07 Ocak 2025 11:32

Rojin’in ölümüne ilişkin iddialara dair yurt idaresi sorulara yanıt vermedi

Rojin Kabaiş'in şüpheli ölümünün üzerinden 84 gün geçmesine rağmen birçok soru hâlâ yanıtlanmış değil. Baba Kabaiş’in kızının ölümünden sorumlu tuttuğu yurt idaresi ise iddiaları yanıtsız bıraktı.

Fotoğraf: MA

Paylaş

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü birinci sınıf öğrencisi 21 yaşındaki Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümü ile ilgili "cenazenin kaç gün suda kaldığı, dışardan bir müdahale olup olmadığı, vücudundaki darbe izlerinin neyden kaynaklandığı ve tespit edilen erkek DNA’larının kime ait olduğu gibi sorular hâlâ yanıtlanmış değil. İddiaların odağındaki yurt yetkilileri ise konuya dair sessizliğe büründü. 

27 Eylül’de üniversitenin kampüsünde bulunan Seyyid Fehim Arvasi Kız Yurdu’ndan akşam saat 18.30 sıralarında çıktıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Rojin Kabaiş’in cenazesi 18 gün sonra kaybolduğu üniversite sahilinden 20 kilometre uzaklıktaki Molla Kasım Mahallesi’nin sahilinde bulundu.

Soruşturma dosyasına getirilen gizlilik kararı, ana akım medyanın “intihar” algısı yaratma üzerinden servis ettiği haberler, eşyalarının arasında bulunan ikinci telefon şarjının kaybolması, cenazesinde iki erkeğe ait DNA bulunması, en son konuştuğu oda arkadaşının aile ile görüşmeyi reddetmesi, yurt yetkililerinin Rojin kaybolduktan bir gün sonra aileye haber vermesi, dosya ile ilgili şüpheleri güçlendiriyor. 

15 EKİM’DE CENAZESİ BULUNDU

25 Eylül’de Diyarbakır’dan üniversite okumak için Van’a gelen Rojin Kabaiş, babası Nizamettin Kabaiş refakatinde YYÜ kampüsünde bulunan Seyyid Fehim Arvasi Kız Yurdu’na yerleşti. Yalnızca iki gece yurtta kalan Rojin Kabaiş, 27 Eylül akşamı saat 18.30 sıralarında annesiyle görüntülü telefon görüşmesi gerçekleştirdikten sonra markete gitmek için yurttan ayrıldı. Ancak bir daha yurda dönmeyen Rojin Kabaiş’in ailesine yurt yetkilileri tarafından bir gün sonra haber verildi. Bunun üzerine Van’a gelen aile kayıp ihbarında bulundu. İhbarın ardından üniversite kampüs sahilinde arama çalışmaları başlatıldı. 

Arama çalışmalarının 13’üncü gününde, ilk olarak başörtüsü Van Gölü sahilinde bulundu. Arama çalışmaları eşarbın bulunduğu bölgede yoğunlaştırılırken, beş gün sonra yani 15 Ekim’de ise cansız bedenine ulaşıldı.

UZMANLAR: AKINTI TERS YÖNDE

Rojin Kabaiş’in son görüldüğü yer ile cenazesinin bulunduğu yer arasında 20 kilometrelik bir mesafe bulunuyor. Uzmanlar, bu mesafenin aşılmasının oldukça düşük bir ihtimal olduğunu belirtti. İki nokta arasında, aşılması zor Çarpanak Adası ve Çarpanak Burnu yer alıyor. Ayrıca Van Gölü’ndeki akıntıların rutin olarak ters yönde olduğu da uzmanlar tarafından aktarıldı. Bu tespitler ise şüpheleri güçlendiren ilk ayrıntılardan oldu.

PLASTİK SARI TERLİKLER NEREDE?

Güvenlik kameralarına yansıyan görüntülerde Rojin Kabaiş’in kaldığı yurttan plastik sarı terliklerle çıktığı görülüyor. Ancak başörtüsü ve cenazesi bulunan Rojin Kabaiş’in bu terliklerine ulaşılıp ulaşılmadığı konusunda bir bilgi bulunmuyor. Bu da olayla ilgili daha fazla soru işareti oluşturuyor. Rojin Kabaiş, kaldığı yurtta akşam yemeğini yedikten sonra annesiyle 11 dakikalık bir görüntülü görüşme yaptı. Görüşmede annesine markete gitmek için dışarı çıkacağını söyleyen Rojin Kabaiş’in bu görüşmesi ailesiyle yaptığı son iletişim olarak kayıtlara geçti.

“İNTİHAR EDECEK OLAN KIZ NEDEN ARKADAŞI İLE PLAN YAPSIN?​”

Savcılık tarafından dosyaya getirilen kısıtlılık kararı nedeniyle Rojin Kabaiş’in en son annesiyle görüştüğü sanılırken, emniyette son görüşmenin oda arkadaşıyla yapıldığı öğrenildi. Baba Nizamettin Kabaiş, “Üniversite ve yurdun birçok şeye müdahale ettiğini düşünüyorum. Çünkü kızım oda arkadaşıyla konuştuğu halde onlar ‘yok’ diyordu. Bize hep yanlış anlatıyorlardı. Daha sonra emniyete gittiğimizde Rojin’in en son kiminle konuştuğunu anlattılar. Rojin en son (annesinden sonra) oda arkadaşı ile konuşmuş. Sahile doğru yürürken konuşuyormuş. Arkadaşına ‘eğer sahile gelecekse şarj aletini de getirmesini’ söylemiş. Arkadaşı da binadan çıktığını ve tekrar giremeyeceğini söylemiş. Demek ki o da sahile doğru gidiyor. Hatta Rojin ile bu arkadaşı, masa tenisi oynamaya gitmeyi de planlamışlar. Telefonu da orada şarja takmayı düşünmüş. İntihar edecek olan kız neden arkadaşı ile plan yapsın?​” diye sordu. Bu tutum ise neyin gizlenmeye çalışıldığı sorusunu akıllara getiriyor. 

TESPİT EDİLEN MORLUKLAR

Rojin Kabaiş’in otopsi işlemleri, cenazenin bulunduğu gün Van Adli Tıp Kurumu’nda (ATK) yapıldı. ATK önüne gelen Van Barosu, otopsiye bağımsız bir hekimin de girmesini ısrarla talep etti. Bunun üzerine ailenin vekaletini alan bir doktor, otopsi işlemlerine katıldı. Hekim, Rojin Kabaiş’in dizinin arka kısmında ve sırtında darp izlerini andıran morlukların olduğunu, yine boyun kısmında bir anormallik olduğunu aktardı. Ancak bu izlerin nasıl oluştuğu, suda mı yoksa karada mı meydana geldiği soruları aydınlatılmadığı gibi otopsi raporunda da mevcut izlere yer verilmedi.

EK OTOPSİ RAPORU 

Rojin Kabaiş’in 14 Kasım’da İstanbul ATK’den gelen otopsi raporunda, ölüm nedeni “suda boğulma” olduğu öne sürülürken, darp veya cinsel saldırıya ilişkin de herhangi bir bulgu olmadığı iddia edildi, ancak ölüm zamanına ve suda kalma süresine değinilmedi. Ayrıca “boğulma” tespitinin yapıldığı raporda, bu boğulmanın nasıl gerçekleştiğine dair bilgiye de yer verilmedi. Van Barosu ve Baronun Kadın Hakları Merkezi’nin talebiyle Van Cumhuriyet Başsavcılığı, ATK’den Rojin Kabaiş’in ölüm zamanına ve suda kalma süresine dair ek otopsi raporu istedi. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen ve 13 Aralık’ta savcılığa gönderilen ek raporda, önceki rapordan elde edilen bilgilere değinildi.

BARODAN EK RAPORA İTİRAZ

Van Barosu Kadın Hakları Merkezi üyesi avukat Mariye Bildirici Borazan, “Acaba Rojin 18 gün boyunca ölü olarak mı orada bekledi? Yoksa sonradan mı gerçekleşen bir ölümdü? Bunlar bizim için oldukça önemli ve dosyayı da ciddi manada ilerletecek bir soruydu. Bununla ilgili ilk ATK raporunda hiçbir cevap verilmemişti” diyerek, ek otopsi raporuna itiraz ettiklerini söyledi.

Rojin Kabaiş’in cansız bedeninin bulunmasının üzerinden 84 gün geçti ama dosya hâlâ aydınlatılamadı. Hemen her gün yapılan açıklamalar ve sanal medya kampanyaları ile “Rojin Kabaiş’e ne oldu?​” sorusu sorulmaya devam ediliyor. Fakat savcılık tarafından alınan kısıtlılık kararı nedeniyle dosyada herhangi bir şüpheli olup olmadığına dair avukatlara dahi bilgi verilmiyor.

Van Cumhuriyet Başsavcılığı, 16 Ekim'de Rojin Kabaiş'in dosyasına kısıtlılık kararı getirdi. Kabaiş ailesi ve Van Barosu, bu kısıtlılık kararının kaldırılması için başvuruda bulundu. Ancak başsavcılık, bu talebi reddetti. Bunun üzerine Van Barosu, kısıtlılık kararının kaldırılması için kampanya başlattı.

YURT MÜDÜRÜ CEVAP VERMEDİ

Baba Nizamettin Kabaiş, 3 Ocak’ta ajansımıza verdiği röportajda, kızının dosyasının “intihar” üzerinden kapatılmak istendiğini vurguladı. Baba Kabaiş, "Rojin’in oda arkadaşı ile defalarca konuşmak istedik ancak yurt müdürü engelledi. Kız, telefonumuzu engelledi. Demek ki bir şey biliyor, o yüzden kaçıyor" diyerek, bir kez daha kızının şüpheli ölümünden yurt yetkililerini sorumlu tuttu. 

Ailenin kızlarının şüpheli ölümünden sorumlu tuttuğu Yurt Müdürü Eda Türkoğlu Uğur'a iddiaları sormak için ulaşmak istedik. Ancak yurt sekreteri, Eda Türkoğlu Uğur'un konu hakkında kimseye cevap vermediğini belirtti. (Van/MA)

ÖNCEKİ HABER

Darbedilen mahpusların sevk edilmesine tepki: Amaç delilleri karartmak

SONRAKİ HABER

Marmara Üniversitesi tepkiler üzerine adrese teslim akademisyen ilanını geri çekti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa