12 Ocak 2025 07:25

Evrensel'in manşeti | Büyük gasp!

Sermaye programları 45 yıldır işçilerin haklarını gasbediyor. Bugün Erdoğan-Şimşek eliyle uygulanan bu zehirli programın panzehri emekçilerin birliği ve mücadelesi.

Fotoğraf: Hasret Gültekin Kozan/ Evrensel

Paylaş

Geçmişten bugüne “halk için” denilip hayata geçirilen sermaye programları hep aynı işlevi gördü: Emeğin tüm kazanılmış haklarını gasbedip, düşük ücret, örgütsüzlük, ağır ve kuralsız çalışma üzerine kurulu sömürü düzenini sürdürmek, patronların azami kârının önündeki engelleri kaldırmak. Bugün Erdoğan-Şimşek eliyle uygulanan bu zehirli programın panzehri emekçilerin birliği ve mücadelesi.

24 OCAK, 5 NİSAN, IMF…

Uluslararası sermayenin ’70’lerin sonunda uygulamaya aldığı neoliberal politikalar açısından 80 darbesi bir milat. 80’lerde 24 Ocak kararları, 90’larda 5 Nisan kararları, 2000’lerde IMF programı ve bugün Erdoğan-Şimşek programı… Son 50 yılda sermaye iktidarları eliyle hayata geçirilen bu programlarla emekçilerin birikmişleri patronlara aktarıldı.

45 YILDIR SÜRE TASFİYE

80 darbesinin ardından iş ve sendikal yasalar değiştirildi. Esnek çalışma modelleri geliştirildi, taşeron çalışma yasal hale getirildi, zorunlu ara buluculukla hak temelli iş hukuku sisteminden vazgeçildi. Sendikaya üyelik ve toplu sözleşme yapmak zorlaştırıldı. Grev yasaklarının sınırı genişletildi. Kıdem tazminatı tavanı getirildi. İkramiyeler 4’le sınırlandırıldı…

35 BİNE YAKIN İŞÇİ ÖLDÜ

Güvencesiz çalışma biçimleri artırılırken, işçi sağlığı ve iş güvenliği de bir hak olmaktan çıkarıldı. Bunun sonucu çalışırken ölen işçi sayısı katlanarak arttı. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi verilerine göre 2012 yılında iş cinayetinde ölen işçi sayısı 878 iken, bu rakam 2024’ün 11 ayında 1708’e çıktı. 22 yıllık AKP döneminde ölen işçi sayısı 35 bine yaklaştı.

Pazar sayfaları 5, 6, 7, 8’de

  • Asgari ücretin kişi başı gayri safi yurt içi hasılaya oranı 1974’te yüzde 80.6 iken bu oran 2024’te yüzde 46.5’e düştü.
  • Kıdem tazminatı tavanı 1980’de asgari ücretin 7.5 katıyken, bu oran 2025’te 1.8’e düştü.
  • 1971’de yüzde 30, 1984’te yüzde 60’a yaklaşan sendikalaşma oranı, 2024’te yüzde 15’e geriledi. Toplu sözleşme yapan işçi sayısı daha da az.
  • 1980’de 220, 1990’da 458 olan grev sayısı, 2023’te 18’e geriledi.
  • Emeklilik yaşı erkeklerde 65’e, kadınlarda 60’a yükseltildi.
  • Emekli aylığı AKP iktidara geldiğinde asgari ücretin 1.5 katıyken, bu oran 2025’te 0.65’e düştü.

ARÇELİK İŞÇİSİNİN 50 YILI

50 yıl önce Arçelik’te işçilik yapan İbrahim Özyürek anlatıyor: “4 bin 500 lira aylık alırken, ev kiramız 1500 liraydı. Yüksek ücret nedeniyle parmakla gösterilirdi Arçelik işçisi. Ayrılırken de 1 milyon 100 bin lira tazminatla 3+1 daire almıştım.”

Bugün Arçelik’te çalışan Serpil anlatıyor: “Aralıkta vergi kesintileri sonrası elime 28 bin lira geçti. Yarıdan fazlası kiraya gidiyor. Hep eksideyiz. Dolap alsak içini doldurmayız. Esnaf bile satış yapmıyor Arçelik işçisine. Tazminatla ev almak imkansız.”

Arçelik’in değişimi ise şöyle: 40 yıl önce günde 700 buzdolabı üretilirken, bugün 14 bine çıktı. İşçi başı kâr oranı 80 darbesinde sonra yüzde 82 arttı. Yeni fabrikalar kurdu, Avrupa’nın en büyük beyaz eşya şirketlerinden Whirlpool’u yuttu…

İŞÇİ HAKLARINDA 45 YILDIR DEVAM EDEN TASFİYE

12 Eylül birçok bakımdan milattır. Kimilerine klişe gelse de 12 Eylül 1980’de gerçekleşen askeri darbe, Türkiye işçi sınıfı için gerçekten tersine bir dönüm noktası olmuştur. Sadece sosyal ve siyasal bakımdan değil, işçilerin yasalardan doğan hakları bakımından da önemli bir dönüm noktasıdır.

EKONOMİK KRİZ ÇEVRİMLERİ VE EMEK

Ekonomik krizlerin sebebi ne emekçilerdir, ne de halktır, tek sebep sermeye unsurunun devinimleridir. Sermaye devinimleri gelişmiş ekonomilerde kâr azalması şeklinde Marksist kriz şeklinde ortaya çıkar. Buna karşılık gelişmekte olan ekonomilerde ise üretim ve/veya tasarruf yetersizliği şeklinde ortaya çıkar.

NEOLİBERAL OTORİTERLİĞİN YÜKSELİŞİ

Neoliberal saldırıların, emperyalist müdahalelerin, krizlerin ve direnişlerin de devam edeceği önümüzdeki günlerde eldeki araçları da içinde barındırarak mevcut eylem biçimlerini aşabilecek, örgütlü ve merkezine dayanışma ve kolektif eylemi alan hareketler de elbet gelişecek.

İŞÇİLERİN SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ NEREYE GİDİYOR?

İşçi sağlığı, iş yeri sınırları ile fabrikaların dört duvarı arasına sıkıştırılacak bir sorun değil fakat işçilerin iş yerindeki örgütlülüğü ile çözülebilir. İşçi sağlığı ve iş güvenliği sorunu iş yeri hekimlerinin ve uzmanların, sadece iş yerinde çözebilecekleri teknik bir konu olarak ele alınsa da asıl olarak ana gövdesi üretim ilişkileri temelinde tartışılmaya devam etmeli.

SEFALET DAYATMASINA KARŞI BİRLEŞME ZAMANI

KESK, BASK, HÜR SEN, ASİM-SEN ve Birleşik Kamu-İş’in aldığı karar doğrultusunda kamu emekçileri sefalet zammına karşı yarın iş bırakacak. İzmir’den kamu emekçileri, Memur-Sen ve Kamu-Sen üyesi emekçilerin de ortak mücadeleyi dile getirdiğini belirterek, “Şimdi birleşme zamanı” diyor.

EMEĞİN YILININ İŞARETLERİ

İktidar ve arkasındaki sermayenin uygulamalarına karşı tepki, birbirinden bağımsız olduğu için çıplak gözle yeteri kadar görülmese de giderek yaygınlaşan, yaygınlaşacağının alametleri çoğalan bir sürece işaret etmektedir. 2025 emek yılı olacağını gösteren önemli gelişmelerle başlamıştır.

DİĞER KONFEDERASYONLARI DA EYLEM İÇİN ZORLAMALIYIZ

Bugün farklı sendikalarda örgütlü olsak da tek sendika gibi hareket ederek, eylem kararı almamış konfederasyonları karar almaya zorlamalı ve iş yerlerimizde bütün emekçilerle talepler etrafında örgütlenerek aynı alanlara tek yumruk olarak akmalıyız.

(İŞÇİ-SENDİKA SERVİSİ)

ÖNCEKİ HABER

Erdoğan'dan Cumhurbaşkanlığı adaylığı sorusuna “Varım” cevabı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa