14 Ocak 2025 18:30
Son Güncellenme Tarihi: 15 Ocak 2025 00:20

İstanbul Barosu Başkanı ve yönetimine dava

İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ve yönetim kurulu üyelerinin görevlerine son verilmesi talebiyle davaname hazırlandı. ‘Uluslararası hukukun uygulanması’ talebi ‘illegal’ faaliyet sayıldı.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

İstanbul Barosu İbrahim Kaboğlu ve Yönetim Kurulu hakkında, 19 Aralık’ta Suriye’de öldürülen gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’e ilişkin yapılan açıklama nedeniyle açılan soruşturmada davaname hazırlandı.

Yönetim Kurulu Başkanı Prof. İbrahim Kaboğlu ve yönetim kurulu üyeleri Rukiye Leyla Süren, Hürrem Sönmez, Ahmet Ergin, Metin İriz, Mehmedali Barış Beşli, Yelda Koçak Urfa, Fırat Epözdemir, Ezgi Şahin Yalvarıcı, Ekrem Bilen Selimoğlu, Bengisu Kadı Çavdar’ın görevlerine son verilmesi talep ediliyor. Yönetim kurulu üyelerine "basın ve yayın yolu ile terör örgütü propagandası yapmak ve basın ve yayın yolu ile halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak" suçları yöneltiliyor.

SONUÇLANMAMIŞ SORUŞTURMALAR NEDEN GÖSTERİLDİ

Davanamede Cihan Bilgin hakkında Mardin Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü ve henüz sonuçlanmamış soruşturma ve yakalama emri gerekçe olarak gösterildi. Nazım Daştan hakkında ise Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden kovuşturma, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca ve Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığınca devam eden soruşturma dosyası ve yakalama emirleri neden gösterildi.

BASIN AÇIKLAMASI ‘İLLEGAL FAALİYET’ SAYILDI

Davanamede aynı zamanda meslek kuruluşlarının “kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamayacağına” ilişkin kanun maddelerine yer verildi. İstanbul Barosu Başkanlığı ve İstanbul Barosu Yönetim Kurulunun ‘Uluslararası İnsancıl Hukuk Uygulansın’ açıklaması ‘amaçları dışında faaliyet’ olarak gösterildi. Aynı açıklama ‘illegal faaliyet' sayıldı.

Bu gerekçelerle yönetim kurulu üyelerinin görevine son verilmesi talep edilerek şu ifadeler kullanıldı: “Davalı İstanbul 1 Nolu Barosu Yönetim Kurulu üyeleri ve halen İstanbul 1 Nolu Barosu Başkanlığı görevini yürüten İbrahim Özden Kaboğlu'nun görevlerine son verilmesine, davalıların yerine yeni Baro başkanı ve Yönetim kurulu üyelerinin seçilmesine karar verilmesi kamu adına talep ve dava olunur.”

AÇIKLAMADA İNSANCIL HUKUKUN UYGULANMASI TALEP EDİLMİŞTİ

İstanbul Barosu’nun iki gazetecinin Suriye’de öldürülmesine ilişkin yayımladığı, “Uluslararası İnsancıl Hukuk Uygulansın” başlıklı açıklama şu şekildeydi:

“Basına yansıyan bilgilere göre, gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin, 19 Aralık'ta Suriye'de yaşanan gelişmeleri takip ederken uğradıkları saldırı sonucu yaşamını yitirmişlerdir. Basın mensuplarının çatışma bölgelerinde hedef alınması, Uluslararası İnsancıl Hukukun ve Cenevre Sözleşmesi'nin ihlali niteliğindedir. Dahası, savaşa taraf olmayan sivillerin hedef alınması, Roma Statüsü 8/2/b/ii. maddesinde savaş suçlarından biri olarak ifade edilmiştir. Dolayısıyla, silahlı çatışma bölgesinde görev yapan gazetecilerin korunmasına ilişkin kurallar, Uluslararası İnsancıl Hukukun bünyesindedir. Yine, bahsi geçen olaya ilişkin Şişhane Meydanında yapılmak istenen basın açıklamasında, aralarında Baromuz üyesi dört meslektaşımız ile iki hukuk fakültesi öğrencisi ve onlarca gazetecinin olduğu yurttaşlar gözaltına alınmıştır. Uluslararası hukuku ihlal eden bu olaya ilişkin derhal soruşturma başlatılması ve sorumlulardan hesap sorulması gerekirken, Anayasal haklarını kullanan ve meslektaşları için yas tutan basın mensuplarının ve meslektaşlarımızın gözaltına alınması kabul edilemez bir durumdur. İki basın mensubu yurttaşımızın öldürülmesi olayıyla ilgili olarak etkin bir soruşturma yürütülmesini ve Anayasal haklarını kullanarak basın açıklaması yaptıktan sonra gözaltına alınanların derhal serbest bırakılmasını talep ediyor, sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz."

İSTANBUL BAROSU ‘80 DARBESİ SONRASINDA KAPATILMIŞTI

İstanbul Barosu, 5 Nisan 1878’te ilk kongresini toplamış; 1980 darbesinin ardından yaşanan hukuksuzluklara tepki gösterildiği için kapatılmış ve mühürlenmişti. Dönemin İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Başkanı Av. Orhan Adli Apaydın tutuklanmıştı. 1980 darbesinin ardından baronun kapısına vurulan mühür halen baro binasında sergileniyor. (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

İsrail Bakanı Ben-Gvir, ateşkes olursa istifa edeceğini açıkladı

SONRAKİ HABER

Aile hekimleri ne istiyor? - Dr. Murat Özveri | Adaletin İş Yüzü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa