Sultaninin anavatanı JES çöplüğüne döndü
Türkiye’nin tarım cennetlerinden, çekirdeksiz sarı üzümün ana vatanı olarak bilinen Manisa Alaşehir son yıllarda üzümden çok jeotermal kuyuları ve enerji santralleri ile adını duyurmaya başladı.

Fotoğraf: Evrensel
Özer AKDEMİR
İzmir
Türkiye’nin tarım cennetlerinden, çekirdeksiz sarı üzümün (sultani) ana vatanı olarak bilinen Manisa Alaşehir son yıllarda üzümden çok jeotermal kuyuları ve enerji santralleri ile adını duyurmaya başladı. Sadece Türkiye’nin değil dünyanın en verimli ve kaliteli üzümlerinin yetiştiği ovanın dört bir köşesinde yüzlerce jeotermal kuyusu ve onlarca JES işletmesi var.
İzmir tarafından ilçeye yaklaştığınızda üzüm bağları ile birlikte jeotermal enerji santrallerinin (JES) bembeyaz duman kusan bacaları karşılıyor sizi. Sağlı sollu yol boyunca kalınlıkları şişman bir adam gövdesini bulan jeotermal boruları, bacasından beyaz dumanlar fışkıran JES işletmelerine uzanıyor. “Sultanlara layık lezzette üzümler” yetiştiği için sultani üzüm olarak adlandırılan üzüm bağlarının içinden geçen bu JES borularında, ovanın dört bir yanında açılan ve binlerce metreye inen jeotermal kuyularından çıkarılan sıcak akışkanlar JES işletmelerine taşınıyor. İşletmelerde sıcak akışkan gücü elektrik enerjisine dönüşürken bu sırada çıkan beyaz buhar ise atmosfere salınıyor. JES şirketlerinin “sadece su buharı” diye önemsizleştirdikleri bu beyaz dumanın içerisinde karbodioksit (CO2), metan gazı, bor, arsenik ve hidrojen sülfür gibi son derece zehirli ve tehlikeli olarak nitelenen gazlar olduğu bilimsel çalışmalarda ortaya konmuş durumda.
Yöredeki üzüm üreticilerinin, bölgede yaşayan vatandaşların, esnafın ve çiftçilerin örgütlü olduğu ziraat odasının bu JES’lerle ilgili görüşlerini almak için geldiğimiz Alaşehir’de mikrofonlarımızı ilk olarak Alaşehir ilçe merkezine 9 kilometre uzaklıktaki Tepeköy’ün halkına uzattık.
OLMAZ BÖYLE ŞEY!
Tepeköylü kadınlardan Melahat Yener, JES’lerden çıkan dumanın üzüm bağlarına ve sağlıklarına çok büyük zararlar verdiğini söylüyor. “Hadi bizim yaşımız geldi geçiyor” diyen Yener, gelecek kuşakların bu santrallerden daha olumsuz etkileneceğini söylüyor. Geçtiğimiz yıl açılmak istenen yeni kuyuya karşı bütün köylülerin eylem yaptıklarını anlatan Yener “O zaman kaçıp gittiler, giremediler. Ama şimdi duyduk ki yeniden gelmişler. Kimler izin veriyor bunlara?” diye soruyor.
Tepeköylü Hatice Çınar ise JES dumanı nedeniyle bağlardaki üzüm veriminin iyice azaldığını söylüyor. Halime Kaçıran da JES dumanının ovanın ortasına sis olup çöktüğünü, bazen nefes dahi alamadıklarını anlatarak, “Bunlar gelmeden önce tertemiz havamız vardı” diyerek özlemle anıyor eski günleri. Birkaç gün önce bağa gittiğinde ağzını burnunu maske ile kapatarak çalışabildiğini söyleyen Kaçıran, “Kokusundan bağımızda çalışamıyoruz. Nereye şikayet edelim?” diyor.
GEDİZ OVASI’NDA JES İSTEMİYORUZ
JES’ler nedeniyle kimsenin huzurunun kalmadığını söyleyen Tepeköy Muhtarı Süleyman Tunga içme sularının JES nedeniyle bozulduğunu anlatıyor. İşletmelere ÇED raporu veren yetkililere de tepki gösteren Muhtar Tunga, “Halkımız çok tepkili. Gediz Ovası’nda bu santralleri istemiyoruz. Burada insanlar tarımla, hayvancılıkla geçimini sağlıyor. JES’çiler buraya geleli havamızı zehirliyorlar” ifadelerini kullandı. Alaşehir’de kanser oranlarının yüzde 20 arttığını öne süren Tunga, “Sağlık Bakanlığı da farkında. Çürük yumurta gibi kokuyor ovamız. Sesten uyuyamıyoruz geceleri. Masa başında bu işletmelere izin vermekle olmaz. Gelin buradaki insanları dinleyin. Bize reva görülenlere sandıkta yanıt vereceğiz” diyor. Hukuksal olarak haklarını aramayı sürdüreceklerini dile getiren Tunga, devletin halkı özel şirketlerle karşı karşıya bıraktığını dile getiriyor.
DEVLET HOLDİNGLERİN ARKASINDA
Tepeköy’de yaşayan başka vatandaşlar da JES’lerden illallah ettiklerini ifade ediyor:
Bülent Yaramış (Tepeköy): Nefes alamıyoruz! Bağım var santralin yanında, sizi götürsem 2 saat duramazsınız orada. Biz dava açıp kazanıyoruz ama bu da çözüm olmuyor. Tüm köylülerime sesleniyorum; örgütlenelim, bağırmayla çağırmayla değil hukukla haklarımızı arayalım diyorum ama hukuk da işlemiyor. Yani bizim hayret ettiğimiz; yüz binlerce insan yaşıyor bu bölgede, tarımla karnını doyuruyor, ama devlet üç beş holdingin arkasında duruyor!
Halil İbrahim Turhan (Tepeköy): Geçen bağ bağlamaya gittim. İki saat çalıştım, geri geldim. Sesten, uğultudan duramadım. Alaşehir'e giderken JES dumanı üzerime çiğ gibi yağdı. Dava açtık kazandık ama şunu anlamıyoruz; ÇED iptal olduktan sonra neden tekrar tekrar dava açmak zorunda kalıyoruz?
Burhan Çınar (Tepeköy, Emekli Ziraatçı): Eskiden 2 metreden su çıkıyordu şimdi 250-300 metreye indi sular. Burası düz bir ova, hava dağılmıyor çukurda kaldığı için. Ovamızı şantiyeye çevirdi bu şirketler.
Fotoğraf: Evrensel
BİRİLERİ ZENGİN OLACAK DİYE...
Ali Osman Benli (Tepeköy-Esnaf): Santralin yanından geçerken aracımızın camını açamıyoruz. İki yaşında bir kızım var, geleceğinden endişe ediyorum. Birileri zengin olacak diye burada yaşayan yüz binlerce insan kanser riski ve çeşitli hastalıklarla karşı karşıya.
Ahmet Yıldırım (Tepeköy): Kokudan, sesten evimizde dahi duramıyoruz, uyuyamıyoruz. Bize yapılanları devlet görmüyor mu?
Hüseyin Çınar (Tepeköy): Bağım JES kuyusunun hemen dibinde. Çıkan buhar zarar veriyor bağıma. Bunu tespit ettirdik. 180 asmamın zarar gördüğü tespit edildi. İlçe tarıma gittik, jandarmaya gittik, savcılığa dilekçe verdik hiçbir şey çıkmadı. Özmen Enerji’nin Müdürü Ahmet Özmen “5 bin lira vereyim de ilaç at bağına” diyor.
Mahmut Taşpınar (Tepeköy): JES bacalarından salınan gazlar insan ve canlı yaşamını riske atıyor. Birileri para kazanıyor ama toprağını işleyip çoluk çocuğunun karnını doyuran çiftçiler mağdur oluyorlar.
JES’LER BİZE ANLATTIKLARI GİBİ DEĞİLMİŞ
Sadece Tepeköylüler de değil. Alaşehir Ziraat Odası Başkanı Özer Demir ve diğer köylerden vatandaşlar da JES’e tepkili.
Özer Demir (Alaşehir Ziraat Odası Başkanı): İlk başta bize jeotermali “Seracılık olacak, ilçe sıcak su ile ısınacak, termal oteller açılacak” diye anlattılar. Fakat 10 yıl geçti bunların hiçbiri olmadı. Aksine sağlığımız bozuldu, kanser hastalığı çoğaldı, içme sularımız, sulama sularımız bozuldu. Bağlarımız bazı bölgelerde kuruma seviyesine geldi. Ziraat odası ve çevre derneği dışında bu meseleyi dert edinen bir kurum yok maalesef ilçede. Oda olarak açtığımız davaları kazandık ama aynı yerde, aynı şekilde, aynı şirkete yeniden ÇED raporu verildi. Bu akıl alır gibi değil! Jeotermaller 25-30 yıl sonra buradan gittiğinde zehirlenmiş bir toprak, zehirlenmiş su, zehirlenmiş insanlar olarak biz burada kalacağız.
Fotoğraf: Evrensel
OVADA TEMİZ SU KALMADI
Halil Aydın (Türkmen köyü, Çiftçi): Evim JES’e 2 kilometre uzaklıkta. Biz bile kokudan duramıyoruz. Dışarıya yaprak sattık, analiz olmuş geri geldi. Üzümlerimiz bu JES’in dumanı nedeniyle hep çiğli, kurutamıyoruz. Ovada kuyusu bulunan 100 kişiden 90’ının suyu kötü, içinde ağır metaller var.
Mustafa Sarı (Çağlayan köyü): Bizim orada iki tane santral var. Birisi Zorlu diğeri Türkerler. Bunlar gece gündüz vızır vızır ötüyor. Derelere sularını salıyorlar.
İlker Kara (Matarlı köyü): JES’lerden çıkan sesten ben de rahatsızım ama sorunların en masumu ses sorunu. Çıkan duman, içindeki zehirlerle birlikte bağlarımızın üzerine iniyor. Açık tarım yapıyoruz sonuçta, ürünlerimizi bozuyor. Bize de hiçbir faydası yok bunların. Biz çiftçiyiz zararın hepsi bize, kârın hepsi enerji şirketlerine!
DAĞINIK MÜCADELEYİ BİRLEŞTİRMEYE ÇALIŞIYORUZ
Alev Gümüşlü (Alaşehir Çevre Derneği Başkanı): Elimizden geldiği kadar bu kirletici faaliyetlere karşı durmaya çalışıyoruz ama karşımızdakiler de hem siyasi olarak hem maddi olarak son derece güçlü şirketler. Buradaki temel sıkıntı, insanların sadece kendi alanlarındaki sorunlara karşı duyarlı olması. Ortak mücadele çabası yok maalesef. Biz bu dağınık mücadeleyi birleştirmeye ve insanları ortak sorunlar etrafında bir araya getirmeye çalışıyoruz. Sürece katılım yönünde yaptığımız çağrılara olumlu geri dönüşler geliyor. Bu da sevindirici tabii.
Evrensel'i Takip Et