Evrensel için yeni bir dönem
7 Ocak 2025 21:34
/
Güncelleme: 10 Ocak 2025 19:51

İmralı tartışmaları: Kürt sorununun çözümü nerden geçiyor?

İktidarın Rojava’daki pazarlık ölçütünün Kürt halkının kazanımlarını tasfiye etmekten, halkın üzerindeki baskının kalıcılaştırılmasından geçtiği çok açık.

İmralı tartışmaları: Kürt sorununun çözümü nerden geçiyor?

Fotoğraf: DEM Parti

Berkay YEĞİN

Van

Geçtiğimiz hafta Bahçeli’nin “İmralı’yla görüşülsün” çağrılarıyla başlayıp DEM Parti heyetinin sürdürdüğü trafikle devam eden gelişmelerle birlikte Kürt sorunu, öyle ya da böyle, yeni olgularla birlikte halk kesimlerinin gündemine oturdu. Kürt sorununun; eşit yurttaşlık temelinde, demokratik ve barışçıl bir çözümünü savunan güçlerin ortaya koyduğu somut talepler açısından görünürde bir uyum olduğu söylenebilir. Nihayetinde; siyasi tutsakların çıkarılması, operasyonların sonlandırılması, kayyum politikasının geri çekilmesi ve tecridin kaldırılması gibi Kürt sorununun çözümü açısından ilk elden atılması gereken adımların egemen güçler nezdinde belki de en kritik yerinde duran “tecrit” başlığı etrafında cereyan ediyor oluşu, görünürde gelişmeleri geçerli kılabilir. Ancak gerçekten böyle mi?

İKTİDARIN UZLAŞISI HALKLARIN YARARINA MI?

Bugün ülkeyi yöneten güçlerin stratejik planlarının içerisinde Kürt sorununun, demokratik ve barışçıl bir yöntemle çözüme kavuşturulması bulunmuyor. AKP-MHP birlikteliğinin politik emelleri bakımından; sermaye güçlerinin en saldırgan sömürü planını işletmesi, halk yığınları üzerindeki baskının kalıcılaştırılması ön planda. Bunun taktik manevraları; yeni bir anayasa, emperyalistlerin bölgedeki planlarına entegre olmak, ülke sermayesine yeni bağlantılar keşfetmek üzerinden sürüyor. Tüm bunlar, Suriye’nin geleceğinde Türkiye’nin hamiliği, yeni bir anayasa, iç cephenin tahsis edilmesi gibi gündemlerle tartışılacak gibi duruyor.

Elbette yaşanan her şeyin, egemenlerin stratejik planlarının seyrinde gelişmesini beklemek hata olacaktır. Metal grevi örneğinde de olduğu gibi AKP-MHP iktidarına, yasaklarına rağmen, bir gedik açabilmenin mümkün olduğu örneklerle gözler önündedir. Ancak toplamında işçi emekçilerin ekmek kavgası, gençlik hareketinin seyri, Kürt halkının ulusal mücadelesinin vardığı nokta gibi pek çok etmen, sermaye programına henüz geri adım attırabilecek düzeyde değil. Bu sebeple bugün İmralı görüşmelerinin nedenlerini ve süreci; Kürt sorununun eşit yurttaşlık temelinde, demokratik ve barışçıl çözüm hattından uzakta değerlendirmemek önemli.

Suriye’de HTŞ üzerinden girişilen planlar, HTŞ’nin Şam’da kontrolü ele geçirmesi, Rojava yönetiminin konumu ve durumu; Türkiye açısından olası bir pazarlığın önünü açtı. Suriye’ye entegre edilecek bir Rojava planı açısından iktidarın pazarlık ölçütünün Kürt halkının kazanımlarını tasfiye etmekten geçtiği ise çok açık. Yanı sıra “iç cephe” denen muhalefeti devre dışı bırakarak, sermayenin verili koşullarda en saldırgan biçimde yöneteceği anayasayı oluşturmak da Kürt sorununu daha da önemli hale getiriyor. İktidar sözcülerinin, İmralı görüşme trafiğini anayasayla ilişkilendirmelerinin tam olarak böyle bir anlamı var.

PEKİ GENÇLİK NE YAPMALI?

Nihayetinde bugün yaşanan gelişmeleri bir uzlaşı süreci olarak görmek gerekir. Bugün hem Rojava’daki etkisi hem de ulusal hareketin içerisindeki etkileriyle Öcalan’ın muhataplığı üzerine kimi tartışmaları, halk yığınları içerisinde mücadeleyi genişletecek bir seyre sokmanın yolları üzerine yoğunlaşmak gerekiyor. Sürece meclisin dahil olmasından, halk kitlelerinin talepleri etrafında şekillenmesine kadar çözümün her türlü olanağını değerlendirmek gerekiyor.

Gençlik içerisinde bulunduğumuz her alanı, bu tartışmaları genişletecek ve gençlik hareketini parçalamaya çalışan milliyetçi dalgayı zayıflatacak bir şekilde değerlendirmemizin önemi artıyor. Kürt halkının varlığını tehdit olarak gören yönetimlerin karşısında Rojava halkıyla dayanışmayı büyütecek en geniş birlikteliği sağlamanın yol ve yöntemlerini inşa etmek, gençliğin kendi geleceği açısından da hayati bir yerde duruyor. Yanı sıra, sürecin halkların lehine dönmesi için talep mücadelesine sıkı sıkı sarılmamız gerekiyor. Bugün Kürt sorunun önemi; gençlik açısından demokratik, bilimsel eğitim çerçevesinde anadilde eğitim talebi etrafında bir baskı oluşturmak ve barışçıl bir çözüm için atılması gereken adıma tekabül ediyor.

Evrensel'i Takip Et