Evrensel için yeni bir dönem
Reklamları Kapat
23 Ocak 2025 12:45
/
Güncelleme: 24 Ocak 2025 08:22

Kartalkaya katliamı açıklamaları: Sorumlular denetlemeyen kurumlar ve kâr hırsıyla hareket eden sermayedir

Birçok ilde Kartalkaya katliamı ile ilgili yapılan açıklamalarda, can kayıplarının sorumlularının denetim görevini yapmayan kurumlar ile kar hırsıyla hareket eden sermaye sahipleri olduğu belirtildi.

Kartalkaya katliamı açıklamaları: Sorumlular denetlemeyen kurumlar ve kâr hırsıyla hareket eden sermayedir

Fotoğraf: AA

Bolu Kartalkaya’da 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya katliamı ile ilgili birçok ilde açıklama yapıldı. Açıklamalarda katliamın sorumlularının denetim görevini yapmayan kurum ve kuruşlar ile kar hırsıyla haraket eden sermaye sahipleri olduğu belirtilerek tüm sorumluların açığa çıkarılarak cezalandırılması istendi.

ADANA: ALADAĞ’DA ÖLEN ÇOCUKLAR HÂLÂ AKILLARDA

Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde çıkan yangın, 76 kişinin hayatını kaybetmesine yol açtı. Yaşanan facia sonrası Emek Partisi Adana İl Örgütü, yazılı bir basın açıklaması yaparak olayın sorumlularının ortaya çıkarılması ve cezalandırılması çağrısında bulundu. Aladağ’daki yurt yangınında hayatını kaybeden 11’i çocuk 12 kişiyi hatırlatan Emek Partisi Adana İl Örgütü, katliamların göz göre göre geldiğine vurgu yaptı.

Halen Hafızalarda yerini koruyan, 11’i çocuk 12 kişinin hayatını kaybettiği Aladağ yurt yangınının hatırlatıldığı açıklamada “Yurt binasında yangın merdiveninin kilitli olması, elektrik tesisatındaki eksiklikler ve denetimsizlik felaketi göz göre göre getirmiştir. Bolu Kartalkaya’daki otel yangını ise yine kamu kurumlarının denetim sorumluluğunu yerine getirmemesi ve gerekli tedbirlerin maliyetli bulunması sonucunda yaşanmıştır. Bu çocuklara o yurtlardan başka seçenek sunmayan iktidar, kaçak yurttaki eksikliklere göz yumdu” ifadelerine yer verildi.

KAR HIRSI ÖLDÜRDÜ

Emek Partisi açıklamasında, yangının temel nedeninin “kapitalizmin doymak bilmeyen kâr hırsı” olduğunu vurguladı. Açıklamada maliyetli görülen önlemlerin alınmaması ve insan hayatının göz ardı edilmesi sebebiyle Aladağ, Beşiktaş Gece Kulübü yangını ve otel yangını gibi faciaların yaşandığına dikkat çekilerek, yangın öncesi yeterli önlem alınmadığına ve otelin ruhsatlandırma ile denetleme süreçlerinde ciddi eksiklikler olduğunu belirtti. Adana İl Örgütü, “İnşaat lobisinin ricasını kırmayan AKP iktidarının, Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik’te 2012 yılında yaptığı değişiklikle, itfaiyenin denetim yetkisinin kaldırılmış olması da bu katliamın en önemli nedenidir. İşçi sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin işverenlerin parasını verdiği özel şirketler tarafından denetleniyor olması da usulsüzlüklerin önceden tespit edilmesinin önündeki en önemli engel durumundadır” diyerek usulsüzlüğe dikkat çekti.

CEZASIZLIĞA SON VERİLSİN

Açıklamada, işçi sağlığı ve güvenliği denetimlerinin işverenlerin finanse ettiği özel şirketlere bırakılmasının usulsüzlüklerin tespitini engellediği belirtildi. Ayrıca, benzer felaketlerde kamu görevlilerinin cezai sorumluluğunun açığa çıkarılmaması ve cezasızlık politikasının yeni facialara zemin hazırladığı ifade edildi.

Emek Partisi, olayın ardından yayın yasağı getirilmesinin ve halkın haber alma hakkının engellenmesinin iktidarın sorumluluktan kaçma çabası olduğunu belirtti. Açıklamada, şu talepler dile getirildi:

  • Yangının meydana geldiği otele ruhsat veren ve denetim görevini yerine getirmeyen kamu görevlilerinin istifa etmesi ve yargılanması.
  • İnsan hayatını maliyetten üstün tutan bir ruhsatlandırma sistemi oluşturulması.
  • Etkili ve caydırıcı bir denetim mekanizmasının devreye sokulması.
  • Cezasızlık uygulamasına son verilmesi.

“KATLİAMDAN DEVLETİ ŞİRKET GİBİ YÖNETENLER SORUMLUDUR”

KESK Adana Şubeler Platformu, Bolu'da bulunan Grand Kartal Otel'de yaşanan ve 78 kişinin hayatını kaybettiği yangınla ilgili bir basın açıklaması yaptı. Heykelli Park'ta bir araya gelen emekçiler, olayın sorumlularının ortaya çıkarılması ve cezalandırılması çağrısında bulundu.

Basın açıklamasını okuyan KESK Adana Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Gülcan Aydın, yangının ardından ortaya çıkan manzaranın, siyasal iktidarın rant ve talana dayalı neoliberal politikalarının, cezasızlık ve kuralsızlığın ürünü olduğunu ifade etti. Devlet kurumlarının ve denetim mekanizmalarının işlevsiz hale getirildiğini, kamusal hizmetlerin piyasaya açılmasının ölümcül sonuçlarını bir kez daha gösterdiğine dikkat çekti.

Fotoğraf: Evrensel 

“DEVLETİ ŞİRKET GİBİ YÖNETENLER ASIL SORUMLUDUR”

Gerçek sorumluların denetim görevini yapmayan kurum ve kuruluşlar ile yurttaşların can güvenliğini hiçe sayan, kar hırsıyla güvenlik tedbirlerini almaktan imtina eden sermaye sahipleri olduğunu dile getiren Aydın, “Devleti şirket gibi yönetmekle övünenlerin, devletin denetim görevini şirketlere devredenlerin, ne kadar sorumluluktan kaçmaya çalışsalar da bu ihmaller zincirinin ana halkasını oluşturduğu bir kez daha açığa çıkmıştır” dedi.

“YENİ FACİALARIN ÖNÜNÜN ALINMASI HAYATİ ÖNEMDE”

Yaşanan felaketlerden ders çıkarılmasının önemine vurgu yapan Gülcan Aydın, kamu kurumlarının ve denetim mekanizmalarının bütüncülü bir yaklaşımla insan hayatını koruma sorumluluğunu üstlenmesi gerektiğini belirtti. Kamusal denetimin şeffaf yürütülmesinin, yaşam hakkının ve kamu güvenliğinin yeniden tesis edilmesi için kritik olduğunun altını çizdi.

Tüm sorumlular yargı önüne çıkana kadar bu olayın takipçisi olacaklarını ifade eden Aydın, benzer faciaların yaşanmaması için şu talepler dile getirildi:

  • Kamu denetim mekanizmaları güçlendirilmelidir.
  • İşletmelerde güvenlik standartları artırılmalıdır.
  • Acil durum önlemleri düzenli olarak denetlenmeli ve uygulanmalıdır.
  • Güvenlik tedbirlerine ilişkin farkındalık çalışmaları yoğunlaştırılmalıdır.

(Adana/EVRENSEL)


AYDIN EMEK VE DEMOKRASİ PLATFORMU: SORUMLUSU DENETLEMEYEN KURUM VE KURUŞLARDIR

Aydın Emek ve Dekorsi Güçleri Kartalkaya açıklaması

Fotoğraf: Evrensel

Aydın Kent Atatürk Meydanı'nda bir araya gelen Aydın Emek ve Demokrasi Platformu üyeleri yaptıkları açıklamada Kartalkaya katliamının sorunların bulunması ve hesap sorulmasını istedi. Basın açıklamasını Emek ve Demokrasi Platformu adına Aydın Makine Mühendisleri Odası İl Temsilcisi Tunç Erlacin okudu.

Yangının, ne zaman ve nerede başlayacağı belli olmayan ve ne kadar süreceği de önceden kestirilemeyen bir felaket olduğunu belirten Erlacin; “Yapılması gereken tek şey bilimin ve teknolojinin gerekliliklerini yerine getirerek, her türlü önlemi almak ve uygulamaktır. Mühendislik çözümleriyle, periyodik bakım ve kontrollerle, denetimlerle önlenebilecek bu tür kazaların ölümlerle sonuçlanması bizleri derinden üzmüştür” dedi.

“YETERİNCE ÖNLEM ALINMADIĞI GÖRÜLÜYOR”

Çıkan yangının başlangıç nedeninden bağımsız, kayıp sayılarından bile yangının gerçekleştiği tesiste yangın güvenlik önlemlerinin yeterince alınmadığının bariz bir şekilde görüldüğüne işaret eden Erlacin; “Ayrıca mevcut yönetmeliğin 10. Kısmında belirtilen dolap sistemi, algılama ve uyarı sistemleri, kaçış yolları ve özelliklerine uyulup uyulmadığı bilinmemektedir. Ama yangından kurtulan yurttaşlarımızın beyanları dikkate alındığında algılama ve uyarı sistemlerinin çalışmadığı, kaçış yollarının tespit edilemediği anlaşılmaktadır” dedi.

“SORUMLUSU DENETİM GÖREVİNİ YERİNE GETİRMEYENLERDİR”

TMMOB’nin, denetlenmenin kamusal düzlemde yapılması gerektiği uyarılarını hatırlatan Erlacin; “Gel görelim ki, bugün yaşadığımız bu acı tablo gösteriyor ki, Odalarımızın denetleme yetkisini bertaraf edenler, kulağını bilimin ve tekniğin gerçeklerine kapatıp, sermayenin ihtiyaçlarına cevap vermekten başka bir şey yapmamıştır. Yaşanan can kayıplarının sorumluları denetim görevini yapmayan kurum ve kuruşlar ile kar hırsıyla güvenlik tedbirlerini almaktan imtina eden sermaye sahiplerinden başkası değildir” ifadelerini kullandı.

Hayatını kaybeden yurttaşların yakınlarına başsağlığı, yaralanan yurttaşlara acil şifalar dileyen Erlacin şöyle devam etti: “İlgili kurumlara, çağrımızı yineliyoruz, ancak yasal düzenlemeler ve kamusal denetim ile bu felaketler önlenebilir. Görevlerini yapmayan, birbirinden haberi olmayan, meslek odalarının raporlarını, bilim insanlarının söylediklerini kulak arkası eden bir siyasi anlayışla yönetilen kurumlar olduğu sürece insanlarımız hayatlarını kaybetmeye devam edecektir.

Bizler bu ülkenin aydınlık yüzü mühendisleri mimarları olarak, başta kentimiz ve tüm ülkemizi yasa boğan bu acı olayın takipçisi olacağımızı, tüm sorumlular yargı nazarında gerekli cezayı alana kadar, mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz.” (Aydın/EVRENSEL)


ANTAKYA: İHMAL DEĞİL BU BİR KATLİAM

Antakya Emek ve Demokrasi Platformu, Kartalkaya Katliamına ilişkin basın açıklaması yaptı. Sevsen Nevzat Şahin Ortaokulu önünde yapılan açıklamada, "İhmal değil bu bir katliam" denildi.

Açıklamada, "İşçiler, emekçiler, kadınlar hatırlayın depremde enkazlara gelmeyen devlet bugün Bolu Kartalkaya’da cinayetin yaşandığı yere 78 canımız yaşamını yitirdikten sonra gitmiştir. Hatırlayın! Depremin 2. yıldönümüne yaklaştığımız şu zaman diliminde "Sesimizi Duyan Var mı?' çığlıkları nasıl hala kulaklarımızda çınlıyorsa, 'Nerden çıkacağız, inemiyoruz, tutamıyoruz, nasıl ineceğiz, itfaiye yok mu itfaiye, yardım edin' çığlıkları 3 gündür hala kulaklarımızda çınlıyor" denildi.

Fotoğraf: Evrensel 

Sistemin tek konusunun kâr ve kârlarına kâr katmak olduğu belirtilen açıklamada, "Bu çürümüş düzenin yaşam ile insan ile zerre bağı yoktur. Yaşanan cinayet, yalnızca bir tesiste değil, bu düzenin her bir köşesinde süregelen çürümüşlüğün bir ürünüdür. Bu çürümüşlüğü değiştirmek, örgütlü mücadeleyle mümkündür" diye ifade edildi.

Bir daha katliamların yaşanmaması için çağrı yapılan açıklamada, "Kamu denetim mekanizmalarının güçlendirilmeli, işletmelerde güvenlik standartlarının arttırılmalı, acil durum önlemlerinin düzenli olarak denetlenmeli ve uygulamaya konulmalı, güvenlik tedbirlerine ilişkin farkındalık çalışmaları arttırılmalıdır" denildi.

Açıklamada son olarak şunlar kaydedildi: "Tüm ülkemizi yasa boğan bu acı olayın takipçisi olacağımızı, tüm sorumlular yargı önünde gerekli cezayı alana kadar mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğimizi kamuoyu ile paylaşıyoruz! İhmal değil bu bir katliam, bu bir cinayet." (Hatay/EVRENSEL)


ESKİŞEHİR: YAŞAM HAKKIMIZI ELİMİZDEN ALAN BU DÜZENİ MÜCADELEMİZLE YIKACAĞIZ

Eskişehir Emek ve Demokrasi Platformu, Bolu Kartalkaya’da Grand Kartal Otelde çıkan yangında 78 kişinin hayatını kaybettiği katliamı protesto etti.

Hamamyolu üst geçit mevkiinde bir araya gelen kitle, burada insan zinciri oluşturarak Yediler Parkı’na yürüdü. Yürüyüş sırasında “Kaza değil katliam”, “Gün gelecek devran dönecek katiller halka hesap verecek”, “Genel grev genel direniş” sloganları atıldı.

Fotoğraf: Evrensel 

Basın açıklamasını platform adına Emek Partisi İl Başkanı Ceren Kökoğlu okudu. Kökoğlu, “Sermayenin kâr hırsı, binanın yapı malzemelerinin uygun olmaması ve denetimsizlik can kayıplarını artırdı. Gerekli tedbirler alınsa, denetimler yapılsa bu kadar can kaybı yaşanmayabilirdi. Tüm bunlarla beraber cezasızlığa ve denetimsizliğe dayalı bu rant düzeni yaşanan katliamların sorumlusudur” dedi.

Fotoğraf: Evrensel 

Bu düzen değiştirmeden iş yerlerinde, öğrenci yurtlarında, otellerde/eğlence mekânlarında ve hatta sokak ortasındaki katliamların son bulmayacağını dile getiren Kökoğlu, “Tüm yasa ve yönetmelikleri, ilgili mevzuatı şirketlerin para kazanması, inşaatçıların, turizmcilerin serbestçe istediğini yapması için düzenleyen siyasi iktidar da bu düzenin en azılı temsilcisidir. Eskişehir Emek ve Demokrasi Platformu olarak diyoruz ki; bu ölümlerde sorumluluğu olan herkes ceza alana kadar olayın takipçisi olacağız. Her gün üzerimize yıkılan bizleri, hayatlarımızı enkaza dönüştüren bu köhne ve çürük düzenin bizi katletmesine, yakmasına, sömürmesine izin vermeyeceğiz. Yaşam hakkımızı elimizden alan bu düzene karşı birleşelim. Bu çürümüşlüğü mücadelemizle bertaraf edelim” ifadelerini kullandı. (Eskişehir/EVRENSEL)


KOCAELİ: YAŞANAN FELAKET DÜZENİN SÜREGELEN ÇÜRÜMÜŞLÜĞÜN SONUCUDUR

Kocaeli Emek ve Demokrasi Güçleri, Kartalkaya Katliamına ilişkin İzmit İnsan Hakları Parkında basın açıklamadı yaptı.

Fotoğraf: Evrensel 

Platform adına ortak açıklamayı okuyan KESK Şubeler Platformu Sözcüsü Güzide Saatçi, “Bu gibi trajedilerden ders çıkarılması, yeni faciaların önlenmesi açısından hayati önem taşımaktadır. Kamu kurumları, işletmeler ve denetim mekanizmaları bütünlüklü bir şekilde insan hayatını koruma sorumluluğunu üstlenmelidir. Bu sorumluluğun yerine getirilmesi, yalnızca yasal değil, ahlaki bir zorunluluktur. Kamusal denetimin şeffaf bir şekilde yürütülmesi ve tüm süreçlerin kamuoyuyla paylaşılması, yaşam hakkı ve güvenin yeniden tesis edilmesi açısından hayati önemdedir” dedi.

“BU ÇÜRÜMÜŞLÜĞÜ DEĞİŞTİRMEK, ÖRGÜTLÜ MÜCADELEYLE MÜMKÜNDÜR"

Güvenli bir yaşamın her bir yurttaşın en temel hakkı olduğunu ifade eden Saatçi, “Bu hak, sorumluluk sahibi tüm kurumlar tarafından korunmalıdır. Yaşam hakkının öncelikli olduğu, kamusal güvenliğin esas alındığı bir düzeni hep birlikte inşa edebiliriz. Bugün mücadele etmek, gelecekte benzer acıların yaşanmasını önlemenin en önemli yoludur. Yaşanan felaket, yalnızca bir tesiste değil, bu düzenin her bir köşesinde süregelen çürümüşlüğün bir ürünüdür. Bu çürümüşlüğü değiştirmek, örgütlü mücadeleyle mümkündür" diye konuştu. (Kocaeli/ EVRENSEL)

Evrensel'i Takip Et