Munzur Üniversitesi yemekhanesinden taşeron işçiler: Kadro istiyoruz
Munzur Üniversitesi yemekhanesinde taşeron olarak çalışan kadın işçiler, eksik maaş ödemeleri, sigorta sorunları ve ağır çalışma koşullarına karşı kadro talep ediyor.
Fotoğraf: Pixabay
Serpil BERK
Dersim
Munzur Üniversitesi yemekhanesinde çalışan kadın işçiler, kötü çalışma koşulları, eksik maaş ödemeleri ve sigorta sorunlarıyla mücadele ediyor. Taşeron şirketlerine bağlı olarak çalışan kadın işçiler, sigortadan maaşa kadar eksikler olduğunu, servis olmadığı için işten eve dönmek için otostop çekmek zorunda kaldıklarını belirtti. İşçiler, “ İnsan gibi çalışmak ve yaşamak istiyoruz” dedi.
"ÇOĞU ZAMAN MAAŞI TAM ALAMIYORUZ"
Kadın işçiler tatil dönemlerinde de çalıştıkları halde kesinti yapıldığını söylüyor. İşe başlarken tatil dönemlerinde çalışmayacaklarını bilerek işe girdiklerini söyleyen kadın işçiler, "Bir buçuk yıldır çalışıyoruz. Sadece tatil zamanları değil çoğu zaman maaşımızı tam alamıyoruz, sigortamız hep eksik. Yemek dağıtacağımız kişi sayısı düşünce dönüşümlü olarak izne çıkarılıyoruz. İzne çıkarıldığımızda ücret alamıyoruz, sigortamız da yatmıyor. 5 gün izne çıkarılıyoruz örneğin hafta sonunu da içine koyup öyle kesinti yapıyorlar. Bir buçuk yıldır çalıyoruz 200 gün sigortamız var” diye konuştu.
"OTOSTOP ÇEKEREK EVE DÖNÜYORUZ"
Servisleri olmadığını söyleyen kadın işçiler, "Sabah 7 otobüsüyle işe gidiyoruz, dönüşte araç bekleme sıkıntısı var. Bazen bir saat beklemek lazım, yorgun oluyoruz ve beklememek için otostop çekmek zorunda kalıyoruz. Dolmuşa binin diyorlar git gel her gün 28 TL, zaten 13 bin TL bir para alıyoruz, çoğunu yola vermek istemiyoruz. Çalıştığımızdan beri üç tane taşeron şirket değişti, yılbaşında yeni şirkete geçtik ama önceki firmadan hâlâ paramızı alamadık. 3 aydır maaş almayan arkadaşlarımız var” diye anlattı.
"SORUNLARI İLETİNCE KAPI GÖSTERİLİYOR"
Çalışırken çok yorulduklarını dile getiren kadın işçiler, çoğu zaman ağır işleri de yapmak zorunda kaldıklarını şöyle ifade etti: " Şekerden una, patatese kadar bir tır malzeme geliyor ve hepsi çuvallarda. Biz onları da taşımak zorundayız. O işi yaptığımız gün daha çok yoruluyoruz. Hepimiz her işi yapıyoruz. Sorunlarımızı ilettiğimizde kapı gösteriliyor. Üniversite yönetimi bizi muhatap almıyor.”
"TALEPLERİMİZ SÖZ KONUSU OLUNCA YÖNETİM MUHATAP ALMIYOR"
Daha önce sorunlarını iletmek için gittiklerinde ise gördükleri muameleye dair şöyle konuştular: “16 kişi gittik. Bize dediler ki bu protestoya girer aranızdan bir kaç kişi seçin onlarla görüşelim. Dört arkadaşımızı belirledik görüşme yapmaları için. Ama bugüne kadar bu görüşme olmadığı gibi önceki taşeron firma sahibi dört arkadaşımızın ismini ısrarla istedi. Amacı işten çıkarmaktı. Bizim taleplerimiz söz konusu olunca yönetim bizi hiçbir şekilde muhatap almıyor ama kendileri herhangi bir eksiklik olunca her şeyi söylüyor.”
Diğer üniversitelerde yemekhane çalışanlarının kadrolu olduğunu duyduklarını belirten işçiler, “Biz de kadrolu olmak istiyoruz. Amacımız şikayet etmek değil hakkımızı aramak. Çalışıp didiniyoruz insan gibi yaşamak istiyoruz çok şey mi istiyoruz" diye sordu.
"HASTA BİR ŞEKİLDE ÇALIŞIYORUZ"
Çalışma koşullarına dair işçi kadınlar "Hastalanıp rapor alıyorsak bu kabul edilmiyor, maaşımız kesilmesin diye hasta bir şekilde çalıyoruz. Bir yıldır kadro verilecek denildi ama hiçbir adım yok sadece bizi oyalıyorlar. Asgari ücret almamız lazım ama sürekli izne çıkarıldığımız için tam maaş alamıyoruz. Okul tatilinin bitimine az bir zaman kala bizi temizliğe çağırıyorlar bir hafta gidip geliyoruz fakat o temizlik işinin parasını alamıyoruz. Dersim iş olanaklarının olmadığı bir kent, hepimiz de çalışmak zorundayız. Arkadaşlarımız biraz ses çıkardı diye eksik de olsa iyi kötü yatıyor sigortalar, eskiden çalışan arkadaşlarımızın hiç sigortalarının yatmadığı dönemler var. Deterjansız bulaşık yıkadığımızı biliyoruz. Çalışmak dışında bir koşulumuz yok ama insan gibi çalışıp, yaşamak istiyoruz” diye konuştu.
GIDA-İŞ GENEL BAŞKANI: KADROLU VE GÜVENCELİ ÇALIŞMA HERKESİN HAKKI
Kadın işçilerin kadro talebi ve diğer üniversitelerde kadrolu olunduğuna dair işçilerin aktardığı bilgileri sorduğumuz Gıda-İş Genel Başkanı Olcay Özak, ülkedeki bir çok üniversitenin yemekhanelerinin ihaleyle taşerona verildiğini anlatarak, "Biz yıllardır buna karşı mücadele ediyoruz, taşeron çalışmanın kamu dahil olmak üzere kölece olduğunu, kadrolu ve güvenceli çalışmanın herkesin hakkı olduğunu savunup bunun için mücadele ediyoruz. Taşeronun iki dudağı arasında çalışma koşullarında işçiler maalesef muhatap bulamıyor. Üniversite, işçileri taşerona bağlı olduğu için muhatap almıyor. İşçiler bu kölece çalışma koşullarına karşı kendi gücüne güvenerek mücadele etmeli ama sendikalarıyla birlikte, ancak böylesi bir örgütlü mücadeleyle durumu tersine çevirebiliriz" dedi.