İstanbul Barosu yönetim kurulu üyelerine soruşturma | Sağkan: 147 yıllık mücadele susturulamaz!
İstanbul Barosu yönetimi, öldürülen gazeteciler ile ilgili yapılan açıklama gerekçesiyle başlatılan soruşturma kapsamında yazılı beyan verdi. TBB Başkanı Sağkan: “147 yıllık mücadele susturulamaz!”
İLGİLİ HABERLER
![İstanbul Barosu yöneticileri yarın ifade verecek](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/223902.jpg)
İstanbul Barosu yöneticileri yarın ifade verecek
![İstanbul Barosu'na ‘Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’ soruşturması](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/223902.jpg)
İstanbul Barosu'na ‘Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’ soruşturması
![İstanbul Barosundan Daştan ve Bilgin açıklaması: Etkin soruşturma yürütülsün](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/196147.jpg)
İstanbul Barosundan Daştan ve Bilgin açıklaması: Etkin soruşturma yürütülsün
İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ve yönetim kurulu üyeleri, Gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin'in Suriye'de öldürülmesinin ardından baro adına yapılan açıklama nedeniyle “terör örgütü propagandası” ve “Halkı yanıltıcı bilgi yaymak” suçlamasıyla başlatılan soruşturma kapsamında beyanda bulundu. Beyan öncesi Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi önünde basın açıklaması yapıldı.
Adliyeye gelen Baro Başkanı İbrahim Kaboğlu ve baro yönetimine Türkiye Barolar Birliği Başkanı (TBB) Erinç Sağkan, ülkenin dört bir yanından gelen 32 Baro başkanı ve yöneticileri de destek verdi. İstanbul Barosu yöneticileri hakkındaki soruşturmanın hukuksuz olduğunu ifade eden Sağkan, “147 yıldır bu baro susmadı, sinmedi, korkmadı. Bundan sonra da cesaretle mücadele etmeye devam edecek” dedi.
"DARBECİLER DE KAPISINA MÜHÜR VURMAK İSTEMİŞTİ"
Açıklamasında baroların mücadele geleneğine dikkat çeken TBB Başkanı Erinç Sağkan, “147 yıldır bu topraklarda hakkın, hukukun ve adaletin sesi olan İstanbul Barosu susturulmak isteniyor. Sesi kısılanların ses telleri, ifade özgürlüğü kısıtlananların savunucusu olduk. Kadına yönelik şiddette kadınların, çocuk istismarında çocukların, yok edilen doğada zeytinliklerin yanında durduk. Hep savunma tarafında yer aldık ve bu mücadeleyi sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.
Barolara dönük baskıların yeni olmadığını vurgulayan Sağkan, bu baskılara rağmen avukatların yılmadığını hatırlatarak “Darbeciler döneminde İstanbul Barosunun kapısına mühür vurulmaya çalışıldı. Ancak tarih, kimin mahkum olduğunu her zaman gösterdi” ifadelerini kullandı.
SORUŞTURMA HUKUKA AYKIRI ŞEKİLDE BAŞLATILDI
Soruşturma sürecinin hukuka aykırı şekilde yürütüldüğünü de söyleyen Sağkan, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının Adalet Bakanlığından soruşturma izni almadan soruşturma işlemlerini avukatlara özgü özel soruşturma usullerine aykırı şekilde başlattığını ifade etti. İstanbul Barosunun itibarsızlaştırılmak istendiğini söyleyen Sağkan, “Bu usulsüz soruşturmaya meşruiyet kazandırmayacağız. Usulsüzlükleri ortaya koymak için beyanlarımızı sunacağız. İstanbul Barosunu savunmak tüm yurttaşların temel hak ve özgürlüklerini savunmak anlamına gelmektedir. İstanbul Barosunun yanında durarak, 85 milyon yurttaşımızın en temel haklarını savunuyoruz” dedi.
Soruşturmanın yalnızca baroyu değil; demokrasi, laiklik ve hukukun üstünlüğünü de hedef alan bir saldırı olduğuna dikkat çeken Sağkan, “147 yıldır bu baro susmadı, sinmedi, korkmadı. Bundan sonra da cesaretle mücadele etmeye devam edecektir” ifadelerini kullandı.
BARO YÖNETİMİ İFADE VERMEDİ
Açıklama sonrası beyanlarını savcılığa ileten İstanbul Barosu yönetimi konuya ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada baro yöneticilerinin ifade vermediğine, yazılı beyanda bulunulduğuna dikkat çekilerek, “İstanbul Barosu Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyeleri savcılığa ifade vermedi, hukuk dışı işlemlere son verilmesi amacıyla yalnızca yazılı beyanlarını teslim ederek savcılıktan ayrıldı” denildi.
Adalet Bakanlığından soruşturma izni istenmeden başlatılan soruşturmanın hukuksuzluğuna değinilen açıklamada, “İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyelerini şüpheli ilan eden Başsavcılık, masumiyet karinesini daha inceleme aşamasında ihlal ederek, İstanbul Barosu yönetimi kamuoyunda hedef haline getirilmiştir. Başkan ve üyeler, savcılığa ifade vermemiş, hukuk dışı işlemlere son verilmesi amacıyla yalnızca yazılı beyanlarını teslim ederek savcılıktan ayrılmışlardır” denildi. (İstanbul/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et