20 Ocak 2025 06:40

Arap basını: İlk çığlığı atan taraf Netanyahu oldu

Arap basınında birçok yazar dün resmen başlayan ateşkesi Filistin direnişi için bir “zafer” olarak yorumladı. İsrail’in, arkasındaki tüm desteğe rağmen nihai hedeflerine ulaşamadığına dikkat çekildi.

Fotoğraf: AA

Paylaş

Yusuf ERTAŞ

İsrail yönetiminin çeşitli oyalama taktiklerine rağmen Gazze’de ateşkes dün başladı. Arap basınında birçok yazar anlaşmayı Filistin direnişi için bir “zafer” olarak yorumladı. İsrail’in, arkasındaki tüm desteğe rağmen nihai hedeflerine ulaşamadığına dikkat çekildi.

Mısır merkezli Al Ahram’daki “Gazze’de savaşı kim kaybetti?​” başlıklı yazısında Faruk Cuveyda “Şehitler veren Hamas mı, yoksa savaşıyla dünyaya çirkin yüzünü gösteren İsrail mi? Eğer Hamas binlerce şehit verdiyse, Filistin halkının direnişi, savaşlar tarihinde eşsiz bir sayfa yazdı; çünkü bu halk, eşi benzeri görülmemiş Amerikan desteğiyle donatılmış düzenli bir orduya karşı bir buçuk yıldan fazla dayanmayı başardı” yorumunda bulundu. “Orman içinde yaşayan küçük kuzu miti sona erdi” diyen yazar, “İsrail’in gerçek yüzü, vahşi bir varlık olarak ortaya çıktı. Ayrıca, dünyanın gözleri önünde işlenen savaş suçlarına katılan süper güçlere yönelik uluslararası kınamalar, insan hakları ve özgürlükler konusundaki tüm yalanları çökertti. Amerika, eski sloganlarını yeniden canlandırmak için uzun bir zamana ihtiyaç duyacak ve kimse onlara inanmayacak” ifadelerini kullandı. Cuveyda şöyle devam etti: “Gazze’deki savaşı sona erdiren ateşkes anlaşması, Hamas’ın yenilmediğini ve İsrail’in Hamas’ı ortadan kaldırma hedeflerine ulaşamadığını gösteren en büyük kanıttır. Direnişçi Gazze, her dönemde dürüst insanların konuşacağı bir destan olarak kalacaktır.”

YENİLGİ Mİ ZAFER Mİ?

Yine Mısır merkezli Eşşuruk’un Yazarı Halid Seyyid Ahmed de anlaşmanın İsrail için bir yenilgi anlamına geldiğini savunarak şu yorumda bulundu: “Evet, Filistinliler 7 Ekim 2023 El Aksa Tufanı’ndan bu yana çok acı çektiler ve büyük bedeller ödediler. Ancak bu süreçte, bölgede yayılan normalleşme projeleri ve haklarını elde etmelerine yönelik bir çözüm ya da fırsat ufkunun olmaması nedeniyle yok olma noktasına gelen davalarını korumayı başardılar. Üstelik bu yalnızca bununla sınırlı kalmadı; Amerikan ve Batı desteğiyle güçlenen bu siyonist işgale karşı direnişleri, dünya çapında Filistin davasına yönelik halk desteğini harekete geçirdi ve dünya halklarına işgalci siyonist rejimin çirkin yüzünü, hayal edilemeyecek boyutlara ulaşan suçlarını gösterdi. Bu durum, Uluslararası Ceza Mahkemesinin, Gazze’deki açlık ve insanlığa karşı suçlar gibi savaş suçlarından dolayı Netanyahu ve Eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emirleri çıkarmasına yol açtı. Dolayısıyla, bazı kimselerin özellikle verdikleri can ve mal kayıplarına odaklanarak, Filistinlilerin bu çatışma turundaki zaferini küçümsemeye yönelik çabaları, ne doğru ne de adildir. Halklar, özgürlüklerini, haklarını ve bağımsızlıklarını ancak direniş, mücadele ve fedakarlık yoluyla elde eder.”

Lübnan gazetesi Al Bina’daki yazısında Hasan Hardan da, Gazze’deki ateşkes anlaşmasının iki önemli sonucu olduğunu belirterek, “Birinci sonuç, Filistin direniş liderliğinin dolaylı müzakerelerin her aşamasında ısrarla vurguladığı temel taleplerin hayata geçirilmesidir. İkinci sonuç, İsrail hükümetinin, Başbakan Benyamin Netanyahu liderliğinde geçen 15 aylık savaş sürecinde sürekli reddettiği bu talepleri sonunda kabul etmek zorunda kalmasıdır” dedi.

‘DİRENİŞ MÜMKÜNDÜR’

Tunus Emekçileri Partisinin yayın organı Sauvt Eşşaab’da ‘Zafer tadında bir anlaşma’ başlıklı makalesinde Ali El Bawazi, “Siyonistler, hesaplarında yanıldı. Direnişi yok etmekte, Gazze halkını sürmekte ve esirlerini kurtarmakta başarısız oldular” diye yazdı.

“Amerika’nın siyonist Arap müttefikleri ise normalleşme anlaşmalarını korumakta ısrar ettiler ve Filistin halkına yönelik katliamlar karşısında sessiz kaldılar. Refah Sınır Kapısı’nı açmak, yardım, gıda ve ilaç girişini sağlamak için baskı yapma cesareti bile göstermediler” diyen yazar şu ifadeleri kullandı: “Kesin olan bir şey var ki, bu rejimlerin sırası da gelecektir. Çünkü direnişe inanan, onu destekleyen ve zafer için direnişi desteklemenin iş birlikçi ve normalleşmeci rejimlerden kurtulmayı gerektirdiğini fark eden halklar, artık bu tarihi rolü oynama fırsatına sahiptir. Bu halklar, direnişin ve onun zaferinin, işgalciyi Filistin topraklarından kovmayı ve halkların ve devletlerin ilerlemesini engelleyen yıkıcı bir proje olarak siyonizmi çökertmeyi mümkün kılacağını bilmektedir. Şimdi, bu halkların baskı, bağımlılık ve siyonist kanseri ortadan kaldırarak özgürleşmeleri için uygun bir fırsat bulunmaktadır.”

‘İLK ÇIĞLIĞI ATAN TARAF’

Filistinli Gazeteci-Yazar Abdulbari Atwan, Rail Al Youm gazetesindeki yazısında, “Netanyahu ve çevresindekiler, anlaşma uygulanırsa da uygulanmazsa da ya da sadece ilk aşaması, yani 33 esirin serbest bırakılması gerçekleşirse de, en büyük kaybeden taraf olacaklar” tespitinde bulunarak, “Sonuçta Netanyahu ilk çığlığı atan taraf oldu” dedi. Atwan şu ifadeleri kullandı: “Sonuç olarak, Netanyahu’yu ateşkes kararını kabul etmeye zorlayan şey, Başkan Trump ve elçisinin tehditleri ya da Başkan Biden’ın, soykırım savaşında şehitlerin kanı üzerinden Nobel Barış Ödülü kazanma arzusuyla yaptığı baskılar değil, Filistin direnişinin, özellikle Hamas liderliğinde yenilmeyeceği gerçeğini kabul etmesi olmuştur. (ABD Dışişleri Bakanı) Anthony Blinken’in de itiraf ettiği üzere, direnişi zayıflatıp yerine iş birlikçi bir yönetim getirme çabaları, ister Filistin yönetiminden isterse yerel liderlerden olsun, başarısızlığa mahkumdur.”

‘GAZZE BÖLGEYİ DEĞİŞTİRDİ’

Gazze’de ateşkesi farklı şekilde yorumlayan yazarlar da oldu. “İran’ın zayıflaması” açısından süreci “olumlu” değerlendiren Suudi Arabistanlı Gazeteci Abdurrahman Raşid, Şarkul Avşat gazetesinin Türkçe sitesindeki yazısında, “Gazze savaşı bölgeyi değiştirdi, Hizbullah'ın gücünü ve liderliğini büyük ölçüde ortadan kaldırdı, Beşar Esad rejiminin devrilmesine yol açtı ve İran’ın doğu Arap dünyası üzerindeki yayılma ve hakimiyet hayalini sona erdirdi” dedi.

Raşid, “Tüm gözler, yaşadığı ve yaşamaya devam ettiği önemli olayların şokunu üzerinden atamayan İran'ın üzerinde” dediği yazısında İran’ın önünde iki yol olduğunu ileri sürerek şu ifadeleri kullandı: “Birincisi barış arayışına girerek ve Filistinlileri barış projelerinde desteklemek için Arap devletleriyle iş birliği yaparak yeni gerçekliğe uyum sağlamak” ve “İkinci yol ise askeri yeteneklerini yeniden inşa etmek ve Suriye, Lübnan ve Gazze Şeridi'ni geri almak için bölgede savaş çıkarmak. Bu senaryo maliyetli olacaktır ve Tahran, Seçilmiş Başkan Donald Trump ve yeni yönetiminin yoğunlaştırmayı vadettiği ekonomik yaptırımların zaten yükü altında olan halkından destek bulmakta zorlanacaktır. Bu noktada rejimin bekası da tehlikeye girebilir.”

ÖNCEKİ HABER

Bilge Sitesi davasında gerekçeli karar açıklandı

SONRAKİ HABER

İkinci Donald Trump dönemi başlıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa