20 Ocak 2025 08:35
/
Güncelleme: 20:46

Amasra Katliamı Davası: Keşfi yargılamadan kaçırıyorlar

Türkiye Taşkömürü Kurumu Amasra Müessesesine ait maden ocağında 2 yıl önce meydana gelen patlamada 43 madenci ölmüştü. Duruşma, 24 Mart Pazartesi günü saat 10.00'a ertelendi.

Amasra Katliamı Davası: Keşfi yargılamadan kaçırıyorlar

Fotoğraf: Hilal Tok/Evrensel

Hilal TOK
Bartın

43 işçinin hayatını kaybettiği Amasra Maden Katliamına ilişkin davanın 11. duruşması Bartın Adliyesinde görülüyor. Ailelerin, aile avukatlarının, işçilerin, KESK Şubeler Platformu’nun takip ettiği dava “adaletin sağlanması” talebiyle sürüyor.

Duruşmada mahkeme heyeti, tutukluların tutukluluklarının devamına ve dosyanın karar için incelenmesine dair ara karar verdi. Duruşma, 24 Mart Pazartesi günü saat 10.00'a ertelendi

“KEŞİF YARGILAMADAN KAÇIRILIYOR”

Davada sanık ve müşteki avukatları ile aileler hazır bulunurken, önceki celse mütalaa verilmesi üzerine savunma beyanların alınması ile devam etti.

Aile avukatlarından Derviş Emre Aydın, iki yıldır hala keşfi yargılamanın yapılmadığını hatırlatarak, “Geçen celse TTK’nın 2 yıl ocağın keşif için açılamayacağına dair yazısı dosyaya girdi. Biz basında mahkeme dışı ocağa mart ayında girileceği bilgisini öğrendik. Keşif işleminin yargılamadan kaçırılması ve ocağa denetimsiz girilmesi tehlikeleri önümüzde duruyor. Telefon kayıtlarında sanıklarca gizlenen kızışma alanları olduğunu öğrenmiştik. Bu alanları tespit edip bilirkişilere bildirmiştik. Hatalı uygulamalar ile ocağın daha önce açıldığı ve barajlandığı anlaşılıyor, sanıkların fiilleri ve kızışma alanlarını gizlemeleri de süreci daha tehlikeli hale getiriliyor. Mart ayında madenin açılacağının bizce AKP vekilleri kaynaklı basın aracılığıyla öğrenilmesi kabul edilemez. Keşif sürecini takip etmeye devam edeceğiz” dedi.

ÜRETİM BASKISI HATIRLATILDI

Norm kadronun yarısı kadar işçi ile çalışıldığını ve üretim baskısının olduğunu hatırlatan Aydın, “Çıkan tüvanan kömürün ancak yüzde 44’ü satılabilir kömür oluyor. Çünkü lavvar sistemi 1978’den kalma ve verimsiz. Bu nedenle büyük bir kömür kaybı oluyor. Üretim baskısını değerlendirmek için biz tüvanana bakmalıyız. TTK Üzülmez Müessesinde termik santral ile yapılan anlaşma ile üretim miktarının sahte şekilde arttırıldığı anlaşılıyor. Sayıştay tespitiyle 200 milyon işletmenin zarar ettirildiği görülüyor. Burada kamu malına bir yağma söz konusu olmuş. Üzülmez İşletmesindeki şişirme rakamlar ile kıyas mümkün değil. İşçi sayısı, tüvanan kömür, çalışılan ayak noktasında Amasra hep son sırada. Ama Amasra işçi başına düşen iş yükünde birinci sırada. Yevmiye başına çıkan kömürde Amasra yine ilk sırada.2019’dan 2022’ye geldiğimizde Kozlu’da, Karadon’da iş yükü azalırken; Amasra’da iş yükü ise artış gösteriyor. Ayak ilerleme oranı bir başka veri ve müesseseler arasında bir yarış konusu. Amasra burada TTK ortalamasının iki katı.” dedi.

Fotoğraf: Hilal Tok/Evrensel

Havalandırma yetersizliği ile patlamanın meydana geldiğini hatırlatan ve buradaki ihmale dikkat çeken Aydın, "Sözde metan dalgalarına çözüm için kurulan ters vantüp sistemi sorunun kendisi oluyor. Her çalıştığında dalgalanma ile metan miktarı pik yapıyor. Yapılan hava ölçümler, kurulan metan sensörleri bir şeyleri önlemek için yapılmıyor. Olanı gizlemek için yapılıyor." diye konuştu.

Sensörlerin konumlandırılması nedeniyle değerlerin düşük gösterildiğini söyleyen Aydın, mahkemeye seslenerek "Sensörlerin aşağıda konumlandırılması, devre kesicilerin devreye sokulmaması taksirle açıklanamaz. Burada sizin vereceğiniz karar bütün olarak aslında bir havzanın kaderini değiştirecek” dedi.

“İŞÇİLER KATLEDİLDİ”

Avukat Melike Polat ise "Kömür tozu birikimi ve patlamaya hazır ortamda çalışmaya zorlanan işçiler katledildi. Seri havalandırma sisteminde var olan hatalı yapılanma, İSG planları ve eğitimlerinin yetersiz ve eksik düzenlenmesi nedenleriyle işçiler katledilmiştir" diyerek, sanıkların olası kast ve bilinçli taksir ile öldürme suçlarından mahkum edilmesini talep etti.

Aile avukatlarından Taner Ertop, Soma davasındaki gibi bu davanın da uzun yıllara yayılmaması gerektiğini belirtirken avukat Diren Cevahir Şen ise işçilerin sendikası GMİS'in işçilerin uyarısına rağmen işçinin canını korumak içn adım atmadığına dair tanık ifadelerini hatırlatarak mahkemede görevini yapmadığı gerekçesiyle sendikacıların da yargılanması gerektiğini talep etti. Mahkemede önlemlerin alınmaması ve alınmayan önlemler nedeniyle madencilerin katledilmeye devam ettiğine dikkar çekilirken bu davada emsal bir karar çıkması olası kastla yargılanmanın ve cezalandırılmanın bu tür katlaimların engellenmesi açısından da caydırıcı nitelik taşıyacağı sık sık vurgulandı.

Savcılık tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamı talep etti. Sanık müdafilerinin esas hakkında savunmalarına geçildi.

Olası kastla yargılanan  tutuklu sanıklar  Cihat Özdemir, Selçuk Ekmekçi, Mehmet Tural ve Volkan Soylu ve tutuksuz yargılanan 19 kişi önceki durışmalardaki savunmalarını yinelerken ihmal olmadığını, kendilerine söylenen görevleri yerine getirdiğini tekrar ederek beraatlerini istedi.

SANIKLAR SAVUNMA SIRASINDA GÜLÜŞTÜLER

Mahkemede dikkat çeken bir şey de tutuklu ve tutuksuz sanıkların sürekli birbirleri ile istişare etmeleri ve sanık savunmaları sırasında sanıkların ailelerin tepkilerine gülerek karşılık vermesi oldu.

ÖZDEMİR'İN AVUKATI İŞÇİLERİ SUÇLADI

Tutuklu sanık müessese müdürü Cihat Özdemir'in avukatı Bişal Faruk Topaloğlu patlamanın nedenine dair işçileri hedef gösterdi, "İşçilerde gaz ölçen vakvak cihazı yok, içeride sigara içildiği söyleniyor, bunlar göz önündeyken müvekkilimin olası kastla yargılanmasını doğru bulmuyorum" dedi ve Özdemir'in bilinçli taksirle tutuksuz yargılanmasını talep etti.

EKMEKÇİ'NİN AVUKATI AİLE AVUKATLARINI ALGI YAPMAKLA SUÇLADI

İşletme müdürü Selçuk Ekmekçi'nin avukatı Özcan Güven

"Rakamların üzerinde oynamakla üretim baskısı yaratmak algı yaratmaktır" diyerek varsayımla hareket edildiğini, aile avukatlarının algı yaratmaya çalıştığını iddia etti. Güven'in "Bu kadar tedbirin alındığı yerde olası kast olamaz" demesi üzerine aileler tepki gösterdi. Güven, madenci yakınlarından birinin "gereksiz konuşuyorsunuz" tepkisine "size mi soracağım?" diye karşılık verdi. Mahkeme Başkanı ise bunun üzerine madenci yakınını dışarı çıkarttı.

Duruşmada mahkeme heyeti, tutukluların tutukluluklarının devamına ve dosyanın karar için incelenmesine dair ara karar verdi. Duruşma, 24 Mart Pazartesi günü saat 10.00'a ertelendi.


AİLELER: ADALET İSTİYORUZ

Dava öncesi, “Unutmayacağiz, madenci feneri sönmeyecek” Yazan ve 43 madencinin isim ve fotoğraflarının olduğu pankartla açıklama yapılırken bu adalet talebi de yeniden dile getirildi.

Katliamda oğlu Serkan Nakkaş'ı kaybeden Mustafa Nakkaş, “Aylardır şeffaf bir cevap alabilmek için gidip geliyoruz. Sadece adalet için buradayız. Söyleyecek çok şey var ama kimse bizi kaale almıyor. İnşallah birileri bizim sesimizi duyacak” diye seslendi.

Aile avukatlarından Sercan Aral ise, “Aylardır aradığımız bir adalet var. Burada 43 işçi göz göre göre öldürüldü. Biz sanıkların olası kast ile cezalandırılmasını istiyoruz. Bu katliamın sebebi yetkililerin üretim hırsıyla önlemsizliği sonucuyla meydana gelmiştir. Bu yargılama eksikbir yargılamadır. Diğer TTK yetkililerin de yargılanmasını daha önce istedik, reddedilmişti. Her şeye rağmen adaletin tesis edilmesi için mücadelemize devam edeceğiz” dedi.

“SOMA OLMASIN DİYE…”

CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu ise, “829 gün geçti. Aileler ve hepimiz adalet bekliyoruz. Bu facia ihmaller zincirinin sonucunda göz göre göre gelmiş bir katliamdır, iş cinayetidir. İhmalkarlıkların sonunda biz 43 canımızı yitirdikç43 canımız için adalet gelsin diye bekliyoruz. Bu davada sadece Amasra Müessesindeki yetkililer sorumlu değildir, kusurları tespit edilmiş olan TTK yöneticilerini, bakanlık müfettişleri, görevini yerine getirmemiş olan bakanlar da sorumludur.” diye seslendi.

KESK Şubeler Platformu adına konuşan Serkan Ceylan ise “Umarız failler cezasını bulur ve bu olaylar tekrarlanmaz. Amacımız tekrar bir Amasra, Ermenek, Soma olmasın diye” dedi.

NE OLMUŞTU?

Bartın'ın Amasra ilçesindeki TTK Amasra Müessesesine ait maden ocağında 14 Ekim 2022'de saat 18.15 sıralarında meydana gelen patlamada 41 işçi hayatını kaybetmiş, 11 işçi yaralanmıştı. 1 işçi sevk edildiği hastanede 4 Kasım 2022'de, 1 işçi de 5 Nisan 2023'te tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirmişti.

İddianamede, tutuklu sanıklar Özdemir, Ekmekci, Soylu ve Tural hakkında 42 kez "olası kastla öldürme" suçundan toplam 840 yıldan 1050'şer yıla kadar, 4 kez "olası kastla yaralama" suçundan da 4 yıl 16 aydan 12'şer yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İstanbul’a fiili kayyım!

İstanbul’a fiili kayyım!

Halkın güçlü tepkisiyle İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) kayyım atayamayan iktidardan yeni hamle geldi. İBB’nin farklı birimlerinden çok sayıda üst düzey yönetici ve uzman gözaltına alındı; belediyeyi ‘Adım atamaz’ hale getiren yargı operasyonuyla adeta fiili kayyım atanmış oldu!

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Cübbeli Ahmet, “Gazı yavaş yavaş çıkartarak hani bir kerede 7-8 olacağına işte böyle 4’tür, 5’tir, 6’dır, hani gazı çıkart da bizi yıkma” diye ettiği dua sayesinde depremde can kaybı ve yıkım olmadığı imasında bulundu

Evrensel'i Takip Et