Muğla’da “İklim Değişikliği Bağlamında Susuz Peyzaj” Çalıştayı düzenlendi
Muğla’da “İklim Değişikliği Bağlamında Susuz Peyzaj” Çalıştayı düzenlendi. Çalıştayda su krizinin tamamen siyasi ve küresel bir mesele olduğu dile getirildi.
Fotoğraf: Muğla Büyükşehir Belediyesi
Muğla Serbest Mimarlar Derneği ve Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından doğayı korumak, sürdürülebilir bir gelecek için kaynaklarımızı verimli kullanmak amacıyla “İklim Değişikliği Bağlamında Susuz Peyzaj” Çalıştayı düzenlendi. Çalıştayın açılış konuşmasını Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras yaptı.
Aras, “Beklenmeyen iklim değişikliklerinin yaşandığı bir bölgede yaşıyoruz. İklim değişikliğinin küresel boyutlarını azaltamayız ama atacağımız adımlarla önemli etkiler yaratabiliriz. Önümüzde çok büyük tehditler var. Su krizi aslında tamamen siyasi ve küresel bir meseledir. Paris İklim Antlaşmasını bile ülke olarak çok yeni imzaladık. İklim krizini reddetmek akılcı bir konu değildir. Özellikle sanayinin getirdiği olumsuzlukların denizleri, atmosferi, toprakları ne hale getirdiğini kısacık ömrümüzde gördük. Tüm doğal kaynaklarımız zarar gördü. İnsan kendini dünyanın sahibi olarak görüyor. Bu yanlış bir yaklaşım biz doğanın bir parçasıyız. Öncelikle bakış açımızı değiştirmeliyiz. Doğa varsa biz varız, doğa yoksa biz yokuz” dedi.
Muğla Serbest Mimarlar Derneği Başkanı Meral Oğuz Bol, "Amacımız ülke genelinde peyzaj konusunda öncü olmak ve yaygınlaştırmaktır. Susuz peyzaj ekosistemi korur ve sürdürülebilir yeşil alanlar oluşturur. Kuraklığın arttığı bölgelerde susuz peyzaj vazgeçilmez bir örnektir. İlk olma özelliği taşıyan bu çalıştay farkındalık oluşturmayı amaçlayan bir çalıştaydır” diye konuştu.
“SU YAŞAM HAKKIDIR, TİCARİLEŞTİRİLEMEZ”
İki gün süren çalıştayda “Suyun Ticarileştirilmesinin Boyutları” ile ilgili Muğla Su İnisiyatifi adına sunum yapan Serdar Denktaş, “Yaşam hakkı olan su, madencilik, sanayi, enerji, turizm gibi sektörlerin su havzalarını tahrip etmekte, sermaye faaliyetlerinin bir girdisine dönüştürülerek metalaştırılmaktadır. Bu faaliyetler gelecek kuşakların ve tüm canlıların yaşam hakkı olan suya el koymakta, yok etmekte, gittikçe azalan temiz suyu daha fazla rant elde etmenin aracına dönüştürülmekte, buna karşın halkının talepleri, uyarıları, itirazları dikkate alınmamaktadır” dedi.
Dentaş, “Yaşanan susuzluğu sanki doğadaki döngüsel değişimlerin doğal sonucuymuş gibi ele alıp, yalnızca uyum sağlamaya yönelik bir takım teknik çözümlerle yetinmeye çalışırsak asıl sorunu perdelemiş oluruz. Yaşam hakkı olan su madencilik, sanayi, enerji, turizm gibi sektörlerin su havzalarını tahrip eden sermaye faaliyetlerinin bir girdisine dönüştürülerek metalaştırılmasıdır. Yaşam hakkına el koyarak yürütülen bu faaliyetler aynı zamanda çok büyük bir adalet sorunudur” diye konuştu.
“SU ERİŞEMEDİĞİMİZ BİR METAYA DÖNÜŞMEKTE”
Dünyada doğayı ve emeği metalaştırma sürecinin giderek daha pervasız bir hal almasına bağlı olarak suya el konulmasının her geçen gün yeni boyut kazandığına vurgu yapan Denktaş, “Bugün dünyada ve Muğla bölgesinde su giderek yalnızca bedelini ödeyebilenlerin erişebildiği, yoksulların, hayvanların ve bitkilerin erişemediği bir metaya dönüşmektedir” ifadelerini kullandı.
“TERMİK SANTRALLER DOĞAYI, YAŞAM ALANLARINI YOK EDİYOR”
Milas ve Yatağan bölgelerinin su havzalarında toplanan suyun DSİ tarafından Yatağan ve Yeniköy termik santrallerine tahsis edildiğini ifade eden Denktaş, “Muğla bölgesindeki üç termik santral kırk yıldır doğayı, yaşam alanlarını, havayı, suyu, toprağı zehirliyor. Köyler, ormanlar, zeytinlikler, tarım alanları yok ediliyor. Zehirli havayı solumak zorunda bırakılan insanlar solunum yolu hastalıkları ve kanser yüzünden ölüyorlar” dedi.
“YAŞAM HAKKINI BİRLİKTE DAHA GÜÇLÜ SAVUNALIM”
Susuz peyzaj uygulamalarının da susuzluk sorununa çare olmayacağını belirten Denktaş, “Suyun ticarileştirilmesi gelecek kuşakların ve tüm canlıların yaşam hakkı olan suya el koymakta, yok etmekte, gittikçe azalan temiz suyu daha fazla rant elde etmenin aracına dönüştürmekte, halkının talepleri, uyarıları, itirazları dikkate alınmamaktadır. Muğla Su İnisiyatifi olarak 'Su yaşam hakkıdır, ticarileştirilemez' diyoruz ve tüm Muğla halkını bu konuda politik olmaya ve yaşam hakkını birlikte daha güçlü savunmaya davet ediyoruz” diye konuştu. (Muğla/EVRENSEL)