7 Ocak 2025 23:28

2024’ten yeni yılın ilk günlerine bakış

Kocaeli Üniversitesi Reklamcılık öğrencisi

Yeni yıla girdik. Peki yeni yıl bize ne getirecek? Bir kazanç olarak değerlendirebilir miyiz? Yoksa yeni bir kazan kazan furyası mı olacak?

Bu sorulara cevap bulabilmek için 2024’ün kısa bir özetini vermek faydalı olacaktır. Örneğin bu yıl iş kazalarında İSİG Meclisi raporlarına göre 1643 işçi yaşamını yitirdi. İş yerinde çalışırken ölünen bir Türkiye Yüzyılı! Evine ekmek götürmek için ölen yüzlerce insanın yılı…

2024’te iş cinayetlerinin yanı sıra katledilen 422 kadın var. Bu ülkede kadın olmak demek eve giderken tereddüt etmek; işte, sokakta öldürülmeden eve döndüğündeyse sevinmek demek.

TÜRKİYE’DE GENÇ OLMANIN BEDELİ NE?

Genç olmanın da bedeli çok bu ülkede, çünkü genç olmak 3000 TL KYK bursu ya da kredisiyle, günde 100 TL ile geçinebilmek demek. Hatta henüz genç bile değil, çocuk olmak sermayenin çarklarına erkenden sokulup asgari ücretin 3’te 1’i fiyatına 7368 TL ile çalıştırılmak demek.

Bu ülkede emekli olmak da 12.500 TL ile yoksulluk ve açlık sınırının altında geçinmek demek.

2024 sadece ekonomik zorluklarla geçmedi tabii, hukuki olarak da skandallarla doluydu. Bir kısmına sıra sıra örnek vermek gerekirse: AYM’nin Can Atalay kararına rağmen Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi, eski Kızılay başkanı Kerem Kınık’ın kızı Fatıma Zehra Kınık’ın karıştığı ölümlü kazadan ceza almadan beraat etmesi, Dilan Polat ve Engin Polat’ın kara para aklama suçlarından beraat etmesi… İşte hukukun resmen hiçe sayıldığı kararlar gündem oldu 2024’te!

2024 yılında aynı zamanda demokrasiye de saldırının yılıydı. Dersim, Esenyurt, Merdin, Colemerg, Elih belediyelerine kayyum atandı, halkın iradesine adeta şerh koyuldu.

Katliamın bir başka boyutu daha yasallaştırıldı geçen sene, hayvanların katline dönüşen hayvan hakları yasası anayasaya girdi. Bu yasa hayvanların toplatılmasını ve uyutulmasını içeren son derece cani bir yasa. Sadece insan ya da hayvan canlarına değil, bu iktidar tabiata göz dikti.

Peki ya toprağı memleketin? Uludağ Milli Park statüsü düşürüldü ve yapılaşma ve ranta açıldı. İş cinayetleri pek tabii doğa katliamıyla burada da gündeme geldi. İliç’te Kanadalı şirketler kazansın diye verilen madende onlarca işçinin cesedi siyanürde yok oldu gitti.

2024’UN SON GÜNLERİNDE NE GÖRDÜK?

2024’ün sonlarına doğru yaklaştığımızdaysa yasaklanan işçi grevlerini gördük. Metal işçilerinin grevi hukuksuzca, “milli güvenliği tehdit ettiği” gerekçesiyle engellenmeye çalışıldı iktidar tarafından. Başka yerlerde de grev yapan Özak, Polonez işçileri darp edildi aynı sene içerisinde.

Başka neler mi oldu? Şöyle film şeridi gibi gözümüzün önünden geçsin: MİT başkanı İbrahim Kalın’ın cihatçı gruplarla birlikte Şam'da poz vermesi, Türkiye'de ÇEDES projesi ile okullara imam atanması, yılbaşı ve paskalya gibi özel gün kutlamalarının, üniversite festivallerinin ve Zeytinli Rock Festivali’nin yasaklanması…

Gördüğümüz üzere Türkiye adeta gericiliğe teslim olmuş durumda.

Peki hiç olumlu gelişme olmadı mı? Belediye seçimlerinin muhalefet tarafından kazanılması, Van'da kayyuma karşı halkın duruşu ve kazanımı, toplu iş sözleşmesinden galip gelen işçiler, üniversite hareketinde uzun süredir gördüğümüz en kitlesel eylemler…

Bu örnekler bize ufak tefek geliyor olabilir, ancak büyük şeyler gösteriyor. Bize gösteriyor ki iki on yılı aşkın süredir süren zor, baskı, sömürü hayatın her alanına tezahür etse de aradan boşluk yaratmayı, bir araya gelmeyi unutmadığımız günler de var önerimizde. Görüyoruz ki mücadelemiz sonuç vermiyor da değil, kaderimizi değiştirmek bizim elimizde. Bizim elimizdeyse yeni yılın ilk günlerinde umudumuzu bırakmayacak, birlikte ileriye bakacağız.

Evrensel'i Takip Et