07 Ocak 2025 23:02

Öğrenciler nasıl borçlandırılıyor?

Fıkra şu: Çalışmak için okumuyoruz, okuyabilmek için çalışıyoruz.

Paylaş

Betül KARASALİH
Marmara Üniversitesi

2024’te bursların 2000 TL olmasından dolayı öğrenciler olarak geçinemedik. Şimdi %50 zam ile 3000 TL olacak bursumuz hâlen geçimimizi sağlamaya yakın bile değil. Mecburen biz de asgari ücretle geçimini sağlayamayanlar gibi kredi çekmek zorunda kalıyoruz. Kredi derken KYK kredisinden değil, banka kredisinden bahsediyorum. KYK kredisini de verirlerse hemen çekiyoruz zaten. Bir ayı bir şekilde çıkartmak için taklalar atıyor, avans mavans ne varsa onları da çekiyoruz. Banka kredisini ödeyebilmek için bir de çalışıyoruz.

NİYE ÇALIŞIYORUZ, NİYE OKUYORUZ?

Peki nasıl çalışıyoruz? Günlük iş arayanlar için çoğumuzun öğrenci olduğu WhatsApp grupları var. Bu gruplardan 10 saat güvencesiz bir şekilde çeşitli işletmelerde garsonluk, komilik yapabileceğimiz ve günlük maksimum 1000 TL kazanacağımız işlere gidiyoruz. Buna rağmen geçinemiyoruz. Ay sonu geliyor, çektiğimiz krediyi ödeyebilecek kadar çalışıyoruz. Daha sonra elimizde bir şey kalmıyor ve tekrardan kredi çekiyoruz. Bu kısır döngünün her adımında çalışan konumundayız.

Biz neden okuyoruz? Çalışmak için. Neden çalışıyoruz? Kredimizi ödemek için. Krediyi neden çekiyoruz? Okuyabilmek için. Yani fıkra şu: Çalışmak için okuyorduk, şimdi ise okuyabilmek için çalışıyoruz.

ÜCRETLER NEYE GÖRE BELİRLENİYOR?

İktisat derslerimizde enflasyonun yüksek olmasının sebebi talep fazlalığından dolayıymış gibi anlatılıyor. 2023’te enflasyon artışının sebepleri, IMF ekonomistlerinin yaptıkları açıklamaya göre enflasyonun %45’i yükselen şirket kârları nedeniyle gerçekleşirken, enflasyonun %40’ı artan ithalat fiyatları nedeniyle oluşuyor. İşçi ücretlerinin enflasyondaki payı ise sadece %15. Buna rağmen asgari ücretin 22.104 TL olması zorunluymuş gibi gösteriliyor, ücretlere %30 zam yapılırken vergiler %44 artırılıyor. Enflasyonun yükselmesinin yoksullaştırılacağı söyleniyor, buna göre bir ekonomi politikası izleniyor: Bizse hayatımıza baktığımızda gittikçe yoksullaştığımızı, alım gücümüzün düştüğünü görebiliyoruz.

Bu ücretler belirlenirken bizim çıkarımızın gözetilmediği çok açık. Devlet ne öğrencilere ne işçilere bütçe ayırıyor. Peki, bu durumdan nasıl çıkabiliriz?

Devlet ne işçilerden ne öğrencilerden yana. Aynı taleplere sahip olan bizlerin de işçilerin safında, onlarla beraber bir mücadele hattı çizmemiz gerekiyor. Bugün üniversitelerde demokratik, bilimsel, laik bir üniversite talebi için, eğitime bütçe ayrılması için yan yana gelmeyi öğrendiğimizde bugünkü sorunlarımız çözülecek. Bugün üniversitelerde demokratik, bilimsel, laik bir üniversite talebi için; eğitime bütçe ayrılması için yan yana gelebilirsek hem bugünkü sorunlarımız çözülecek hem de birbirimizi daha yakından mücadele içinde tanıyacağız.

Bunu öğrenirsek bugün çalışan öğrenciler olarak yarın iş yerlerinde yan yana gelebileceğiz. Ancak sınıf dayanışmasıyla, bir araya gelerek, mücadeleyle kazanabiliriz.

ÖNCEKİ HABER

Öğrenciler İktisat Kongresi mi Düzenliyor?

SONRAKİ HABER

MESEM değil, çocuk işçilik

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa