Bir Filipin hikayesi: Kendi Raskolnikov’unu tanımak
Filipinli Yönetmen Lav Diaz’ın “Norte, The End of History” filmini 10 yıllık bir aranın ardından İstanbul’da tekrardan gösteriyoruz. Gösterim, 18 Ocak Cumartesi, Atlas 1948 Sinemasında yapılacak.
Lav Diaz
Enes SERENLİ
Lav Diaz’ın Norte’si, diğer filmleri gibi belirli bir evrensel temadan beslenen ama bunu yerel bir Filipin hikayesine dönüştüren bir film. Bu sefer Diaz’ın perspektifinde Fyodor Dostoyevski’nin “Suç ve Ceza”sı var. Diaz bu filmde, kabaca belirtmek gerekirse Raskolnikov’un yeni bir versiyonunu yaratıyor. Fakat elbette bu film, sıradan bir edebiyat-sinema uyarlaması da değil. Böyle bir çaba neredeyse hiç güdülmemiş. Bu filmde sadece bir yola çıkış ve ilham var. Suç ve Ceza için yapılan ve artık klişeleşmiş olan “Bir defa Suç ve Ceza okuduysanız içinizdeki Raskolnikov’u keşfetmişsiniz demektir” şeklindeki yorumların aslında bambaşka bir versiyonunu burada görüyoruz. Çünkü Diaz, kendisiyle gerçekleştirdiğimiz röportajda “Suç ve Ceza’da Raskolnikov karakteri kendimizi temsil eder” diyor. Bu bağlamda aslında basit bir Raskolnikov içselleştirmesinin çok daha öteki tarafını görüyoruz. Burada gösterilmek istenen nokta, Suç ve Ceza’nın tanığı olmadan evvel kendi Raskolnikov’unu tanımayı çağrıştırıyor. Nitekim Elias Canetti’nin “Körleşme” romanında dediği gibi: “Başlangıçta yalnızca söz vardı; ama var’dı; başka deyişle geçmiş, sözden önce vardı.” Diaz’ın sunmuş olduğu Suç ve Ceza da işte bu şekilde bir romanın uyarlaması veya “modernleştirilme” çabasından ziyade başlangıcı gören ve onun üzerinden yeni bir başlangıcın kapısını aralayan bir yapıya bizleri çıkartıyor. Bu noktada film, izleyiciler için basite indirgenebilecek şekilde Hannah Arendt alıntılarıyla kötülük ve insanlık ilişkisine dair genel geçer referanslar sunmuyor. Diaz, her zaman yaptığı gibi aklındaki filmi yapıyor ve filmi şekillendiren hikaye, filmin sadeliği içerisinde kendini şekillendiriyor.
SIKIYÖNETİM FİLİPİNLER’İNDEN BUGÜNE BAKIŞ
Lav Diaz, yaratmış olduğu ana karakteri Fabian ile belki de sinema tarihinin en özel temsillerinden birine imza atıyor. Fabian, Yönetmen Diaz’ın her filminde belirli ölçüde yansımasını sunduğu, Filipinler’i yaklaşık on yıl boyunca sıkıyönetim altında tutan Ferdinand Marcos’a çarpıcı bir şekilde benzemekte ve bugünün siyasi tartışmalarına yeni bir bakış açısı ile karşılık vermektedir. Lisans eğitimini aldığı hukuk fakültesini ve onunla beraber günümüz hukukunu ve de onun eğitimini terk etmiş olan entelektüel Fabian, idealizminin yoğun sancısıyla boğuşurken, idealizmin başarısızlıkla sonuçlanması haliyle daima olageldiği gibi nihilizmin etkisinde kalır. Bu elbette kaçınılmazdır. Fabian bilir ki özgürlük, güçtür. Bu doğrultuda bir insanı öldürmek özgürlük ise o özgürlüğün elde edilebilir oluşu da gücün başka bir boyutudur. Bir entelektüel ise, gücü en doğal haliyle kendi zihninde tanımlayabilir ve kavrayabilir. En korkutucu olan şey ise, bu anlayış ve fark edişle birlikte bir seçimin ortaya çıkmasıdır. İşte tüm film, bu seçimin bir sonucudur.
ZAMAN, HİKAYENİN KENDİSİDİR
Yönetmen Lav Diaz, sinemanın zaman ile olan ilişkisini filmlerinde ilmek ilmek işleyen en önemli yönetmenlerinden birisi. Onun filmleri her ne kadar “yavaş sinema” olarak değerlendirilse ve filmlerinin uzunluğu daima tartışılsa da kendisi, diğer tüm “yavaş sinema” olarak görülen filmlerin yönetmenleri gibi bu anlayışın fazlasıyla sinemanın ticari yönüne ait olduğunu ve sanatsal hiçbir mantığı olmadığını savunanlardan. Kendisi bu konuda “Bu yalnızca bir etiket. Kâr amacı güden iki saatlik filmlere alışkın olanlar için yavaş görünebilir fakat benim sinemam yavaş değil. Sınıflandırmalardan nefret ediyorum” diyerek konuya dair düşüncelerini de doğrudan belirtiyor.
Onun filmlerinde işlediği zaman, yaşadığımız an ile doğru orantılıdır. Bu duruma Yunan Yönetmen Theo Angelopoulos, “Duraklamalar” diyordu, “Ölü zaman, izleyiciye filmi rasyonel bir şekilde değerlendirme ve aynı zamanda bir sekansın farklı anlamlarını yaratma ya da tamamlama şansı verir”. Böylece aslında anlarız ki Lav Diaz filmlerinin zamana karşı temelde farklı bir tutumu vardır. Hareketli görüntülerin vaadi, üzerinde görüntüleri akıtabileceğiniz bir nehirdir. Görüntü bir trenin gelişi olsa bile sinemanın kendisi anlatısaldır: Trenin ilk ortaya çıkışı, trenin durması, yolcuların inmesi vb. Bu görüntüyü saniyeye eklediğinizde bir hikaye başlar. Zaman hikaye anlatımına hizmet eder. Lav Diaz’ın filmleri ise bu ilişkiyi tersine çevirir. Zaman, hikayenin kendisi ya da en azından ana bileşeni haline gelir. Böylece zamanın görüntüleri nasıl etkilediğini inceleriz. En temelinde onun filmleri deneyimseldir, açıklayıcı değildir.
İşte bu deneyimin sinema perdesine yansımasını ve o büyülü sinema ışığının zaman ile bütünleşmesini hep beraber deneyimlemek için herkesi “Norte” gösterimimize bekliyoruz. Othon’a sunulan tüm destek ve teveccüh, bu gösterimlerin ve sinemaya dair diğer tüm üretimlerin daha da büyük bir motivasyonla yapılabilmesine sebep oluyor. Bir şekilde beraber yürüdüğümüz bu yolda, üretimlerimize gösterdiğiniz tüm ilginiz için teşekkür ederiz.
OTHON CINEMA’DAN LAV DIAZ GÖSTERİMİ
Othon Cinema, 2 yıla ulaşmakta olan sinemaya dair üretim mücadelesinde büyük bir motivasyonla yeni adımlar atmaya devam ediyor. Devam eden online üretimlerin yanı sıra, geçtiğimiz eylül ayından itibaren gösterimlerine başlamış ve bu ay itibarıyla 4. gösterimini gerçekleştirecek ve de bununla beraber konuklu söyleşi serisinin de kapısını aralamış olan Othon, hem online hem de fiziki sinema üretimleri konusunda tabiri caizse ne kadar tutarlı ve azimli bir yolda olduğunu gösteriyor.
Gelecek programımızda, 18 Ocak Cumartesi günü Atlas 1948 Sinemasında Filipinli Yönetmen Lav Diaz’ın “Norte, The End of History” filmini 10 yıllık bir aranın ardından İstanbul’da tekrardan gösteriyoruz. Film, 2013 yılında dünyadaki birçok festivalde büyük bir yankı uyandırmasının ardından İstanbul Film Festivali aracılığıyla şehrimizdeki ilk gösterimini gerçekleştirmişti. Bu uzun aranın ardından şimdi de Othon aracılığıyla tekrardan İstanbul seyircisi ile buluşacak. Biz de bu özel gösterim öncesi hem Filmin Yönetmeni Lav Diaz ile röportaj gerçekleştirdik hem de filmi her şeyiyle hazırladık ve izleyicimiz ile buluşacağımız günü sabırsızlıkla bekliyoruz.