18 Ocak 2025 04:32

‘Ayrı işleri tek kişi elinde topluyor bu da oyuncuları mağdur ediyor’

Ayşe Barım gibi kişiler uygulayıcı yapımcılığa kadar ilerliyorlar. Böylelikle ayrı ayrı insanların yapması gereken işleri tek kişi ya da tek şirket yapıyor. Bu sistemin içinde ezilen oyuncular oluyor.

Fotoğraf: Pixabay 

Paylaş

GENÇ BİR OYUNCU

Konservatuvar mezunu biriyim. Tiyatrodan para kazanabilmek çok mümkün değil, bu yüzden kamera önüne çıkmamız gerekiyor ya da başka bir iş bulmalıyız. Oyuncu olmak istiyorsanız önce bir menajer bulmanız gerekiyor ki oyuncu havuzuna girebilesiniz, menajer bulamazsanız bu havuza giremiyorsunuz. Menajer bulmak ya da havuza girmek de o kadar kolay değil. Menajerlerin maillerine CV atmanız yeterli olmuyor. Normalde iş başvurusu yaparken bunun yeterli olması lazım ama öyle değil.

Diyelim ki bir şekilde menajer buldun, normalde olması gereken yapım şirketlerinin istediği karakterlere uygun çekimler yapılması. Doğru olan o role uygun olduğunda seçilmendir ama ID gibi ICON gibi büyük ajanslar ‘Network’ adı altındaki işlerle çözmeye çalışıyorlar. Ellerindeki bazı oyuncuları verirken “Buradaki yan role şu oyuncuyu alacaksınız” diyorlar. Böyle haksızlıklar yapıyorlar, bu da sektörde haksız rekabete neden oluyor. Ben de buna maruz kalıyorum.

Bazı menajerler aynı zamanda cast direktörlüğü yapıyorlar. Bu da haksız bir şey. Bir menajer cast direktörlüğü yaparsa oyunculardan para kazandığı için elbette kendi oyuncularını seçmek isteyecektir. İşte şu Ayşe Barım gibi kişiler uygulayıcı yapımcılığa kadar ilerliyorlar. Böylelikle ayrı ayrı insanların yapması gereken işleri tek kişi ya da tek şirket yapıyor. Bu sistemin içinde ezilen oyuncular oluyor.


DİZİ SEKTÖRÜNDE PAY KAPMA YARIŞI

Türkiye'de dizi sektörü bir süredir tekelleşme tartışmalarıyla gündemde. Bir menajerlik şirketi bulunan Ayşe Barım'ın Serenay Sarıkaya gibi ajansına bağlı oyuncular üzerinden sektörü domine ettiği öne sürülüyor. Rekabet Kurumu, kamuoyunda dile getirilen iddialar üzerine cast ajansı ve menajerlik alanlarında faaliyet gösteren 21 teşebbüse soruşturma açtı. Ajans ve menajerlik şirketlerinin piyasayı tek elden dizayn ettiğine yönelik iddialar, gözleri milyonlarca liralık dizi sektörüne çevirdi.

Tartışmaların çıkmasının bir sebebinin de milyarlarca liranın döndüğü bir sektörün kaymağını kimin yiyeceği itiş kakışı. İddialardan biri, Nevşin Mengü’nün de yayınında dile getirdiği üzere TRT’deki Osmanlı dizilerinin yapımcısı olan başka bir “kartel lideriyle” Ayşe Barım’ın pazar kapma yarışı. Öte yandan geçtiğimiz aylarda Netflix Türkiye direktörünün değişmesinin de konuyla ilgili olabileceği söylenirken bir diğer iddia devletin, büyük yapım şirketlerinin pastasından pay almak istemesiyle yapılan operasyonun parçası olarak sektör devi Barım’ın bu tablodan çıkarılmak istenmesi.

Avrupa, ABD, Rusya, Uzak Doğu ve Latin Amerika dahil olmak üzere dünya çapında popülerliği artan yerli diziler, uluslararası ticaretten her geçen yıl daha fazla pay alıyor. Bu da Türkiye pazarını büyütürken kimi zaman acımasız rekabeti de tetikliyor.

MİLYAR DOLARLIK DEV SEKTÖR

Türkiye, ABD ve İngiltere’den sonra en çok dizi ihraç eden ülke durumunda. The Economist’in paylaştığı verilere göre, 2020-2023 yılları arasında Türk dizilerine olan talep yüzde 184 arttı. Diziler bölüm başına 100 bin dolarla 600 bin dolar arasında değişen fiyatlara ihraç edilirken, elde edilen kazancın büyük kısmı yapım firmalarının kasalarına giriyor. 

Dizilerde bölüm başı maliyet yaklaşık 300 bin dolar seviyesinde. Ancak yapımcıların geliri yurt dışı satışlarıyla birlikte artıyor. Reklam gelirlerinin televizyon kanallarından dijitale kayması, sektördeki sermaye için ihracatı daha önemli hale getiriyor.

Bölüm başı maliyeti yaklaşık 300 bin dolar olan diziler, bölüm başı 100 bin dolarla 600 bin dolar arasında değişen fiyatlara ihraç ediliyor. İhracat rakamı ülkeye ve projeye göre değişiyor. Bölüm sayısı fazla olunca ve tüm bölümler satılınca önemli bir gelir elde ediliyor. Türkiye’de 2023 yılında çekilen yaklaşık 150 dizinin toplam cirosu 1.5 milyar dolar. TÜİK’in 2023 verilerine göre de her yıl yaklaşık 1500 saat dizi üretiliyor.

DW Türkçe'de yer alan bilgiye göre; Forbes Türkiye'nin yayımladığı 2023-2024 sezonunda en fazla ihracat yapan yapımcılar listesine göre sezonun en fazla dizi üreten ve ihraç eden ismi, 45.2 milyon dolarlık ihracatla Yargı, Şahane Hayatım, Gaddar gibi dizilerin yapımcısı Ay Yapım oldu.

İŞÇİ Mİ, TÜCCAR MI, OYUNCU MU?

Oyuncular Sendikası geçtiğimiz günlerde sektördeki yapısal sorunların çözümünün nasıl engellendiğine ilişkin bir açıklama yayımladı. Hukuki ve teknik sebepler olarak “Uluslararası alanda çalışan/çalışmış meslektaşlarımız var. Bu ülkelerdeki sendikaların, sektörel politikaları ve kuralları belirlerken ne kadar etkin olduğunu çok iyi biliyorlar. Peki bunun nasıl olduğunu sorguluyor muyuz?​” sorusuna cevap olarak şunları söyledi:

“Bu ülkelerde oyuncular; devlet tarafından, kendi mevzuatları çerçevesinde işçi olarak kabul edilmektedir. Ve sektörel kuralları belirlemeleri konusunda sendikaların yetkisi vardır. Ülkemizde ise oyuncular serbest meslek makbuzu açtığı için işçi olarak görülmemektedir. Asıl belimizi büken kök neden budur. Daha sürecin en başından, çözümün bir parçası olmamız bu teknik sorun sürdürülerek engelleniyor.”

"OYUNCU KENDİ HESABINA ÇALIŞIR DENİYOR!"

Sözleşmeler açısından çözüm olabilecek hukuki düzenlemeleri yapmaya çalıştıklarında “Sizler serbest çalışansınız bu düzenlemeleri yapamazsınız” denerek, çözümlerin masaya dahi getirilmediğine dikkat çekti.

Sendika, oyuncuların imzaladığı sözleşmelere bakıldığında, açıkça bağlı çalışan/işçi gibi çalıştırıldığının çok net ortada olduğunu belirtiyor fakat sözleşmelerde “Oyuncu kendi nam ve hesabına çalışan serbest çalışan olduğu için serbest meslek makbuzu (SMM) kesecektir” ibaresi yer alıyor. Bu aşamada işçilikten doğan tüm haklar kaybedilmiş oluyor.

Başta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olmak üzere ilgili tüm devlet kurumları ile sayısız toplantılar yapıldığını belirten sendika, “Her zaman çıkan tek bir sonuç vardı: ‘Oyuncuların çalıştırılma biçimine baktığımızda oyuncunun işçi olduğu görülmektedir.’ Peki neden hâlâ oyuncuların neredeyse tamamı SMM açmak zorunda kalıyor?​” dedi.

"SİSTEMDEKİ SORUNLAR MESLEĞİN DOĞASIYMIŞ!"

Var olan mevzuatların sektör pratiğine uymadığını veya mesleğin özel durumları sebebiyle ihtiyaçları karşılamadığı düşünüldüğünde ise sendika şu cevabı veriyor: “Yıllardır söylemekle kalmıyoruz, somut adımlar da atıyoruz. Gelin tartışalım. Ödevimize çalıştık, modellerimiz hazır. Sistemdeki sorunlar mesleğin doğası böyleymiş gibi gösteriliyor.” Devamında ise bu işin bir tek Türkiye’de yapılmayan global bir meslek olduğu vurgulanarak “Bu mesleğin nasıl yapıldığını, sektörle ilgili her ülke bazında nasıl sistemlerin olduğunu hepimiz artık çok iyi biliyoruz. Bir sorun yokmuş gibi davranmak, tüm taraflar açısından çözüme de ihtiyaç yok algısı yaratmaktadır” deniyor. (KÜLTÜR SERVİSİ)

ÖNCEKİ HABER

ABD Yüksek Mahkemesi, TikTok'un yasaklanmasını öngören yasayı onayladı

SONRAKİ HABER

İşçilerin düşük zamma karşı iş bıraktığı Digel Tekstil’de 4 işçi işten çıkarıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa