15 Ocak 2025 05:55

Genç avukatlar neden intihar ediyor?

Ruhsatını yeni alan bir genç avukat, genç avukat intiharlarının ardındaki nedenleri yazdı.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Av. Emek DENİZ
İzmir

Genç avukat intiharlarındaki artış hepimizin malumu. Genç avukatlar neden intihar ediyor? Ruhsatını yeni almış genç bir avukat olarak nasıl bir çıkmazın içerisindeyiz, sizlerle paylaşmak istiyorum.

Plansız, programsız ve niteliğe önem verilmeden açılan hukuk fakültelerinden her yıl sayısız mezun verilmektedir. Bu kadar fazla sayıda hukuk fakültesi mezununun olması, genç meslektaşların iş bulamaması veya asgari ücretle çalışmasıyla sonuçlanmaktadır.

Öte yandan hukuk fakültelerinde görülen zorlu eğitimin ardından mezun olan genç hukukçular daha yolun en başında ayrımcılığa ve haksızlığa uğramaktadır. Avukat stajyerleri, staj dönemlerinde oldukça düşük ücretlerle çalışmak zorunda kalırken, hakim ve savcı stajyerlerine devlet tarafından sağlanan ekonomik güvencelerden mahrum bırakılmaktadır.

Özellikle mesleğinin başında olan genç avukatların başvurduğu CMK avukatlığı ve adli yardım müessesinde verilen ücretlerin yetersiz olması ve ödemelerin zamanında yapılmaması genç avukatların maddi zorluklar yaşamasına, borçlanmasına neden olmaktadır. Oysa vatandaşın hak arama özgürlüğünün teminatı olan avukatların ekonomik sorunlarla mücadele etmek yerine, mahkeme salonlarında müvekkillerinin hukuki sorunları ile ilgilenmesi gerekmektedir. Adaletin KDV’sini dahi isteyen bir devlet anlayışı ve ekonomik kriz karşısında genç avukatlar olarak görmezden geliniyoruz.

İKİ SEÇENEK, TEK SONUÇ: GELECEKSİZLİK

Türkiye’de yaşayan bütün gençler gibi biz genç avukatlar da geleceksizlik ve tekelleşmeyle mücadele ediyoruz. Yeni ruhsatını almış genç avukatların iki seçeneği bulunmaktadır: Ya bir avukatın ofisinde bağlı avukat olarak çalışıp emeğinin karşılığını alamamak ya da serbest avukatlık yapıp para kazanamamanın verdiği stresle boğuşmak. Nitekim her iki seçenekte de geleceksizlikle mücadele etmek.

Bağlı çalışmak ifadesini açmak gerekirse; daha kıdemli başka bir “meslektaşın” yanında asgari ücretten biraz fazla ücrete çalışmak olarak tanımlayabiliriz. Biraz fazla ücret dememin sebebiyse avukatların asgari ücrete çalıştırılmasının yasak olmasından kaynaklanmaktadır. Yoksa asgari ücretin altında, yanında bağlı avukat çalıştırmak isteyen “meslektaşlar” da piyasada oldukça fazladır. Aslında meslektaş dememin sebebi TBB meslek kuralları madde 33/A’dan kaynaklanmaktadır. Madde 33/A bize der ki: “Bağlı çalışılan avukat ile bağlı çalışan avukat arasında mesleki anlamda eşitlik ilkesi geçerlidir. Bu ilişki, ünvanın ve işin gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde düzenlenir.” Ancak uygulamada bu durum hiç böyle değildir. Saygı ve güven bir yana dursun meslektaşlar arasında eşitlik ilkesi bile göz ardı edilmektedir. O yüzden yazımın bundan sonraki kısmında meslektaş yerine “patron avukat” kalıbını kullanacağım.

12 SAAT MESAİ, ASGARİ ÜCRETİN BİRAZ ÜZERİ

Patron avukatlar, yanlarında bağlı çalışan avukatları sigortasız ve asgari ücretten biraz yüksek ücretlere çalıştırmak istiyorlar. 12-13 saati bulan mesai saatleri de cabası. Bağlı çalışmayı tercih eden meslektaşlarımız mesleğin onuruna yaraşır ücretlerde iş bulamamakta, sayının çokluğu da emek sömürüsünün önünü açmaktadır.

Serbest avukatlık yapmak ise apayrı bir sorun. Serbest çalışan meslektaşlarımız müvekkil edinmekte zorlanmakta, BAĞ-KUR prim borçlarını ödeyememekte, mali kredibiliteleri düşük olduğu için sermaye olarak kullanabilecekleri kredilere ulaşamamaktadırlar. Yeni ruhsatını alan bir genç avukat olarak, öncelikle bir ofis bulmamız gerekiyor. Ofis kiraları büyük şehirlerde 20-30 bin TL arasında. Daha sonra serbest meslek erbabı olarak vergi levhamızı açtırmamız gerekiyor. Bunun için bir muhasebeci ile anlaşmamız gerekiyor. Yani bu süreç giderimizin gelirimizden çok olduğu bir süreç olarak karşımıza çıkıyor. Daha sonra ofisimizde müvekkil beklemeye başlıyoruz ama nafile. Genç bir avukatın kapısını çalıp bizim bir dosyamız var, takip eder misiniz diyecek müvekkil maalesef yok. Bu süreçte CMK atamalarını bekliyoruz. CMK uygulama sistemi 24 saat açık olup karakol, savcılık ve mahkemelerden gelen avukat taleplerini karşılamaktadır. Çok cüzi ücretlere bir dosyayı başından sonuna takip etmemiz gerekiyor. Yıllar süren bu dosyaların istinaf, temyiz süreçlerinde de yine sorumluluk biz avukatların oluyor. Aldığımız üç kuruşluk ücretin bir de yüzde 20 vergisini ödüyoruz. CMK hizmeti bir kamu hizmeti olup avukatlık asgari ücret tarifesi altında olmaması gerekirken biz genç avukatlar maalesef avukatlık asgari ücret tarifesinin çok altında olan CMK görevlendirmeleriyle ayakta kalmaya çalışıyoruz. Hal böyleyken birçok genç meslektaşımız intihara sürükleniyor.

İNTİHARLAR NASIL ÖNLENEBİLİR?

İntihar genellikle çok katmanlı nedenlere dayanan karmaşık bir olaydır. Ancak ekonomik zorluklar ve finansal stres, intihar riskini artıran önemli faktörler arasında yer almaktadır. Öncelikle hukuk fakültelerinin kontenjanları azaltılmalı daha sonra da hukuk fakülteleri için “akreditasyon” kriterleri belirlenerek akredite olamayacak nitelikteki hukuk fakültelerinin kapatılması gerekmektedir. Genç avukatların ekonomik zorluklarla boğuştuğu bu dönemde, devletin ve diğer kurum ve kuruluşların bu konuda daha fazla sorumluluk alması ve çözüm odaklı politikalar üretmesi gerekmektedir. Genç avukatlara acil psikolojik destek hizmetlerinin sağlanması gerekmekle beraber genç avukatların içinde bulunduğu durumu anlamak ve onlara yardımcı olmak için kapsamlı bir yaklaşım benimsenmelidir.

Daha da önemlisi ekonomik koşulları iyileştirecek, mesleğin saygınlığını artıracak adımlar atılmalıdır. Bu politikaların ise torba yasa diye anılan uygulamalarla değil, Türkiye Barolar Birliğinin, baroların ve genç avukatların iş birliğiyle oluşturulması gerekmektedir.

Yaşanan bu üzücü intiharların son olması ve yeni trajedilerin yaşanmaması için günü kurtarmaya yönelik değil, çözüm odaklı hukuk politikalarının üretilmesini, etkili bir savunma olmadan bağımsız bir yargı olamayacağının bilincine varılarak adaletin teminatı avukatların sorunlarının görmezden gelinmemesini talep ediyorum. Unutulmamalıdır ki sesimize kulak verirseniz başka hayatların sona ermesinin önüne geçebilirsiniz.

* Yazıdaki ara başlıklar editöre aittir.

ÖNCEKİ HABER

Hiç bitmeyen bir mektep: Nâzım Hikmet 123 yaşında!

SONRAKİ HABER

Fatih Yaşlı: Suriye yayılmacılığı için, geçmiş suçlar umursanmıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa