06 Ocak 2025 04:35

Cezasızlığa 'taksir' kılıfı

Uzun yıllardır katliamlarda, facialarda failler olası kast yerinde taksir veya bilinçli taksirle yargılanıyor. Yargılamalar cezasızlıkla sonuçlanırken bunun son örneği İliç Katliamı iddianamesi oldu.

Görsel: Midjourey/Fırat Turgut/Evrensel

Paylaş

Nisa Sude DEMİREL
İstanbul

İş cinayetleri, depremde ihmaller sonucu yaşanan ölümler, polisin vurduğu yurttaşlar, ihmaller sonucu kamu kurumlarında yaşanan cinayetler, kadın cinayetleri... Genelde uzun süreler devam eden ve kamuoyundan kaçırılarak sürdürülen bu yargılamaların ortak yönü ‘Taksirle ölüme/yaralamaya neden olmak’ suçundan hazırlanan iddianameler ve verilen cezalar.

Şimdi ise Erzincan’ın İliç ilçesinde, Anagold Madencilik’e ait altın madeninde 13 Şubat 2024’te meydana gelen ve 9 işçinin hayatını kaybettiği facia ile ilgili iddianame hazırlandı. İddianamede 43 sanığa “Taksirle ölüme neden olma” suçundan 2 ila 15 yıl arasında hapis cezası talep ediliyor. Geçtiğimiz günlerde ise 6 Şubat depremlerinde 72 kişinin yaşamını yitirdiği İsias Otel davasında yargılama sürecinde ortaya çıkan tüm ihmallere rağmen sanıklara bilinçli taksirle ceza verildi.

İhmaller ve alınmayan önlemler belgelense de yargılamaların ‘Olası kastla ölüme/yaralamaya neden olmak’ suçundan sürdürülmesi talepleri çoğu zaman kabul edilmiyor. Failler ödül sayılacak, caydırıcı olmayan cezalar alıyor; kast/taksir ayrımı failleri aklamanın bir aracı haline dönüştürülüyor.

KAST VE TAKSİR ARASINDAKİ FARKLAR

Türk Ceza Kanunu’na (TCK) göre suçun oluşumunda kast veya taksir sınıflandırmalarının yapılması cezada indirime veya artışa neden oluyor. TCK’de kast ve taksir şu şekilde tanımlanıyor:

Kast: Suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesi.Olası kast: Kişinin, suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, gerçekleşmeyeceğini umarak fiili işlemesi.

TCK’ye göre bir suçun olası kast ile işlendiği tespit edilirse ağırlaştırılmış müebbet, müebbet hapis cezasına, müebbet hapis cezası 20-25 yıl arasında hapis cezasına çevriliyor; diğer suçlarda ise cezanın üçte birine veya yarısına indiriliyor.

Taksir: Dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı şekilde, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen sonucunun öngörülmemesi.Bilinçli taksir: Kişinin suçun sonucunu öngörmesi ancak sonucun gerçekleşmesini istememesi.

Taksirle işlenmiş bir suçta fail ‘Bir cezanın hükmedilmesini gereksiz kılacak derecede mağdur olmuşsa’ ceza uygulanmıyor, bilinçli taksir olduğuna kanaat getirilirse suçun cezası yarıdan altıda bire kadar indirilebiliyor. Bilinçli taksir durumunda ise suça ilişkin ceza üçte birden yarısına kadar artırılıyor.

Örneğin ölüme sebep olma/öldürme durumunda cezalar şöyle ayrılıyor:

Kasten öldürme durumunda müebbet hapis cezası, Olası kastla öldürme durumunda 12 yıldan 18 yıla kadar hapis cezası (nitelikli hallerde 15 ila 20 yıl), Taksirle bir kişinin ölümüne neden olma durumunda 2 ila 6 yıl hapis cezası (Birden fazla kişinin ölmesi durumunda 2-15 yıl), Bilinçli taksir durumunda ise taksir cezası 3’te birinden yarısına kadar artırılarak 2 yıl 8 aydan 9 yıla (Birden fazla kişi ise 2 yıl 8 aydan 22 yıl 6 aya) kadar hapis cezası ile fail cezalandırılabiliyor.

Yani bilinçli taksir veya olası kast arasında bir kişinin ölümüne neden olma halinde tavandan verilecek cezalar arasında en az 9 sene fark oluşuyor.

DEPREM DAVALARINDA OLASI KAST TALEPLERİ KABUL EDİLMİYOR

Deprem davalarının pek çoğunda yapım aşamasındaki ihmallere rağmen iddianameler olası kast değil bilinçli taksirle yaralama ve ölüme neden olma suçuyla yargılamalar sürüyor. Maraş’ta 6 Şubat depremlerinde yıkılan ve 150 kişiye mezar olan Palmiye Sitesi de bunlardan biri. Ailelerin ve avukatların yargılamanın olası kast ile devam etmesine yönelik taleplerine rağmen şüpheliler “Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma” suçundan yargılanmaya devam ediliyor. Şüphelilerden A.B. ve H.M.E’nin asli, Ö.T’nin ise tali kusurlu olduğuna kanaat getirilen iddianamede statik proje içeriğinden kolon boyutlarına kadar pek çok yetersiz işlemin olduğu yer alıyor.

Cezasızlık anlamına gelecek kadar cüzi davaların yanında bir de avukatların talebiyle yargılamanın olası kasta çevrildiği bir deprem dosyası örneği var: Alpergün Apartmanı davası. Adana’da 96 kişinin can verdiği Alpargün Apartmanı’nın Müteahhidi Hasan Alpergün önce bilinçli taksirle yargılanmaya başlamış, müşteki avukatlarının talepleri sonrasında savcı mütalaasını olası kasttan vermişti. Avukatlar Alpargün’ün diğer tüm deprem dosyalarında olduğu gibi suçu öngördüğü ancak sonucunu umursamadığı kanaatindeydi. Başta hakkında ‘Bir veya birden fazla kişinin taksirle ölümüne sebebiyet verme’ suçundan 15 yıla kadar hapis cezası istenen Hasan Alpargün’e, yargılamanın olası kasta çevrilmesi ile 10 kez ağırlaştırılmış müebbet, 7 kez ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet, olası 7 kez müebbet, ayrı ayrı 45 kez müebbet, 34 kez ayrı ayrı 25 yıl verildi. 

‘TAKSİR’ KAMU GÖREVLİSİNE KALKAN

Bu durum kamu görevlilerinin de sorumluluklarını gizliyor, hafif cezalarla -çoğu zaman tutuklanmadan- durumdan kurtulabilmelerine neden oluyor. Bunun en çarpıcı örneklerinden biri Diyarbakır’da polis tarafından vurulan 20 yaşındaki Recep Hantaş’ın ölümüne ilişkin yargılama. Recep Hantaş, Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesinde 14 Nisan 2019’da Polis Kazım Bozkurt tarafından ensesinden vurularak hayatını kaybetti. Polis Kazım Bozkurt “Bilinçli taksirle ölüme neden olma” suçundan tutuklandı ancak 40 gün sonra serbest bırakıldı. Ancak Kazım Bozkurt Hantaş’ı durduracak biçimde değil, doğrudan ensesine ateş etmişti. Bu nedenle 2021’de Bozkurt’a ‘Olası kastla öldürmek’ suçlamasıyla 18 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Ancak davayı 21 Haziran 2022’de karara bağlayan Mahkeme beraat kararı verdi. İstinaf itirazlarını inceleyen Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu. Ancak mahkeme olayda “maksat” da olmadığını iddia ederek polise beraat verdi.

12 Ekim 2015’te yine Diyarbakır’da 12 yaşındaki Helin Hasret Şen’i öldüren kobra tipi zırhlı polis aracının silahçısı Abdullah E. hakkında “Kasten öldürmek”ten hazırlanan ilk iddianame geri çekilerek “Taksirle öldürmek” suçuyla yeniden gönderildi. Daha sonrasında dosya “Olası kastla çocuğu kasten öldürme” suçuyla Diyarbakır 1’inci Ağır Ceza Mahkemesine gönderilse de Diyarbakır 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi bu iddianameyi değil, “Taksirle öldürmeye sebep olmak”tan hazırlanan iddianameyi kabul etti. Abdullah E. hakkında 2 ile 6 yıl arasında hapis cezası talep edildi. Abdullah E. tutuksuz yargılandı, “Bilinçli taksirle insan öldürmek” suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası aldı.

İstanbul Beylikdüzü’de 28 Mart 2022’de kontrol noktasında “dur” ihtarına uymadığı iddiasıyla polis kurşunuyla öldürülen 23 yaşındaki Erhan Eser’e ilişkin dava da benzer bir yargılama süreciyle ilerledi. Avukatlar olay yerinde iddia edildiği gibi hedefli ateş etmeyi zorlaştıran bir viraj olmadığını, ayrıca herhangi bir uyarı yapılmadan Eser’e ateş edilmesinin olası kast unsurlarını oluşturduğunu kaydetti. Ancak mahkeme heyeti, sanık Polis Karaca’ya “Bilinçli taksirle insan öldürmek” suçundan indirim de uygulayarak 6 yıl 3 ay ceza verdi.

Kamuoyunun yakından bildiği, kamu görevlilerinin bilinçli taksir suçunun getirdiği cezasızlıktan yararlandığı bir başka dosya ise Çorlu Tren Katliamı. Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde trenin raydan çıkarak devrilmesiyle 7’si çocuk 25 kişi yaşamını yitirmiş, 328 kişi yaralanmıştı. Kazanın ardından Ulaştırma Bakanlığı seviyesinde kimse soruşturmaya dahil edilmedi, dönemin TCDD 1. Bölge Müdürü Nihat Aslan başta olmak üzere 8 sanık bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak suçuyla cezalandırıldı, 4 sanık ise beraat etti. Avukatların ihmali gösteren bulgular üzerinden olası kast yargılaması talebine rağmen kamu görevlisi sanıklar bilinçli taksirden cezalandırıldı.

İŞ CİNAYETLERİNDE BİLİNÇLİ TAKSİR NORM OLDU

Bilinçli taksir yargılamalarının bir cezasızlık aracına dönüştüğü bir başka konu ise iş cinayetleri. Bilinçli taksir denince ilk akla gelen yargılamalardan Soma Maden Katliamı’nda da sorumluların en alt seviyeden ceza alması için pek çok yol denendi. 302 madencinin yaşamını yitirdiği Soma Katliamı davasında yargılama basit ve bilinçli taksir ile başladı. Dosyanın ilk yargılamasında beşi tutuklu 51 kişiden 37’si beraat etti, 14’ü “Taksirle ölüme ve yaralamaya sebebiyet vermekten” ceza aldı. Soma Kömür İşletmeleri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan 15 yıl, Genel Müdür Ramazan Doğru 22 yıl 6 ay, İşletme Müdürü Akın Çelik 18 yıl 6 ay hapis cezasına mahkum edildi. Gürkan, 18 Nisan 2019’da tahliye edildi. AYM’nin yaşam hakkı ihlali kararı vermesiyle dosyanın gönderildiği Yargıtay 12. Ceza Dairesi, yargılamanın olası kasttan sürdürülmesi gerektiğini belirtti. Ancak bu karardan sonra heyetteki beş üyenin üçü değiştirildi. Yeni heyet, sanıkların suçunu “Bilinçli taksirle öldürme” suçuna değiştirdi. Sanıklar bilinçli taksirle öldürme suçundan yargılandı, Gürkan’a 20 yıl; Maden Mühendisleri Efkan Kurt ve Adem Osmanoğlu’na 12 yıl 6’şar ay hapis cezası verildi. Hiçbir sanık tutuklanmadı.

Soma Maden Katliamı’ndan 7 sene sonra, Sakarya Hendek’te Coşkunlar Havai Fişek Fabrikasında bir patlama gerçekleşti. Bu defa iş cinayeti madende değil bir fabrikada gerçekleşmişti ama yargı süreci farklı değildi. 7 işçinin öldüğü patlamanın dosyası yine bilinçli taksirle başladı. 31 Ocak 2022’deki duruşmada mahkeme sanıkların olası kasttan ek savunmasının alınmasını talep etse de bir sonraki duruşmada cezalar bilinçli taksirden verildi. İSG Uzmanı Aslı Bozkurt’a, Sorumlu Personel Ahmet Çağrıcı’ya, Genel Ustabaşı Erşan Öztürk’e, Fabrika Sorumlu Müdürü Asiye Angın’a 6 yıl 8’er ay, Genel Ustabaşı Hasan Ali Velioğlu’na 12 yıl 6 ay, fabrika sahipleri Yaşar Coşkun ve Ali Rıza Ergenç Coşkun’a ise 16 yıl 3’er ay hapis cezası verilmesine karar verdi. Tutuklu yargılanan Hasan Ali Velioğlu tahliye edildi. Fabrikada kaçak barut üretilmiş, zorunlu sığınak yerine ham madde deposu yapılmış, risklere rağmen iş güvenliği hiçe sayılarak sürekli üretim miktarı artırılmaya çalışılmıştı ancak tüm bunlara rağmen olası kast talebi kabul görmedi.

Bilinçli taksir suçuyla yargı sürecinin devam ettiği bir iş cinayeti davası ise Beşiktaş’taki gece kulübündeki yangın. 29 işçinin ruhsatsız tadilat sırasında hayatını kaybettiği katliamın gerçekleştiği gece kulübünde çıkışlar kilitliydi, itfaiye ruhsatı eskiydi, mekan ruhsatı uygun değildi, acil durum aydınlatmaları ile yönlendirme levhaları yoktu, sprinkler söndürme sistemi ve yangın dolapları çalışmıyordu. Olası bir yangın durumunda oluşacak felaketin göze alındığına dair bu bulgulara rağmen 9 sanığın yargılanması “Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak” suçundan 2 yıl 8’er aydan 22 yıl 6’şar aya kadar hapis cezası talebiyle sürüyor.

KADIN CİNAYETLERİNDE ‘BİLİNÇLİ TAKSİRLE’ KAZA SÜSÜ

Kadın cinayetlerinde de cinayete kaza süsü vermenin bir yüzü bilinçli taksir. 2016’da İstanbul’da birlikte olduğu Egemen Vardar tarafından pompalı tüfekle öldürülen Yağmur Önüt’ün davasında fail tüfeğin bozuk olduğunu sandığını ve “şakalaştıklarını” iddia etti. Bu ifade üzerine fail yalnızca 10 ay cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edildi. Faile “şaka” savunmasının ardından “Bilinçli taksirle öldürme” suçundan 5 yıl 10 ay hapis cezası verildi. Yargıtay tarafından “Olası kastla öldürme suçundan ceza verilmeli” denilerek bozulmasının ardından “Olası kast ile öldürme” suçundan 16 yıl 8 ay hapis cezası verilse de “Kasten öldürme” yargılaması kabul edilmedi.

30 Kasım 2017’de birlikte olduğu erkek ve onun iki arkadaşı ile aynı evde iken silahla vurularak öldürülen Aleyna Can’ın davasında da failler silahın bozuk olduğunu, kaza ile ateş aldığını iddia etti. Aleyna Can’ı öldüren Mesut Vural’a “Bilinçli taksirle ölüme neden olma” suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezası verildi, 1 seneden kısa sürede tahliye edildi. Diğer sanıklar ise mahkemede beraat etti.

Ayşe Karaman ise 29 Temmuz 2019’da Anestezi Uzmanı Doktor Özgür Tarhan’ın evinde damardan ilaç verilerek yaşamını yitirdi. Tarhan hakkında başta kasten öldürme suçundan ceza istense de yargılama sonunda “Bilinçli taksirle ölüme neden olmak” suçundan “iyi hal” indirimiyle 3 yıl 4 ay hapis cezası verildi.

ÖNCEKİ HABER

Esenyurt nöbeti sürüyor: Usulsüz işlemlerle ilgili AYM'ye başvuracağız

SONRAKİ HABER

İBB'nin metro ihalesi Kalyon-Özgün ortaklığına gitti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa