Olay yerinin fotojenik hali: "Deklanşör"
Ramona Emerson'ın romanı Deklanşör'de başkarakter Rita Todacheene tıpkı yazarımız gibi polis departmanında olay yeri fotoğrafçısı.
Alper KAYA
Ramona Emerson’ın hem ilk hem de dilimize çevrilen ilk (ve şimdilik tek) romanı Deklanşör, 2024’ün eylül ayında Kerime Dalyan çevirisiyle The Kitap aracılığıyla ülkemizde raflardaki yerini almıştı. Yazarın, Deklanşör (Shutter) haricinde bu kitapta bizimle tanıştırdığı Rita Todacheene karakterinin ikinci macerasını anlatan Exposure isimli bir romanı daha var.
DİKKATLİ GÖZLERDEN KAÇMAZ
Bu kısa girişte, dikkatli gözlerden kaçmayacağını düşündüğüm iki detay var. İlki, kitapların isimlerinin (Shutter ve Exposure) birer fotoğrafçılık terimi olması. Evet, Emerson’un başkarakteri Rita Todacheene tıpkı yazarımız gibi polis departmanında olay yeri fotoğrafçısı.
İkinci detay ise, ana karakterin soyadı. Evet, dikkatli gözlerin başarılı bir fotoğrafçı misali ilk bakışta fark edeceği üzere hikayemizin başkahramanı bir yerli. Navajo yerlilerinden. Ve evet, Yazarımız Ramona Emerson da Navajo yerlilerinden.
Dolayısıyla karşımızda iyisiyle kötüsüyle, yazar adayları için gerçek anlamda örnek teşkil edecek bir ilk roman var. Önce iyilerden gidelim, kötüler zaten Todacheene’yi buldukları gibi bizi de bulurlar.
Kitabın en iyi yönü, bütün fantastik-doğaüstü ve korku unsurlarına rağmen bize sahici bir ana karakter sunması. Bu da aslında çok klasik bir hile, pek çok yazar buna başvurur. Eğer bir hikaye anlatacaksanız ve bir ana karaktere ihtiyacınız varsa neden kendinizden yola çıkmıyorsunuz? Ramona Emerson da böyle yapmış ve biraz da köklerine gösterdiği bir saygılı tavrın göstergesi olarak Todacheene’yi ortaya çıkarmış. Zaten kitabın yarısı, Todacheene’nin geçmişini sunan bir anlatı akışına sahip.
Dolayısıyla Deklanşör (Shutter), bir karakter inşa etmek için oyunu ağırdan kurmayı tercih eden bir yazarın kaleminden çıkmış.
HAYALETLER, KATİLLER VE KLİŞELER
Şimdi geldik, kötülere. Rita Todacheene, hayaletler gören ve onlarla konuşabilen bir olay yeri fotoğrafçısı. (Gerçekten mi dostum, çok yaratıcı!) Bir olay yerinde paramparça olmuş bir cesedin hayaleti başkarakterimize musallat oluyor ve katillerini bulmasını istiyor. Üstelik bu hayalet (nedense) o kadar güçlü ki, Rita’nın geçmişte ve başka olay yerlerinde gördüğü bütün hayaletleri öte alemden çekip getirip onları da Rita’ya musallat edebiliyor. Ve bilin bakalım işin ucu nereye dayanıyor?
Yaklaşık 100 yıldır izlediğimiz, okuduğumuz polis teşkilatı içinde uyuşturucu sevkiyatından pay alan kötü polislere.
Gerçekten mi?
Bütün bunlara rağmen, şunu kabul edebiliriz elbette. Anlatmak istediğimiz hikayeler varsa, başlarda oyunu kurarken (Gelecekte anlatacaklarımıza hizmet etmesi şartıyla) sıkıcılaşabiliriz. Fakat klişeleri bu kadar peş peşe kullanmak çok riskli bir tavır. Hele bir de okuyucunun zaten fazlasıyla aşina olduğu bir hikaye anlatıyorsak…
Ramona Emerson’ın en büyük şansı ise, kaleminin kıvraklığı. Çünkü bütün bu klişeler bombardımanına rağmen kitabı bir solukta okutabiliyor. Ve karakteri o kadar gerçekçi şekilde resmediyor ki, kitap bittiğinde “evet” diyorsunuz, “Sana ikinci bir şans daha vereceğim Rita Todacheene.”
Evrensel'i Takip Et