10 Ocak 2025 15:04

"Basın emekçileri sınıf mücadelesinin parçası olmak zorunda"

İzmir’de çalışan gazeteciler ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) İzmir Şube Başkanı Nil Kahramanoğlu ile 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nde basın emekçilerinin çalışma koşullarını konuştuk.

Fotoğraf: Eda Aktaş/Evrensel

Paylaş

Bahar EMREOĞLU
Emirhan DURMAZ
İzmir

Basın emekçilerinin çalışma koşulları ve geçinebilmeleri gün geçtikçe zorlaşıyor. Sendikalarda örgütlenme düzeylerinin de düşük olduğu basın emekçileri, mücadele haberlerini yazarken kendileri için bir çıkış yolu arıyor. Asgari ücrete veya asgari ücretin biraz üstünde çalışmak zorunda bırakılan basın emekçileri emeklerinin karşılığını aldığını düşünmüyor.

Gün geçtikçe daha da zorlaşan hayat şartlarından basın emekçilerinin nasıl etkilendiğini İzmir’de çalışan gazeteciler ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) İzmir Şube Başkanı Nil Kahramanoğlu ile konuştuk.

“MESLEĞİ BIRAKMAYI DÜŞÜNÜYORUM”

Yerel gazetede muhabir olarak çalışan Batuhan Kaya, 2025 asgari ücretinin yeterli olmadığını belirterek, “AKP iktidarının enflasyonun yarattığı yükü maaşlı çalışanların üzerine yıktığını gördük. Ancak bu zam, iktidarın ekonomi politikalarını bilmemize rağmen bizim için bile büyük bir şok oldu. 22 bin 104 TL ile büyükşehirlerde değil Anadolu’nun ortasında, enflasyonu bizim kadar hissetmeyen şehirlerde geçinmek için bile yeterli değil” dedi.

Mesleği bırakmayı düşündüğünü vurgulayan Kaya, “Bu ücret ile bırakın geçinmeyi, daha önce yaptığım gibi borç ya da krediyle bile kendimi döndürmem imkansız görünüyor. Zaten basın sektöründe karşılaştığımız düzensiz ödemeler ve düşük ücretler, bu asgari ücretle bizi çok daha yıpratacak bir noktaya geldi. Bu meslek, bu ücretlerle, ‘idealist’ olanlar için bile yapılamayacak bir meslek haline geldi. Sanırım artık gazeteciliği de zenginler, ‘av’ gibi bir ‘spor’ olarak yapacaklar” diye konuştu.

İzmir’deki birçok yerel gazetenin aksine daha pozitif bir çalışma alanının olduğunu söyleyen Kaya, “Bu açıdan kendimi şanslı hissetsem de mali açıdan beni tatmin eden, hayatımı kolaylaştıran bir kurumda çalışmıyorum. Mevcut ekonomik koşullarda sanıyorum İzmir’de görev yapan tüm meslektaşlarım idealleri ya da başka gidebileceği bir yolu olmadığı için bu mesleği yapıyordur. Uzun mesai saatleri ve internet haberciliğinin getirdiği ‘tık’ ve ‘hız’ dolayısıyla stresli ve yorucu bir işim var. Muhabirler arasındaki aşırı rekabet de stres açısından bir tetikleyici olabiliyor” ifadelerini kullandı.

"BASIN EMEKÇİLERİ SINIF MÜCADELESİNİN BİR PARÇASI OLMAK ZORUNDA"

Emeklerinin karşılığını alamadığını belirten Kaya, İzmir’deki meslektaşlarının tamamının daha iyi ücretlerle çalışmayı hak ettiğini ekledi. Basın emekçilerinin daha iyi şartlara sahip olabilmesi için çözüm önerileri sunan Kaya, "Gazetecilik mesleğinin özellikle yerelde kurtulabilmesi için niteliğin artması ve daha bilinçli bir şekilde örgütlenmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bugün nitelik artmalı ki kurum yurttaşların desteğiyle ayakta kalsın ve hiçbir siyasi parti ya da kamu kurumu tarafından baskı altına alınmadan gazetecilik yapılabilsin. Eğer bu noktaya gelebilirsek gazetelerin etki gücünün artacağı ve bu güç sayesinde kurumların finansal sıkıntılarının rahatlıkla aşılabileceği kanaatindeyim” dedi.

“İkinci çözüm de son tahlilde mesleği ‘kutsal’ olan gazeteci değil ‘işçi’ olan gazetecinin örgütlenmesinde yatar. Gazeteci örgütlenecek ki yıllarca başkalarının hakkını hapsedilmek ya da öldürülmek pahasına savunurken kendi hakkını yedirmesin” diyen Kaya, basın emekçilerinin hiç vakit kaybetmeden örgütlenmesi, bilinçlenmesi ve bir sınıf mücadelesinin parçası olması gerektiğini vurguladı.

Gazetecilerin hiçbir zaman tam anlamıyla örgütlenemediğini ifade eden Kaya, “Sanıyorum bugün İzmir’de, TGS çatısı altında örgütlenen 150 civarında gazeteci vardır ve bu gazetecilerin ne yazık ki çok büyük bir kısmı sınıf mücadelesi ve örgütlülük konusunda bilinçsiz. Bir kişinin 3 dakika içerisinde e-Devlet’ten sendika başvurusu yapması ve başvurusunun onaylanması onu sendikalı yapmaz. Sendikalı olmanın, sınıf mücadelesinin ve örgütlülüğün öneminin bu gazetecilere, özellikle genç olanlara anlatılması ve onların bu mücadelenin bir parçası haline getirilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

"GAZETECİLERİN HAKLARI GÖZ ARDI EDİLİYOR"

Ulusal bir gazetede çalışan bir diğer basın emekçisi ise basın emekçileri olarak zorlayıcı çalışma şartları ve düşük ücretlerle çalışmak zorunda olduklarını söyledi. “Çoğu gazeteci, asgari ücretle çalışmak zorunda. Özellikle yerellerde bu durum daha fazla sanılırken ulusallarda da maalesef asgari ücret reva görülüyor. Bu durumun yarattığı ekonomik zorluklar her geçen gün artıyor. İş yükü ağır, çalışma saatleri uzun ve iş güvencesi belirsiz. Basın özgürlüğü ve gazetecilerin hakları da sıkça göz ardı ediliyor. Gazeteciler, her gün daha fazla değersizleştirildiklerini hissediyor ve seslerini duyurmakta zorlanıyorlar” ifadelerini kullandı.

“ÇALIŞTIĞIMIZ KADAR KAZANMIYORUZ”

Yerel gazetede muhbir olarak çalışan Sıla Arabacıoğlu da asgari ücretin biraz üzerinde maaş aldığını belirterek, maaşlarda yaşanan sorunun sadece kendinin değil çoğu basın emekçisinin sorunu olduğunu dile getirdi. Arabacıoğlu, “Çalıştığımız kadar kazanamıyoruz ve her geçen gün bu nedenle de insanlar meslekten uzaklaşıyor” dedi.

2025 asgari ücretinin 22 bin 104 TL olarak açıklanmasına şaşırmadığını belirten Arabacıoğlu, "Asgari ücret genelde bir seçim malzemesi olarak görüldüğü ve önümüzde de seçim olmadığı için aslında iktidarın bu tercihi yapması şaşırtmadı. Milyonlarca emekçi maalesef yoksulluk sınırının altında açlığa mahkum edildi" diye belirtti.  

“BASINDA ÖRGÜTLÜ MÜCADELEYİ GÖREMİYORUZ”

Çalışma koşullarından maaş dışında memnun olduğunu söyleyen Arabacıoğlu, diğer kurumlara göre daha fazla yan hakkının olduğunu ve bu yan hakları da kullanırken bir sorun yaşamadığını ekledi. Arabacıoğlu, “Emeğin değeri elbette hiçbir ücret ile ödenemez, genel anlamda bakacak olursak asgari ücret ya da biraz üstüne sıkışan maaşlarla hiçbir emekçinin emeği ödenemez. Bu nedenle de aldığım ücret elbette emeğimi, verdiğim zamanı ve çabayı karşılayamaz. Tüm bu sorunlardan çıkış noktası sendikalaşma ve örgütlü mücadele. Ancak basında maalesef bu örgütlü mücadeleyi pek göremiyoruz. Ben bu bilincin de az olduğunu düşünüyorum. Terzi kendi söküğünü maalesef dikemiyor” diye konuştu.

“YOKSULLAŞMADAN NASİBİNİ GAZETECİLER DE ALIYOR”

TGS İzmir Şube Başkanı Nil Kahramanoğlu ise Türkiye’de ağır bir ekonomik krizin yaşandığını söyleyerek, “TÜİK’in açıkladığı aralık enflasyonu bile yüzde 40’ın üstündeyken asgari ücrete yapılan yüzde 30 zam, bir kez daha milyonlarca emekçiyi yoksulluğa mahkûm etti. Her gün daha da yoksullaşıyoruz. Ne yazık ki bu yoksullaşmadan gazeteciler de nasibini alıyor. Çünkü asgari ücret, biz gazeteciler için ortalama ücret haline geldi” dedi.

Basın emekçilerinin her gün yurdun dört bir yanında açlık, yoksulluk haberleri yaptığını vurgulayan Kahramanoğlu, “Bizler işçinin, memurun, emeklinin geçim sıkıntısını duyuruyoruz. Hemen her gün yaptığımız bu yoksulluk haberlerinin bizler de birer öznesiyiz. Çünkü geçinemiyoruz. Yerel basına baktığımızda durum daha vahim. Kötü çalışma koşullarının yanı sıra asgari ücretin dahi altında maaşlarla çalıştırılan gazeteciler var. Evine götüreceği ekmeğim derdine düşen, kirasını, elektrik-su faturasını ödeyemeyen gazeteciden kaliteli haber yapmasını bekleyemezsiniz. Çünkü gazetecilerin yoksullaşması haberi zayıflatıyor, hakikate ulaşmayı engelliyor. Gazetecilerin yoksullaşması demokrasiyi de olumsuz etkiliyor” diye konuştu.

"MESLEKTAŞLARIMIZI MÜCADELE ETMEYE ÇAĞIRIYORUZ"

“Bütün bu olumsuzluklar, geçim sıkıntısı bizlerde ciddi bir umutsuzluğa neden oluyor. O yüzden nitelikli insanlar sektörden uzaklaşıyor. Nitelikli gazeteci azalınca haberin kalitesi de düşüyor. Sektörümüz maalesef böyle bir kısır döngü içerisinde” diyen Kahramanoğlu, yalnızca ekonomik sorunların yaşanmadığını, sendikal örgütlenmenin önündeki engeller yüzünden güvencesiz çalışmaya mecbur bırakıldıklarını ekledi.

Mücadele çağrısında bulunan Kahramanoğlu, “Bu kısır döngüyü kırmak için, işverenlerin ve iktidarın dayattığı sefalet ücretlerine karşı durabilmek için meslektaşlarımızı örgütlenmeye, hakları için birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Cuma hutbesinde LGBTİ’ler hedef gösterildi

SONRAKİ HABER

AKP'li ismin akrabasına ait kaçak yapı haberi nedeniyle gözaltındaki gazeteci serbest bırakıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa