Ankara-İmralı-Suriye düğümü: Muhalefet çözmek, iktidar kesmek istiyor
Kürt sorununda muhalefet Meclis odaklı ve şeffaf bir süreçte ısrarlı. “Örgüt silah bıraksın” dışında herhangi bir şey demeyen tek adam yönetimi ise süreci oldubittiye getirmeye odaklı.
Fotoğraf: Evrim Aydın/AA
Partileri ziyaret eden İmralı heyeti Öcalan’la ikinci görüşmeye hazırlanıyor. DEM Parti Suriye’de Kürtlerin kazanımlarının tanınmasını ve Kürt sorununun çözümünü isterken, muhalefet Meclis odaklı ve şeffaf bir süreçte ısrarlı. "Örgüt silah bıraksın" dışında herhangi bir şey demeyen tek adam yönetimi ise süreci kapalı kapılar ardında oldu-bittiye getirmeye odaklanmış durumda.
28 Aralık'ta Abdullah Öcalan'la ilk görüşmeyi yapan heyet DEM Partili Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan'dan oluşan İmralı heyeti, yerine kayyım atanan Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk'ün de katılımıyla Meclis’teki AKP, CHP Gelecek, DEVA, Saadet ve Yeniden Refah Partilerini ziyaret etti. İYİP ise görüşmeyi reddetti.
MUHALEFET ŞEFFAFLIK VE KATILIM İSTİYOR
Ziyaretlerin ardından yapılan açıklamalara göre muhalefet sürecin Meclis’te partilerin katılımıyla ve şeffaf bir şekilde yürütülmesini istedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sürece dahil olması gerektiği de muhalefet partilerinin hemfikir olduğu başlıklar arasında yer aldı.
Toplumsal mutabakatın sağlanması, şehit ve gazi ailelerinin de sürece dahil olması gerektiğine dikkat çeken CHP, genel başkan yardımcısı Gökçe Gökçen başkanlığında bir komisyon kurdu. CHP Genel Başkanı Özgür Özel Kürt sorunun çözümüne katkı sunmaya hazır olduklarını belirtirken, Erdoğan’ın adaylığı başta olmak üzere iktidarın çıkarlarına göre şekillenecek bir anayasa değişikliğinin bu sürece alet edilmemesi gerektiğini de vurguladı.
DEM Partinin, İmralı’ya ilk ziyaretin ardından 7 maddede özetlediği Öcalan’ın mesajlarında, “Bahçeli ve Erdoğan’ın güç verdiği yeni paradigmaya pozitif katkı sunmaya hazır olduğunu” ve Gazze ve Suriye’de dış müdahalelerin sorunu kangrenleştirdiğini vurgulanmıştı.
İmralı’da konuşulanları ziyaret ettiği partilere anlatan DEM Parti heyeti, öneri ve eleştirileri topladığı için kapsamlı açıklamayı sonraya bıraktı. DEM Parti Kürt sorunun demokratik çözümü ve barış konusunda taleplerini yineledi. Ancak sürecin nasıl yürüyeceğinin yanı sıra başka konular da basına yansıdı. Örneğin CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın görüşmede DEM Parti’nin özellikle Suriye’deki Kürtlerin durumu üzerinde durduğuna dikkat çekerek izlenimleri şöyle aktardı: “Bence federasyon ya da otonomi vs peşinde kimse değil. Anayasa değişikliğinin peşinde de değiller. Devlet tarafında terörü bitirme karşılığı terörle mücadele yasası ya da kayyum düzenlemesi ile ilgili bir söz verilmiş olabilir.”
İKTİDARIN ŞARTSIZ TESLİMİYET İSTEMESİ GERÇEKÇİ Mİ?
Cumhur İttifakı’nın MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çağrıları üzerinden yürüttüğü bu süreçte, DEM Parti de muhalefet de açık davranıyor. Kürt sorununun çözümü ve barışın sağlanması konusunda fikirler sunulurken, AKP ve MHP’den “çözüm” konusunda net bir açıklama yapılmış değil. Erdoğan ve Bahçeli PKK ve YPG’ye ön koşulsuz silah bırakma ve örgütü lağvetme çağrısında bulunuyor. İktidar bu gerçekleşmezse Suriye’ye sınır ötesi harekat tehditlerini de sürdürüyor. Erdoğan’ın deyimiyle “kadife eldivende demir yumruk!” Peki herhangi bir karşılık olmadan PKK ve YPG’nin silah bırakması gerçekçi mi? İktidar ve hatta yandaş basının buna dair hiçbir cümlesi bulunmuyor. Ancak Şubat ayında Öcalan’ın Türkiye, Suriye ve Irak’a dair bir çağrısının olacağı, silah bırakma konusunun bu çağrıda yer alabileceği iddia ediliyor.
ERDOĞAN’IN MESAFESİ SÜRÜYOR
Bahçeli’nin Öcalan’ı TBMM’ye çağırmasından bu yana en çok tepki çeken konu ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gelişmelere dair mesafesi. DEM Parti’nin siyasi parti ziyaretlerinde yer almayan tek parti genel başkanı Erdoğan, Bahçeli’nin uzattığı elin Cumhur’un eli olduğu söylemek dışında bu “sürece” mesafesini aylardır koruyan Erdoğan’ın tutumu, tarafların güven eleştirilerini de beraberinde getiriyor.
BUNDAN SONRA NE OLACAK?
Milletvekillerine kapsamlı bir bilgilendirme yapacak olan DEM Parti’nin, Emek Partisi (EMEP) ve Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) de aralarında bulunduğu siyasi partileri ziyaret etmesi bekleniyor.
Cumartesi günü eski HDP eş başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, eski DTK eş başkanı Leyla Güven’i ziyaret edecek.
İktidarın desteklediği SMO’nun Suriye’de Kürt bölgelerine yönelik saldırıları, Türkiye’de kayyım atamaları ve çeşitli baskılarla devam eden sürecin karakteri, İmralı heyetine de yansımış durumda. İktidarın “terör suçlamasıyla” yerine 3. defa kayyım atadığı Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’ün de önümüzdeki hafta olması beklenen İmralı ziyaretinde yer alacağı belirtiliyor.
TALEPLER GÜNDEME GELMİYOR
Gelişmeleri değerlendiren her siyasi, bu dönemin 2013-2015 yılları arasındaki çözüm sürecinden farkına dikkat çekiyor. 10 yıl önceki çözüm süreci ile bugün arasında 2 büyük fark öne çıkıyor.
İlki Kürt sorunun çözümü konusunda Kürtçenin kullanımı önündeki engellerin kaldırılması, anadilde eğitim, Kürt kimliğine dair baskıların kalkması gibi birçok talebin tartışılması yerine konu PKK-YPG’nin silah bırakmasına odaklanmış durumda. İktidar ve medyasının tüm çabası bu yönde.
İkincisi ise Suriye’de Kürtlerin geleceği, neredeyse tamamen bu gelişmelerin merkezinde bulunuyor. 2013 yılında Suriye’nin kuzeyinde Rojava yönetiminin ilan edilmesi de o dönem etkili olmuş olsa da, artık Suriye’de Kürtlerin sadece varlığının tanınması değil kazanımları söz konusu. (POLİTİKA SERVİSİ)