06 Ocak 2025 14:46

Tahir Elçi Vakfı ve Diyarbakır Barosundan çağrı: Suçluları korumayın

Tahir Elçi dosyasında sanık polislerin beraat kararının onanmasına tepki gösteren Diyarbakır Barosu ve Tahir Elçi Vakfı, "Suçluların korunmasına son verilmelidir” çağrısı yaptı.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Diyarbakır Barosu ve Tahir Elçi Vakfı, Tahir Elçi davasında yerel mahkemece sanık polisler hakkında verilen beraat kararının Diyarbakır Bölge Adliyesi 10. Ceza Dairesi tarafından onanması ile ilgili açıklama yaptı. Açıklamada, cezasızlığa son verilmesi istenerek adalet çağrısı yapıldı.

Tahir Elçi Vakfı Başkanı Mahsum Batı, "Bugün cezasızlıkla sonuçlanan dosyalarda olduğu gibi bunda da söylenecek çok şey var. Sayfalarca yazdık, çizdik, cezasızlıkla ilgilenen dosyaları takip eden avukatlar olarak dosyanın adım adım cezasızlığa götürüldüğü endişelerimizi dile getirmiştik. Bugün bunların nasıl ortaya çıktığını gördük" dedi. 

Ortak basın metnini okuyan Diyarbakır Baro Başkanı Abdülkadir Güleç, 4 buçuk yıl süren soruşturmada delillerin titizlikle toplanmadığını söyleyerek olay yerinde güvenlik gerekçe gösterilerek keşif yapılmadığını hatırlattı. Güleç “Bir cinayetin aydınlatılması isteniyorsa incelenecek ilk yer olay yeridir. Olay anını gören Emniyet Müdürlüğü Foto Film Şubesinin kamera görüntüleri üzerinde yapılan 12 saniyelik kesinti bütün ısrarlı taleplere rağmen dosyaya aktarılmamış; olağan şüphelilerin yargı önüne çıkarılmaması için bütün olanaklar kullanılmıştır” dedi.

"CEZASIZLIKLA SONUÇLANMASI İÇİN TUTUM ALINDI"

Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu ve Adalet Bakanının faillerin kısa süre içinde bulunacağı ve cezalandırılacağı yönündeki sözlerini hatırlatan Güleç “Devlet klasik bir yaklaşımla, bir Kürt hukukçunun siyasi suikastla katledilmesinin cezasızlıkla sonuçlanması için tutum takınmıştır. Dosyayı takip eden Baromuzun soruşturma komisyonunun yoğun çabaları sonucu dosyaya kazandırılan adli mimarlık raporunda faillerin kimler olduğu yönünde açıklayıcı ve tespit edici nitelikte bir sonuca varıldığı için üç polis memuru hakkında taksirle ölüme sebebiyet vermekten kamu davası açılmak zorunda kalınmıştır” diye sözlerini sürdürdü.

"KARARI ANAYASA MAHKEMESİNE TAŞIYACAĞIZ"

Bütün duruşmalarda taleplerin reddedildiğini kaydeden Güleç şöyle devam etti: “Mahkeme tarafından duruşmada dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun dinlenmesine karar verildiği halde bir sonraki duruşmada, savcının mütalaasında hiçbir değişiklik olmadığı halde tanıklıktan vazgeçilmiştir. Dinlenen diğer tanıklar tehdit altında ifade verdiklerini bildirdikleri halde buna dair hukuki bir işlem yapılmamış; tanıkların olayı aydınlatan beyanları dikkate alınmamıştır. Sonuçta mahkeme yargılanan üç polis memurunun beraatına karar vermiştir. 22 Haziran’da verilen beraat kararı üzerine, altı ay gibi bir sürede Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesi bütün katılanların istinaf taleplerini kesin olmak üzere esastan reddetmiştir. Bu kararın kesin olması nedeniyle Diyarbakır Barosu ve diğer katılanlar olarak hukuki süreci Anayasa Mahkemesine taşıyacağız.”

"DEVLETİN TÜM ORGANLARI DAVAYI UNUTTURMA ÇABASINDA"

Kamu görevlilerinin, kolluğun cinayetten yargılandığı bütün dosyalarda, devletin taraf olup dosyaları muğlaklaştırarak faili meçhul bıraktığı ve beraat kararı verdiğini hatırlatan Güleç son olarak “Tahir Elçi cinayeti, Kürt avukatlara ve insan hakları savunucularına dönük kuşkusuz ilk cinayet değildir. Yakın tarihte Kürt hukukçular ve insan hakları savunucularına dönük saldırılar Şevket Epözdemir ile başlamış, Medet Serhat, Faik Candan, Yusuf Ziya Ekinci ve Metin Can ile devam etmiştir. Ama Tahir Elçi cinayeti diğer Kürt avukatlara ve insan hakları savunucularına dönük gerçekleştirilen suikastlardan farklıdır: Tahir Elçi, kameralar önünde adeta canlı yayında iken çatışmasızlık çağrısı yaptığı sırada ve Diyarbakır Barosu Başkanıyken katledildi. Devletin tüm organları bu davayı unutturmak için el birliğiyle çaba sarf ediyor. Yargının bu karanlık çizgiyi aşmasına artık izin vermemeliyiz. Hukuk, halkın güvenini kazanmak zorundadır. Adaletin önündeki her engel kaldırılmalı, suçluların korunmasına son verilmelidir. Adaletin sağlanması tüm vicdanları huzura kavuşturacak, toplumsal barışı inşa edecek bir hukuk devleti anlayışının yeniden inşasıyla mümkündür. Tahir Elçi’nin mücadelesi sadece onun değil, tüm toplumun mücadelesidir, bu mücadele unutulamayacak. Dava cezasız kalamayacaktır.” (Diyarbakır/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

“Çanakkale Köprüsü için garanti edilen araç geçiş sayısı 16,4 milyon, geçen araç sayısı 2,6 milyon"

SONRAKİ HABER

Elvan Gezmiş: "Eksikler ve ihmaller ortaya çıkarılmalı"

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa