Arnavutluk: Faşizme meydan okuyan devrimin hikayesi
Arnavutluk’ta yönetim işçi-köylü ittifakıydı. Halkın doğrudan yönetime ve ekonominin yönetimine katılması esastı.
Timur AYBEK
İstanbul
1911-1912 yıllarında Balkanlarda Osmanlı İmparatorluğuna karşı patlak veren isyanlara Arnavutluk halkı da katıldı ve böylece 500 yıllık hegemonya sona ermiş oldu. 1917 yılında Ekim Devrimi’yle beraber Arnavutluk’ta sosyalizmin prestiji büyük oranda artmış ve belirli şehirlerde devrimci uyanışlar gerçekleşti. Başta Ekim Devrimi’nin fikirleri ve sonrasında izlediği siyaset, ulusal kurtuluş ve anavatanın toprak bütünlüğü koruma hareketinin yükselişini ve demokratik-devrimci hareketinin yaygınlaşmasını etkiledi. Sovyetlerin emperyalist devletlerin gizli antlaşmalarını açıklaması özellikle de Arnavutluk’un İtalya, Sırbistan, Karadağ ve Yunanistan arasında paylaşılmasını ön gören gizli 1915 Londra Antlaşması’nın içeriği hızlıca Arnavutluk’ta yayılmış ve halkta büyük bir öfke uyandırmıştır. Londra antlaşmasına karşı özgürlüğü, bağımsızlığı ve toprak bütünlüğünü korumak için girişilen anti-emperyalist kurtuluş hareketi büyük boyutlara ulaşmış ve İtalyan emperyalistlerinin Arnavutluk’tan kovulmasıyla anti-emperyalist siyasetin yarattığı etki açıkça gözler önüne serilmiştir.
1924 HAZİRAN DEVRİMİ VE ZOGO DİKTATÖRLÜĞÜ
Emperyalistler Arnavutluk’tan kovulduktan sonra ülkede başlayan demokratik düzen kurma ve toprak meselesini çözme mücadelesi ülkenin en önemli gündemiydi. Bu dönemde işçi hareketi bütün Arnavutluk’un tamamına yayılan geniş halk hareketiyle kaynaştı. Bu hareketin esas gücü, toprak ağaları tarafından ezilen köylü ve şehirlerdeki yoksul kitlelerdi. Kitleler bu dönemde hükümetin halk düşmanı politikasını protesto ettiler. Bu protestolardaki temel istek ekmek sağlanması, tahıllara uygulanan yüksek gümrük vergisinin kaldırılması ve spekülatörlerin depolarının açılmasıydı. 1924 ilkbaharında hareketin yaygınlık kazanması devrimci bir durum yarattı ve demokratik hareketin önderlerinden biri olan Avni Rüstemi’nin toprak sahipleri tarafından öldürülmesi silahlı ayaklanmanın kıvılcımı oldu. Mayıs ayında patlak veren ayaklanma 10 Haziran 1924’te bir devrimle sonuçlandı. Ancak emperyalistler ve komşu devletlerin hükümetleri Arnavutluk’taki demokratik harekete karşı kampanya başlattılar. 24 Aralık 1924’te Ahmet Zogo’nun yönettiği karşı devrimci Arnavutluk kuvvetleri Tiran’a girerek hükümeti devirdiler. Böylece Zogo rejimi Arnavutluk’ta iktidara gelmiş oldu. 1925’in Ocak ayında Zogo Arnavutluk’ta cumhuriyet ilan etti. 1928 yılındaysa kendi verdiği karardan vazgeçerek cumhuriyetten krallığa geri döndü ve kendini de Arnavutların kralı ilan etti. Zogocu rejim başından sonuna kadar feodal kalıntılarını koruyarak toprak ağalarının ve kapitalistlerin sömürüsünü pekiştirdi ve halk kitlelerini iliğine kadar sömüren bir düzen kurdu. İktidarını güvende hissetmeyen Zogo emperyalistlerden yardım istedi ve “açık kapı” siyasetini izledi. Bu siyaset, Arnavutluk’u tamamen nüfuzu altına almak isteyen Mussolini yönetimindeki faşist İtalya ile gitgide iktisadi ve siyasi bağlar kurulmasına yol açtı. Roma hükümetinin Zogo’ya verdiği yüksek faizle borçlar Zogo ve yanındakileri zenginleştirirken İtalyan sermayesinin Arnavutluk ulusal ekonomisinin gerçek hâkimi olmasını sağladı.
ARNAVUTLUK’UN FAŞİST İŞGALDEN KURTULMASI
Enver Hoca Fransa’da tanıştığı komünist hareket ile beraber 1936 yılında Fransa’dan ülkesine döndüğünde Fransızca öğretmenliğine başlamış ve devrimci çalışmalarını daha da yoğunlaştırmıştı. “Arnavutluk’ta sanayi olmadığı ve burjuvazi gelişmediği için devrimi erteleyen, faaliyetini sadece eğitim çalışmaları ile sınırlayan” anlayışları eleştiren Hoca, bir yandan da anti-emperyalist hareketleri birleştirme gayesindeydi. Bir yandan temellerini atarken bir yandan da İtalyan ordularına karşı “Ulusal Kurtuluş Konseyleri”nin kuruluş çalışmalarına katıldı. Arnavutluk’taki partizan direnişi hızla büyüyerek devrimci bir harekete dönüştü. Hedefleri hem faşist işgalden kurtulmak hem de işbirlikçi Zogo yönetiminden kurtulmaktı.
Bu dönemde kurulan Arnavutluk Komünist Partisi Enver Hoca önderliğinde halka yol gösteren parti oldu. 1943 yılında İtalya’nın teslim olmasıyla beraber ülke bu sefer Nazi Almanya’sı işgali altına girdi. 29 Kasım 1944 yılında partizanlar ülkeyi işgalden kurtardılar. Savaştan hemen sonra iktidara gelen Arnavutluk Komünist Partisi sosyalizm için gerekli düzenlemeleri yapmış ve bunun sonucunda monarşi kalkarak yerine halk cumhuriyeti ilan edilmiştir.
DEVRİMİN İLK ZAMANLARINDA ARNAVUTLUK
Arnavutluk’ta yapılan ilk seçimler “ulusal konseyler” için yapıldı. Bu seçimlerde halk burjuva parlamentosu yerine halk demokrasisini seçmişti. Bu demokrasi halk meclislerine dayanan, her kademe ve düzeyde kendi iktidar organlarını oluşturan bir yönetim şekliydi. Tabi ki bu demokrasinin de her devrimden sonra olduğu gibi birtakım tehditleri vardı. Halkı sömüren sınıfların ve Zogocuların devrimi çalmasına izin vermemek adına devrimci demokratik halk iktidarında da zor kullanıldı. Emperyalizmin ve işbirlikçilerinin her alanda tasfiye edilmesi gerekiyordu. Bu iktidar da zor ve demokrasi iç içeydi. “Yurttaş Hakları Bildirgesi”nde toplantı, söz, basın, dernek kurma hakkı; din ve vicdan özgürlüğü gibi haklar vardı. 1945’te sendikalar kuruldu, işçiler yıllık 15 gün izin hakkına kavuştu, toprak reformları gerçekleştirildi. Temel üretim araçlarını kamulaştırma kanunu ilan edildi. İlk seçimler 2 Aralık 1945’te yapıldı. Bu dönemin en büyük şiarı “İktidar halktan doğar ve halka aittir” şeklindeydi.
ARNAVUTLUK’TA HALK DEMOKRASİSİ İÇİN İLK YAPILANLAR
Arnavutluk’ta yönetim işçi-köylü ittifakıydı. Halkın doğrudan yönetime ve ekonominin yönetimine katılması esastı. Sanayisi zayıf olduğu için işçi sınıfının gelişimine oldukça önem verildi. Halka önderlik eden Arnavutluk Komünist Partisi işçi sınıfını geliştirmek için halkı kucaklamak ve nihai hedefi olan sosyalizm inşası için adını Arnavutluk Emek Partisi olarak değiştirdi. Ekonomi yönetimi tekellere ve emperyalizme karşıydı. Ekonominin iyileşmesi için 2 ve 5’er yıllık kalkınma planları yapılarak tarım ve sanayide olan dışa bağımlılığa son verilmesi için çalışıldı ancak ülke çok yoksul olduğu için Kruşçev dönemine kadar Sovyetlerden yardım aldı. Sonrasında uygulanan ambargo halk ekonomisine bir karakter kazandırdı. Alınan tedbirler halkı açlık, hastalık ve kıtlıktan korumaya yönelikti. Ağır sanayinin geliştirilmesi hedefiyle beraber, acil gıda ve temel tüketim maddeleri için hafif sanayiye önem verdi. Dış politikada ise Stalin’in ölümüne kadar SSCB ile iyi ilişkiler devam etse de Stalin’in ölümünden sonra gelen Kruşçev’in sosyalist çizgiyi terk etmesiyle beraber Arnavutluk Emek Partisi, SSCB yönetimine karşı tutum aldı. Arnavutluk emperyalizme ve revizyonizme karşı tutum alarak bağımsızlığı savundu ve hatta Tito’nun parlatmaya çalıştığı revizyonist bir kamp olan “Balkan İttifakı” üzerinden Arnavutluk’u revizyonist kampa yedeklenmesini engelledi. Emperyalist işgal tehdidi altında yaşayan ülkede düzenli ordu kuruldu fakat halkta silahlandırıldı ve halk milisleri kuruldu. Çünkü halka rağmen güvenlik sağlanamaz ve böylesi bir güvenlik anlayışı olamazdı. Yugoslav Komünist Partisinin içişleri bakanlığını ve istihbaratı kullanarak halkı ezme modeline karşı çıkan Arnavutluk Emek Partisi, kendi ülkesinde polis gücünü zayıflattı. Okuma yazma seviyesi çok düşük olan Arnavutluk’ta eğitime ve aydınlanmaya çok büyük önem verildi. Kır ve kentte kültür devrimine gidildi. Üretim ile okul müfredatı birleştirildi. Yetişmiş kadrolar, özellikle köylü gençliğin eğitimi için kırsala gönderildi. Kadınlar halk meclisleri seçimlerine katıldılar ve yönetimlerinde yer aldılar.
Arnavutluk faşizmi iki kez dize getirmiş bir devrim ülkesinin adıydı. Emperyalizme ve giderek büyüyen modern revizyonizme karşı mücadele eden gerçek bir sosyalist ülkeydi. Ambargo ve teslimiyetçiliğe boyun eğmeyen bir ülkeydi. Uzun yıllar Enver Hoca önderliğinde halk demokrasisi ile yönetilen ülke 11 Nisan 1985’te Enver Hoca’nın ölümüyle beraber yerine gelen Ramiz Alia yönetimiyle beraber 1991’de “teslim bayrağını” çekti.
KAYNAKÇA:
Arnavutluk Emek Partisi Tarihi-1. Çeviren İsmail AYDIN. İstanbul: Yurt Kitap-Yayın, 1990
https://www.evrensel.net/haber/377310/iki-fasist-isgale-yenilgi-tattiran-lider-enver-hoca-kimdir
Evrensel'i Takip Et