"Nazım Hikmet İnebolu’da Şiir Ödülü" sahibini buldu
"Nâzım Hikmet İnebolu’da 2025 Şiir Ödülü", "Eksik Cinayet" şiiri ile Cemalettin Kürkcü'ye verildi.
İnebolu Kültür ve Sanat Derneği tarafından, Nâzım Hikmet'in hem 123. doğum yıldönümü hem de ulusal kurtuluş savaşına katılmak üzere İnebolu'ya gelişinin 104. yıldönümü nedeniyle bu yıl birincisi düzenlenen "Nâzım Hikmet İnebolu'da Şiir Ödülü" bir törenle sahibini buldu.
"Nâzım Hikmet İnebolu’da 2025 Şiir Ödülü", "Eksik Cinayet" şiiri ile Cemalettin Kürkcü'ye verildi.
İnebolu Belediye Sinema Salonunda düzenlenen törene, Belediye Başkan Yardımcısı Necmi Mankaloğlu, Yazar Mehmet Saydur, Yazar ve hukukçu Mertcan Karacan, İnebolu Kültür ve Sanat Derneği Başkanı Hasan İlyasoğlu ve yönetim kurulu üyeleri, dernek üyeleri ve vatandaşlar katıldı.
"YÜKLENDİĞİMİZ SORUMLULUĞUN BÜYÜKLÜĞÜNÜN FARKINDAYIZ"
İnebolu Kültür ve Sanat Derneği Başkanı Hasan İlyasoğlu yaptığı açılış konuşmasında; "İnebolu Kültür ve Sanat Derneği olarak, Türk edebiyatının önemli isimlerinden biri olan, halkının özgürlüğü ve barışı için yazmış büyük şairimiz Nâzım Hikmet'in anısını yaşatmak amacıyla genç şairlerimiz arasında düzenlediğimiz 'Nâzım Hikmet İnebolu'da Şiir Ödülü' töreninde sizlerle birlikte olmaktan büyük bir onur duyuyorum. İnebolu Kültür ve Sanat Derneği olarak yüklendiğimiz sorumluluğun büyüklüğünün farkındayız. Bu ödül, derneğimizin kurulduğu günden beri kültür, sanat ve edebiyat alanında yılmadan, kararlılıkla yürüttüğü çalışmalarının meyvelerinden biridir. İlk günden bu yana müzik, tiyatro edebiyat alanında yaptığımız çalışmalarımızın yanında yolu İnebolu’dan geçmiş şair, yazar ve sanatçılarımıza vefa borcumuzu ödemeyi, onların isimlerini İnebolu ile yan yana getirmeyi görev edindik. Bu sadece bir yarışmanın ödül töreni değil, aynı zamanda bir dünya şairinin tarihindeki önemli bir dönüm noktasının da anılmış oluyor. Çünkü Nâzım Hikmet, 19 yaşındayken Kurtuluş Savaşı'na katılmak için bu topraklara, İnebolu'ya gelmiştir" dedi.
İlyasoğlu konuşmasına şu şekilde devam etti: "Bugün burada genç şairlerimizi ödüllendiriyor olmamız, yalnızca bir yarışmanın ötesinde bir anlam taşımaktadır. Gençlerimizin kalemleriyle özgürlüğü, insanlığı, barışı ve adaleti savunmalarını temenni ediyoruz. Onların kaleminden çıkacak her bir satır, her bir mısra tıpkı Nâzım Hikmet’in şiirlerinde olduğu gibi, bir dönemin, bir mücadelenin, bir halkın sesini dünyaya duyuracak güce sahip olacaktır. Bugün, burada ödül alan genç şairlerimizi içtenlikle kutluyorum. Ancak unutmamalıyız ki, edebiyat bir yarışma değil, bir yolculuktur. Şiir, bir yolculuk, bir arayış, bir anlam keşfidir. Bugün bu ödülleri kazanan gençlerimiz, sadece birer şair değil, aynı zamanda toplumları şekillendirecek, insanlık adına önemli eserler verecek bireylerdir."
Gençlerin edebiyatla tanışması ve şairlerin cesaretlendirilmesinin önemine değinen İlyasoğlu, bunun kültürel mirası sürdürmek ve daha ileriye taşımak adına kritik bir adım olduğunu vurgulayarak "Onları desteklemek, yalnızca bugünü değil, yarını inşa etmek demektir. Gençlerin yaratıcı düşüncelerini beslemek, onların seslerini duyurabilmesi için gereken fırsatları sunmak, toplumsal bir sorumluluktur. Edebiyatı yalnızca geçmişle sınırlı tutmayıp, bugünün genç yeteneklerine de sahip çıkarak, zengin ve çok sesli bir kültür inşa etmek hepimizin ortak görevidir. Bu bağlamda derneğimizin edebiyat ödülleri adına hazırlamış olduğu seçki kitapların okunması, okutulması, her yıl daha çok insana ulaşması önemlidir. Son olarak, bu etkinliği gerçekleştirmemize olanak sağlayan herkese teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.
"EDEBİYAT VE SANATIN DÖNÜŞTÜRÜCÜ GÜCÜNE İNANIYORUZ"
Ödülün Koordinatörü Özlem Keskin konuşmasında; "Sizlerin de bildiği gibi içinde yaşadığımız dünya düzeni, hızla değişen bir çağın yansıması olarak, insanları teknolojinin ve kapitalizmin egemenliğinde şekillendiriyor. Bu düzen, toplumsal değerleri ve bireysel kimlikleri hızla dönüştürürken, gençleri ve çocukları sık sık kimlik bunalımları ve çıkar ilişkileri arasında bırakıyor. Birkaç yıl önce pamuklara sardığı bebeğinin bir caniye dönüştüğünü şaşkınlıkla sorgulayan aileleri izliyoruz haber bültenlerinde. Gazeteler olay yeri fotoğrafı gibi. Gözlerimiz kan görmekten yorgun. Her yanımız çıkar kavgası ve kontrolünü yitirmiş savaş düzeni. Daha da kötüsü, her geçen gün daha da kötüsüne alışıyor olmamız. Bireyler adeta birer tüketim makinesine dönüşmüş, toplumsal bağlar zayıflamış ve bireysel çıkarlar, toplumsal değerlerin önüne geçmiş durumda. Sistemin yarattığı vahşi ve bencil insan tipi, her şeyin satın alınabileceğini düşünen, başkalarını umursamayan, yalnızca kendi çıkarları için yaşayan hatta bu yolda ezebileceğini, yok edebileceğini, öldürebileceğini düşünen bir korkunçlukta büyüyor. Bu anlayış, insanın doğasına ters bir şekilde, toplumsal değerleri ve insanlık haysiyetini erozyona uğratarak çoğalıyor. Bize göre bu soğuk, mekanik ve bencil insanı yeniden insanlaştırmanın yolu, sanat ve edebiyatın derinliklerinden geçiyor. Bu koşullar altında, çocukları ve gençleri doğru alışkanlıklara ve sağlıklı bir yaşam tarzına yönlendirmek, yalnızca ebeveynlerin veya öğretmenlerin değil, tüm toplumun ortak sorumluluğudur. Bizler edebiyat ve sanatın, bu dönüşümdeki kritik rolüne inanıyoruz’’ dedi.
"Eksik Cinayet" şiiri ile ödül alan Cemalettin Kürkcü yaptığı konuşmasından duygularını şöyle anlattı: "İnsanlarla şiir ve sanat üzerine saatlerce konuşabildiğim, etkinlikler düzenleyebildiğim bir noktaya ulaşmışım. Emin olun, 12 yaşında kendini kanıtlamaya çalışan o çocuktan, 18 yaşında edebiyatı hayatının merkezine yerleştiren bu gence dönüşen yılların nasıl geçtiğini ben de bilmiyorum. Bir baktım ki bu tutku, yalnızca benim hayatım değil, başkalarının hayatına da dokunmak istediğim bir amaç haline gelmiş. Ne yazık ki günümüzde edebiyatın toplumdaki eksikliğini derinden hissediyoruz. Üstelik, genç edebiyatçılara gereken değerin verilmediğini görmek bizi daha da düşündürüyor. Dergiler, çıtayı yükseltmek yerine yalnızca maddi kaygılarla hareket eder hale gelmiş. Edebiyatı en düşük seviyeye indirip, politikayı her iki sayfada bir reklamla süsleyen bu anlayış, genç şairlerin sesi olmaktan uzaklaşıyor. Genç edebiyatçılara destek veren küçük çaplı dergiler ve kuruluşlar ise toplum tarafından gereken ilgiden mahrum bırakılıyor. Bu düzeni değiştirmek için mücadele etmeliyiz. Bugün aldığım bu ödül, genç şairler için bir umut ışığıdır ve bu ödülü kazanmaktan büyük bir gurur ve mutluluk duyuyorum. Eksik Cinayet adlı şiirim, tamamen yaşamayı ne kadar sevdiğimi fark ettiğim için bir atik dönemin ürünü. Bir zamanlar, ruhsal sıkıntılar içinde ölümü kafasında defalarca kurgulayan bir çocuktum. Ancak o çocuğun aslında yaşamı delicesine sevdiğini fark ettim. Üstat Orhan Veli’nin"İntihar" şiiri, geçmişteki duygularımı ve o süreçte yaşama yeniden sarıldığım anlarda bile hala o eski hislerin izlerini taşıdığımı bana hatırlattı. Bir insan, düşünceleri, fikirleri ve yarattığı estetikle hatırlanıyorsa, aslında asla ölmez. Benim de yazma amacım budur: Yaşamak ve daha ötesi, ölümsüzlüğü aramak." (Kastamonu/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et