Suriyeliler gitmekle kalmak arasında

Suriyeli mülteciler ülkelerine dönüş umuduyla korku arasındaki bir eşikte. Kurulmuş sosyal bağlar, ekonomik zorluklar, çocuklara dair eğitim kaygıları kalıcı bir geri dönüş kararını zorlaştırıyor.

02 Ocak 2025 06:35
Son Güncellenme Tarihi: 05 Ocak 2025 16:14
Paylaş

Volkan PEKAL
Hatay

Hatay’ın Suriye sınırındaki Reyhanlı’da ilçe nüfusunun yaklaşık yüzde 70’ini Suriyeli mülteciler oluşturuyor. Bu yoğunluktan rahatsız olanların ve yaşadıkları sorunların mültecilerin dönüşü ile çözüleceğine inananların, Suriyelilerin ülkelerine döneceklerine dair inancı rejimin düşmesinden sadece birkaç hafta sonra yerini “Geri dönmeyecekler” kaygısına bırakmış durumda. Dönüş ümitlerini diri tutmak isteyen Suriyeli mülteciler ise henüz Suriye’deki gelişmeleri izlemeyi tercih ediyor.

"ALTYAPI, EĞİTİM, İŞ YOKSA ZOR"

Reyhanlı’nın İdlib sınırına yakın bir köyünde yaşayan 45 yaşındaki Suriyeli Ali, hayatını belirsizliğin içinde sürdürmeye çalışıyor. Tarım işçiliği dahil günübirlik işlerle geçimini sağlamaya çalışan Ali, Suriye’ye dönüş konusunda daha karar verememiş. 8 yıldır göremediği yakınlarının özlemini yaşıyor. Bugünden Türkiye’ye dönmemek üzere Suriye’ye gitmek onun için vermesi zor bir karar. Türkiye’ye gelmeden önce Suriye’de tarımla uğraştıklarını ifade eden Ali, zeytin ağaçlarının Beşar Esad’ın adamları tarafından kesildiğini ifade ederek geri dönmelerinin ekonomik anlamda gerçekçi olmadığını vurguluyor.

Savaş nedeniyle Hama’dan Hatay’a geldiklerini söyleyen Ali, “8 kişiyiz. Suriye’de sorunumuz yıkım. Hizmet, okul ve sağlık yok. Hiçbir hizmet yok. Altyapı, eğitim gibi şeyler eksik. Bunlar olmadan dönmemiz çok zor. Çocuklarım da Türkiye’de yetiştiler. 1’den 9. sınıfa kadar üç çocuk okula gidiyor. Suriye’ye gitmek istemiyorlar. ‘Orada hiç çevrem yok, tüm arkadaşlarım burada’ diyorlar” diyor.

Suriye’ye dönen yakınlarının anlattıklarını da aktaran Ali “Geçen gün bizimkilerden birkaç kişi gitti. Her taraf bomba doluymuş. Çalı çırpı arasında ordunun bıraktığı bombalar var. İnsanlar geçerken patlıyor. Üç akrabam öldü” diyerek geri dönme konusunda zamana ihtiyaçları olduğunu söylüyor.

"DİN AYRIMI OLMASIN"

Suriye’nin geleceğine dair de konuşan Ali, bu süreçte Suriyelilerin birçoğunun da hemfikir olduğu beklentileri sıralıyor: “Alevi, Sünni, Hristiyan ayrımı olmasın. Umarım hep birlikte oluruz. Eski durumlar gibi olmasın, biz başımıza gelenleri biliyoruz. 4 yılda bir başkan değişsin; yani demokratik bir ülke olsun.”

"ŞİMDİLİK DÖNMEYİ DÜŞÜNMÜYORUZ"

Türkiye-Suriye sınırında, sınırın farklı taraflarında yer alan birçok köy akraba. Bayram 11 yıl önce savaşın başlamasıyla Türkiye’deki akrabalarının yanına gelen bir Suriyeli mülteci. Savaşın başlamasıyla hırsızlık ve insan kaçırma olaylarının yaşandığını ifade eden Bayram çocukları ve kendileri için korkup akrabalarının yanına geldiklerini belirtiyor. Suriye’ye dönmeyi düşünse de karar vermekte zorlanıyor. Suriye’deki tarlasını şu an köydeki kardeşi ekip biçiyor. Savaş öncesindeki düzene dönmenin mümkün olup olmadığından emin değil. Bayram, “Durumlar net değil, dönmeyi düşünmüyoruz. Orada tarlam var, artezyen kuyum var. Ama artık orada yaşamak zor. Tarlayı kardeşim işletiyor, gelirini kendisi alıyor.”

Dönüş konusunu ailesiyle konuşan Bayram, çocukların dönmeye direndiğini söylüyor: “Küçük çocuklar, ‘Biz dönmek istemiyoruz’ dediler. Büyük oğlum, tarlayı kullanmak istiyor, ‘Ekip biçelim’ diyor. ‘Acele etme, duruma bakalım’ dedim. ‘Tamam baba’ dedi. Çocuklardan biri, ‘Ben burada yaşıyorum, arkadaşlarım burada. Gitmek istemiyorum’ dedi. İnşallah geçici olarak gitmeye izin çıkar da eşim ve çocuklarımla gidip duruma bakarız.”

"ÖNCE KARDEŞİM, SONRA BİZ…"

Cemil ile Cilvegözü Sınır Kapısı’nda kardeşini uğurlarken karşılaşıyoruz. Kardeşine sarıldıktan sonra onu işlemlerin yapılacağı alana uğurluyor. Esad rejiminin düşüşünden iki hafta sonra sınır kapısındaki yoğunluk düşmüş durumda. Konuştuğumuz Suriyeliler yaz aylarında yeniden bir hareketlilik olacağını düşünüyor. Cemil ve ailesi de acele etmiyor. 2011 yılında Halep’ten Türkiye’ye gelen Cemil’in ailesinin Halep’te bir evi kalmamış. Burada çalışarak elde ettikleri birikimi kardeşi ile birlikte gönderiyor. Kardeşi Halep’te bir ev aldıktan sonra geniş ailenin diğer üyeleri de Halep’e dönecek.

Bugün 20’li yaşlarda olan Cemil, daha çocuk yaştayken Türkiye’ye gelişlerini hatırlıyor. Evlerine bomba isabet ettikten sonra şans eseri ölen olmamış. Yine de Türkiye’ye geçmeye karar vermişler. Yola çıktıkları günler 2011 genel seçimlerinin gerçekleştiği 14 Ağustos tarihi öncesine denk geliyor.

Cemil, geliş nedenlerini ve sınırda beklerken yaşadıklarını şu şekilde ifade ediyor:“Biz ne ondanız ne bundan. Buraya kim vurduya gitmemek için geldik. Ne kardeşlerim ne ailem ne de akrabalarım ölsün istedik. Seçim zamanı sınırdaydık. ‘Erdoğan kazanırsa sizi alacağız, yoksa herkes evine dönecek’ dediler. Erdoğan kazandı, sabah otobüslerle bizi kamplara götürdüler. İlk Altınözü’nde, Bohşin Kampı’na yerleştik.”

"SEVİNÇLE HÜZÜN ARASINDAYIM"

Cemil, 11 yıl sonra aynı sınır kapısının öbür tarafında. Esad’ın düşüşü sonrası Suriye’de siyasal baskının azaldığını ve ekonominin biraz düzeldiğini düşünerek dönüş yolunun göründüğünü anlatan Cemil, “Evimiz bombardımanda yıkıldı. Şimdi kardeşim ev satın almaya gitti. Güvenlik sağlanırsa hepimiz döneceğiz” diyor.

Duygularını “sevinçle hüzün arasında” diye tanımlayan Cemil “Hüzünlüyüm çünkü kardeşim Suriye’ye geçti, dönmeyecek. Ama aynı zamanda sevinçliyim çünkü kendi memleketimize dönme umudu doğdu. Durumumuzu netleştirdikten sonra dönüşümüz ocak, şubatı bulur.”

"ARKADAŞLARIMDAN AYRILDIĞIM İÇİN ÜZGÜNÜM"

14 yaşındaki Layan, sınır kapısına ailesinin diğer üyeleriyle birlikte İstanbul Esenyurt’tan geliyor. Babası Esenyurt’ta emlakçılık yapan Layan “Bir süre babaannemin evinde kalacağız. Daha sonra kendi evimize geçeceğiz. Babamın orada ne iş yapacağını henüz bilmiyorum” diyor.

Aile, Türkiye’deki hayatlarına dair ne varsa alabildikleri her şeyi yanlarında götürmüş. Duman isimli kedileri de aileyle birlikte sınırı geçiyor. Layan “Anneannemler, teyzemler, tüm arkadaşlarım hep İstanbul’da kaldı. Arkadaşlarımı özleyeceğim. Bunun için üzgünüm” diyor.

"SÖZ VERDİM, TEKRAR GELECEĞİM"

10 yaşında Türkiye’ye gelen ve 6 yılını burada geçiren Şadi ise gidiyor olmaktan mutlu değil. Şam’da evlerinin ve akrabalarının olduğunu, babasının iş ayarladığını anlatan Şadi, “Esad gitti, bir tehlike kalmadı. Şimdi Şam’a dönüyoruz” diyor. Vedalaşmalar sırasında duygularını ifade eden Şadi, “Arkadaşlarımı çok özleyeceğim. İleride yine geleceğim, onlara söz verdim” diyerek dönüş yolculuğunu anlatıyor.

ÖNCEKİ HABER

Tabancayla vurulan köpek tedaviye alındı

SONRAKİ HABER

Tanrıkulu'ndan Suriçi eleştirisi: Ucube bir kimliğe dönüştürüldü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa