15 Ocak 2025 16:59

ÖHD cezaevleri raporu: Tutsaklar hijyensiz koşullarda ameliyata zorlanıyor

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Ankara Şubesinin, İç Anadolu Bölgesi'nde bulunan cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri raporunda, tutsakların hijyensiz koşullarda ameliyata zorlandığı belirtildi. 

Fotoğraf: MA

Paylaş

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Ankara Şubesi, İç Anadolu Bölgesi'nde bulunan cezaevlerinde 2024 yılında yaşanan hak ihlallerine dair raporunu açıkladı. Raporda, “sağlık hakkı ihlal edilen tutsaklar hapishane gibi zorlu ve hijyenik olmayan koşullarda hayati risk taşıyan ameliyatlar olmaya zorlanmışlardır” denildi.

Dernek binasında yapılan açıklamada konuşan ÖHD'li Avukat Sidal Bayrak, cezaevlerindeki ihlallerin "yerleşik ve sistematik bir hale geldiğine" vurgu yaptı. Bayrak, "Başta tecrit uygulamaları olmak üzere, işkence ve kötü muamele, sürgün edilme, keyfi disiplin cezaları, ağır hasta tutsakların infaz erteleme taleplerinin reddedilmesi, sağlık hakkına erişimin kısıtlanması ve keyfi kurul kararlarıyla yakılan infazlar gibi uygulamalar devam ediyor” dedi. 

Raporun Ankara, Kırşehir, Yozgat, Çorum, Eskişehir, Kırıkkale, Afyon ve Karabük şehirlerinde bulunan 16 cezaevine yapılan ziyaretler ile tutsaklar ve ailelerinden gelen bilgileri kapsadığını aktaran Bayrak, "Tespit edilen hak ihlallerinin başında ‘Cezaevinde kalamaz' raporuna rağmen tahliye edilmeyen tutsaklar olduğu tespit edilmiştir. Tedaviye erişimleri ve sağlık hakkı ihlal edilen tutsaklar hapishane gibi zorlu ve hijyenik olmayan koşullarda hayati risk taşıyan ameliyatlar olmaya zorlanmışlardır. Tutsakların hastaneye sevkleri yapılmamış ya da çok geç tarihlerde yapılmıştır” dedi.

Hasta tutsakların sağlığa erişim haklarının ihlal edildiğini ifade eden Bayrak, “Ring araçlarının sağlıksız ve kötü koşulları, ağız içi araması, kelepçeli sevk, kelepçeli muayene, çıplak arama, detaylı arama, hastanede bekleme odalarının sağlıksız koşulları tutsakların sağlık hakkını ihlal edilen diğer uygulamalar olarak karşımıza çıkmaktadır” diye konuştu.

DİSİPLİN CEZALARI VE KEYFİ UYGULAMALAR

Temiz içme suyu ve yeterli gıdaya erişilemediğini de aktaran Bayrak, şu ihlalleri sıraladı:

“Tutsakların sohbet ve diğer haklarının, hücre cezaları, spor faaliyetlerinden men, ziyaretçi görüş yasağı disiplin cezaları ve diğer keyfi uygulamalarla engellendiği tespit edilmiştir. Tutsakların özel yaşamları-mahrem alanları kameralarla izlenmekte, gece geç saatlerde yapılan koğuş aramaları ve keyfi ziyaretçi yasakları sık sık yaşanmaktadır. Tutsaklara anadilleri ile yazılan Kürtçe kitaplar verilmemekte ya da 5-6 ay gibi sürelerle ‘inceleme’ adı altında tutsakların bu kitaplara erişimi kısıtlanmaktadır. Yine Kürtçe yazılan mektuplar sakıncalı bulunarak iletilmemekte, tutsakların anadilleri ile haberleşmesi, okuması yazması ve süreli-süresiz yayınlardan yaralanma hakları yasalara aykırı bir şekilde engellenmektedir. Başlı başına bir hak ihlali mekanizmasına dönüşmüş olan İdare ve Gözlem Kurulları’nın infazları, ağır hasta ve koşullu salıverilme tarihleri gelen tutsaklar başta olmak üzere keyfi ve hukuk dışı gerekçeler ile ertelediği tespit edilmiştir. Bu kararlara gerekçe olan, ziyarete gelemeyen aileler, halay çekme, pişman olmama, fazla kitap okuma, selamlaşma gibi gerekçeler ise bizlere bu kararların ne kadar hukuk dışı ve keyfi olduğunu göstermiştir.” 

Ardından konuşan Avukat Ali Şan Şahin ise özellikle 2015 yılından sonra hukuksuzluğun arttığına işaret etti. Şahin, özellikle İdare ve Gözlem Kurullarıyla şartlı salıverilme tarihleri gelen insanlara yapılan ayrımcılığın had safhaya ulaştığını aktardı.

TUTSAK YILMAZ ÇERÇEL'İN DURUMU

Şahin, mahpus Yılmaz Çerçel'in yaşadıklarına da değindi. Çerçel'in 2002 yılında şizofren tehşisi konularak tahliye edildiğini ve tedavisinin ardından tekrar tutuklandığını aktaran Şahin, "Çerçel’in hükmü 9 Ocak 2025 tarihinde bitti ve şartlı salıverilme tarihi geldi. Çerçel’in gerçekten durumu çok vahim. Şizofren, şuanda nasıl ve ne zaman cezaevine girdiğini bile bilemeyecek durumda. Eskişehir İdare ve Gözlem Kurulu'nda yer alan cezaevi ikinci müdürü ile konuştum. İkinci müdür, bana, yaptığınım insanlığa karşı işlenen bir suç hissiyatını doğuran bir cevap verdi. Dehşete düştüm. Müdür, bu tutsağı hiç görmediğini, hiç temas kurmadığını söyledi. ‘Samimi beyanları olmadığı’ için infazının yakıldığını ifade etti. Yani bu kurul kararına imza atan bir şahıs, görmediği, bilmediği ve dinlemediği biri hakkında nasıl böyle bir hüküm kurabilir? Hasta tutsaklara yönelik uygulamalar insanlığa karşı suçtur. Bunun takipçisi olacağız ve bunu yapanların hesap vermesi için mücadelemizi devam ettireceğiz” dedi. (MA)

ÖNCEKİ HABER

Kaybetmemek için birlik gerek

SONRAKİ HABER

Sakarya'da yalıtım fabrikasında yangın çıktı: 2 işçi yaralandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa