Doğu Akdeniz'de kirli sanayi tehdidi
Tüm hukuk kurallarını çiğneyerek denizi, sahilleri, dağları ve ovaları kirleten şirketlere ve şirketlerin önünü açan politikalara karşı üç günlük eylem planı hazırladı.
Fotoğraf: Evrensel
Hüseyin ERTAÇ
Erzin
Doğu Akdeniz sahillerinde sanayi atıklarından kaynaklı kirlilik ve doğa talanı yaşanıyor. Samandağ’dan Mersin’e kadar sahil şeridinde ve Amanoslardan Toroslara uzanan bölgede; santraller, çimento fabrikaları, plastik tesisleri, petrokimya tesisleri, taş ve maden ocakları sıralanıyor. Devasa sanayi işletmelerinin neden olduğu kirlilikten tarımsal üretim ve turizm de olumsuz etkileniyor.
Sanayinin neden olduğu tahribata karşı yöre halkı uzun yıllardır tepki gösteriyor. Tüm hukuk kurallarını çiğneyerek denizi, sahilleri, dağları ve ovaları kirleten şirketlere ve bu şirketlerin önünü açan politikalara karşı Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri harekete geçti. Antakya, Dörtyol, Erzin ve çevredeki bazı köyleri kapsayan üç günlük bir eylem planı hazırlandı.
İLK EYLEM ANTAKYA’DA YAPILDI
Eylemler 10 Ocak’ta Antakya Adliyesi önünde başladı. Deprem sonrası en büyük yıkımın yaşandığı Antakya’da molozların ayrıştırılmadan doğaya dökülmesi nedeniyle depremzedeler asbest, silika, cıva, kurşun, kadmiyum ve radon gazı gibi tehditler altında yaşamaya mahkum edildi. Adliye önündeki açıklamada bu riskin ikinci bir yıkıma neden olabileceği uyarısında bulunuldu.
İkinci durak Erzin’di. Narenciye üretiminin merkez üslerinden biri olan Erzin’de yıllar önce termik santrallere karşı mücadele eden halk, bugün de polipropilen tesisine karşı çıkıyor. Davaların çoğu mücadele eden vatandaşların lehine sonuçlansa da şirketler yeni ÇED raporlarıyla projelerini sürdürmeye devam ediyor. Tren istasyonu yakınındaki eski Toprak Mahsulleri Ofisinde yapılan incelemelerde de zehirli atık varilleri tespit edildi. Buna karşı da bir hukuki mücadele süreci başlatılacak.
Dörtyol’da ise halk, alçı ve grafit ocaklarının yaratacağı çevresel tahribata karşı bir araya geldi. Kuzuculu Geçilmez Kanyonu’nda inceleme yapan çevre dernekleri, bu projelerin narenciye üretimi ve doğa üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekti. Yeniyurt Mahallesi’nde birinci sınıf tarım arazisine yapılması planlanan petrokimya tesisleri de eylemlerin önemli gündemlerinden biri. Halk, Tosyalı liman projesi ve diğer sanayi girişimlerine karşı mücadelelerini sürdürmekte kararlı. Dörtyol’da geniş katılımlı bir toplantı düzenlendi. Erzin ve Dörtyol’da belediye başkanları da halkın yaşam alanı mücadelelerine destek veriyor.
Çevre dernekleri şimdi Dörtyol Petrokimya Tesisleri ve Tosyalı liman projesi için de hukuki süreci başlatmaya hazırlanıyor.
SERMAYE İÇİN KÂR, TOPLUMSAL MALİYETİ YÜKSEK
Dr. Sadun BÖLÜKBAŞI
ÇETKO Yönetim Kurulu Başkanı
Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri (DAÇE) bileşenleri olarak Erzin ve Dörtyol bölgelerinde gerçekleştirdiğimiz saha gezilerinde, çevre sorunları yaşanan alanlarda incelemelerde bulunduk ve bölge halkı ile toplantılar yaptık. Bu bölgelerde sözde yatırım adı altında çevreye zarar verecek, toprağı, suyu ve havayı kirletecek projeler planlanmaktadır. Dörtyol Petrokimya Tesisi, Erzin ByPort Polipropilen Tesisi, Tosyalı liman projesi ve Dörtyol Alçı-Grafit Ocağı gibi projeleri yerinde görme fırsatımız oldu.
Bu projelerin toplum sağlığını olumsuz yönde etkileyeceği açıktır. Planlama aşamasında sağlık etki değerlendirmelerinin yeterince yapılmadığı gözlemlenmiştir. Toplumsal maliyet hesabı dikkate alındığında bu projelerin aslında ticari anlamda da kârlı olmadıkları görülmektedir. Bu projelerin sağlık üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle oluşan maliyet, kamu tarafından karşılanmaktadır. Ancak şirketlerin kâr-zarar hesaplarında bu maliyetler yer almamaktadır.
Şirketler kâr ederken, kirlenen hava, su ve toprağın yanı sıra bozulan toplum sağlığını umursamamaktadır. Bu eksiklikler nedeniyle yürütülen ÇED (çevresel etki değerlendirmesi) süreçleri, gerçek anlamda yeterli bir raporlama niteliği taşımamakta ve bilimsellikten uzak bir şekilde uygulanmaktadır.
Meteoroloji Genel Müdürlüğüne ait raporlamada görüldüğü üzere mayıs 2022 nisan 2024 arası iki yıllık dönemde bölge orta hatta şiddetli kuraklık yaşamaktadır. Bölgenin diğer bir acil sorunu da hava kirliliğidir. Dünya Sağlık Örgütü hava kirliliği içinde yer alan partiküler maddelere “Görünmez katil” demektedir. Pm 10 ve 2.5 olarak sınıflanan bu partiküler maddeler akciğer kanserine neden olmaktadır. Bölge havasını kirletecek bu tesisler bu anlamda da kabul edilemez.
Erzin ve Dörtyol Ovası tarımsal sit olarak koruma altındadır. Bu kirletici projeler tarımsal üretime ve toprağa da zarar verecektir.
ATIKLAR TEHLİKE SAÇIYOR
Ömer Lütfi ÖZMEN
Erzin Çevre Koruma Derneği Başkanı
Erzin Gözeneler mevkiinde, İssos Epiphaneia Antik Kenti’ne yakın bir alanda, birinci derece arkeolojik sit alanı içerisinde, Toprak Mahsulleri Ofisinin (TMO) atıl halde bulunan silo ve depolarını içeren bir tesis yer almaktadır. TMO, 2008 yılında bu tesisi Aytaç Hanoğlu Ambalaj Atık Toplama ve Geri Dönüşüm Firmasına kiralamıştır. Kiracı firma, söz konusu arsalar üzerine petrol ürünü (cıva ve diğer ağır metaller içeren) atık malzemeleri depolamış ve bu atıkları serbest şekilde, balya halinde ve varillerde olmak üzere düzensiz biçimde yer üstüne ve yer altına istiflemiştir.
2011 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı, TMO’ya bu taşınmazların birinci derece sit alanı içerisinde bulunduğunu belirterek, bu şekilde kullanılan tesisin bir an önce tahliye edilmesi gerektiğini bildirmiştir. Bakanlığın ihtarı üzerine TMO hukuki süreç başlatmış ve Adana Sulh Hukuk Mahkemesi, tesisin kiracı tarafından tahliye edilmesine karar vermiştir. Ancak, dava sonucuna rağmen kiracı tesisi tahliye etmemiştir.
Bu durum üzerine TMO icra işlemlerini başlatmıştır. Kiracı, süreç içinde tesisi terk etmiş ve kendisiyle irtibat kurulamamıştır. İcra yoluyla tahliye aşamasında ise tesisteki tehlikeli atıkların taşınması ve imhasının yasal mevzuata tabi olması nedeniyle tahliye işlemi gerçekleştirilememiştir. TMO tehlikeli atıkların tahliyesi için en son Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına yazılı başvuruda bulunmuştur.
Ne yazık ki, tehlikeli atıklar bugüne kadar bir türlü tahliye edilememiş ve halen tesis içinde tehlike saçmaya devam etmektedir. Erzin-Dörtyol Büyük Ova koruma alanı içerisinde de yer alan bu tehlikeli atıklar; hava, toprak, yer altı ve yer üstü su kaynaklarını kirletmekte, tarım alanları, içme suyu kaynakları, biyolojik çeşitlilik, kültürel ve doğal miras unsurları ile yerleşim alanları açısından ciddi yaşamsal tehlike oluşturmaktadır. Dolayısıyla, bu tehlikeli atıkların sorumlular tarafından bir an önce tahliye edilmesini talep ediyoruz. (Hatay/EVRENSEL)