Sağlık emekçileri iş bıraktı: “Yaşanan sorunların sorumlusu biz değiliz”

Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği'ne karşı 3. kez iş bırakan ASM çalışanlarına bugün 2. ve 3. basamaktaki sağlık emekçileri de katılıyor.

08 Ocak 2025 09:20
Son Güncellenme Tarihi: 08 Ocak 2025 16:55
Paylaş

Aile sağlığı merkezi (ASM) çalışanlarının 1. basamak sağlık hizmetlerinde başlattığı iş bırakma eylemine bugün 2. ve 3. basamaktaki sağlık emekçileri de katılıyor.

Sağlıkta yaşanan sorunların sorumlusunun hekimler ve sağlık emekçileri olmadığına vurgu yapan sağlık emekçileri yurt genelindeki sağlık kuruluşlarında acil durumlar ve önceden planlanmış ameliyatlar dışında sağlık hizmeti vermeyecek.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) sağlık emekçilerinin neden iş bıraktığını ve taleplerini paylaştı:

  • Sağlıkta şiddeti artıracak düzenlemeler değil şiddetin önlenmesini sağlayacak etkin ve caydırıcı tedbirler alınması, etkili şiddet yasası çıkartılması ve sağlık çalışanlarının can güvenliği sağlanmasıdır.
  • Tüm sağlık mesleklerine yönelik tanımlar net olarak yapılmalı, angarya çalıştırma yasaklanmalı, üniversite hastaneleri başta olmak üzere çalışanların tayin hakları, özlük ve sosyal hakları garanti altına alınmalıdır.
  • Hekimleri, Diş Hekimleri ve hastaları da mağdur eden, hekimlere karşı şiddet kaynağı olan, halkın sağlığını tehlikeye atan, hastalara yeterli tedavi yapma süresi sağlamayan 5 dakikada muayene dayatmasından vazgeçilmeli, nitelikli bir sağlık hizmeti sunabilmek için hasta randevuları her hastaya en az 15 dakika ayrılacak şekilde düzenlenmelidir.
  • Diş hekimlerinde saat 24.00’dan sonra mevzuata aykırı şekilde nöbet yazılmasından ve vardiya çalışma sisteminden vazgeçilmelidir.
  • Hekim, ebe, hemşire ve tüm sağlık emekçilerine performans ve ciro odaklı sistemin yerine emekliliğe yansıyacak insanca ücret ödenmelidir. Sabit ödemeler genel bütçeden karşılanmalı, ek zamlar temel ücretlere ve emekliliğe yansıyacak şekilde düzenlenmelidir. Bu talebimiz gerçekleşinceye kadar acil olarak ilave ek zam emekliliğe yansıtılacak şekilde düzenlenmeli ve mevcut memur emeklilerine de yansıtılmalıdır.
  • Kamu emekçilerin vergi diliminin yüzde 10’da sabitlenmelidir.

İSTANBUL’DA İŞ BIRAKAN SAĞLIK EMEKÇİLERİ BAKANLIĞA SESLENDİ: "HALK SAĞLIĞINI KORUMAK YERİNE İTİRAZLARI BASTIRIYORSUNUZ"

 Aile sağlığı merkezi (ASM) çalışanlarının 1. basamak sağlık hizmetlerinde başlattığı iş bırakma eylemine bugün 2. ve 3. basamaktaki sağlık emekçileri de katıldı. İş bırakan sağlık emekçileri İstanbul'da Çapa Tıp Fakültesi önünde toplandı. Eylemde "Genel grev, genel direniş", "Bakan istifa", "Emek bizim, söz bizim" sloganları atıldı. Aile sağlık merkezi yönetmeliğinin yanı sıra kamu emekçilerine uygulanacak yüzde 11.55'lik zamma da tepki gösterildi.

Eylem AHESEN, Birlik Dayanışma Sendikası, Genel Sağlık İş, HEKİMSEN, HEPSEN, Hürriyetçi Sağlık Sen, Hürriyet Sağlık Sen, İSTAHED, İstanbul Tabip Odası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) olmak üzere 11 sağlık örgütü tarafından düzenlendi. Eyleme Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan da destek verdi. Açıklamayı çevredeki pek çok yurttaş da izleyerek destek verdi.

 "SAĞLIK BAKANLIĞI SORUNLARI ÇÖZMEK YERİNE SESİMİZİ BASTIRIYOR"

Ortak basın açıklamasını Türk Tabipler Birliği İkinci Başkanı Pınar Saip okudu. Açıklamaya bakanlığın yarattığı sorunlar çözülene kadar mücadeleye devam edeceklerini söyleyerek başlayan Saip, "Bizler, emek ve meslek örgütlerimizin çağrısıyla, sağlık sisteminde yaşanan çöküşu protesto etmek, sesimizi hep birlikte yükseltmek, taleplerimizi haykırmak adına bugun ülkenin her bir köşesinde, meydanlarda bir araya gelmiş hekim, diş hekimi, hemşire, ebe, ATT, paramedik, teknisyen yani sağlık emekçileriyiz" dedi.

Şiddetle ve mobbingle çalıştırıldıklarını ifade eden Saip, "Her gün yüz binlerce kişiyi sağlığına kavuşturmak, hastalanmalanını önlemek için çalışırken; şiddet, mobbing, performans dayatması, güvencesiz gelir, liyakatsiz yöneticiler, sağlıkta çeteleşme gibi say say bitmeyecek sorunlarla boğuşuyoruz" diye konuştu.

Tüm bu sorunları çözmesi gereken kamu otoritesinin ise sağlık emekçilerinin yanında değil karşısında olduğun vurgulayan Saip, "Sağlık Bakanlığı; toplumun ve sağlık emekçilerinin sorunlarına çözüm üretmek için bizlerin görüş ve önerilerini dikkate almak yerine, yeni yönetmeliklerle; otoriter emek rejimini tam anlamıyla yerleşik hale getirerek bizleri yok saymaya, itirazlarımızı sindirmeye, İş bırakma eylemlerimizin etkisini görünmez kılmaya çalışıyor" ifadelerini kullandı.

"MESLEK ONURUMUZUN KORUNMASINI VE ÇETELEŞMENİN SON BULMASINI İSTİYORUZ"

Sağlık Bakanlığı'na halk sağlığını korumak ve sağlık emekçilerinin sorunlarını çözüp çözmek istemediğini soran Saip, "Bu çığlık tüm basamaklarda sağlık hizmeti üreten yüzbinlerce hastayı sağlığına kavuşturmak ve hasta olmalarını engellemek için çalışan sağlık emekçilerinin sesidir. Bunu duymak zorundasınız. Bizler bu eylemlerle meslek onurumuza sahip çıkarken sağlıkta çeteleşmeye imkan vermeyecek; adil, şeffaf, toplumcu bir sağlık sisteminin kurulmasını ve halkımızın sağlık hakkını da savunuyoruz" dedi. Saip ardından sağlık emekçilerinin taleplerini sıraladı.

Basın açıklamasının ardından sağlık meslek örgütlerinden temsilciler söz alarak mücadeleye devam edeceklerini belirtti. 

TAKSİM EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ SAĞLIK EMEKÇİLERİ "ÖZLÜK HAKLARIMIZ VE SAĞLIK HAKKI İÇİN ALANLARDAYIZ"

Yurt genelindeki eylem kapsamında Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde de sağlık emekçilerinin yüzde 80'ine yakını iş bıraktı. İş bırakan sağlık emekçileri Çapa Tıp Fakültesi'ndeki merkezi eylem öncesinde hastaneleri önünde basın açıklaması düzenledi. Eylemde "Sağlıkta özelleşme ölüm demektir", "Sağlıkta performans ölüm demektir" sloganları atıldı. Açıklamaya çevredeki pek çok yurttaş da alkışlarla destek verdi.

"MOBBİNG VE ŞİDDETLE ÇALIŞTIRILIYORUZ"

Basın açıklaması öncesinde Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Şişli Şube Yönetim Kurulu Muhsin Uysal, neden iş bıraktıklarından açıkladı. Sağlık emekçileri olarak düşük ücret, mobbing ve şiddete maruz bırakıldıklarıdan belirten Uysal; Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde kreş olmadığının, gerekli sayının çok altında hemşire çalıştığının altını çizdi. Uysal tüm bu sorunlara karşı da ş bıraktıklarını vurgulayarak 13 Ocak'ta yeniden iş bırakacaklarını ifade etti.

 "SORUNLARIMIZ SÜRERKEN BAKANLIK YANIMIZDA DEĞİL KARŞIMIZDA"

Basın açıklamasını İstanbul Tabip Odasından Remzi Gediz okudu. Her gün yüz binlerce kişiye sağlık hizmeti sunarken şiddet, mobbing, performans dayatması, güvencesiz gelir, liyakatsiz yöneticiler, sağlıkta çeteleşme gibi sorunlarla karşılaştıklarını anlatan Gediz, "Tüm bu sorunların çözümü için görev alması gereken kamu otoritesini ise yanımızda değil her seferinde karşımızda buluyoruz. Sağlık Bakanlığı; toplumun ve sağlık emekçilerinin sorunlarına çözüm üretmek için bizlerin görüş ve önerilerini dikkate almak yerine, yeni yönetmeliklerle; otoriter emek rejimini tam anlamıyla yerleşik hale getirerek bizleri yok saymaya, itirazlarımızı sindirmeye, İş bırakma eylemlerimizin etkisini görünmez kılmaya çalışıyor. Bakanlığın bu olumsuz tavrına karşı bugün tüm sağlık kurumlarında uretimden gelen gücümuzü kullanarak iş bırakıyoruz!" dedi.

Sağlık emekçilerinin bu eylemlerle meslek onuruna sahip çıkarak, toplumcu bir sağlık sisteminin kurulmasını ve sağlık hakkını da savunduğunu ifade eden Gediz, sağlık emekçilerinin sorunları çözülene kadar eylemlerini sürdüreceklerini ifade etti.

Açıklamanın ardından çevredeki yurttaşlar da söz alarak sağlık emekçilerine desteklerini iletti. (İstanbul/EVRENSEL)


SAĞLIK EMEKÇİLERİ ANKARA'DAN SESLENDİ: HALKIN SAĞLIĞINI KORUMAK İSTİYORSANIZ BİZİ DUYMAK ZORUNDASINIZ

Tüm basamaklarda iş bırakan sağlık emekçileri Ankara'da Hacettepe Üniversitesi heykel önünde bir araya gelip, açıklama yaptı.

Hacettepe heykel önünde yapılan açıklamaya çok sayıda sağlık emekçisi katılım sağladı.  Açıklamaya ayrıca CHP Sağlık Politikalarından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz, KESK  Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak, Sol Parti Başkanlar Kurulu üyeleri İsmail Hakkı Tombul ile İlknur Başer de katıldı.

"Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz", "Bakan istifa" sloganlarının atıldığı açıklamada kurumlar adına açıklamayı okuyan ATO Başkanı Dr. Mine Coşkun, " Bizler; sağlık sisteminde yaşanan çöküşü protesto etmek, taleplerimizi haykırmak için bir araya gelen hekim, diş hekimi, hemşire, ebe, acil tıp teknisyeni, paramedik, teknisyen, tüm sağlık emekçileriyiz. Her gün yüz binlerce kişiyi sağlığına kavuşturmak, hastalanmalarını önlemek için çalışırken; şiddet, mobbing, performans dayatması, güvencesiz gelir, liyakatsiz yöneticiler, sağlıkta çeteleşme gibi sorunlarla boğuşuyoruz. Sorunların çözümü için görev alması gereken yöneticileri yanımızda değil, karşımızda buluyoruz. Sağlık Bakanlığı, toplumun ve sağlık emekçilerinin sorunlarına çözüm üretmek için bizlerin görüşlerini ve önerilerini dikkate almıyor" dedi.

Yeni yönetmeliklerle otoriter emek rejiminin yerleşik hale getirildiğini ifade eden Dr. Coşkun, "Bizleri yok saymaya, itirazlarımızı sindirmeye, eylemlerimizin etkisini görünmez kılmaya çalışıyor.Bakanlığın olumsuz tavrına karşı bugün tüm sağlık kurumlarında üretimden gelen gücümüzü kullanıyoruz, iş bırakıyoruz! Birinci basamakta çalışan sağlık emekçilerinin haftalardır sürdürdüğü mücadeleyi selamlıyoruz. İş bırakma eylemlerini sahiplendiğimizi ifade ediyoruz." diye konuştu.

“SAĞLIKTAKİ POLİTİKALAR HALKIN SAĞLIK HAKKINI TEHDİT EDİYOR”

"Halkın sağlığını korumak ve geliştirmek istiyor musunuz? Hekim, ebe, hemşire, sağlık emekçilerinin sorunlarını çözmek istiyor musunuz?" diyerek Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu'na seslenen Dr. Coşkun, "Bu ses, tüm basamaklarda sağlık hizmeti üreten yüzbinlerce hastayı sağlığına kavuşturmak ve hasta olmalarını engellemek için çalışan sağlık emekçilerinin sesidir.

Bizi duymak zorundasınız!" diyerek açıklamada konuşan Coşkun, sağlığı piyasalaştıran "Sağlıkta Dönüşüm Programı" yüzünden meslek onurlarının, halkın sağlık hakkının ve herkesin geleceğinin tehdit altında olduğunu duyurdu.

Depremin ardından halen bölgede insanca yaşam ve çalışma koşullarından uzak bir tablonun hakim olduğunun ifade edildiği açıklamanın devamında şu sözler yer aldı: "Genç meslektaşlarımızın etik değerler ışığında, donanımlı, nitelikli ve ücretsiz eğitime erişiminin önündeki engeller devam ediyor.Mobbing kabul edilemez! Mobbingle mücadelede somut yasal düzenlemeler çıkarılmalıdır. Etkili şikâyet ve ceza mekanizmaları geliştirilerek işler hale getirilmelidir. Sağlıktan para kazanmak uğruna canları hiçe sayan çetelere ve suç örgütlerine izin vermeyen, eşit şeffaf ve kamu yararını baz alan bir sağlık sistemi kurulmalıdır!"

Açıklamanın devamında yapılan konuşmalarda da sağlık emekçilerinin taleplerinin bir an evvel sağlanması çağrısı yapıldı.

CHP'li Zeliha Aksaz Şahbaz: Bugün burada sadece sağlık emekçilerinin değil, tüm yaştan insanımızın sağlık hakkını savunmak için buradayız. Bugün sağlık hizmetine ulaşamadığı için kamudan nitelikli sağlık hizmeti alamadığı için, bebekler bakanın gözü önünde katledildi.Sağlık emekçileri işte bu yüzden; nitelikli sağlık hizmeti için buradalar. Kadına, çocuğa acımayan saray iktidarına haykırıyoruz; bizler bugün bir arada buradayız, bu ülkeyi, demokrasiyi, sağlık hakkını savunmaya devam edeceğiz.

TTB Genel Sekreteri Önder Okay: Sağlıkta dönüşüm çökmüştür. Sağlık Bakanlığı bu politikanın çöküşüne dair kabullenişi daha fazla sürdüremez. Sağlık alanındaki sorunlar palyatif tedbirlerle geçiştirilemez.  Şimdi şunu düşünelim; başka bir sağlık sistem mümkün mü? Ve sonuna kadar mücadele edecek miyiz? Çocukların okula aç gitmediği  bir düzen, işçilerin hergün ikişer ikişer iş cinayetlerine kurban gitmediği bir düzen, birinci basamağın kurunduğu bir sistem istiyoruz. Bunu kuracak irademiz var mı? O vakit hep birlikte mücadeleye devam edeceğiz.

KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak: Ülkemiz uzun süredir AKP tarafından yönetiliyordu, bir süredir de MHP ve AKP bloğu ile yönetiyorlar; şirket gibi yönetilen bir ülkede halkın hizmet alacağı kurumlar ticarethaneye dönüştürülür ve bugün yaşananlar tesadüf değildir. Bu yüzden tesadüf değildir, Hazine ve Maliye Bakanı'nın krizi kabul edip, bankaların kar etmeye devam etmeye dediği açıklaması. 2024'ün son günlerinde bütçe görüşmelerinde KESK olarak bir uyarı eylemi gerçekleştirdik; kamu emekçilerinin emeğinin hakkını alamadığını ifade eTmiştik. Bu iktidar şimdi diyor ki; biz değişmeyeceğiz, paranız varsa bu hizmetlerden yararlanabilirsiniz diyorlar. O zaman değişecek ve değiştirecek olan bizleriz. Bu sebeple 13 Ocak'ta iş bırakacağız. Yoksulluğa karşı mücadelede birleşmeye devam edeceğiz. 

Sol Parti'den İlknur Başer: Ülkede her şeyi çökerttiler; sağlıkta dönüşüm ile sağlıkta yıkımı inşa ettiler. Bugün sağlık sistemi ayakta ise hekimler, hemşireler, radyoloji teknisyenleri, bir bütün halinde sağlık emekçilerinin mücadelesi ile ayaktadır. Bizler biliyoruz, eğitimden sağlığa halkın hakkını gasp edenlere karşı direnenler kazanacak. Sizi, bizi görmeyenleri biz de görmeyiz. Hakkını alana kadar mücadele edecek olan sağlık emekçilerinin haklı mücadelesini destekliyoruz. (Ankara/EVRENSEL)


İZMİR SAĞLIK PLATFORMU: SAĞLIK ÇALIŞANLARI HER GÜN SORUNLA BOĞUŞUYOR

İzmir Sağlık Platformu, sağlık emekçilerinin iş bırakmasının üçüncü gününde İzmir Şehir Hastanesi 3. Poliklinik önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Sık sık “Çetelere değil sağlığa bütçe”, “Emek bizim söz bizim”, “Sağlıkta şiddet sona ersin” sloganlarının atıldığı açıklamada, “Bu yönetmelik değil eziyet”, “Güvenceli iş insanca yaşam”, “Sağlıkta ticaret ölüm demektir” yazılı dövizler taşındı. Basın metnini platform adına SES 1 No’lu Şube Eşbaşkanı Hava Akcan, Hekim Birliği Sendikası’ndan Bahar Sarı Nergis ve Genel Sağlık-İş Sendikası’ndan Gazi Çeliker okudu.

Basın açıklamasına destekte bulunan, İzmir Tabip Odası Başkanı Ceyhun Özyurt, TTB Merkez Konsey Üyesi Ali Osman Karababa ve Türk-İş Ege Bölge Temsilcisi Hayrettin Çakmak ise sağlık emekçilerinin haklı mücadelesinin yanında olduklarını söyledi.

Sağlık çalışanlarının her gün sorunlarla boğuştuğu belirtilen açıklamada, “Sağlık Bakanlığı, toplumun ve sağlık emekçilerinin sorunlarına çözüm üretmek için bizlerin görüş ve önerilerini dikkate almak yerine, yeni yönetmeliklerle, otoriter emek rejimini tam anlamıyla yerleşik hale getirerek bizleri yok saymaya, itirazlarımızı sindirmeye, İş bırakma eylemlerimizin etkisini görünmez kılmaya çalışıyor. Bakanlığın bu olumsuz tavrına karşı bugün tüm sağlık kurumlarında üretimden gelen gücümüzü kullanarak iş bırakıyoruz” denildi.

 “SAĞLIK BAKANLIĞI SORUNLARIMIZI GÖRMÜYOR”

Sağlık Bakanlığı’na seslenilen açıklamada, “Uzun yıllardır, çalışma şartlarımızın saydığımız gerekçelerle bilinçli ve programlı olarak kötüleştirilmesi meslek onurumuzu, toplum sağlığını ve hepimizin geleceğini tehdit eder boyutlara ulaşmıştır. Tüm uyarılarımıza rağmen sözlerimiz görmezden gelinmeye devam edilmektedir”ifadeleri kullanıldı. Son olarak “Taleplerimizin karşılanmasının sadece bizlerin çalışma ve yaşama koşullarımızı iyileştirmekle kalmayacağını, tüm toplumun nitelikli ve erişilebilir bir sağlık hizmetine kavuşacağının bilinmesini istiyoruz. Her kademede çalışan her meslekten hekim, diş hekimi, ebe, hemşire ve tüm sağlık emekçilerini ve tüm toplumu bizlere katılmaya, sesimize ses vermeye davet ediyoruz” denildi.

EÜ HASTANE: YOKSULLUK SINIRI ALTINDA ZAMMI REDDEDİYORUZ

Türkiye genelinde sefalet ücreti dayatmasına ve performansa dayalı sağlık sistemine karşı greve çıkan sağlık emekçileri Ege Üniversitesi Hastanesi’nde de iş bıraktı. SES, Birlik Sağlık Sen, HepSen, Genel Sağlık Sen, Hekim Birliği, Hemşireler ve Tüm Sağlık Profesyonelleri Sendikasının çağrısıyla iş bırakan sağlık emekçileri, “Yoksulluk sınırı altında zammı, performansa dayalı sağlık sistemini, eziyet yönetmeliğini reddediyoruz” dedi.

Hastane bahçesine kurulan grev çadırları önünde basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamaya Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası iş yeri temsilciliği, Emek Partisi, Bornova Kadın Dayanışma Derneği, Veli-Der de destek verdi.

Sendikalar adına açıklamayı SES İş Yeri Temsilcisi Selin Akgöl okudu. Akgöl, Memur Sen’i eleştirerek “Yüzde 11.54'lük zamma -mış gibi yapanları ne tarih ne de kamu emekçileri unutmayacaktır. Devletin biz vatandaşlarına uyguladığı tüm vergilere yüzde 43,93 artış yapıldığı yerde, memura verilen yüzde 11,54 zamma tamam demek; emek sömürüsünün en açık halidir. Hepimizin canına tak etti artık! İşçi ve emekçi tüm toplumsal kesimler gibi bizler de geçinemiyoruz” dedi.

“TEKELCİ SERMAYE İLE MÜCADELE ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ”

Klinik hemşirelerinin, ebelerinin, hekimlerinin, teknikerlerinin, sekreterlerin, sağlık memurlarının, ekipçe hizmet ürettiğimiz işçilerin, güvenliklerin, temizlik personellerinin kısacası tüm emekçilerin sesi olduklarını söyleyen Akgöl, şunları söyledi; “Sağlık Bakanlığı hizmetlerini üreten biz emekçilerin hakları görmezden gelinirken, sağlık sisteminde yaşanan tüm olumsuzluklar bize fatura edilmektedir. Neresinden tutulsa elde kalan sağlık sistemi alarm vermektedir. Tüm varlığımızla bu Ali Cengiz oyunlarını bozmaya, memurun yoksulluk sınırı altındaki maaşlarına dahi göz diken tekelci sermaye ile mücadele etmeye devam edeceğiz.”

“BU MAAŞ ZAMMINI REDDEDİYORUZ”

“Yoksulluk sınırının altında kalan, hiçbir ekonomik göstergeye, bilimsel gerçekliğe dayanmayan bu maaş zammını reddediyoruz. ASM'deki Hekim işleminin sayısına göre para kesintisini, onlarca katlık saçma ek ödemeleri, şiddeti, mobbingi, kâr amacı güden sözde koruyucu, gerçekte ise hasta etmeye sevk edici koruyucu sağlık sistemini reddediyoruz” diyen Akgöl, kamu sendikaları, işçi sendikaları, emekli sendikaları olarak haklarından vazgeçmeyerek birleşik mücadeleyi sürdüreceklerini söyledi.

Açıklamanın ardından sendika temsilcileri de söz aldı. Temsilciler aile yönetmeliğinin geri çekilmesini, yoksulluk sınırı üzerinde emekliliğe yansıyacak ücret talep etti. EMEP Bornova İlçe Başkanı Cevat Düzci de birleşik mücadelenin önemine vurgu yaparak, bütün emekçilere mücadeleye katılma çağrısı yaptı. (İzmir/EVRENSEL)


ADANA: SESİMİZE KULAK VERİN

Adana’da iş bırakan sağlık emekçileri Adana Şehir Hastanesi önünde toplandı. Yapılan ortak açıklamada sağlık sisteminde yaşanan çöküşü karşı hep birlikte ses yükseltmek için iş bırakıldığı belirtildi. Eylemde konuşan Adana Tabip Odası Başkanı Dr. Özden Polatöz, Sağlık Bakanlığı’na şu çağrıyı yaptı: “Halkın sağlığını korumak ve geliştirmek istiyor musunuz? Hekimlerin, ebe, hemşire ve sağlık emekçilerinin sorunlarını çözmek istiyor musunuz? O zaman sesimize kulak verin. Hekimleri, diş hekimlerini ve hastaları mağdur eden sistemden vazgeçin.”

"ANLATIYORUZ AMA ANLAMIYORSUNUZ"

Balıkesir Merkez'de Balıkesir Sağlık Platformu hafta boyunca her gün farklı bir güzergahta yürüyüş yaptılar ve basın açıklamalarını okudular. Emekçiler, yapılan açıklamalarda "Eziyet Yönetmeliğine" hayır dediler. Bu yönetmelik geri çekilene kadar mücadeleye devam edeceklerini belirttiler. Yürüyüşlerde ve açıklamalarda sık sık, " Bakan İstifa", "Sağlık Haktır Satılamaz", "Yeni Doğan Çetesi Bu Düzenin Eseri" "Sağlıkta Ticaret Ölüm Getirir" sloganları atıldı.

Balıkesir’in Edremit ilçesinde aile sağlığı merkezi (ASM) çalışanı aile hekimi, ebe ve hemşirelerin iş bırakma eylemine diğer sağlık emekçileri iş bırakarak destek verdi. Cumhuriyet Meydanı’nda yapılan açıklamaya emek ve demokrasi güçleri de katıldı. Burada konuşan Dr. Şenol Deniz, üçüncü kez iş bıraktıklarını hatırlatarak Sağlık Bakanlığı'na seslendi: “Defalarca anlattık ama anlamadınız. Bizler bu eylemlerle meslek onurumuza sahip çıkarken halkımızın sağlık hakkını da savunuyoruz. Sağlıklı bir toplum ve iyi çalışan bir sağlık sistemi için taleplerimizin kabul edilmesini istiyoruz” dedi. (HABER MERKEZİ)

 


KAYSERİ’DE SAĞLIK EMEKÇİLERİ İŞ BIRAKTI: “YARATTIĞINIZ SORUNLAR ÇÖZÜLENE KADAR MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ!”

Kayseri’de talepleri için iş bırakan sağlık emekçileri Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Poliklinik önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamada “Çöken sağlık sisteminin sorumlusu hekimler değildir” vurgusu yapıldı.

Açıklamayı okuyan SES Kayseri Şube Başkanı Bekir Güner “Bizler, emek ve meslek örgütlerimizin çağrısıyla, sağlık sisteminde yaşanan çöküşü protesto etmek, sesimizi hep birlikte yükseltmek, taleplerimizi haykırmak adına bugün ülkenin her bir köşesinde, meydanlarda bir araya gelmiş hekim, diş hekimi, hemşire, ebe, ATT, paramedik, teknisyen yani sağlık emekçileriyiz. Her gün yüz binlerce kişiyi sağlığına kavuşturmak, hastalanmalarını önlemek için çalışırken; şiddet, mobbing, performans dayatması, güvencesiz gelir, liyakatsiz yöneticiler, sağlıkta çeteleşme gibi say say bitmeyecek sorunlarla boğuşuyoruz.” dedi.

ADİL, ŞEFFAF, TOPLUMCU BİR SAĞLIK SİSTEMİNİN KURULMASINI SAVUNUYORUZ!

Güner “Bizler bu eylemlerle meslek onurumuza sahip çıkarken sağlıkta çeteleşmeye imkân vermeyecek; adil, şeffaf, toplumcu bir sağlık sisteminin kurulmasını ve halkımızın sağlık hakkını da savunuyoruz. Sağlık meslek emek örgütleri olarak; sağlıklı bir toplum ve iyi çalışan bir sağlık sistemi için birinci basamağa yönelik Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme yönetmeliği geri çekilmesi talebini de içeren altı maddelik talebimizi kamuoyu ile paylaşmıştık. İkinci ve üçüncü basamağın sorunlarının çözümünü biliyoruz ve taleplerimizi kamuoyu ile paylaşıyoruz” dedi. (Kayseri/EVRENSEL)


SES DERSİM ŞUBESİ: BAKANLIK SAĞLIK EMEKÇİLERİNİ DİNLEMİYOR

Dersim’de de iş bırakan sağlık emekçileri Tunceli Devlet Hastanesi önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya, KESK’e bağlı sendikaların şube yöneticileri, EMEP, DEM ve CHP’de destek verdi.

Açıklamada konuşan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Dersim Şube Başkanı Serap Kahraman, Sağlık Bakanlığı’nın sağlık emekçilerini dinlemediğini söyledi.

“SAĞLIK EMEKÇİLERİ DİNLENMELİ”

Sağlık Bakanlığı’nın toplumun ve sağlık emekçilerinin sorunlarına çözüm üretmek için sağlık emekçilerinin görüş ve önerilerini dikkate almak yerine, yeni yönetmeliklerle; otoriter emek rejimini tam anlamıyla yerleşik hale getirerek sağlık emekçilerini yok saymaya çalıştığını söyleyen Kahraman  “Sağlık Bakanlığı’na sesleniyoruz. Halkın sağlığını korumak ve geliştirmek istiyor musunuz? Hekimlerin, ebe, hemşire ve sağlık emekçilerinin sorunlarını çözmek istiyor musunuz?” dedi. (Dersim/EVRENSEL)


DENİZLİ’DE İŞ BIRAKAN SAĞLIKÇILAR SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ ÖNÜNDE EYLEM YAPTI

Sağlık alanındaki sendika, meslek odası ve derneklerden oluşan Denizli Sağlık Platformu, Denizli Sağlık Müdürlüğü önünde yaptığı eylemle Aile Hekimliği Sözleşme Yönetmeliğinin geri çekilmesini istedi. Denizli Sağlık Platformu bileşenleri iş bırakma eylemlerindeki kararlılıklarını vurguladı. Sümer Mahallesi Halkı da 'Aile Hekimlerinin Yanındayız' pankartıyla eyleme destek verdi. Denizli Tabip Odası, Denizli Dişhekimleri Odası, SES, Genel Sağlık-İş, DAHED, Hekim Birliği Sendikası temsilcileri eylemde konuşma yaptı. Eylem sloganlarla sona erdi.

Denizli Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Fazıl Necdet Ardıç sağlık alanının ticarethaneye dönüştürülmesine tepki gösterdi. Vatandaşlara seslenen Ardıç "Sağlıkta özelleştirme ile sağlık bakanlığını ticarethaneye dönüştürdüler. Bizler ucuza çalıştırdığı işçiler sizler de müşterilerisiniz. Bu yüzden sizlerin de desteğini bekliyoruz" dedi. Ardıç artan iş yükü ve sağlıkta şiddete dikkat çekerek "Her gün yüzlerce kişiyi sağlığına kavuşturmaya çalışırken baskı, şiddet, mobbing, performans dayatması, güvencesizlik, liyakatsiz yöneticiler gibi sorunlarla baş ediyoruz. Bu sorunları çözmesi gereken kamu otoritesiniyse yanımızda değil karşımızda buluyoruz" ifadelerini kullandı.

"HEKİMLER ÜZERİNDEKİ BASKIYI KALDIRIN"

SES Denizli Şube adına Aile Hekimi Dr. Selda Sevtap Akbulut Demirci söz aldı. Demirci konuşmasında "Hastalarımızın aşı, tedavi, takip ve izlemlerini yeterli sürede yapmak, insanca sağlık koşulları istiyoruz. Hekimlerimizin üzerindeki reçete, kota baskısını kaldırın. Hastalarımızın hangi ilaca, tedaviye ihtiyacı olduğunu en iyi hekimi bilir" ifadelerine yer verdi.

Denizli Dişhekimleri Odası Başkanı Dt. Musa Akyol da "Sağlık hizmeti bir bütündür. Sağlık sistemi nereye yürüyorsa hepimizin ağız ve diş sağlığını etkiliyor. AKP hükümetinin başlatmış olduğu performans sistemi nedeniyle maalesef bugün yaşadığımız sorunları yaşıyoruz. Sağlık hakkı evrensel ve erişilebilir olması gerekirken nitelik değil nicelik yönünden bir değerlendirmesi yapılarak hastaların nitelikli bir sağlık hizmetine ulaşımı maalesef engellendi" diye konuştu.

DAHED adına yapılan konuşmada aile hekimi başına ortalama 3 bin hasta düştüğünü ve Türkiye'de aile hekimlerinin iş yükünün Avrupa'nın 4 katı olduğu kaydedildi.

"ESKİDEN KORUYUCU HEKİMLİK VARDI"

Sümer Mahallesi halkından Güldane Şımarık Evrensel'e konuşarak şunları söyledi; "90 doğumlu çocuğum var mesela daha önceden eve gelip kilosunu ölçer aşılarının takip ederlerdi. Koruyucu hekimlik yapılıyordu. Gebeler takip ediliyordu. Doğum kontrol yöntemleri gösteriliyordu. Şimdi bunların hiçbiri olmuyor. Amaç sadece reçete yazdırmak değil." Aile hekimine destek için geldiğini belirten Mehmet Nasır Turan da "Biz hocamızdan çok memnunuz. Biz hekimimizden memnunuz bakanlık niye hekimlerle uğraşıyor" dedi. (Denizli/ EVRENSEL)


SAĞLIK EMEKÇİLERİ BURSA'DA İŞ BIRAKTI: HAKLIYIZ KARARLIYIZ

Aile sağlığı merkezi (ASM) çalışanlarının 1. basamak sağlık hizmetlerinde başlattığı iş bırakma eylemine bugün 2. ve 3. basamaktaki sağlık emekçileri de katıldı.

Bursa Yüksek İhtisas Hastanesi önünde bir araya gelen sağlık emekçileri basın açıklaması gerçekleştirdi.

Her gün yüz binlerce kişiyi sağlığına kavuşturmak, hastalanmalarını önlemek için çalışırken; şiddet, mobbing, performans dayatması, güvencesiz gelir, liyakatsiz yöneticiler, sağlıkta çeteleşme gibi say say bitmeyecek sorunlarla boğuştuklarını belirten Bursa Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Deniz Alphan Dinçer, “Tüm bu sorunların çözümü için görev alması gereken kamu otoritesini ise yanımızda değil her seferinde karşımızda buluyoruz. Sağlık Bakanlığı; toplumun ve sağlık emekçilerinin sorunlarına çözüm üretmek için bizlerin görüş ve önerilerini dikkate almak yerine, yeni yönetmeliklerle; otoriter emek rejimini tam anlamıyla yerleşik hale getirerek bizleri yok saymaya, itirazlarımızı sindirmeye, İş bırakma eylemlerimizin etkisini görünmez kılmaya çalışıyor” dedi.

“SESİMİZİ DUYAN VAR MI?”

“Halkın sağlığını korumak ve geliştirmek istiyor musunuz? Hekimlerin, ebe, hemşire ve sağlık emekçilerinin sorunlarını çözmek istiyor musunuz” diye soran Dinçer, “Bu çığlık tüm basamaklarda sağlık hizmeti üreten yüzbinlerce hastayı sağlığına kavuşturmak ve hasta olmalarını engellemek için çalışan sağlık emekçilerinin sesidir. Bunu duymak zorundasınız! Uzun yıllardır, çalışma şartlarımızın saydığımız gerekçelerle bilinçli ve programlı olarak kötüleştirilmesi meslek onurumuzu, toplum sağlığını ve hepimizin geleceğini tehdit eder boyutlara ulaşmıştır. Tüm uyarılarımıza rağmen sözlerimiz görmezden gelinmeye devam edilmektedir. Depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen deprem bölgesinde hala insanca çalışma ve yaşama koşulları sağlanamamış sağlık emekçilerinin sorunları giderilmemiştir. Genç meslektaşlarımızın, etik değerleri temel alan, donanımlı ve nitelikli bir eğitim alabilmelerinin engellenmesi ve düzeltilmemesi eğitim haklarının engellenmesidir. Mobbing kabul edilemez! Gerçekçi yasal düzenlemeler çıkarılmalı; etkili şikayet ve ceza mekanizmaları geliştirilerek, işler hale getirilmelidir. Bizler bu eylemlerle meslek onurumuza sahip çıkarken sağlıkta çeteleşmeye imkan vermeyecek; adil, şeffaf, toplumcu bir sağlık sisteminin kurulmasını ve halkımızın sağlık hakkını da savunuyoruz” dedi.  (Bursa/EVRENSEL)


MANİSA SAĞLIK PLATFORMU: HERKESİ SESİMİZE SES KATMAYA DAVET EDİYORUZ

Manisa Sağlık Platformu, sağlık emekçilerinin yaşadığı sorunları duyurmak ve taleplerini yükseltmek için Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın metnini platform adına SES Manisa Şubesi Eş Başkanı Figen Pehlivan okudu. 

Her gün sorun yaşadıklarını belirten Pehlivan, yetkililerin bu sorunlara kulak tıkadığını ekledi. Genç sağlık emekçilerinin etik değerleri temel alan, donanımlı ve nitelikli bir eğitim alabilmeleri için üniversite hastanelerinde özellikle polikliniklerde uzman gözetiminde muayeneler yapması gerektiğini vurgulayan Pehlivan, “Özellikle CBÜ’de araştırma görevlisi arkadaşlarımız bu konuyla ilgili ciddi sıkıntılar yaşamaktadır. Kamusal Hizmet vermek zorunda olan kurumlarda istenen tetkikler gönüllü bağış adı altında zorunlu ücretler karşılığında yapılamaz. Mesai sonrası yapılması gereken özel muayeneler mesai içinde yapılarak usulsuz ve kanunsuz bir şekilde ücret kazanılmaktadır. Bu uygulama halkın sağlık hizmetinden yararlanmasına engel olmaktadır. Tüm kamusal sağlık hizmetleri asistan hekimlerin üzerine yıkılmaktadır. Bu yöntem sebebiyle asistanların eğitim  hakları da engellenmektedir” dedi.

“YAŞANAN SORUNLARI KABUL ETMEYECEĞİZ”

Hekimin, sağlık profesyonellerinin kararı olan tetkiklere de müdahale edilerek hem meslek onuruna hem de halkın sağlık hakkına engel olunduğunu söyleyen Pehlivan, “İstenen tetkiklere kota getirilmesi, zorunlu ücretler ödenmesi, uzun randevu süreleri sebebiyle özel muayenelere teşvik edilmesi ne tıbbi etiğe nede sağlık hakkının korunma ilkesine uymaktadır. Sağlıkta ticarileşmenin en güzel örnekleri üniversite hastanelerinde yaşanırken yeni kanun ve yönetmeliklerle halkın sağlık hakkından ücretsiz yaralanması yok edilmeye çalışılmaktadır. Bir başka örneğide Ağız Diş Sağlığı Merkezlerinde görülmektedir. Mesai dışı çalışmaya zorlanan diş hekimlerimize insanlık dışı fazla mesailer ve güvenliksiz ortamlar yaratılmaktadır. Sadece kar güdüsü ile yapılan uygulamalar sağlıklı birey ve toplumun yok edilmesi demektir” diye konuştu “Yaşadığımız Mobbing, şiddet artık hiçbirimizin kabul edemeyeceği noktadadır. Gerçekçi yasal düzenlemeler çıkarılmalı, etkili şikayet ve ceza mekanizmaları geliştirilerek, işler hale getirilmelidir” diyen Pehlivan son olarak herkesi seslerine ses katmaya davet etti.  (Manisa/EVRENSEL)


MUĞLA’DA SAĞLIK EMEKÇİLERİ TALEPLERİNİ YÜKSELTTİ: "HAKLIYIZ, KARARLIYIZ!"

Muğla’da sağlık emekçileri, sağlık sistemindeki çöküşü protesto etmek ve taleplerini kamuoyuyla paylaşmak amacıyla meydanlara indi. Basın açıklaması, SES Muğla Şube Başkanı Havana Çakar tarafından saat 12.00’de Menteşe Devlet Hastanesi Acil Servisi önünde ve Muğla Tabip Odası yürütme kurulu üyesi Dr. Zuhal Uzunyayla tarafından saat 13.00’te Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde okundu.

Açıklamada, sağlık emekçilerinin şiddet, mobbing, performans dayatması ve güvencesiz çalışma gibi sorunlarına dikkat çekilirken, Sağlık Bakanlığı’nın bu sorunlara çözüm üretmek yerine sağlık emekçilerinin taleplerini görmezden geldiği vurgulandı.

Sağlık Bakanlığı’nın yeni yönetmeliklerle çalışanların itirazlarını bastırmaya çalıştığını belirten Çakar, "Bugün üretimden gelen gücümüzü kullanarak iş bırakıyoruz. Taleplerimiz karşılanana kadar mücadelemize devam edeceğiz," dedi.

Sağlık meslek örgütlerinin daha önce kamuoyuna açıkladığı altı temel talep arasında; sağlıkta şiddeti önleyici etkin yasaların çıkarılması, angaryanın sona erdirilmesi, 5 dakikada muayene dayatmasından vazgeçilmesi ve sağlık çalışanlarının insanca yaşayabileceği ücret düzenlemeleri yer alıyor.

Açıklamada ayrıca deprem bölgesindeki sağlık emekçilerinin hala insanca çalışma ve yaşam koşullarına sahip olmadıkları belirtilerek, bu durumun bir an önce düzeltilmesi gerektiği ifade edildi. Sağlık emekçileri, meslek onurlarını savunmak ve toplumun nitelikli sağlık hizmetine ulaşabilmesini sağlamak adına mücadelelerini kararlılıkla sürdüreceklerini duyurdu.

Eyleme Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF), Türk Tabipleri Birliği (TTB), SES, Hekim Birliği gibi birçok meslek örgütü ve sendika destek verdi. Ayrıca Muğla Tabip Odası Başkanı Dr. Çetin Erdolu, Aile Sağlığı Çalışanları Derneği Başkanı Ebe Pervin Çeltiklioğlu, Birlik ve Dayanışma Sendikası’ndan Dr. Can Kirişçi ve Menteşe Belediye Başkanı Gonca Köksal da açıklamalarıyla destek verdi.

Sağlık emekçileri, seslerini duyurmak ve haklarını savunmak için toplumun tüm kesimlerini bu mücadeleye destek olmaya davet ediyor.

ORTACA 

Ortaca'da da hekim, diş hekimi, hemşire, ebe, acil tıp teknisyeni, paramedik teknisyenleri; 14 emek ve meslek örgütü, seslerini yükseltmek, taleplerimizi haykırmak için Ortaca Devlet hastanesi önünde bir araya gelerek sağlık sisteminde yaşanan çöküşü protesto etti.

14 emek ve meslek örgütü adına açıklamayı Dr. Neşe Kocuk yaptı. Çalışma koşullarının bilinçli olarak kötüleştirildiğini, meslek onurlarının zedelendiğini, toplum sağlığının herkesi tehdit eder hale geldiğini belirten Kocuk, “Bizler bu eylemlerle meslek onurumuza sahip çıkarken sağlıkta çeteleşmeye imkan vermemek, adil, şeffaf, toplumcu bir sağlık sistemini ve halkımızın sağlık hakkını savunuyoruz” dedi.

“Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği”nin geri çekilmesini talep ettiklerini belirten Kocuk, altı maddelik taleplerini sıraladı. Aile Hekimleri çalışanları adına söz alan Dr. Esin Arbil ise aile hekimlerinin sorunlarını aktararak, “Bırakın işimizi yapalım, bu eziyet yönetmeliğini geri çekin” dedi. (Muğla/EVRENSEL)


AYDIN SAĞLIK PLATFORMU: SAĞLIK SİSTEMİNDE ÇÖKÜŞ YAŞANIYOR

Aydın Sağlık Platformu, sağlık sisteminde yaşanan çöküşe tepki göstermek için Aydın Devlet Hastanesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın metnini platform adına SES Aydın Şube Yönetiminden Eylem Azizoğlu okudu.

Sağlık emekçilerin yaşadığı sorunlara karşı yetkililerin kulak tıkadığını belirten Azizoğlu, “Sağlık Bakanlığı, toplumun ve sağlık emekçilerinin sorunlarına çözüm üretmek için bizlerin görüş ve önerilerini dikkate almak yerine, yeni yönetmeliklerle; otoriter emek rejimini tam anlamıyla yerleşik hale getirerek bizleri yok saymaya, itirazlarımızı sindirmeye, İş bırakma eylemlerimizin etkisini görünmez kılmaya çalışıyor” dedi.

“ÇALIŞMA ŞARTLARIMIZ BİLİNÇLİ OLARAK KÖTÜLEŞTİRİLİYOR”

Uzun yıllardır, çalışma şartlarının  bilinçli ve programlı olarak kötüleştirilmesinin meslek onuruna, toplum sağlığına  ve sağlık emekçilerinin geleceğini tehdit eder boyutlara ulaştığını vurgulayan Azizoğlu, “Tüm uyarılarımıza rağmen sözlerimiz görmezden gelinmeye devam edilmektedir. Depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen deprem bölgesinde hala insanca çalışma ve yaşama koşulları  sağlanamamış sağlık emekçilerinin sorunları giderilmemiştir.

Genç meslektaşlarımızın, etik değerleri temel alan, donanımlı ve nitelikli bir eğitim alabilmelerinin engellenmesi ve düzeltilmemesi eğitim haklarının engellenmesidir” ifadelerini kullandı.

“BU EYLEMLERLE HALKIN SAĞLIK HAKKINI DA SAVUNUYORUZ”

Bu eylemlerle meslek onuruna sahip çıkarken sağlıkta çeteleşmeye imkan vermeyecek adil, şeffaf, toplumcu bir sağlık sisteminin kurulmasını ve halkın sağlık hakkını da savunduklarını belirten Azizoğlu, son olarak “Taleplerimizin karşılanmasının sadece bizlerin çalışma ve yaşama koşullarımızı iyileştirmekle kalmayacağını, tüm toplumun nitelikli ve erişilebilir bir sağlık hizmetine kavuşacağının bilinmesini istiyoruz. Her kademede çalışan her meslekten hekim, diş hekimi, ebe , hemşire ve tüm sağlık emekçilerini ve tüm toplumu bizlere katılmaya, sesimize ses vermeye davet ediyoruz” diye konuştu. (Aydın/EVRENSEL)


ESKİŞEHİR SAĞLIK EMEKÇİLERİ: HAKLARIMIZ  İÇİN MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ

Eskişehir-Bilecik Tabip Odası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Eskişehir Şubesi, Bilecik Aile Hekimleri Derneği, Birlik-Dayanışma Sendikası Eskişehir Temsilciliği, Genel Sağlık İş Sendikası Eskişehir ve Bilecik Temsilcilikleri, Hekim-Birliği Sendikası Eskişehir Şubesi çagrısıyla "Halkımızın sağlık hakkı ve meslek onurumuz için buluşuyoruz" çağrısıyla bugün Eskişehir Osmangazi Tıp Fakültesi Mermer Salonu önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

Bir araya gelen kitle sık sık "direne direne kazanacağız", " kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz" ," bakan istifa" sloganları attı.

Basın açıklamasını Eskişehir-Bilecik Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr.Nazan Aksaray okudu.

Emek ve meslek örgütlerinin çağrısıyla Sağlık sisteminde yaşanan çöküşü protesto etmek ve taleplerini haykırmak için bir araya geldiğiklerini ifade eden Aksaray: "Her gün yüzbinlerce kişiyi sağlığına kavuşturmak, hastalanmalarını önlemek için çalışırken; şiddet, mobbing, performans dayatması, güvencesiz gelir, liyakatsiz yöneticiler, sağlıkta çeteleşme gibi saymakla bitmeyecek sorunlarla boğuşuyoruz. Tüm bu sorunların çözümü için görev alması gereken kamu otoritesini ise yanımızda değil her seferinde karşımızda buluyoruz" dedi.

Aralık ayında 3 gün Kasım ayında 5 gün iş bırakarak mücadelelerini kararlıkla devam ettireceklerini ifade ederken sözlerini  Sağlık bakanına seslenerek sürdürdü: "Sayın Bakan,  dünyanın sağlık sistemimize gıpta ettiğini söylüyorsunuz. Biz hiç aynı kanıda değiliz. Sağlık sistemimiz sayenizde bozuktur ve giderek daha da bozulmaktadır. Yapılan tetkik sayısının ve başvuru sayısının fazla olmasıyla övünüyorsunuz. Bu toplumun daha çok hasta olduğunun göstergesidir. Bir bakan bununla asla övünmemeli, nerede hata yapıyoruz,  insanlarımız neden daha çok hastalanıyor, neden onları hastalıklardan koruyamıyoruz diye sormalıdır" dedi

Konuşmasını sonlandırmadan önce halka seslenen Aksaray: "Halkımızın sağlık hakkını koruyor sağlıkta artan çeteleşmeye izin vermeyecek ve sağlık hakkımız için mücadeleye devam edeceğiz halkımızın arkamızda olduğunu biliyor ve bu doğrultuda mücadeleyi büyüteceğiz" dedi. (Eskişehir/EVRENSEL)


ELAZIĞ: SAĞLIK ÇALIŞANLARININ SORUNLARI ÇÖZÜLSÜN

Sağlık emekçileri taleplerinin karşılanması için Elazığ Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi önünde bir araya gelerek basın açıklaması yaptı. SES Elazığ Eş Başkanı Derya Coşkun’un yaptığı açıklamada, “Her gün yüz binlerce kişiyi sağlığına kavuşturmak, hastalanmalarını önlemek için çalışırken; şiddet, mobbing, performans dayatması, güvencesiz gelir, liyakatsiz yöneticiler, sağlıkta çeteleşme gibi say say bitmeyecek sorunlarla boğuşuyoruz” ifadeleri kullanılarak, bu sorunların çözümü için görev alması gereken kamu otoritesinin ise her seferinde karşılarında olduğunun altı çizildi.

Coşkun, “Sağlık Bakanlığı; toplumun ve sağlık emekçilerinin sorunlarına çözüm üretmek için bizlerin görüş ve önerilerini dikkate almak yerine, yeni yönetmeliklerle; otoriter emek rejimini tam anlamıyla yerleşik hale getirerek bizleri yok saymaya, itirazlarımızı sindirmeye, iş bırakma eylemlerimizin etkisini görünmez kılmaya çalışıyor. Bakanlığın bu olumsuz tavrına karşı bugün tüm sağlık kurumlarında üretimden gelen gücümüzü kullanarak iş bırakıyoruz! Sağlık çalışanlarının sorunları çözülsün Ayrıca 1. Basamakta çalışan hekimlerin, ebelerin, hemşirelerin ve tüm sağlık emekçilerin uzun süredir sürdürdüğü mücadeleyi de selamlıyor, iş bırakma eylemlerini tüm sağlık emek gücü olarak sahiplendiğimizi ifade ediyoruz” diyerek, Sağlık Bakanlığı’na seslendiklerini, halkın sağlığını korumak ve geliştirmek, hekimlerin, ebe, hemşire ve sağlık emekçilerinin sorunlarının çözülmesi gerektiğini belirtti.

“Taleplerimizin karşılanmasının sadece bizlerin çalışma ve yaşama koşullarımızı iyileştirmekle kalmayacağını, tüm toplumun nitelikli ve erişilebilir bir sağlık hizmetine kavuşacağının bilinmesini istiyoruz. Her kademede çalışan her meslekten hekim, diş hekimi, ebe, hemşire ve tüm sağlık emekçilerini ve tüm toplumu bizlere katılmaya, sesimize ses vermeye davet ediyoruz” diyen Coşkun, sağlık çalışanlarının taleplerini madde madde sıralayarak çözüm önerilerini paylaştı. (Elazığ/EVRENSEL)


SAMSUN: YARATTIĞINIZ SORUNLAR ÇÖZÜLENE KADAR MÜCADELEMİZ SÜRECEK

Samsun'da sağlık örgütleri Samsun Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları hizmet binası önünde yaptıkları basın açıklaması ile ücretlere yapılan düşük zamlara ve sağlık alanında gittikçe artan sağlık sorunlarına; sağlık çalışanlarının kötü ve güvencesiz çalışma koşullarına karşı ses yükseltti. Ortak mücadele çağrısı yapan sağlık emekçileri, “sağlıkta şiddet sona ersin”, “sağlık haktır satılamaz”, “kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz”, “yaşamak yaşatmak istiyoruz”, “insanca çalışmak istiyoruz” sloganları attı.

Ortak açıklamayı Türk Tabipler Birliği Samsun Şube Başkanı Sema Aydoğdu okudu. Aydoğdu, “Her gün yüz binlerce kişiyi sağlığına kavuşturmak, hastalanmalarını önlemek için çalışırken; şiddet, mobbing, performans dayatması, güvencesiz gelir, liyakatsiz yöneticiler, sağlıkta çeteleşme gibi say say bitmeyecek sorunlarla boğuşuyoruz. Sağlık Bakanlığı; toplumun ve sağlık emekçilerinin sorunlarına çözüm üretmek için bizlerin görüş ve önerilerini dikkate almak yerine, yeni yönetmeliklerle; otoriter emek rejimini tam anlamıyla yerleşik hale getirerek bizleri yok saymaya, itirazlarımızı sindirmeye, İş bırakma eylemlerimizin etkisini görünmez kılmaya çalışıyor” dedi.

Aydoğdu mücadele çağrısı yaparak şunları kaydetti:

“Taleplerimizin karşılanmasının sadece bizlerin çalışma ve yaşama koşullarımızı iyileştirmekle kalmayacağını, tüm toplumun nitelikli ve erişilebilir bir sağlık hizmetine kavuşacağının bilinmesini istiyoruz. Her kademede çalışan her meslekten hekim, diş hekimi, ebe, hemşire ve tüm sağlık emekçilerini ve tüm toplumu bizlere katılmaya, sesimize ses vermeye davet ediyoruz.” (Samsun/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Los Angeles'ta orman yangınları nedeniyle yaklaşık 30 bin kişi tahliye ediliyor

SONRAKİ HABER

Özelleştirme İdaresi Iğdır'da Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ’ye ait bir taşınmazın şirkete satışını onayladı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa