Bayraklı Belediyesi işçisi: İşimi geri istiyorum
Bayraklı Belediyesinde işten çıkarıldıktan sonra açtığı işe iade davasını kazanan Pınar Özkan, işine geri dönme talebi ile belediye önünde başlattığı direnişini sürdürüyor.
Fotoğraf: Emine Uyar | Evrensel
Emine UYAR
İzmir
İzmir Bayraklı Belediyesinde idari destek personeli olarak çalışırken 5 Eylül 2023 tarihinde iş çıkışında telefonuna gelen WhatsApp mesajı ile kod 4 ile (İşveren tarafından haklı sebep bildirilmeden iş akdinin sonlandırılması) işten çıkarıldığını öğrenen, Pınar Özkan, önce üyesi olduğu Genel-İş 6 No’lu Şube başkanını aradığını anlattı. Özkan, “Hakkımda çok sayıda tutanak bulunduğunu ve savunulacak bir tarafımın kalmadığını söyledi. Bunu dedikten sonra telefonlarımı açmadı” dedi. İş yerine gidip tutanakları görmek istediğini anlatan Özkan, insan kaynakları müdürünün kendisi ile görüşecek bir şeyinin olmadığını söyleyip odasından çıkardığını dile getirdi.
İŞE İADE DAVASINI KAZANDI
Hakkını aramak için dava yoluna başvuran Özkan’ın mahkemesi 24 Eylül 2024 tarihinde lehine sonuçlanmış. Gerekçeli kararda ise gerçekleştirilen feshin geçersiz olduğu ve işe iade edilmesi gerektiği belirtiliyor.
Karara dayanak olarak da Pınar Özkan’ın sendikalı ve toplu iş sözleşmesi (TİS) kapsamında çalıştığı, TİS’in 22. maddesinde bireysel işten çıkarmanın disiplin kurulunca yapılabileceğinin belirtildiği ifade edildi. Özkan’ın işten çıkarılmasında TİS hükümlerine uyulmaması nedeni ile fesih geçersiz sayıldı.
İstinaf mahkemesi de ilk mahkemenin kararına yapılan itirazın yerinde olmadığını belirterek davacının ve davalının istinaf başvurusunu reddetti. Böylece Özkan’ın lehine çıkan yerel mahkemenin kararı kesinleşti.
Özkan kendisine, “İş yerindeki arkadaşlarını, yurttaki öğrencileri rahatsız ediyordu, işe gelmiyordu gibi şeyler söylemişler ama belgelendiremediler. Disiplin kuruluna alamadılar çünkü ellerinde belge yok, tutanak yok, dayanak yok" dedi.
‘DİLEKÇEMİ ZAMANINDA VERDİM’
Pınar Özkan işe iade edilmesi talebi ile dilekçesini 17 Aralık’ta noter kanalı ile gönderdiğini dile getirerek, “İşe iade dilekçesini de tam zamanında vermeme rağmen insanları yanıltıyorlar. Mazbatam 11 Aralık 2024’te çıktı. Bana müdür ‘İşe iade mektubunu zamanında vermemişsin diyorlar’ dedi. Mazbatam önce 6’sında elektronik posta ile geldi. 5 gün süre veriyorlar. ‘11’inde tebligat alıcının hesabına iletilmiştir’ diyor. Süre 11’inde başlıyor. Yasal süre 10 gün. Bana 18 Ocak’a kadar cevap vermeleri gerekiyor” dedi.
‘SORUNLAR İZMİR DEPREMİNDE BAŞLADI’
Özkan iş yerinde yaşadığı sorunların 2020’de gerçekleşen 30 Ekim İzmir depremine dayandığını anlattı. “Depremin olduğu gün müdürüm pozitif çıktı. Ben de temaslı olduğum için karantinaya girdim. Deprem sırasında da merdivenlerden düştüm. O zamanlar bir gün çalışıp bir gün çalışmıyorduk. Çocuğum 2 yaşında idi. Küçük olduğu için kreşe verememiştim. Karantinada olduğum için aile hekimimle sürekli irtibat halinde idim. Aile hekimim bana karantinan bittikten sonra muayeneye gelebilirsin dedi. Özetle pandemide temaslıyım diye karantinaya girdim sonra da merdivenlerden düştüm. 15 gün karantinadan raporum vardı, 10 gün de düştüğüm için 1 ay işe gelemedim. Tek sorun bu” dedi. Bu nedenle sürgüne edildiğini dile getiren Özkan, “Panik atağım olduğunu biliyorlar. Ona rağmen beni nöbetli işe gönderdiler. Sağlığımın, psikolojimin uygun olmadığı işlere göndermeye başladılar. Ne olursa olsun yine de gideceksin dediler” şeklinde anlattı.
‘AİLEMİN EN BÜYÜK DESTEĞİ BENİM’
Sorunların bununla da sınırlı olmadığını ifade eden Özkan, babasının kalp hastası ve yüzde 94 engelli olduğunu, annesinin şeker hastası ve sürekli hastanede yatan biri olduğunu dile getirdi. “Evde sağlam birey benim. Bir kardeşimin oğlu otizmli, eşinden ayrıldı. Bir kardeşim engelli. O da eşinden ayrıldı” dedi.
Bir kardeşinin engelli olduğu için iş bulamadığını, diğerinin de çocuğundan dolayı işe girip çalışamadığını dile getiren Özkan, “Çocuğun bakımı çok zor. Eğitim de artık eskisi gibi değil her şey para. Ben onlara kol kanat geriyordum” dedi.
‘HASARLI EVDE OTURMAK ZORUNDAYIZ’
Altı buçuk yaşındaki kızları ile depremde hasar alan evlerinde oturan Pınar Özkan, “Evimiz hasarlıdan az hasarlıya geçirildi. Sağı solu boş, 10 katlı bina, yürüseniz ev sallanıyor, panik atağımın sebebi o olabilir. Çocuk evde koşsa sallanıyor. Evime gelip de korkmayan yok” dedi.
Pınar Özkan son olarak, “Yarın bir şey olsa, eşimden ayrılsam dımdızlak ortada kalırım. Ailem de engelli. Hiçbir gelirim yok. Ayrılıklarda nafaka da çok fazla verilmiyor. Devlet de kadının yanında olmuyor maalesef. Bunu iki kız kardeşimden dolayı acı bir şekilde yaşadığım için biliyorum. Ben çalışmak, emekliliğimi hak etmek zorundayım. Ben hakkımı arıyorum. Hakkını alana kadar buradayım. Soğuk, yaz kış fark etmeden direniyorum” diye konuştu.