Veriler ortada, ekonomist olmaya gerek yok!
Öğrencilerin nerdeyse 3’te 2’si ya hali hazırda çalışıyor ya da yakın bir gelecek için bunu değerlendiriyor.
Rojda DİKME ve Ulaş TÜRKOĞLU
İstanbul Üniversitesi
Geçtiğimiz sayıda KYK burslarına gelen zamları konuşmuş ve İstanbul Üniversiteli arkadaşlarımızla bir anket çalışması gerçekleştirmiştik. Benzer bir çalışmayı bu sefer de zamlanan asgari ücret, bunun hayatımızı nasıl etkilediğini tartışarak yürüttük. İlk soruda okurken çalışmak zorunda olanların sayısını tespit etmeye çalıştık. Burs anketinde önceki senelere göre okurken çalışmak zorunda kalanların sayısının arttığını saptamıştık. Burada ise ankete katılan 150 kişinin 57’si çalışmak zorunda hissetmiyorum derken, 42 arkadaşımız evet kalan 51’i ise kısmen seçeneklerini seçti. Yani katılımcıların nerdeyse üçte ikisi ya hali hazırda çalışıyor ya da yakın bir gelecek için bunu değerlendiriyor. İkinci olarak asgari ücretin belirlendiği miktar hayatımızı etkiliyor mu sorusu ise buna paralel şekilde cevaplanıyor. Katılımcıların %81’i evet derken hayır diyenlerin oran ise sadece %3,3 olarak karşımıza çıkıyor.
ÖĞRENCİLER SORUNLARIN KÖKENİNDE HEMFİKİR
2024 yılının sonunda açlık sınırı 21 bin 83 lira olarak ilan edilmişti. Aynı yıla ait enflasyon oranı %44,3 iken yapılan %30’luk bir zamla yeni asgari ücret bundan yaklaşık 1000 lira fazla belirlendi. Açlık sınırı ile bu derece kafa kafaya olan asgari ücretin alım gücünün önümüzdeki birkaç ay içinde bu sınırın altına düşeceğini öngörmek içinse ekonomist olmamıza gerek yok. Asgari ücret artıyor, fakat enflasyonla beraber fiyatlar daha da fazla artıyor. Bu korkunç döngüde en çok etkilenen yine asgari ücretle çalışan işçiler ve onların çocukları olan bizler oluyoruz. Bu artışın önüne geçilememesinin nedenleri olarak neyi görüyorsunuz sorusuna en çok gelen cevaplar dışa bağımlı üretim ve kur hareketliliğiyken ikincisiyse kârına kâr katan şirketlerin vergi borçlarının silinmesi ve bunun karşısında halkın altında ezildiği yüksek vergiler oldu. Bütün bunlara rağmen zammın halihazırdaki enflasyon oranından düşük olmasının nedenlerini tartıştığımızda çoğunluk, bunun enflasyonu baskılama yönünde izlenen politikanın bir parçası olduğu konusunda hemfikir görünüyor. Hazinenin durumu düşünüldüğünde çalışan masraflarının minimumda tutulması aslında doğalından gelişiyor. Bunların karşısında işçilerin durumunu konuştuğumuzdaysa geçen sene yapılmayan ara zam ve bu seneki zamla beraber işçi sendikalarının etkin olamayışı konusunda hemfikir görünüyoruz.
Yaptığımız bu anket çalışmaları edindiğimiz veriler açısından değerli olsa da bu verilerden sonuç çıkmadığı takdirde birer sayısal tablonun ötesine geçmiyor. Yıllar öncenin çeşitli verilerini bu verilerle kıyasladığımızda yoksullaştığımızı açık ve net bir şekilde görebiliyoruz. Yine aynı verileri göz önüne aldığımızda ise sorunun kökeni ve muhatabı açısından aynı noktada durduğumuzu görebiliyoruz. Buna dair yapılacak şey yan yana gelip daha iyiyi istediğimiz alanlarda birleşmek olmalı.
Evrensel'i Takip Et