“Aile arabuluculuğu” yeniden gündemde
Erdoğan’ın “aile arabuluculuğunu sisteme entegre edecekleri” sözlerini değerlendiren kadın avukatlar, boşanmaların erkekler için kolaylaştırılacağını kadınların ise hak kayıpları yaşayacağını söyledi.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
Sıla ALTUN
İstanbul
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yargı Reformu Stratejisi Tanıtım Toplantısı'nda aile hukukuna yönelik birçok değişiklik gerçekleştirileceğini, kadınların gündeme geldiğinden beri şiddetle karşı çıktığı aile arabuluculuğunu sisteme entegre edeceklerini söyledi. Kadınlar açısından boşanmanın zorlaştırılması, boşanma sürecinde ve sonrasında nafaka, tazminat gibi haklara erişimin engellenmesi anlamına da gelen aile arabuluculuğuna ilişkin Erdoğan, “Arabuluculuğunu sisteme entegre ederek anlaşmazlığın mahkeme sürecinden önce çözülmesini arzu ediyoruz. Aile mahkemelerinin kuruluş ve yargılama usulünden, çocukların menfaatlerini gözeten boşanma ve nafaka usullerine kadar geniş bir yelpazede yeni reformlar yapmayı planlıyoruz” dedi. Kadın avukatlar Erdoğan’ın sözlerin değerlendirdi.
NAFAKANIN ‘SINIRLANDIRILMASI’ KADINI GÜÇSÜZLEŞTİRECEK
Demokrasi İçin Hukukçular’dan Avukat Eylem Sarıoğlu, 2025 yılının iktidar tarafından “aile yılı” ilan edilmesinin aslında kadınlara yönelik saldırıların artacağının habercisi olduğunu söyledi. Bu süreçte öne sürülen aile arabuluculuğu ve nafaka hakkının gasbı konularının yeni gündemler olmadığını belirten Sarıoğlu, “2016 yılındaki boşanma komisyonu ile boşanmalara ara buluculuk gündeme getiriliyor. Velayet, nafaka meselesi sürekli tartışılır oluyor” dedi.
Nafaka hakkının süreye bağlanması adı altında engellenmesinin evlilik sürecinde çalışmamış kadınların boşanabilmesi, yaşayabilmesi açısından önemli olduğunu belirten Sarıoğlu, “Nafakaların çok düşük olduğu, kadınlar şiddetten kurtulmak için nafaka hakkından vazgeçtiği koşullarda hâlâ nafakayı tartışıyor olmak ve hakkın hedef gösterilmesi mahkeme kararlarına yansıyor” diye ekledi.
Nafaka tartışmalarının alevlendiği dönemlerde mahkeme kararlarında belirlenen nafaka miktarlarının düştüğü, tedbir nafakalarının uzun süre karara bağlanmadığı gibi durumlarla karşılaştıklarını söyleyen Sarıoğlu, “Kadınlar ellerindeki nafakaya ilişkin mahkeme ilamlarını icraya koyduklarında dahi bunun tahsil edilmesi açısından sorunlar yaşarken bunu resmi olarak ortadan kaldırma girişimi kadınların daha da güçsüzleştirilmesi anlamına gelecek” dedi.
ERKEKLERE BOŞANMA KOLAYLIĞI, KADINLARA HAK GASBI
İktidarın boşanmaları kolaylaştırmak üzere arabuluculuğu getirdiğini iddia ettiğini söyleyen Sarıoğlu, bu uygulamayla boşanmaların erkekler için kolaylaştırılacağı ancak kadınların hak kayıpları yaşayacağının altını çizdi. Kadınların şiddete uğradıkları evlilikleri bitirmek için hali hazırda birçok hakkından feragat etmek zorunda bırakıldıklarını hatırlayan Sarıoğlu, “Boşanma sürecinde yargılamaya gerek olmadan, haklardan feragat edilecek şekilde bir anlaşma metni düzenlenmesi kadınları daha çok mağdur edecek” diye konuştu.
Diğer arabuluculuk görüşmelerinde de benzer durumlar gerçekleştiğini söyleyen Sarıoğlu, boşanma kararı aldığı için pek çok baskıya maruz bırakılan kadınların arabuluculuk görüşmelerinde de caydırılmaya çalışılacağını ifade etti. Sarıoğlu, cinsiyet eşitliğinin gerçekleşmediği bir koşulda arabuluculuğun eşitlik sağlamayacağını söyleyerek kadın hukukçular olarak aile hukukunda arabuluculuk ve nafaka hakkının hedefe konulmasına karşı mücadeleye devam edeceklerini vurguladı.
AİLE HUKUKUNDA YARGI DENETİMİ BERTARAF EDİLECEK
Adana Kadın Platformunun davalarına bakan Avukat Sevil Aracı, yargı reformlarıyla kadınların haklarının tırpanlanmasının yeni olmadığını ifade ederek, aile mahkemelerinde arabuluculuk yönteminin uzun süredir iktidar eliyle tartıştırıldığını ve kadın örgütlerinin bu uygulamayı çokça eleştirdiğini vurguladı. Tarafların anlaşmasına bağlı olan anlaşmalı boşanma gibi bir uygulamanın hali hazırda var olduğunu da hatırlatan Aracı, “Reform diye önümüze konulacak yöntemle tarafların uzlaşmaları süreci yargı denetiminden çıkarmak olacaktır. Üstelik arabuluculuk yönteminin şiddet mağduru kadınların yine şiddet baskısı ve tehdidi ile anlaşmaya zorlanmalarına sebep olması, daha da vahimi, kadınların bu süreçlerde de erkek şiddetine kurban gitmesi olasıdır” dedi.
Erdoğan’ın nafaka hakkına yönelik ifadelerine de yanıt veren Aracı, nafaka hakkına yönelik manipülasyon ve karalama kampanyalarını hatırlatarak, “Yıllarca yaptıkları kara propagandanın ardından, bir gecede İstanbul Sözleşmesi’nden nasıl çıkıldığını hep birlikte yaşadık. Bu nedenle Medeni Kanun’un kimi iyi düzenlemelerinin de elimizden ‘yargı reformları’ adı altında alınmaması için bir araya gelmeli ve mücadeleyi yükseltmeliyiz” diye konuştu.
İktidarın kadına yönelik şiddete dair etkili bir mücadele yürütmediğini ifade eden Aracı, “Şimdi de ‘Aile içi ve kadına yönelik şiddet suçları soruşturma bürolarını ülke sathında yaygınlaştıracağız’ diyor. Oysa şiddeti cezasız bırakan, failleri yüreklendiren, kadınlar için etkili koruma yöntemleri geliştirmeyen de bu iktidar değil midir? Şiddete karşı en büyük silahımız olan İstanbul Sözleşmesi bizzat Erdoğan tarafından kadınların elinden alınmamış mıdır? Bu söylemlerin bize inandırıcı gelmediğini belirtmek isteriz” dedi.