Cumartesi Anneleri: Tanış ve Deniz’i aramaktan vazgeçmeyeceğiz
Cumartesi Anneleri, 1035’inci hafta eyleminde gittikleri Silopi Jandarma Komutanlığı'ndan bir daha geri dönmeyen HADEP İlçe Başkanı Serdar Tanış ve ilçe yöneticisi Ebubekir Deniz’in akıbetini sordu.
Fotoğraf: MA
Gözaltında kaybedilen ve katledilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle her hafta Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen Cumartesi Anneleri/İnsanları, eylemlerinin 1035’inci haftasını gerçekleştirdi. Eylemde, 2001 yılında Şirnex’in Sîlopya ilçesinde çağırıldıkları karakola gittikten sonra bir daha kendilerinden haber alınamayan dönemin HADEP İlçe Başkanı Serdar Tanış ile ilçe yöneticisi Ebubekir Deniz'in akıbeti soruldu.
"DEMOKRATİK DÖNÜŞÜM HERKESİN HAKKI"
Basın metnini okuyan Cumartesi İnsanlarından Sebla Arcan, demokratik siyasetin ve yurttaşın yönetime katılma hakkının engellenmesi, Türkiye’yi demokrasiden, hak ve özgürlüklerden uzaklaştırdığını belirtti. Sebla Arcan, demokratik siyaset kanallarının kapalı tutulması, hak odaklı toplumsal muhalefeti düşmanlaştıran ve keskin bir siyasi kutuplaşma yaratan siyaset tarzında ısrar edilmesinin, toplumsal sorunları çözümsüz bıraktığını vurguladı. Bu siyaset tarzının yalnızca hak ve özgürlükler alanında değil, ekonomik alanda da büyük bir yıkıma neden olduğunu kaydeden Sebla Arcan “Artık yeter! Barış içinde, onurlu bir yaşam hepimizin hakkıdır. Özgür, eşit, adil bir yaşam hepimizin hakkıdır. Tüm sorunların konuşarak, müzakere edilerek demokratik yöntemlerle çözüldüğü, insan odaklı, hak odaklı siyasetin egemen olduğu bir ülke hepimizin hakkıdır. Bu haklarımızın güvence altına alınacağı bir demokratik dönüşüm hepimizin hakkıdır” ifadelerini kullandı.
“TANIŞ VE DENİZ’DEN BİR DAHA HABER ALINAMADI”
Sebla Arcan, Kürt siyasetçiler Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz’in kaybedilme öyküsünü şöyle aktardı: “Serdar Tanış (25) 2000 yılında Silopi'de HADEP ilçe teşkilatı açmak üzere çalışmalara başladı. Çalışma yürüten Tanış ve arkadaşları, ‘Benim bulunduğum bölgede HADEP açılamaz, buna asla izin vermem’ diyen Şırnak İl Jandarma Alay Komutanı General Levent Ersöz ve Silopi İlçe Jandarma Karakol Komutanı Yüzbaşı Süleyman Can’ın ağır tehdit ve baskısıyla karşılaştılar. Tüm baskılara rağmen, 3 Ocak 2001 tarihinde HADEP ilçe teşkilatı açıldı ve Serdar Tanış, İlçe Başkanı oldu. Ancak baskılar daha da arttı. 25 Ocak 2001 tarihinde, Silopi Jandarma Komutanlığı'ndan Serdar Tanış’ın telefonla arayarak komutanlığa gelmesi istendi. Serdar Tanış, ilçe yöneticisi Ebubekir Deniz ile birlikte Silopi Jandarma Komutanlığı’na gitti ve bir daha onlardan haber alınamadı.”
“KARAKOL KOMUTANI TEHDİT ETTİ”
Silopi Jandarma Komutanlığı’nın 5 gün boyunca Tanış ve Deniz’i görmediklerini açıkladıklarını ifade eden Sebla Arcan, “Kamuoyu baskısının artması üzerine Şırnak Valisi Hüseyin Başkaya, onların 25 Ocak'ta Silopi Jandarma Komutanlığı’na geldiklerini, ancak yarım saat kaldıktan sonra ayrıldıklarını belirtti. Baba Şuayip Tanış ise kamuoyuna yaptığı açıklamada: ‘Oğlum, ilçe teşkilatını açmaya çalışırken Levent Ersöz bizi sürekli tehdit etti. Beni, Şırnak İl Jandarma Komutanlığı'na götürdüler. Levent Ersöz, 'Oğlun bu işten vazgeçsin, yoksa sizin için iyi olmaz' dedi. Oğlum parti çalışmaları için Diyarbakır’a gittiğinde, Levent Ersöz beni telefonla arayarak, 'Oğlun Serdar, Şırnak topraklarına ayak basarsa yaşatmam' dedi. Oğlum Diyarbakır’dan geldiğinde, Silopi İlçe Jandarma Karakolu'na çağrıldı. Gitti, bir daha da dönmedi" dedi.
“DOSYA TAKİPSİZLİK KARARIYLA KAPATILDI”
İnsan hakları örgütleri, aydınlar ve Birleşmiş Milletler (BM) Yargısız ve Keyfi İnfazlar Komisyonu, Tanış ve Deniz’in akıbetinin araştırılması için devreye girdiğini ancak tüm girişimlerin sonuçsuz kaldığını kaydeden Sebla Arcan, “Dosya, etkin bir soruşturma yürütülmeden 2015 yılında takipsizlik kararı ile kapatıldı. Takipsizlik kararına yapılan itiraz ise Cizre Sulh Ceza Mahkemesi tarafından reddedildi. Bunun üzerine aileler, 17 Ağustos 2015 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. AYM, 18 Temmuz 2019 tarihinde, suçun devamlılık arz eden özgün niteliği nedeniyle zamanaşımına uğramayacağını dikkate almaksızın başvuruyu süre aşımı gerekçesiyle reddetti” diye belirtti.
“AİHM DEVLETİ SORUMLU TUTTU”
Sebla Arcan, 2005 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM)“Yerel mahkemeler tarafından ayrıntılı bir adli inceleme veya bağımsız bir soruşturma gerçekleştirilmemiş olmasını üzüntü ile karşılıyoruz” diyerek Tanış ve Deniz’in kaybolmasından devletin sorumlu tuttuğunu ve Türkiye’yi mahkum ettiğini hatırlattı. Sebla Arcan, sözlerini şöyle sürdürdü: “ Türkiye, AİHM kararını tam olarak uygulamadı ve sadece tazminat ödemekle yetindi. Yaşam hakkı ve adil yargılanma hakkı ihlalleri ile ilgili yükümlülüğünü yerine getirmedi. Adli ve siyasi makamları göreve çağırıyoruz: AİHM kararını yerine getirin. Tanış ve Deniz dosyasında kayıplarımızın akıbetini açığa çıkaracak ve suçun fail ve sorumlularını cezalandıracak etkinlikte bir yargılama faaliyeti yürütün. Kaç yıl geçerse geçsin serdar Tanış ve Ebubekir Deniz için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz” (MA)