Boyun eğersek yarın kayıplarımız daha da artar
"Şişecam patronu refah payını vermeyerek TİS’in delinmesine göz yummamızı istiyor. Bugün bunun olması, yarın TİS’in ayaklar altına alınarak, diğer haklarımızın da elimizden alınmasının yolunu açar."
Fotoğraf: Şişecam Basın Bülteni
Şişecam işçisi
Lüleburgaz
Size gerçek bir hikayeden bahsetmek istiyorum. Bundan 25-26 yıl önce Beykoz Paşabahçe’de çalışan Şişecam işçileri fabrikalarının kapanmaması için, Şişecam’ın önerisiyle bir toplu iş sözleşmesi (TİS) anlaşmasında, ‘sıfır zam’ma imza attılar ve 2 yıl boyunca zam almadan çalıştılar. İki yıl sonunda, yani 2001’de Şişecam patronu, fabrikayı kapatma kararı aldı. O dönem Şişecam işçileri kendini fabrikaya kapatmıştı ve eski mücadelelerinden kalma fabrika içine çıkan gizli geçitlere; evlerin, inşaatların, bahçelerin, kahvelerin, dükkanların içinden geçen yeni geçitleri ekleyerek mücadeleye koyuldular. Paşabahçe semti o dönem, büyük bir işçi semtiydi. Tekel, Beykoz Kundura, Şişecam fabrikalarının yanında küçüklü büyüklü birçok fabrika ve atölyede çalışan binlerce işçi, sınıf mücadelesinin hiç de yabancısı değillerdi, semt esnafıyla birlikte, üzerlerine ne düşerse yapmaya hazırdılar. Gizli geçitlerden bütün mahalle halkı, el birliğiyle, nazlanmadan, usanmadan, korkmadan, ekmek, su, giysi… fabrika içindekilerin neye ihtiyacı varsa taşıdı... Tüm mahalle; kadını erkeğiyle, yaşlısı genci çocuğuyla direnişin ortağıydı... Kapatılmak istenen ekmek tekneleriydi, çocuklarının geleceğiydi, savunmak zorundaydılar; bilinçle, inatla ve yılmadan. Rıfat Ilgaz’ın dediği gibi; “Ya ezenden yana olacaksın ya da ezilenden! Bu işin az şekerlisi, çok şekerlisi olmaz!” Semt halkı da kendi gibi ezilen Şişecam işçisinin yanındaydı!
Hikayenin sonunda mücadele eden işçiler, fabrikanın kapatılmasını engelleyemeseler de işlerini, ekmeklerini korudular; Şişecam’ın diğer fabrikalarına nakledildiler.
NEDEN BU HİKAYE?
Dünyanın en yalancı, en düzenbaz kesimi sermaye sınıfıdır, yani patronlardır... Kendi üretimleri, kârları ve kasalarının dolması uğruna bizlere türlü yalanlar anlatırlar. Şişecam patronları da böyledir. Hikayede olduğu gibi sıfır zam verelim, fabrika kapanmasın diye yalan atan patronlar, iki yıl sonunda fabrikayı kapatmıştı... Şişecam patronları, tarihleri boyunca bu yalanları hep söylemiştir ve söylemeye de devam ediyor. Şunu bilmek gerekir sevgili cam işçisi arkadaşlarım; Şişecam patronları, bugün kâr edemedim diyorsa yine yalandır. Şişecam patronları 2024 yılının ilk 9 ayında 18.6 milyar TL’lik yatırım yaptı. İlk 9 aydaki net kârı ise 6.5 milyar TL.
TİS AYAKLAR ALTINDA
Ülkemizde, sendikalaşma oranının düşük olması, beraberinde, ne yazık ki işçi sınıfının mücadele ederek, bedeller ödeyerek elde ettikleri ‘toplu iş sözleşmesi’ hakkından yararlanan işçi sayısının da çok düşük olmasını getiriyor. ‘Asgari ücret’in ‘genel ücret’ haline gelmesinin nedeni de budur aslında… Bu nedenle biz cam işçileri TİS’in değerini çok iyi biliyoruz. Ama bugün Şişecam patronu bizden TİS’in delinmesine göz yummamızı istiyor. Bu sadece zammın alınmaması değil, aynı zamanda TİS hakkından vazgeçilmesi anlamına da geliyor. Bugün bunun olması, yarın TİS’in ayaklar altına alınarak, diğer haklarımızın da elimizden alınmasının yolu açılıyor demektir.
BU ZAMMI İSTİYORUZ
Sendikamız Kristal-İş ve Şişecam patronu arasında imzalanan 2 yıllık sözleşmede bağıtlanan, ikinci yılının ilk 6 aylık zam oranı olan ‘enflasyon artı enflasyonun yüzde 20’si kadar refah payı’nın, refah payı kısmını vermek istemedi Şişecam… Sendika yönetimi resmi olarak açıklamasa da geçen gün Evrensel gazetesinde yer alan haberde, Kristal-İş genel başkanının söylemleri, ‘refah payı’ndan vazgeçileceği yönündeydi. Sendikacıların; fabrika veya bölüm kapanabilir, patron kâr edemedi gibi laflar söyleyerek, bizleri çaresizliğe razı etmeye çalışması, mücadeleci sendikal anlayışın dışındadır. Şunun iyice bilinmesi gerekiyor ki Şişecam, teklifi kabul etsek de fabrika veya bölümü kapatacaksa eğer, gözümüzün yaşına bakmaz, kapatır. Şişecam üretimine ve kârına göre, başka bölgeye başka yatırımlar yapıyor ve kârlar elde edebiliyor. Bu tarihte çok yaşanmıştır. Yani Şişecam, kendi çıkarı neyi gerekiyorsa onu yapıyor, yapmaya da devam edecektir. Şişecam işçileri olarak da bizler tarihimize sahip çıkıp kendi sınıf çıkarlarımız için mücadele etmemiz, sarı öküzü vermememiz gerekmektedir.
Buradan sendika yönetimini boyun eğmeye değil, mücadele etmeye, tarihimize ihanet etmeye değil, sahip çıkmaya çağırıyoruz!