16 Ocak 2025 16:42

Siber Güvenlik Yasası | “86 milyon için ‘kişisel veri güvencesi’ kalmayacak!”

Siber Güvenlik Yasası’na karşı açıklama yapan CHP Milletvekili Çakırözer ve TGS yasayı, basın özgürlüğü ile milyonların kişisel verilerinin gizliliğine tehdit oluşturabileceği nedeniyle eleştirdi.

Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel

Paylaş

Siber Güvenlik Yasası’na karşı açıklama yapan CHP Milletvekili Utku Çakırözer ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Meclis’e sunulan kanunda, gazeteciliği hedef alan muğlak düzenlemeler çıktığını belirtti.

AKP’nin Meclis’e sunduğu ve TBMM Milli Savunma Komisyonu’nda dün görüşülen Siber Güvenlik Kanunu teklifi ifade ve basın özgürlüğü ile milyonların kişisel verilerinin gizliliğine ve mahremiyetine tehdit oluşturabileceği nedeniyle eleştirilere neden oldu.

TGS: YASA TEKLİFİ İLE VERİ SIZINTILARINDAN HABERDAR OLMAMIZIN ÖNÜ KAPATILIYOR

Kanuna karşı yazılı açıklama yayımlayan TGS şu ifadelere yer verdi: “Geçen yıl, binlerce yurttaşın telefon numarasından nüfus ve tapu kayıtlarına, sağlık verilerinden plaka bilgilerine kadar kişisel verilerinin ele geçirildiği ve üç kuruşa satıldığını gazeteciler ortaya çıkarmıştı. Hiçbir yetkili bu skandal hakkında sorumluluk üstlenmedi. Sorumlular hakkında adli yahut idari hiçbir işlem başlatılmadı. Aksine, seksen beş milyonunun kişisel verilerinin akıbeti hakkında kafa karıştıran açıklamalara imza atıldı.  

Ve şimdi, bu yeni yasa teklifi ile bu tür sızıntılardan haberdar olmamızın da önü kapatılmaya çalışılıyor.

Meclise sunulan teklifin 16. maddesi 5. fıkrasına göre "Siber uzayda veri sızıntısı olmadığı halde veri sızıntısı yapılmış gibi bu yönde algı oluşturmak suretiyle kurumları veya şahısları hedef almaya yönelik faaliyet yürütenlere iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir" düzenlemesi yapılmak istenmektedir. Milli Savunma Komisyonu aşamasında "algı oluşturmak" ifadesi "veri sızıntısı yapılmış gibi içerik oluşturma" şeklinde değiştirilmiştir. Ne var ki bu değişiklik, bir kelime oyunundan ibarettir. Basın özgürlüğünü hedef alan her düzenlemede olduğu gibi muğlak ifadeler barındıran teklifin asıl amacı, gerçekleri örtbas etmek ve gazetecileri susturmaktır.

Yine teklifin 8. maddesi 5. fıkrası ile, "gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Siber Güvenlik Başkanının yazılı emri ile konutta, işyerinde ve kamuya açık olmayan kapalı alanlarda arama yapılması ve kopya çıkarma ve el koyma işlemi gerçekleştirilmesi" mümkün kılınmak istenmektedir. Gazetecilerin veri güvenliğini ve haber kaynaklarının gizliğini tehdit eden bu düzenlemenin de hedefi halkın haber alma hakkıdır.

Gazeteciliği ve halkın haber alma hakkını hedefe koyan bu düzenlemeyi kabul etmiyoruz. Gazetecileri düşman; gazeteciliği suç olarak gören bu anlayışın karşısındayız.”

ÇAKIRÖZER: İFADE VE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ CEZALANDIRILACAK

Kanuna karşı açıklama yapan Çakırözer, “AKP Meclis’e getirdiği teklif ile yine gazeteciliği, ifade ve basın özgürlüğünü hedef alıyor. Siber Güvenlik Kanunu teklifindeki bazı düzenlemelerin sansür yasasından farkı yok! Veri sızıntısına yönelik ‘algı oluşturma suçu’ diye yine ifade ve basın özgürlüğü cezalandırılacak!  Siber Güvenlik Başkanlığına sivil toplum, şirketler, belediyeler ve milyonların tüm veri, bilgi ve log kayıtlarına sınırsız erişim, aktarım yetkisi veriliyor. Hem de denetimsiz! Anayasaya aykırı verilen bu sınırsız yetkilerle mahremiyetimiz, kişisel verilerimiz büyük tehlikede! Bu yasa geçerse 86 milyon için ‘kişisel veri güvencesi’ kalmayacak” dedi. 

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer yapılan değişikliklerin ifade ve basın özgürlüğü ile kişisel verilerin gizliliği konusunda oluşabilecek tehditlerin önüne geçmediğini söyledi. Çakırözer, teklifin 6, 8 ve 16’ncı maddelerine ilişkin ifade ve basın özgürlüğü başta olmak üzere özel hayatın gizliliği ve kişisel verilerin korunması alanında ciddi sıkıntılar yaratabileceği yönünde ciddi kaygılar olduğunu belirtti. 

MUĞLAK İFADELERLE GAZETECİLİK VE SOSYAL MEDYA HEDEFTE

Siber Güvenlik Kanunu Teklifi’nin ifade ve basın özgürlüğü başta olmak üzere 86 milyonun kişisel verilerinin gizliliği konusunda büyük tehditler oluşturduğunu belirten Çakırözer, şunları söyledi:

 “Bu teklif TCK’ya ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ suçunu eklediğiniz sansür yasasından farksız. ‘Siber tehdit, siber olay, veri sızıntısı, algı operasyonu’ gibi muğlak ve yasal olarak belirsiz ifadelerle, tamamen keyfi uygulama ve yaptırımlara açık bir düzenleme ile karşı karşıyayız. “Halk arasında endişe, korku ve panik yaratmak ya da kurumları veya şahısları hedef almak amacıyla ‘Mış gibi içerik oluşturmak’” diye bir suç tanımı olabilir mi? Kime göre neye göre korku ve panik? ‘Mış gibi’ ne demek? Bunlar hep belirsiz ve muğlak. Ve bu belirsiz kriterlerle oluşturulan suçu işlediği ileri sürülecek kişilere 2 ile 5 yıl arası hapis cezası verilecek.  Bu şekliyle kanunlaşırsa, haber yapan gazetecilerin ya da sosyal medyada paylaşım yapan kişilerin kolaylıkla hedef alınmasına neden olacaktır. İfade ve basın özgürlüğüne yönelik sistematik bir tehdit var karşımızda.” 

“BİLGİ, VERİ VE LOG KAYITLARINA SINIRSIZ ERİŞİM YETKİSİ”

“Yine teklifin 6’ncı maddesi ile Siber Güvenlik Başkanlığı’na gerçek ve tüzel tüm kişilikler yani yurttaşlar, sivil toplum, şirketler, belediyeler, üniversiteler ve hepimizin tüm veri, bilgi ve log kayıtlarına sınırsız erişim, aktarım yetkisi veriliyor. Hem de denetimsiz! Anayasaya aykırı yetkiyle mahremiyetimiz, milyonlarca yurttaşın kişisel verileri büyük tehlikede!”

“86 MİLYON İÇİN KİŞİSEL VERİ GÜVENCESİ KALMAYACAK”

“Teklifin 8’inci maddesinin 5’inci fıkrası ile, Siber Güvenlik Başkanlığı’na gecikmesinde sakınca bulunan hallerde ‘hakim onayı olmaksızın’ arama yapma, dijital materyallere el koyma ve veri toplama yetkisi tanınmakta.  Yani Siber Güvenlik Başkanlığı istediği her yerde 'hakim onayı olmaksızın' arama yapacak, dijital materyallere el koyacak, kopyalayacak! Kimse de itiraz edemeyecek! 86 milyon için 'kişisel veri' güvencesi kalmayacak! Bu düzenleme ayrıca araştırmacı gazetecilik için büyük tehdit oluşturmakta. Gazetecilerin haber kaynağından aldığı belgeler, iletişim kayıtları bu yetki kapsamında erişilebilir hale gelecektir. Gazeteci haber kaynağını açıklamaz, açıklamaya zorlanamaz. Bu düzenleme ile gazeteciliğin mesleki gizliliği ihlal edilebilir. Biz bunları söyleyince değişikliğe gittiler. Ancak sadece makyajlama yaptılar. Hakim onayı olmadan arama ve el koyma yetkisi Başkana veya Cumhuriyet savcısına verildi. Bu değişiklik yurttaşların kişisel verilerinin ve mahremiyetinin korunması noktasındaki büyük kaygıları gidermekten son derece uzak. Bu şekliyle kabul edilemez.” 

‘SANSÜR YASASI’NDAN FARKSIZ!

“2024 yılında ve daha önceki yıllarda gördük. Türkiye’deki yurttaşların kişisel verilerinin nasıl sızdırıldığını, yurttaşların telefon numaralarının, adres ve aile bilgilerinin, tapu, hastane, eğitim ve plaka bilgilerinin çarşaf çarşaf nasıl yayıldığını,100 liraya nasıl satıldığını gördük. Gazeteci Ali Safa Korkut bu veri sızıntısını haberleştirdi. BTK’nın verileri koruyamadığına ilişkin Google’den yardım istediğini belgeleriyle haber yaptı. Şimdi bu teklif kabul edilirse bu haberler suç ve haberleri yapanlar suçlu haline gelecek. Sakın ‘etmeyecek’, ‘yok böyle bir şey’ demeyin. Çünkü sansür yasasında da gazeteciler, meslek örgütleri bu komisyonlarda konuştular. Biz milletvekilleri konuştuk. ‘Bu kanun böyle çıkarsa gazeteciler, basın özgürlüğü, halkın haber alma hakkı etkilenecek’ dedik, ‘hayır etkilenmeyecek’ dediniz şimdi sonucunu hep birlikte yaşıyoruz. Sansür yasası çıktıktan sonra iki yılda 4 bin 590 kişi hakkında soruşturma açılmış. Bu soruşturma açılanlardan en az 56 gazeteci hakkında 66 farklı soruşturma açıldı. 7’si tutuklandı. 2022’deki sansür yasasına itiraz ettik, dinlemediniz. Sonunda mağduru başta gazeteciler olmak üzere binlerce vatandaş oldu. Şimdi bu teklif bu haliyle ifade ve basın özgürlüğüne, özel hayatın gizliliğine büyük zararlar verme riski oluşturmaktadır.” (MEDYA SERVİSİ)

ÖNCEKİ HABER

Öz Çelik-İş’te yolsuzluk iddiaları: Seçilmek için TİS’i sattılar

SONRAKİ HABER

Hahambaşı Rav İsak Haleva için Neve Şalom Sinagogu'nda cenaze töreni

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa