Gezi Davası tutuklamalarının 1000. günü: Kararlılıkla yan yana duruşumuzu güçlendirmeliyiz
Gezi Davası tutuklamalarının 1000. gününde yapılan açıklamalarda Gezi'nin tüm halk kesimlerinin sesi olduğu, bin günlük tutukluluğun sebebinin halkın sindirilmek istendiği olduğu vurgulandı.
Fotoğraf: Evrensel
TMMOB üyeleri pek çok kentte Gezi Davası'nda verilen tutuklama kararlarının 1000. gününde eylem düzenlendi.
"ENSEYİ KARARTMAYACAĞIZ"
İstanbul'da TMMOB Mimarlar Odası'nın binasında gerçekleştirilen açıklamaya Gezi direnişinde polisler tarafından öldürülen Berkin Elvan'ın annesi Gülsüm Elvan da katıldı. Birleşme çağrısı yapan Elvan, "Üzgünüz ve öfkemiz giderek katlanıyor. Arkadaşlarımızı alana kadar ayakta durmaya devam edeceğiz. Bir gün AKP bize hesap verecek" dedi.
"YAN YANA DURUŞUMUZU GÜÇLENDİRMELİYİZ"
Sonrasında Gezi tutuklularının mektupları okundu. TİP Hatay Milletvekili Can Atalay mesajında "Cezaevindeyken milletvekili seçildim ancak, hemen ikili hukuk devreye girdi. Anayasa çiğnendi. Her hal ve şartta karanlığa teslim olmuyoruz. Adaleti, vicdanı, özgürlüğü, kardeşliği ve elbette Gezi'yi savunmaya devam edeceğiz. Kararlılıkla yan yana duruşumuzu güçlendirmeliyiz, baskı karşısında enseyi karartmayacağız" diye seslendi.
Tayfun Kahraman da cezaevinden yazdığı mektubu aracılığıyla, "Yaşanan adaletsizliğe ve her gün artan baskılara karşı hukukun yanında olmaya devam edeceğiz, haklılığımızı daha gür bir şekilde haykıracağız. Güzel ve özgür günlere olan inancımız tükenmeceyecek" dedi.
Çiğdem Mater de "Bizlerle başlamadı ama umarım haksız, hukuksuz günlerin son demleridir bizimkiler" diye belirtti.
Mine Özerden mektubunda, "Bir kurtarıcı beklemek yerine, farklı olan diğeriyle, hep beraber yan yana durabileceğimiz bir bilinçe hareket edebilmek dileğiyle, safları sıklaştıralım çocuklar" diye seslendi.
"ARKADAŞLARIMIZI ZİNDANDA BIRAKMAYACAĞIZ"
Açıklamada konuşan DİSK İstanbul Bölge Temsilcisi Asaletin Aslanoğlu, "Arkadaşlarımızı zindanda bırakmayacağız. Faşizmi ve emperyalizmi bu topraklardan def edeceğiz" ifadelerinde bulundu.
KESK adına söz alan konfederasyon yöneticisi, "Gezi'de milyonlarca insan suyunu, toprağına, doğasına, haklarına nasıl sahip çıktıysa, bizler de arkadaşlarımıza öyle sahip çıkacağız. Gezi Direnişi bu ülkenin görmüş olduğu en demokratik karşı çıkıştır" dedi.
"KENTİ, DOĞAYI SAVUNMAK SUÇ DEĞİL"
İstanbul Tabip Odası Başkanı Osman Osmanoğlu, "Yargının bir sopa olarak kullanıldığı dönemden geçiyoruz. Bu siyasi iktidara göre fikir beyan etmek bile suç. Bizler, arkadaşlarımızın suçsuzluğunu biliyoruz. Kenti, doğayı savunmak suç değildir" dedi.
Son olarak basın açıklamasını TMMOB adına Aydan Adanır Ustan okudu. Ustan, "Hukuku ve yargı organlarını siyasi iktidarınız için kullanmaktan vazgeçin. Siyasi iktidarın saldırı politikalarının altında büyük bir toplumsal dram ve başarısızlık yatmaktadır. İşçileri, emekçileri sendikasızlaştırarak, her yönden baskıyı artırarak kendilerini aklamayı ümit ediyorlar. Arkadaşlarımızın tutukluluğu da bunun bir parçası. Gezi'ye baktığımızda adil bir ülke umudunun ne kadar diri olduğunu görüyoruz. Gezi Direnişi'nin sesleri hala daha geleceği kardeşlikle kurabilmenin umuduyla yankılanmaktadır" diye konuştu.
Açıklamalar sonrasında eylem, "Gezi bizim onurumuzdur", "Gezi'de düşene, dövüşene bin selam" sloganlarıyla son buldu.(İstanbul/EVRENSEL)
TMMOB İZMİR İKK: GEZİYİ SAVUNMAKTAN VAZGEÇMEYECEĞİZ
TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, Gezi Davası tutuklamalarının 1000. gününde basın açıklaması gerçekleştirdi. Alsancak’ta yer alan Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde yapılan açıklamada basın metnini TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şube Sekreteri Ayşegül Yarış okudu.
Bitmeyen bir adalet utancına şahitlik edildiğini belirten Yarış, “Uydurma delillerle, kurgulanmış bir iddianameyle yürütülen yargı süreci, siyasal iktidarın hukuk ve adalet anlayışının çarpıklığının en somut göstergesi olarak tarihe geçmiştir. Bizler çok iyi biliyoruz ki arkadaşlarımız bir suç işledikleri için değil, siyasi iktidarın hesaplaşmaktan, yüzleşmekten korktuğu gerçeklerden kaçmanın bir aracı olarak tutsak edilmiştir. Arkadaşlarımız mesleklerini halkın faydasını gözeterek yerine getirdikleri için tutsak edilmiştir. Gezi Direnişi beşli çetelere verilen ihalelerin, derelerimizi, ormanlarımızı, kıyılarımızı sermayeye satanların karşısında; emeğin, emekçilerin, gençlerin, emeklilerin, kadınların yani tüm halk kesimlerinin sesi olmuştur” diye konuştu.
"1000 GÜNLÜK TUTUKLULUĞUN SEBEBİ HALKIN SİNDİRİLMEK İSTENMESİDİR"
Siyasi iktidarın saldırı politikaları ile büyük bir toplumsal dram ve başarısızlık tablosunun üzerini örtmek istediğini kaydeden Yarış, "İçerisinden geçtikleri her krizi ücretleri aşağı çekerek, emekçilerin haklarını törpüleyerek, sendikasızlaştırarak, çalışma yaşamını güvencesizleştirerek, toplumu her açıdan baskı ve zor altına alarak atlatmayı deniyor. Arkadaşlarımızın 1000 gündür tutuklu olmasının sebebi de bizleri, tüm halk kesimlerini sindirmek istemeleridir. Bizler bu ülkenin aydınlık yarınları için direnen, emeğine, haklarına ve Gezi’ye sahip çıkan milyonlar olarak, bütün bu yıldırma politikalarına karşı mücadele etmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
"HİÇBİR DAVA EMEKTEN, HALKIMIZDAN YANA DURUŞUMUZU ENGELLEYEMEZ"
Siyasi iktidarın TMMOB’yi cezalandırmak istemesinin asıl nedeninin TMMOB ve bağlı odalarının toplumcu çizgisi olduğuna değinen Yarış, “Mesleklerimizin gereği halka ait olanı korumak, kamu yararını savunmak biz mühendis, mimar ve şehir plancılarının temel görevidir. Bu görev doğrultusunda, İstanbul kentinin en önemli kamusal alanlarından biri olan Gezi Parkı’nı korumak, Gezi Parkı park olarak kalsın diye mücadele etmek mesleğimizin en önemli toplumsal sorumluluğudur. İşte bu yüzden bilinmelidir ki hiçbir dava ve hiçbir karar, Gezi’nin , demokratik kamuoyu ve yasalar önündeki meşruiyetini gölgeleyemez ve hiçbir güç bizlerin emekten, halkımızdan, ülkemizden, mesleğimiz ve bilimsel teknik doğrulardan yana duruşumuzu engelleyemez. TMMOB, arkadaşlarımızın yanında olmaya, doğru bildiklerini söylemeye, halkımızdan, ülkemizden yana kamu yararını savunma mücadelesini sürdürecektir. 1000 gün sonra inatla ve ısrarla bir kez daha haykırıyoruz; Halkın vicdanını derinden yaralayan bu kararların hiçbir hükmü yoktur. Bu siyasi zorbalıktan derhal vazgeçin ve arkadaşlarımızı derhal serbest bırakın” diyerek sözlerini tamamladı. (İzmir/EVRENSEL)
ADANA: ARKADAŞLARIMIZI SERBEST BIRAKIN
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Adana İl Koordinasyon Kurulu (İKK), tarafından İnönü Parkı'nda yapılan açıklamaya kentteki siyasi parti ve demokratik kurum temsilcileri de destek verdi.
TMMOB Adana İKK Sekreteri Kerem Şahin, gazeteci Hrant Dink'i anarak, "Anısı mücadelemizi de yaşayacaktır" dedi.
Davadaki tutuklamaların üzerinden bin gün geçtiğini hatırlatan Şahin, "Bizler çok iyi biliyoruz ki arkadaşlarımız bir suç işledikleri için değil, siyasi iktidarın hesaplaşmaktan, yüzleşmekten korktuğu gerçeklerden kaçmanın bir aracı olarak tutsak edilmiştir" diye konuştu.
İktidarı, hukuk ve yargıyı siyasal çıkarları doğrultusunda kullanmaktan vazgeçmeye çağıran Şahin, Gezi davası tutukluluklarının suç işlemediğini belirterek, "Bizler bu ülkenin aydınlık yarınları için direnen, emeğine, halklarına, geziye sahip çıkan milyonlar olarak bütün bu yıldırma politikalarına karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu siyasi zorbalıktan derhal vazgeçin ve arkadaşlarımızı derhal serbest bırakın" ifadelerini kullandı. (Adana/MA)