11 Ocak 2025 19:00

AKP Diyarbakır İl kongresinde vaat de coşku da yok

Seyrantepe Spor Kompleksinde yapılan AKP Diyarbakır İl Kongresinde kitle zayıf, coşkusuzdu. Barış mesajları bekleniyordu ancak Erdoğan’ın Diyarbakır’a gelişinden hiçbir vaat çıkmadı.

Fotoğraf: Elif Ekin Saltık/Evrensel

Paylaş

Elif Ekin SALTIK
Diyarbakır

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan partisinin Diyarbakır il kongresine katılmak üzere Diyarbakır’daydı. En son 31 Mart seçimleri öncesi Diyarbakır’a gelen ve umduğunu bulamayan Erdoğan’ın 'yeni' süreç tartışmalarının yapıldığı bir zamanda vereceği mesajlar merakla beklense de pek çok kişi hâlâ temkinli. Bir gün öncesinden belki davet edilmişlerdir diye aradığım DEM Parti Diyarbakır İl Örgütü de herhangi bir davetin gelmediği bilgisini verdi.

Kongrenin yapıldığı Seyrantepe Spor Kompleksine geç kalmamak adına bindiğim takside taksici ile başlıyor sohbetimiz. “Erdoğan geliyor var mı bir hareketlilik?​” diye sorduğumda, “Trafik sorunu dışında hiçbir değişiklik yok, ne olacaktı ki, herkes evinde kimse çıkmamış, kimsenin umurunda değil” karşılığının veriyor. “Ne mesaj bekliyorsun, çözüm mesajı verir mi?​” soruma da “Versin vermesin, kimse inanmıyor artık, güvenmiyor” yanıtını veren taksici “Hiçbir samimiyetlerine inanmıyorum, Bahçeli ile Erdoğan barış konusunda uyuşmuyor da ‘süreç’ diyorlar ama bir şey çıkmaz” diye umutsuzluğunu dile getiriyor.

Kongrenin yapıldığı spor kompleksine gelince dışarıdaki kalabalık gözüme fazla görünüyor. Salona iki koldan iki aramadan geçirilerek giriş yapılırken, kalemden kağıda, laptoptan makyaj malzemesine kadar pek çok şey içeriye alınmıyor.

"ERDOĞAN GERİDE DURUYOR, BİR ŞEY OLUNCA BEN YAPMADIM DİYOR"

Erdoğan fotoğrafının, Kürtçe sloganların olduğu bilboardlar dikkat çekiyor, pek çok kişi afişlerin fotoğrafını çekiyor alanın girişinde. Bir kadın fotoğraf çekerken “Kürtçe afiş yapmışlar ama Kürtçeyi yasaklıyorlar, konuşmayı yasaklıyorlar, bu nasıl oluyor” diyorum. Utanarak gülüyor, “Bir şey diyemiyorum” diyor mahcup biçimde. “Söyleyecek söz var da diyemem” diyor tekrar. Sokaktaki vatandaşları izlemeye devam ediyorum, Yenişehir Belediyesi yelekli bir işçi dolanıyor ortalıkta, “İleride görünen kalabalık ne?​” diye soruyorum konuşabilmek için, “Orada da giriş var salona” diyor. Erdoğan’ın gelişi için de “Seviyorum ben gelsin” diyor önce. Daha önce KHK ile belediyeden atılmış dava açıp geri dönmüş. “Ben işçiyim maaşımız az, belediyede para bırakmamışlar” diye ekliyor.

Sonra sesini biraz daha alçaltıp bana yaklaşarak, “Erdoğan biraz geride duruyor ama yönetiyor, bir şey olunca da ben yapmadım siz yaptınız diyor” diye içindekini dışa vuruyor.

ZORLA GETİRİLENLER OLSA DA KİTLE ZAYIF

Arama noktasında polisler bıkkın. 8 bin polis görevlendirilmiş Erdoğan’ın gelişi için. Bir kadın polis “Sabah 8’den beri buradayız, yoruldum valla” diyor telefonda konuştuğu birine, arada of çekiyor. Spor salonuna girip kongrenin yapıldığı salonu görünce kitlenin aslında çok az olduğunu anlıyorum, toplasan 4-5 bin kişi yok. Yerel seçim mitinginde zorla getirilenler bugün de kongreye zorla getirilmiş gibi. Coşku, heyecan yok. Kendi iradesiyle gelen de Erdoğan’ı görmeye gelmiş. Yine etraf Erdoğan’a hitap eden afişlerle süslenmiş. Bir yerde "A rastî Erdoğan (Erdoğan doğrusudur)" afişi dikkatimi çekiyor. Yanında durduğum bir kız çocuğu burada olmaktan memnun değil gibi. Soruyorum, “Ailemin zoruyla geldim. 15 yaşımdayım. Burada ne işim var” diyor. Yanındaki ablası dürtünce de susuyor.

Ergani, Bismil, Çınar, Silvan pek çok ilçeden partililer gelmiş. Yanımdakilerden biri bir süre sonra konuşmaya başlıyor benimle. “Yaptıkları ilk kongreleri hatırlıyorum, eskiden bura dolardı, şimdi hiç kimse yok. Şu hale bak” diyor. Mehdi Eker’in akrabası olduğunu söyleyip çocukluk fotoğrafını gösteriyor onunla. “DEHAP’a çalıştım zamanındı ama Mehdi Eker için de çalıştım, önüme taş koydu, bir işe aldırmadı beni. Engelliyim. İŞKUR üzerinden çalışıyordum dün 9 ay doldu, çıkışımızı verdiler, buraya gelip imza atarsak belki Kaymakam bir şeyler yapabilirmiş tekrar çalışmamız için, onun için geldim” diyor. Erdoğan’ın barış mesajı vermesini istese de umudu düşük. Sohbetten bir süre sonra da “Geldiğimi gördüler, şahitlerim de burada ben gidiyorum artık” diyor.

"KENDİ ETRAFINDAKİLERİ İŞE SOKUP ONLARA YEDİRİYORLAR"

Sonrasında konuştuğum Bağlar ilçe örgütünde görevli bir kadın da yine kitlenin azlığına vurgu yapıyor. Heyecanı yüksek, “Çok çalıştık” diyor, ancak kızgın da eski yöneticilere, “Her şeyi etrafındakilere yaptılar. Bir önceki il başkanı öyleydi. Hep etrafındakileri işe sokup, onlara yedirdiler. Biz işe bile giremedik. Atanamayan giyim öğretmeniyim. Valilik kapsamında ücretli çalışıyordum, bu sene tasarruf tedbirleri kapsamında yapmadılar eğitim. Ekonomi çok kötü, insanlar işsiz. İşsizlik bitsin, ekonomi düzelsin, barış olsun memleket huzurlu olsun” diyor.

O bunları anlatırken kürsüde de kitleyi oyalamaya yönelik konuşmalar yapılıyor. Eski il başkanının konuşması kimse tarafından dinlenmiyor da alkışlanmıyor da. Salonu konuşmalarla coşturmaya çalışan Gençlik Kolları Başkanı Eyyüp Kadir İnan da çok başarılı olamıyor. İnan konuşmasında “Kürt kardeşiniz olarak” vurgusunu yapıyor çokça.

Yeni İl Başkanı Ömer İleri’nin Kürtçe konuşması salondaki coşkuyu artırıyor. Salondaki kadınlar, çocuklar, gençler heyecanlanıyor il başkanının Kürtçe konuşması üzerine, yanımdaki kadınların da çok hoşuna gidiyor gülerek ve beni dürterek, “Bak Kürtçe konuşuyor ne güzel” diyor, bir diğeri de “Eski başkandan umut kesilmiş ki onun konuşmasını kimse umursamadı” diye karşılık veriyor. Efkan Ala, Fatma Betül Sayan Kaya kürsüye çıkarak Erdoğan sahneye çıkana kadar kitleyi oyalamaya çalışıyor. Kitle de beklemekten sıkılmış durumda. Erdoğan’ın salona gelişi için bayraklar sallandırılıp salondaki coşku artırılmaya çalışılıyor kürsüden. Arkamdaki bir erkek “Hadi dede gel artık bıktım ha” diye isyan ediyor.

"KİM İSTEMEZ BARIŞI"

Yanımdaki kadınlardan biri Üçkuyu TOKİ’de oturuyor, oradan gelmiş. Erdoğan için “Eskiden daha iyiydi şimdi hiç iyi değil. Gönlümüzü vermişiz bir kere, gönlümüzden çıkmıyor. Bizim çocuklarımız hiçbir işe giremedi, hep kendi etrafındakileri işe aldılar, bizi unuttular” diyor. “Barış” diyorum, “Kim istemez barışı. Barış olsun ki işsizlik bitsin, gençler işe girsin, hiçbir genç ölmesin. Savaştan ne çıkıyor” diyor. Sohbetimiz devam ederken Erdoğan’ın geleceği anons ediliyor.

Birkaç dakika bekleyiş oluyor, salon hareketlendirilmeye çalışılıyor kürsüden. Yurttaşlar ayağa kalkarak ve bayrakları sallayarak karşılıyor Erdoğan’ı. Salonda sloganlar, bağırışlar… “Ana hêyran”, “Dicle şahit, Dicle’nin anaları şahit” yazan perdeler indiriliyor. Ve kürsüye gelen Erdoğan “Kürt kardeşlerim” sözleriyle başlıyor konuşmasına. “Recep Tayyip Erdoğan” sloganları atılıyor. Teşekkürden sonra “Diyarbakır’ın mutluluğu Türkiye’nin mutluluğudur” derken de salondaki coşku azalıyor, görevimizi tamamladık edasında kimileri salonu terk etmeye başlıyor. Erdoğan’ın konuşmasından çıkan sonuç da beklenen gibi olmuyor, vaat de coşku da yine eksik kalıyor. Salon yavaş yavaş boşalıyor…

ÖNCEKİ HABER

Özgür Özel'den BİK eleştirisi: Ne kadar İktidara müzahirsen o kadar reklam alıyorsun

SONRAKİ HABER

Menemen'de ‘çöplük’ olarak kullanılan denetimsiz alanda yeniden yangın çıktı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa