABD menşeli şirkete ait altın madenini tekrar çalıştırabilmek için zemin yoklamaya devam ediyor. Bilimsel raporlar yığılan pasaların 257 metre gibi ‘rekor’ bir yüksekliğe ulaştığını ve dünyadaki hiçbir madencilik faaliyetinde bu kadar yüksek bir pasa tepesinin görülmediği belirtilerek her an yeni bir göçmenin olabileceği uyarısında bulunurken şirketin işletmeyi tekrar faaliyete açabilmek için nabız yoklaması endişeleri arttırıyor.

Yüz ölçümünün yüzde 93’ü madenler için ruhsatlanmış olan Gümüşhane’de yeni maden işletmeleri, kuralsız bir şekilde emek doğa sömürüsünü devam ettiriyor. Gümüşhane’yi yüz ölçümünün yüzde 92’si madenlere ruhsatlandırılan Kütahya, yüzde 85’le Giresun ve yüzde 80 ile takip eden Uşak’ta da durum farklı değil. Eskişehir, Kaz Dağı’nın batısında Lapseki, kuzey batısında Balıkesir taraflarında TÜMAD’ın altın madenleri, Kayseri Develi, İzmir Efemçukuru, Artvin Cerattepe’de ve ülkenin 22 farklı yerinde altın madenciliği doğayı geri dönüşü olanaksız biçimde yok ediyor. Buralardan yükselen itirazlar, çığlıklar, hukuk arayışları halkın taleplerine sağır mahkeme koridorlarında kaybolup gidiyor!

Muğla Milas İkizköy yakınındaki Akbelen Ormanı ise köylülerin kahramanca direnişi ile 5 yıllık bir süre boyunca korunsa da devletin zoru burada da şirketlerin imdadına yetişerek yok edildi. Ormanın altındaki kömür yatağına yıllar sonra ulaşan termikçi şirket şimdi çevresindeki zeytinliklere ve diğer köylere gözünü dikmiş durumda.

Aynı bölgede, Muğla Menteşe’de ormanların tam ortasında yapılan çimento fabrikası yöre halkının kararlı mücadelesi sonrası ruhsatları iptal edilerek durduruldu. Tesislerinin önemli bir kısmının yapımını tamamlayan, bu sırada binlerce ağacı katleden şirket, yeni ÇED ve ruhsat için hem bakanlığı hem yerel yönetimlerin kapısını çalmaya, bu arada satın aldığı yerel gazete-internet siteleri ile direnenleri karalayan haberler yaptırmaya devam ediyor.

Marmaris Kızılbük Koyu’nda, milli park sınırları içerisinde yapılan devre mülk-otel inşaatının ruhsatları mahkeme tarafından iptal edilmesine rağmen şirketin çalışmalarını sürdürdüğü, hatta eski belediye başkanının seçimden önce giderayak proje için yeni ruhsatlar verdiği ortaya çıktı.

Ülkemizdeki maden, enerji ve inşaat projeleri söz konusu olduğunda zaten neredeyse her alanda esamesi okunmayan hukuk-adalet iyice işlemez oluyor. Yukarıda verdiğimiz birkaç örnek buz dağının sadece ucu. Hukuk sermayeye işlemiyor, mahkeme kararları şirketlere teğet geçiyor.

Halkın hukuk arayışı ve doğanın çığlıkları duymazdan geliniyor. Hukuk sağır adaletin kefesi hep şirketlerden yana!..

Geriye, halkın yaşam alanlarını koruyabilmek için kendi göbeğini kesmesi, gücü yettiği oranda direnmesinden başkaca da çare kalmıyor. Topyekûn saldırının topyekûn püskürtülmesinin yolu ise hem ekoloji hem emek hem demokrasi mücadelelerinin güçlerini birleştirmesinden ve sermayenin gelmiş geçmiş bu en rafine iktidarını alaşağı etmesinden geçiyor.

NE OLDU?

  • 2024’te maden ocaklarında en az 73 işçi hayatını kaybetti.
  • Zonguldak’ta kaçak maden ocağında çalışan göçmen işçi Nourtani’nin cesedi ormanda benzin dökülerek yakıldı.
  • Artvin Cankurtaran’da ormanlık alan yap-işlet-devret modeli ile ihaleye açıldı. Ağaç kesimini engellemek için bölgede toplanan köylülere ateş açıldı ve Reşit Kibar ölürken, 2 kişi de yaralandı.
  • Bu yıl 49 çevre direnişi kayıtlara geçti. Muğlalılar İkizköy, Menteşe, Yatağan ve Fethiye’de sömürü madenciliğine karşı direndiler. Bu yıl doğası için en çok direnen il Muğla oldu.
ÖNCEKİ HABER

Almanak 2024 | İşçiler ‘Grev, eylem, direniş’ dedi

SONRAKİ HABER

Almanak 2024 | Vergi yüzsüzlerinin yılı: Kimi altıpatlarla soyar seni, kimi kalemle

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa