İliç faciasından sonra Sabırlı köyü, işsizlik ve bağımlılık kıskacında
İliç'in Sabırlı köyündeyiz. Atık havuzunun yer aldığı köyün gençleri madende çalışıyordu; şimdi çoğu işten çıkarılmış. Madende üretim durduktan sonra hiçbir destek almamışlar.
Fotoğraf: Cömert Uygar Erdem
Elif Ekin SALTIK
Erzincan
İliç’te Sabırlı köyündeyiz. Maden sahasının biraz da olsa görünebildiği, madenin atık havuzunun yer aldığı Sabırlı köyünün pek çok genci maden ocağı çalışanlarından, büyük oranda işten çıkarılmışlar. Köy kalabalık haneli olsa da in cin top oynuyor. Hayvancılık yapan yaşlılar köyde yaşıyor ama çoluk çocukları madende çalışıyor ve İliç merkezde yaşıyor.
Köy içinde gezerken kapının önünde 60 yaşlarında bir erkekle karşılaşıp sorular yöneltiyoruz, evine davet ediyor. İçeride eşi ve kız kardeşi de var. Konuşan en çok kadınlar oluyor: “Faciadan sonra mağduriyet oldu, işsizlik oldu, maden insanları burada kendine bağımlı hale getirdi. ‘İş vereceğiz, para vereceğiz’ dediler, insanlar da topraklarını, hayvanlarını sattı, her şeylerini verdiler sonra da herkes işsiz kaldı. Mesela şimdi kimileri davar aldı, elinde ne çadırı var ne demiri var ne çobanı var. Bu insan nasıl malzemeyi alacak da davar için bir yer yapacak, perişanlık.”
"SİYASETLE PARAYI TOPLADILAR KALANLAR İŞÇİLER"
Erkek, madenin kardeşi kardeşe düşman ettiğini söylüyor: “Örneğin oğlum gitti iş başvurusunda bulundu 20 yaşında, kalifiye olabilecek yaşta. Ama oğlumun iş başvurusunu çekip başkasını onun yerine soktu kardeşim, böyle olunca biz yıllarca küs kaldık. Şimdi barıştık ama insanlar yıllarca böyle senin oğlun girdi benim oğlum giremedi küslüğü yaşadı. Sen para aldın ben alamadım kavgaları oldu. Ben hayvancılıkla geçiniyorum, gayet yetiyor bana ama oğlum ve ailesi İliç merkezde doğal gazlı evde oturuyor, sobalı evde yaşamak istemiyor, davarcılık yapmak istemiyor, madenin açılmasını bekliyor çalışabilmek için. O rahatlığa alıştırdılar insanları. Şimdi kadınlar da hayvancılık yapamam diyor bu sefer eşler arasında kavgalar çıkıyor, aile huzuru kalmadı. İliç’te 10-15 kişi iyi götürdü siyasetle şununla bununla, ecdadını kurtaracak parayı topladılar ötekisi işçi hepsi mağdur.”
HERHANGİ BİR DEVLET DESTEĞİ YOK
Kadınlar giriyor araya: “Çocukları, eşleri rahatsız olan maden işçileri var, hepsi mağdur. Maden üretimi durdurduktan sonra herhangi bir devlet desteği tarımı, hayvancılığı kalkındırmak amaçlı bir destek de sunmadı. Kaymakam, vali sadece ‘Maden açılacak’ dedi, insanlar bekliyor.” “Sağlık açısından bir sorun yaşadınız mı?” sorumuza ise “Yaşamadık. Hatta üretim durduktan sonra burada zaman zaman hissedilen koku, boğaz yanması durumları sonlandı” cevabını veriyorlar.
"ANAGOLD ÇİFTAY’I GÖNDERMEK İSTİYOR"
10 yılı aşkın Çiftay’da çalışan, facia sonrası çıkışını alan bir işçiyle buluşmak üzere randevulaşmış olsak da iş haberi geldiği için Yozgat’a gitmek zorunda kalıyor. Yozgat’a hızlı tren şantiyesinde çalışmaya gittiğini söylerken telefonla konuşmaya devam ediyoruz: “Olay sonrası işçilere çıkışınızı mı verelim yoksa ücretsiz izne mi çıkaralım diye sordular, benim gibi çoğu işçi çıkışını aldı. Tazminat aldık, işsizlik alıyoruz, öyle geçinmeye çalışanlar var. Kahveleri görmüşsünüzdür, aylak aylak gezenlerle dolu. İşçiler madende yeniden çalışmayı beklese hepsini tekrar almayacaklar zaten. Anagold göçük sonrası çıkan haberler, kimilerinin ‘Maden gitsin’ sözleri nedeniyle de halka tepkili. Çiftay da fırsatçılık yaptı o süreçte. Göçük kaldırma işini devlet ihaleye çıkardı, Çiftay’ın hazır ekipmanları vardı, onlarla kaldırdı. Ancak Anagold’a çok yüksek fatura kesmiş, Anagold da Çiftay’ı göndermek istiyor. Cengiz’le görüştükleri söyleniyor ama Çiftay kalmak için diretiyor.”
Madenin nisan-mayıs gibi açılsa da üretimin başlamasının birkaç yıl sürebileceğini de belirtiyor işçi: “Tam kapasite çalışmaz. Az bir ekipman, az bir araba, fabrika kısmı beslenir. Bugün hiç üretim olmasa dahi en az 2-3 yıllık stok malzemesi var.” “Yeniden işe çağrılsanız, çalışır mısınız?” sorumuza ise “Döner çalışırım tabii çünkü evim, ailem orada” cevabını veriyor.
"ESNAFLA DA BİR BAĞIMLILIK İLİŞKİSİ OLUŞTURDU"
Köyden sonra tekrar döndüğümüz ilçe merkezinde son durağımız bir esnaf. İliç’in önemli esnaflarından biri. “Kaza olduktan sonra ‘Gitsinler buradan bizi zehirliyorlar’ dediler, Anagold yetkilileri de ‘Biz ilçeye onca şey yaptık, insanlara’ deyip insanların böyle konuşmasına tepki gösterdi” bilgisini veriyor esnaf. Madenin insanları kendine bağımlı hale getirmesini de şöyle anlattı: “İnsanlar hayvancılık yapmak istemiyor. Şimdi gençler kahvelerde başıboş oturuyor, madenin açılmasını bekliyorlar. Kimse gidip de bir yerde garsonluk vs. yapmaz. Herkes alıştı oraya. Hem sigorta hem de yüksek maaş… İki ayda bir prim yatıyordu. Kazadan sonra da yine bir para ödemeye başladılar.”
“Bir anda insanların başından aşağı para yağdı” diyen esnaf, devam ediyor: “Şirket kimi ihtiyaçlarını gidip büyük marketlerden daha uyguna almak yerine buradaki esnaftan almayı seçti. Örneğin 5 bakkal varsa her ay birinden alışveriş yapıyordu. Tatlısını, böreğini sırayla buradaki esnaftan temin ediyordu, bu durum da esnaf için iş yapmak demek. Ayda bir maden gelip senden alışveriş yapıyor, bir anda aylarca kazanamadığın parayı kazanıyorsun. Şimdi ‘Dükkanı açsam ne olacak ki, iş yapamıyorum’ diyor. Yine Çiftay bir taleple kapısına giden hiç kimseyi çevirmiyordu. Çalışanına da ilçeye de bir sürü imkan sağladı ve buradan bağımlılık ilişkisi oluşturdu.”