06 Ocak 2025 18:18

DEM Parti heyeti yarın Özgür Özel ile görüşecek

CHP Sözcüsü Deniz Yücel, MYK toplantısının ardından yaptığı basın açıklamasında, DEM Parti heyeti ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in yarın Mecliste görüşeceğini duyurdu.

Fotoğraf: Raşit Aydoğan/AA

Paylaş

PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüşen Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Meclis Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder ve Pervin  Buldan ile Ahmet Türk, yarın CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile görüşecek.

Mecliste yapılması planlanan görüşmenin saat 10.30’da gerçekleşeceği belirtildi.

CHP Sözcüsü Deniz Yücel, MYK toplantısının ardından yaptığı basın açıklamasında, "DEM Parti heyeti ile CHP heyeti görüşecek mi?" sorusuna, "CHP heyetini, yarın DEM Parti heyeti ziyaret edecektir. CHP heyetine Genel Başkanımız Özgür Özel başkanlık edecek ona Genel Sekreter Selin Sayek Böke, Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen ve Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın eşlik edecek" yanıtını verdi.

CHP Merkez Yönetim Kurulu, Genel Başkan Özgür Özel başkanlığında CHP Genel Merkezi’nde toplandı. Yaklaşık 5 saat süren toplantının ardından CHP Sözcüsü Deniz Yücel, MYK gündemine ilişkin basın açıklaması yaptı. Yücel'in açıklaması şöyle:

"2025 yılının ilk MYK toplantısını bugün gerçekleştirdik. Bugünkü toplantımızda toplumun tüm kesimlerini derinden etkileyen hayat pahalılığını, bu ekonomik kriz ortamında asgari ücretliye ve dar gelirliye, emekliye reva görülen artışları konuştuk. Yeni yılın milletimize öncelikle sağlık, mutluluk, huzur, barış ve refah getirmesini diliyoruz. 2024 yılının son günlerinde işçiye, emekçiye 22 bin 104 liralık asgari ücreti reva gören AKP iktidarı, şimdi de memur ve emeklileri kaderine terk etti. Milyonlarca emekli ve memurun beklediği zam oranları, TÜİK’in aralık ayı enflasyonuna ilişkin yaptığı açıklama ile belli oldu. Buna göre 2025 yılında memur ve memur emeklisi yüzde 11,54, SSK ve BAĞ-KUR emeklileri ise yüzde 15,75 zam alacak."

"HAYAT PAHALILIĞI İLE MİLLETİ CANINDAN BEZDİRDİNİZ"

"İktidarın baskısı altında, 'şıracının şahidi bozacı' misali, AKP’nin yanlış ekonomi politikalarının destekçisi bir kurum haline gelen TÜİK, yine kimseyi şaşırtmadı. Aralık ayında, yani bu ülkede yaşayan emeklinin, memurun maaş zamlarının belli olacağı ayda, her ne hikmetse tüketici fiyat artışını aylık yüzde 1,03 olarak hesapladı. 2 yılı aşkın bir süredir kesinleşmiş yargı kararına rağmen, enflasyon sepeti madde fiyat listesini açıklamayan TÜİK, yaptığı bu hukuksuzluktan utanmadığı gibi açıkladığı enflasyon oranından da hiç utanmadı. Sayın Mehmet Şimşek de, TÜİK’in açıkladığı bu gerçek dışı oranla, 'son 19 ayın en düşük enflasyonu' diye övünmekten çekinmedi. Çok net bir şekilde ifade etmekte fayda görüyoruz: 'İstikrar' safsataları ile halkı kandırdığını yada oyladığını zannedenler bu halkın en büyük düşmanıdır.

Evet AKP iktidarı istikrarlı ama işçiyi, emekçiyi, emekliyi, dar gelirliyi enflasyona ezdirmede istikrarlı. Çocukları etten, sütten, yumurtadan; milyonları temel gıda maddelerinden mahrum bırakmakta istikrarlı. Evet istikrarlı; Halk yığınlarını yokluğa ve yoksulluğa mahkum etmekte istikrarlı. Market raflarında etiketler, neredeyse her gün değişiyor. Pazar tezgâhlarında etiketler bir önceki haftayı aratacak kadar hızlı artıyor. Kira artış oranı yüzde 58, yeniden değerleme oranı yüzde 44, ekmek fiyatları yüzde 25 artmış, neymiş, vatandaşın geçim sıkıntısını çözmek en büyük öncelikleriymiş. Yahu geçim sıkıntısının sebebi, sizin yıllardır bu ülkeye dayattığınız akıl dışı ekonomi politikaları. Bir de kalkmış hiç utanıp, sıkılmadan geçim sıkıntısını çözmekten söz ediyorsunuz. Hayat pahalılığı ile bu milleti canından bezdirdiniz.

"MEB BU KEZ, HİZBULLAH VE HÜDA-PAR'A YAKIN VAKIF İLE PROTOKOL İMZALADI"

"Laiklik karşıtı uygulamaları ve skandallarla anılan Milli Eğitim Bakanlığı bu kez de; Hizbullah ve Hüda-Par’a yakınlığıyla bilinen bir vakıf ile protokol imzaladı. Domuz bağı ile Gaffar Okkan cinayeti ile özdeşleşmiş bir örgüt olan Hizbullah ve Hüda-Par ile ilişkisi bulunan gerici bir vakıfla iş birliği yapan Milli Eğitim Bakanı da laik ve çağdaş eğitime açılan savaşın bir diğer cephesidir. İmzalanan protokol sayesinde bu gerici vakıf, ilkokul 4. sınıf ile 12. sınıf arası tüm okullardaki 10-18 yaşlarındaki 10 milyon öğrenciye, MEB’in onayıyla erişebilecek. Bu vakfın yönetim şemasına bakıldığında; vakfın çocuklarımıza temas etmesi konusundaki endişemiz anlaşılacaktır. Vakfın başkanı olan şahsın; Hizbullah örgütünün yasadışı medrese faaliyetlerini yürüttüğüne dair ciddi iddialar var. Vakıf başkan yardımcısı ise 2011 yılında düzenlenen Hizbullah operasyonunda gözaltına alınıp tutuklanmış. Vakfın bir başka Yönetim Kurulu Üyesi, Hüda-Par'ın Genel İdare Kurulu Üyesi. Bütün dünya yapay zekâyı nasıl kullanırız diye konuşuyor, bunun için milyonlar harcıyor, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Milli Eğitim Bakanlığı ise tarikat bağlantılı vakıflarla protokol imzalama derdinde. MEB’in Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı cemaatlerle yaptığı tüm protokol ve anlaşmalar ivedilikle iptal edilmelidir. Bu protokollerde imzası bulunanlar ile ilgili soruşturma açılmalıdır. Milli Eğitim Bakanlığı illa bir protokol imzalamak istiyorsa, TÜBİTAK gibi köklü kurumlarla işbirliği halinde olmalıdır. Neden TÜBİTAK ile bir protokol imzalanmıyor, neden bilim temelli eğitim desteklenmiyor da karanlık zihniyete hizmet ediliyor? Tüm bu sorular, yetkili ağızlardan tatmin edici bir şekilde cevaplanmalıdır. Daha bugün bir başka protokolün yapıldığını da öğrendik. MEB, Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı ile de protokol imzalamış. Protokol kapsamında; Ülkü Ocakları okullarda kurs açabilecek, etkinlik düzenleyebilecekmiş. Ülkü Ocakları ile MEB iş birliği halinde çalışacakmış. Devlet okullarında artık eğitim öğretim dışında her şey var.

"COLANİ'NİN TUĞGENERAL OLARAK ATADIĞI İSİM TERÖR LİSTESİNDESİNDEN NEDEN ÇIKARILDI"

"Suriye’de Golani’nin (Colani) başında bulunduğu HTŞ yönetiminin yaptığı atamalar söylemlerle çelişmektedir. Uluslararası basına ılımlı mesajlar veren, cübbesini sarığını çıkarıp takım elbise giyinip kravat takan Golani; Türkiye’nin de arananlar listesinde bulunan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bir teröristi tuğgeneral atadı. Bu atamadan daha vahim olan durum bu teröristin bir mahkeme kararı olmadan, İçişleri Bakanlığı'nın arananlar listesinden aniden çıkarılmasıdır. Peki buradan İçişleri Bakanı Sayın Ali Yerlikaya’ya soralım: Bu terörist Mehmetçik’e mi kurşun sıkmıştı, yoksa bombalı eylem mi düzenlemişti? Bu kişiyi arananlar listesinden hangi gerekçeyle çıkardınız? Sokak ortasında kadınları infaz ettiren bir kişi adalet bakanı, IŞID’li bir terörist Suriye İstihbarat Başkanı olarak atanıyor. Erdoğan, Suriye’nin yeniden inşası konusunda bakanlarına talimat verdi. Ulaştırma bakanı hemen ön incelemesini tamamladı ve Şam ve Halep Havaalanlarını, kara yollarını, demir yollarını onaracaklarını ya da yeniden yapacaklarını söyledi. Hemen arkasından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Suriye’nin % 60’ndan fazlasında elektriğin olmadığını ve elektrik altyapısını yine bizim tarafımızdan inşa edileceğini ifade etti. Suriye’nin yeniden imar edilmesi için ilk etapta acil olarak 80 milyar dolara ihtiyaç olduğu hesaplanıyor. Birçok Avrupa ülkesinin yaptırım uyguladığı Suriye’ye; AKP iktidarı bu yatırımları kimin parasıyla yapacak? Tabiki asgari ücretliden, emekliden, esnaftan, çiftçiden ve üreticiden kıstığı paralarla yapacak. Karşılığında ne olacak? Tabiki 5’li çeteye ve onların yavru müteahhitlerine iş bağlayacaklar. Bunların derdi Suriye’nin yeniden ayağa kalkması yada Türkiye’de yaşayan milyonlarca Suriyelinin geri dönmesi değil. Bunların derdi Suriye’den para kazanmak."

"SURİYELİLERİN GERİ DÖNMESİ İÇİN PLANLAMA YAPIN"

"Esad düşer düşmez koştur koştur, nefes almadan Suriye’ye koşan İbrahim Kalın Emevi Camii’nde namaz kıldı. Fotoğraflarını kendi sosyal medyasında paylaşıp şovunu yaptı. Ardından Dışişleri Bakanı Hakan Fidan yine aynı şekilde gidip Golani’yle kucaklaştı. Kasiyun Dağı’nda beraber çay içtiler. Peki, sormak lazım; HTŞ’nin Türkiye’de okuyan; Dışişleri Bakanı Şeybani neden ilk resmi ziyaretini Türkiye’ye değil de Suudi Arabistan’a yapıyor? Neden Türkiye’ye gelmeden önce Ortadoğu turuna çıkıyor? Suriye’yle ilgili en önemli konu: Türkiye’de bulunan Suriyeliler.

AKP ve Erdoğan Suriyelileri ülkelerine göndermek istemiyor. Milletimiz bunu çok iyi anlamalı ve irdelemeli! Çok etnik kökenin, çok dinin, çok mezhebin bir arada yaşadığı ve kuruluşundan günümüze kadar gerilim, savaş, çatışma kıskacında olan Suriye ulus devlet olamamış ve yıkılmıştır. 54 yıldır diktatörlükle yönetilen, şimdi de cihatçı selefi bir gurubun otorite kurmaya çalıştığı Suriye’de kısa ve orta vadede umut görünmemektedir. Suriye’deki bu umutsuz durumu Türkiye’de yaşayan Suriyeliler de görüyor ki ülkelerine geri dönmüyorlar. HTŞ’nin; El-Kaide, El-Nusra ve IŞID genlerinden arınacağını düşünmek en hafif tabirle saflıktır. AKP ve Erdoğan’a geçen hafta yaptığımız çağrımızı yineliyoruz. Derhal Türkiye’deki Suriyelilerin geri dönmesi için bir planlama yapın ve takvim açıklayın. Suriye’de yaşanan savaş nedeniyle 13 yıldır en büyük çileyi, Suriye halkından sonra biz çektik; en büyük bedeli biz ödedik. Bu milletin bu yükü daha fazla taşımaya tahammülü yok."

Açıklamanın ardından bir basın mensubu Deniz Yücel'e "DEM Parti heyeti ile CHP heyeti görüşecek mi?" diye sordu. Yücel soruya, "CHP heyetini yarın DEM Parti heyeti ziyaret edecektir. CHP heyetine Genel Başkanımız Özgür Özel başkanlık edecek ona CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen ve Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın eşlik edecek" yanıtını verdi. (POLİTİKA SERVİSİ)

 

ÖNCEKİ HABER

Mersin'de emeklilerden tabutlu eylem

SONRAKİ HABER

Asgari ücrete düşük zam yapılmasına öfke sürüyor: En temel ihtiyaçları bile karşılayamıyoruz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa