Dilan TEMİZ
İstanbul
Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümü hâlâ aydınlatılamadı. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü birinci sınıf öğrencisi 21 yaşındaki Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümü ile ilgili cevaplanmamış sorular ve iddialar dosyada olduğu gibi duruyor.
27 Eylül’de üniversitenin kampüsünde bulunan Seyyid Fehim Arvasi Kız Yurdu’ndan akşam saat 18.30 sıralarında çıktıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Kabaiş’in cenazesi 18 gün sonra kaybolduğu üniversite sahilinden 20 kilometre uzaklıktaki Molla Kasım Mahallesi’nin sahilinde bulundu.
Soruşturma dosyasına getirilen gizlilik kararı, ana akım medyanın ‘intihar’ algısı yaratan haberleri, cenazesinde iki erkeğe ait DNA bulunması, yurt yetkililerinin Rojin kaybolduktan bir gün sonra aileye haber vermesi ve Rojin’in çıkan adli tıp raporlarına rağmen ölümünün nasıl gerçekleştiğinin cevap bulmaması dosya ile ilgili şüpheleri güçlendiriyor.
90 gündür cevap bulmayan soruları ve soruşturmadaki eksiklikleri, süreci en başından beri takip eden Van Barosu Kadın Hakları Merkezinden dosya avukatı Fatma Ülgen ile konuştuk.
Rojin Kabaiş kaybolduğundan beri hem soruşturma hem arama çalışmalarında ailenin de iddia ettiği gibi kimi eksiklikler ve ihmaller söz konusuydu. Rojin Kabaiş dosyasında soruşturma en başından beri nasıl yürütüldü? İhmaller ve eksikliklere değinebilir misiniz?
Rojin kaybolduktan bir gün sonra aileye haber veriliyor. Zaten arama çalışmaları haliyle geç başlamıştı. Hepimizin de bildiği üzere kaybolma veya zorla kaybettirilme durumlarında ilk günler çok ciddi önlem arz etmekte. Çünkü delillerin karartılmasının önüne geçmek gerekiyor, delilleri toplamak gerekiyor.
Arama çalışmaları çok dar bir alanda yapılıyordu. Yani Yüzüncü Yıl kampüsü ve göl etrafında yoğunlaşan bir arama çalışması vardı. Ancak kampüsün hemen yanında Bardakçı köyü bulunmakta. Yine üniversitenin giriş çıkışları, ki birden çok giriş çıkışı olan bir üniversite kampüsü, bunların yeteri kadar araştırılmadığını, soruşturmanın kapsamının genişletilmediğini gözlemlemiştik. Ancak bir kaybolma veya kaybettirilme durumunda bütün arama çalışmalarının genişletilmesi, çok daha kapsamlı yapılması gerekiyordu.
EK RAPORDA SADECE ATK RAPORUNUN SONUÇ KISMI DEĞİŞTİ, BELİRSİZLİKLER YERİNDE KALDI
Rojin’in cansız bedeni bulunduktan sonra dosyadaki süreç nasıl ilerledi? Adli tıp raporunda Rojin’in ölüm nedeninin ve ölümün nasıl gerçekleştiğinin belirlenmesi bekleniyordu. Ne yazık ki böyle olmadı. Bu süreçte üç rapor çıktı ve bugüne kadar henüz ölümün nasıl gerçekleştiğiyle ilgili bir fikrimiz, bilgimiz yok. Raporda yer alan bilgiler de eksik. Rojin bulunduktan sonraki süreci aktarır mısınız? Nasıl ilerliyor bu süreç?
Rojin bulunduktan sonra otopsi işlemi gerçekleştirdi. Bizim de bir gözlemci hekimimiz otopsi sırasında bulunuyordu. Hem gözlemci hekimimizin bize aktarmış oldukları hem bizlerin kendi araştırmaları, ihbarları doğrultusunda otopsi raporunu inceledikten sonra -ki otopsi raporu ilk talebimizde bize verilmedi, vekalet ilişkisi kurularak yeniden raporun verilmesi talebi sonrasında verildi- uzmanlardan da almış olduğumuz destekle birtakım taleplerde bulunmuştuk.
Ancak biz gelen ilk ATK’de bizim bu taleplerimizin karşılanmadığını gördük. İlk ATK raporuyla birlikte Rojin’in ölüm nedeninin suda boğulma olduğu belirtilmiş ancak bu suda boğulmanın ne şekilde ne zaman olduğu, yani ölüm tarihine ilişkin bir bilgi dahi yoktu. Bu suda boğulma dışarıdan müdahaleyle mi oldu? Buna ilişkin hiçbir tespit yoktu ve benzeri birçok eksiklik vardı. Biz bu eksikliklere ilişkin tekrardan itirazlarda ve taleplerde bulunduk. Bir ek rapor geldi ve bu ek raporda yeni bir şeyle karşılaşmış olduk. Taleplerimiz doğrultusunda sadece ATK raporunun sonuç kısmı değiştirilerek, Rojin’in ölüm tarihinin kaybolduğu gün olabileceği şeklinde bir sonuç kısmı bildirildi. Ama yine bu ATK raporu da bizlere ölümün nasıl olduğu ki ölüm tarihi tespit edilmiş ise de bu tespitin nasıl yapıldığına dair, hangi bilimsel verilerle bu tespitin yapıldığına dair de herhangi bir bulgu veya beyan sunmamakta.
Rojin’in cansız bedeni üzerinde iki tane DNA örneğinin olduğu yönünde bir bilgi vardı ATK raporunda. Yine gelen ATK raporuyla kısmen bulaş riskinin bertaraf edildiğini gördük. Buna ilişkin de taleplerimizi sunduk. Yine uzmanlardan aldığımız desteklerle birçok eksiklik olduğunu fark ettiğimiz için bunları her birini dosyaya talep olarak sunmuş bulunmaktayız.
“ÖLÜMÜYLE İLGİLİ BÜTÜN İHTİMALLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ GEREKİR”
Raporda kesin ölüm nedeninin olmaması ne ifade ediyor? Bu dosya açısından yaklaşık doksan günlük bir süreçten bahsediyoruz ve ek raporda dahi bu ölüm nedenini belirlenemediğini görüyoruz. Bir taraftan da ana akım medyanın intihar algısı yaratman haberleri servis etmesi durumu var. Bu durum bize ne anlatıyor, süreç nasıl ilerleyecek, soruşturma açısından nasıl etkileri oluyor?
Bizim için bütün bu bahsettiğim noktalar, bütün bu soru işaretleri giderilmeden Rojin’in ölümü şüpheli bir kadın ölümüdür. İlk günden beri bunu söylemeye çalışıyoruz; Soruşturmanın sadece intihar hipotezi üzerinden yürütülmesi asla doğru değildir. Çünkü gelen ATK raporlarıyla biz şunu görüyoruz; ölüm nedeni suda boğulma olarak belirtilmiş ama dışarıdan bir müdahaleyle mi? Van Gölü'nde mi, başka bir yerde mi? Bütün bu soruların giderilmesi gerekmekte ve çok kapsamlı bir soruşturmanın yürütülmesi gerekiyor.
Ana akım medya hesaplarından özellikle kısıtlılık kararına rağmen ve bizlerin ulaşamadığı evraklara ulaşarak suda boğulma başlıklarıyla intihar algısı oluşturmaya yönelik birtakım paylaşımlar yapıldı. Elbette ki biz bu paylaşımlara ilişkin suç duyurusunda bulunduk. İlk günden beri söylüyoruz; Rojin’in ölümüyle ilgili bütün ihtimallerin değerlendirilmesi gerekmekte.
Gelen ATK raporları veya dosya dosyada bulunan vekillere verilen evraklardan da biz net olarak Rojin’in ölümünün nasıl gerçekleştiği sonucuna varamıyoruz.
“TELEFON İNCELEME RAPORUNUN HAZIRLANMAMIŞ OLMASI CİDDİ BİR EKSİKLİK”
Bir de Rojin kaybolduğu gün teslim edilen, bankta bulunan telefon, kulaklığı, bir adet kek ve su vardı. Telefona dair gelişmeler nedir? Kilidinin kırıldığı söyleniyor, oradan çıkacak belki de soruşturmayı aydınlatacak bilgiler mevcut. Buralara dair bilginiz var mı? HTS kayıtları ne durumda?
Telefonun kilidinin kırıldığı bilgisi doğru bir bilgi değil. Çünkü biz de buna ilişkin talepler oluşturduk. Henüz telefon şifresi kırılamadığı için telefon inceleme raporu hazırlanmadı ve dosya vekilleri olarak bizlerle de paylaşılmadı. Artık telefon incelemesinin yapılması gerekiyor, çok uzun bir süre geçti. Henüz telefon inceleme raporunun hazırlanmamış olması, tarafımızla paylaşılmamış olması soruşturma açısından ciddi bir eksikliktir. Son taleplerimizde de yine tekrarladık. Eğer Van'da kırılmıyorsa, il dışında bu şifreyi kıracak bir teknoloji yoksa yurt dışına gönderip şifre kırılarak telefon inceleme raporunun hazırlanması talebimiz mevcut.
“YURDUN ÇOK CİDDİ İHMALİ BULUNMAKTA”
Rojin’in kaybolduğu gün yurt yönetiminin aileye geç haber vermesi, hatta polislere de aynı şekilde bir gün geç haber vermesi ihmali söz konusu. Aile süreç boyunca bunu dillendirdi. Ne üniversite ne yurt yönetiminden bir cevap alınamadı ve buna dair suç duyurusunda bulunacağını söylemişti aile. Yönetimin sessizliğini koruması ne anlam ifade ediyor? Bu suç duyurusu ne durumda? Yönetimden anılacak bir bilgi dosyanın seyrini nasıl etkiler?
Rojin’in arama çalışmalarının geç başlamasının bir sebebi de Rojin’in yurtta olmadığı veya kaybolduğu bilgisinin aileye ve polise geç bildirilmesi. Yurdun çok ciddi bir ihmali bulunmakta. Arama çalışmalarının geç başlaması, aileye bilgi verilmemesi, bu noktada ihmalleri bulunan yurt müdürlüğü görevlileriyle ilgili de bir soruşturma devam etmekte. Henüz neticelenmedi.
KISITLILIK KARARI AMACINA UYGUN KULLANILMIYOR
Dosyadaki kısıtlılık kararı size nasıl etki ediyor? Kimi raporların dosya avukatları hatta aileyle dahi paylaşılmadığı oldu süreç boyunca. Soruşturmanın takibi açısından da sağlıklı bir sonuca ermesi açısından da dosyadaki gizlilik, kısıtlılık kararının etkileri neler?
Kısıtlılık kararıyla ilgili en büyük problemlerden biri, hem kısıtlılık kararının hem de kısıtlılık kararına ilişkin yapmış olduğumuz itirazların reddi kararlarının tamamında bir gerekçe belirtilmedi aslında. Gerekçesiz bir karar mevcut. Bu da hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmayan bir yerde. Birçok dosyada kısıtlılık kararı alındığını biliyoruz CMK'nin ilgili hükümleri gereğince. Ancak kısıtlılık kararının genelde amacı şu olur; dosyadaki bilgi ve belgelerin sızdırılmaması, delillerin karartılmaması… Ancak soruşturma sürecinde şunu gördük; biz dosya vekilleri avukatlara uygulanan kısıtlılık kararı, birtakım sosyal medya hesaplarına ya da ana akım medyaya uygulanmadı. Aileye ve vekillerine uygulanıyor olması, bizlerin dosyaya erişemiyor olması, dosyaya girmiş olan delilleri değerlendiremememize sebep oldu. Biz bunları değerlendiremediğimiz için dosya arasındaki delillere dair talepler oluşturamadık.
Karar kapsamı dışında kalan bilgi ve belgelerden edindiklerimiz, sosyal medya hesaplarından paylaşılanlar, bize yapılan ihbarlar, yine uzmanlardan almış olduğumuz görüşler doğrultusunda oluşturduk bütün taleplerimizi. Ve sayısız talebimiz oluştu. Ancak tekrar söylüyorum, bir kısıtlılık kararı olduğu için dosyanın tümünü inceleme fırsatımız olmadığından, neler yapıldı, neler eksik bırakıldı ya da dosya arasına giren delillerden ne gibi bizim taleplerimiz olur? Buna ilişkin bir değerlendirme fırsatımız olmadığı için bu yönüyle kısıtlılık kararı bizlerin dosyaya erişimi önünde çok ciddi bir engel oluşturdu.
“TALEPLERİMİZ DOĞRULTUSUNDA BİR RAPORUN HAZIRLANMASI ÇOK ÖNEMLİ”
Tüm bunların sonucunda çağrınız ne, bu sürecin sağlıklı yürütülmesi için talepleriniz neler?
Bu bizim için çok önemli, çok kıymetli bir soru oldu. Bizim itirazlarımız doğrultusunda yeni bir ATK raporunun eksiklikler giderilerek, yani etkin bir soruşturma yapılarak, ATK üzerinde etkin bir denetim yapılarak düzenlenmesi bu aşamada çok önemli. Rojin’in kaybolduğu yer ile cansız bedeninin bulunduğu Mola Kasım sahili arasında ortalama 25 kilometrelik bir mesafe var. O günkü coğrafi koşulların, dip akıntısının, o günkü hava koşullarının tamamının değerlendirilerek Rojin’in kampüs sahilinden Mola Kasım sahiline sürüklenip sürüklenmediğinin, bunun mümkün olup olmadığının tespitinin yapılması yönünde bir talebimiz var. Yine aynı şekilde telefon inceleme raporunun geçen bütün bu zamana rağmen hazırlanmamış olmasının çok büyük bir eksiklik olduğunu, şifrenin kırılarak artık telefon inceleme raporunun düzenlenerek vekillerle paylaşılması gerektiğini ve diğer bütün eksik hususların etkin bir soruşturmayla tamamlanması gerektiğini buradan tekrardan belirtmiş olalım.