Hatay'da beton tesisi ve taş ocağı projelerine yürütme durdurma kararı
Mahkeme, Hatay'da bir taş ocağı ile hazır beton üretim santrali tesisi kapasite artışı projesi hakkında yürütmeyi durdurma kararı verdi.
Fotoğraf: Evrensel
Dilek OMAKLILAR
Hatay
Hatay'da 6 Şubat depremlerinin ardından her alanı santral ve taş ocağı ile doldurmaya çalışan şirketlerin talanına karşı çevre mücadelesi sürüyor. Depremin üzerinden yaklaşık 2 yıl geçmesine rağmen birçok sorunla karşı karşıya kalan halk tarımından, su kaynaklarına değin birçok varlıkların kaybına neden olacak taş ocağı ve beton tesislerinin kapasite artırma projelerine karşı mücadelesini de sürdürüyor.
Antakya Çevre Koruma Derneği ile avukatların açtığı davalar hukuki mücadele örneklerinden sadece bir kaç tanesi. Son olarak geçtiğimiz günlerde bir taş ocağı ve bir de hazır beton tesisi projesine yürütmeyi durdurma kararı verildi.
Antakya’nın Döver Mahallesi sınırları içerisindeki ve Bozlu Mahallesi’ni olumsuz etkileyen taş ocağına karşı açılan davada Hatay 3. İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı verdi.
Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Gerekli Değildir, kararının hukuka aykırı olduğuna ve projenin su kaynaklarını tehdit ettiğine dikkat çekilen yürütmeyi durdurma kararının gerekçelerinde ise ekosistemin parçalanması, flora ve fauna üzerinde olumsuz etkiler, iklim değişikliğine bağlı felaketlerin artışı ve zeytinliklere yakınlık, proje alanında köy merası ve dini kutsal alanların bulunması yer aldı.
SAMANDAĞ’DAKİ PROJEYE DE “DUR” DENİLDİ
Yine Samandağ Atatürk Mahallesi’nde, Gürkal İnşaat Şirketi tarafından yapılması planlanan "Hazır Beton Üretim santrali tesisi kapasite artışı” projesi için Hatay Valiliği tarafından verilen ÇED gerekli değildir kararına yürütmeyi durdurma kararı çıktı. Hatay 3. İdare Mahkemesinin verdiği yürütmeyi durdurma kararındaki şu ifadeler yer aldı:
“Beton üretim santralinin konumunun şehrin tam ortasında bulunması dolayısıyla bölge halkını, yakınında bulunan Asi Nehrinin flora ve faunasını, ayrıca bölgeye çok yakın bir konumda bulunan eğitim kurumunu ciddi ölçüde etkilediğinin tespit edildiği, tarım alanlarını olumsuz yönde etkilemesi ve tarımsal üretimin azalmasına neden olması olasılığının mevcut olduğu, kapasitenin 4 katına çıkarılmasını karşılayacak altyapı, iş makinaları güzergahı ve çevresel koşulların yeterli olmadığı sonuç olarak dava konusu projenin yüzey ve yeraltı sularına, çevreye, yerleşim yerlerine, tarım ve orman alanlarına, insan sağlığına olumsuz etkilerinin bulunduğu anlaşıldığından, dava konusu ÇED Gerekli Değildir kararında hukuka, mevzuata ve kamu yararına uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.”
“SAĞLIKLI BİR ÇEVREDE YAŞAMA HAKKI MÜCADELEMİZ SÜRECEK”
Antakya Çevre Derneği Koruma Derneği Başkanı Nilgün Karasu kararların emsal olması dileğini paylaşarak, "Çevre katliamlarına karşı yürüttüğümüz süreçlerde hiçbir desteğini esirgemeyen başta derneğimiz Avukatı Ecevit Alkan’a ve Av Fevzi Özlüer’e çok teşekkür ediyoruz. Her zaman olduğu gibi çevre katliamlarına karşı her türlü mücadelemiz var olacaktır. Yitirilen çevre değil, geleceğimizdir. Sağlıklı ve nitelikli çevrede yaşama hakkı mücadelesini sürdürmekte kararlıyız" dedi.