Körfez ve Türkiye burjuvazisinin yeni baharı
Türkiye son yıllarda Körfez ülkeleriyle ekonomik, siyasi ve askeri ilişkilerini artırdı. Bu tablo karşılıklı bağımlılığın da artması anlamına geliyor.
Fotoğraf: TC Cumhurbaşkanlığı
Ela AVA
Cihan ÇELİK
Ortadoğu'daki gelişmeler, savaşlar ve emperyalizmin bölgeyi yeniden şekillendirmek amacıyla çizdiği rota, bağımlı kapitalist ülkeler arasındaki ilişkilerin yeniden şekillenmesine yol açtı. Ortadoğu'nun farklı ülkeleri arasında mali ve askeri iş birlikleri yeniden gözden geçirildi. 2024’te Türkiye'nin Arap sermayesiyle kurduğu ilişkilerde önemli dönüşüm seyri izlendi. Özellikle son yıllarda Batı emperyalizmine yaklaşan Suudi Arabistan gibi Arap ülkeleri ile NATO üyesi Türkiye arasında yeni askeri iş birliklerinin kapıları açıldı.
SUUDİ-TÜRKİYE DOSTLUĞU!
IMF verilerine göre ticari reformların ve artan petrol fiyatlarının etkisiyle Suudi Arabistan 2022’de dünyanın en fazla büyüyen ekonomisi olmuştu. Suudi Arabistan 267 milyar varil ile Venezuela’dan sonra dünyanın ikinci en büyük petrol rezervine sahip. Ayrıca Suudilerin 8.4 trilyon metreküp doğal gaz rezervi olduğu tahmin ediliyor. Bu dünyadaki toplam gaz rezervinin yüzde 4.2’sini oluşturuyor.
2016’de ülke ekonomisini sadece petrole dayalı olmaktan çıkarmak istediğini belirten Ancak Suudi Arabistan “Vizyon 2030” adı altında reform planını başlattı. Planın en önemli amaçları arasında imalatta daha fazla doğrudan yabancı yatırımcı çekmek, madencilik, toplu taşıma ve demir yolu ağının gelişimini hızlandırmak yer alıyordu.
Bu açıdan yabancı yatırımcılar bulma ve Türkiyeli şirketlerin Körfez ve Arap ülkelerinde yatırımcı olmasının önünü açma arayışına giren Şimşek Programı ile Suudilerin Vizyon 2030’u uyuşuyordu. 2024 bu nedenle Arap sermayesinin daha fazla Türkiye'ye aktığı bir süreci beraberinde getirdi. Ticaret Bakanı Ömer Bolat, 2024 yılının Türkiye-Suudi Arabistan ekonomik ilişkilerinde “altın bir yıl” olacağını belirtmiş ve orta vadede 10 milyar dolar, uzun vadede ise 30 milyar dolarlık ticaret hacmi hedeflendiğini ifade etmişti. Nitekim öyle de oldu. Bu iki ülke arasındaki ilişkilerde bağımlılığın artmasını da beraberinde getirdi.
2 Kasım 2024’te enerji, savunma sanayisi, inşaat, sağlık, turizm, gıda, tarım, lojistik ve teknoloji gibi çeşitli sektörlerden şirketlerin katıldığı Türkiye-Suudi Arabistan iş forumunda, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin geleceği ele alındı. Vizyon 2030 çerçevesinde Türkiyeli firmaların üstlenebileceği projeler konuşuldu.
Forum kapsamında Suudi Kalkınma Fonu ile Hazine ve Maliye Bakanlığı arasında iş birliği anlaşması ve 6 mutabakat zaptı imzalandı. Mutabakatlardan biri Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ve Suudi Arabistan Merkez Bankası arasında iş birliğinin geliştirilmesine zemin oluşturma amacını güdüyordu.
Türk ve Suudi şirketler arasında da 21 iş anlaşması yapıldı. Tekfen İnşaat’ın aldığı 212 milyon dolar değerindeki “Package-16 MGSE III: Cidde Kümesi” boru hattı projesi bunlardan biriydi.
İki ülkenin askeri alanda ortaklaştığı zeminler de hazırladı. 4 Temmuz 2024’te Suudi Arabistan devletine ait savunma şirketi SAMI, Türkiyeli savunma şirketleri Baykar ve Aselsan ile iş birliği yapmak üzere mutabakat zabıtları imzaladı. Bu anlaşmalar kapsamında, Suudi Arabistan’da insansız hava aracı üretimi ve savunma teknolojileri geliştirilmesi Baykar ve Aselsan’a bırakıldı.
SERBEST TİCARET İÇİN İŞ BİRLİĞİ ARAYIŞI
Öne çıkan gelişmelerden biri de Türkiye-Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Serbest Ticaret Anlaşması müzakeresinin başlamasıydı. Türkiye ve KİK üye ülkelerinin (Bahreyn, Katar, Kuveyt, Suudi Arabistan, BAE ve Umman) dünya ile toplam ticaret hacimlerinin 2.4 trilyon dolar seviyelerinde olduğu Ticaret Bakanlığı tarafından açıklanmıştı. Müzakerelerin ikinci turunda netleşmiş bir çerçeve ortaya çıkarsa dünyanın en büyük serbest ticaret alanlarından birinin oluşturulmasına bir adım daha atılmış olacak. Bunun dışında da Türkiye'nin KİK üyeleriyle yaptığı anlaşmalar ve sermaye iş birliği sayısı oldukça fazlaydı.
BAE İLE ANLAŞMALAR YILI
Uzun süre inişler ve çıkışlarla ilerleyen Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ilişkilerinin ardında aynı bölgesel yayılmacı planlar, aynı bölgedeki rantın paylaşımı kavgası var.
Bu çelişki ve çatışmaların yarattığı gerilimin dozu; BAE ve Suudi Arabistan’ın, Türkiye'nin en önemli bölgesel müttefiklerinden Katar’a uyguladığı ambargoyu 2021’de kaldırmasının ardından düşmeye başladı ve ilerleyen süreçte BAE ve Türkiye arasında çeşitli ekonomik iş birliği anlaşmaları imzalanmaya başladı. 2021’de BAE Devlet Başkanı Al Nahyan'ın Türkiye ziyareti sırasında 9 yatırım anlaşması imzalandı. Abu Dabi Kalkınma Holdinginden 10 milyar dolarlık fon tahsis edildi. Erdoğan da 14 Şubat 2022’deki Abu Dabi ziyaretinde 13 anlaşmaya imza atarken “Türkiye-BAE ilişkisinde yeni bir dönemi başlattık” dedi.
Erdoğan, 19 Temmuz 2024’te para arayışı için çıktığı Körfez turunun son durağı olan BAE’de enerji, ulaştırma, altyapı, inşaat başta olmak üzere 50.7 milyar dolarlık 13 anlaşma imzaladı. Öte yandan 22 Nisan 2024’te Erdoğan’ın Irak’a gerçekleştirdiği ziyarette Kalkınma Yolu Projesi kapsamında Türkiye, Irak, Katar ve BAE arasında İş Birliği Mutabakat Zaptı imzalandı.
Ekim 2024 itibarıyla Türk inşaat şirketlerinin BAE'de tamamladığı 145 projenin karşılığı ise 13.2 milyar dolar oldu. Yine aynı yıl Abu Dabi merkezli yatırım şirketi ADQ, Bank Audi liderliğindeki grupla anlaşarak Odeabank’ın yüzde 96’lık hissesini satın aldı. Mapa ve Limak'ın dahil olduğu konsorsiyumun BAE’de aldığı 6 milyar dolarlık metro projesi ise en büyük ihale oldu.
2007’den bu yana özelleştirilme kapsamında bulunan İzmir Alsancak Limanının yüzde 50’sinin BAE’li Abu Dhabi Port’a devri için el sıkışıldığı da dile getirilen iddialar arasında.
SUDAN-BAE ARASINDA ARABULUCULUK
2024’e gelindiğinde siyasi anlaşmaların da yolu açıldı. AKP bölgede NATO'nun arabulucusu rolünü farklı yönleriyle üstlenmeye devam etti. Otuz yıllık diktatör Ömer Beşir’in devrilmesinin ardından başlayan iç savaş nedeniyle binlerce sivilin hayatını kaybettiği Sudan’da ordu ve Hızlı Destek Güçleri (HDK) iç savaşın taraflarını oluşturuyor. Mısır ve Suudi Arabistan bu savaşta Sudan ordusunu; BAE ise HDK’yi destekliyor. Mısır Sudan’dan doğan Nil Nehri’nden gelen suyun paylaşımında Etiyopya ile sorun yaşarken Sudan ordusundan destek görüyor. Sudan’da buğday ekimi yapan Suudi Arabistan ise ülkenin topraklarını ve yer altı sularını sömürüyor. BAE ise Yemen’de Husilere karşı verdiği savaşta en büyük desteği HDK’den alırken karşılığında cephane ve silah sağlıyor.
Bugüne kadarki arabuluculuk çabalarından sonuç çıkmazken en son Erdoğan, Suriye ordusunu temsil eden el-Burhan ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi ve Sudan yönetimi ile BAE arasında arabuluculuk yapmayı önerdi. Bu öneri taraflarca kabul edildi ancak henüz somut adım atılmadı.
KATAR İLE İLİŞKİLER SIKILAŞIYOR
Türkiye’nin 2024’te önemli iş birliği yaptığı ülkelerden biri de Katar oldu. Doğrudan Avrupa’ya uzanan boru hatları olmasa da Katar’ın dünyanın en büyük LNG (sıvılaştırılmış gaz) ihracatçılarından biri. Doğal gaz boru hattı projesiyle gündeme gelen Katar-Türkiye ilişkileri; Türkiye’nin finansman ihtiyacı karşılığında verilen tavizlerin izini taşıyor. Katar sermayesine yapılan arazi ve fabrika satışları, başta Türk Telekom olmak üzere kamu elindeki şirketlerin kelepir fiyata Katarlı şirketlere satılması, askeri sanayi ortaklıkları ve banka devirleri… Halka ait kaynaklar yağmalanırken milyarlarca dolar şirketlerin kasasına aktı. Bunlar karşılığında Türk inşaat şirketlerine de Katar pazarı açıldı.
2021'de 140 milyon dolar karşılığında Antalya Limanı’nın işletme hakkı 2047 yılına kadar Katarlı QTerminals şirketine devredildi. Karşılığında Nurol, Gama, Gersan, Samko, Doğuş gibi Türk şirketleri Katar’da inşaat ihaleleri aldı. Türkiyeli şirketlerin aldığı en büyük ihalelerden biri 10 milyar lira ederindeki tuz fabrikası idi. Fabrika için Atlas Yatırım, Katarlı iki şirketle birlikte konsorsiyum oluşturdu.
2024’te ise askeri ve siyasi alanlarda sermaye sahipleri ve sermayedarların elindeki devletler için önemli anlaşmalar imzalandı. 14 Kasım 2024’te yapılan Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komite Onuncu Toplantısı ile 8 anlaşma imzalandı. En çok dikkat çekeni savunma bakanlıkları arasındaki teknik ve askeri iş birliği anlaşmalarıydı.
UMMAN’DAN SIVILAŞTIRILMIŞ GAZ
Umman ve Bahreyn ile ilişkiler açısından da benzer gelişmeler yaşandı. 28 Kasım 2024’te Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Umman Sultanı Heysem bin Tarık huzurunda 10 anlaşma imzalandı.
Ordu Yardımlaşma Kurumu ve Umman Yatırım Otoritesi arasında ortak girişim kurulması ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ile Umman Sultanlığı Merkez Bankası arasında mutabakat zaptı dikkat çekenleriydi. Enerji alanında yapılan anlaşmaya göre ise 2025 yılından itibaren BOTAŞ Umman'dan sıvılaştırılmış gaz tedarik edecek.
28-29 Ocak 2024’te Bahreyn’i ziyaret eden TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş da iki ülke arasında çeşitli alanlarda iş birliğini güçlendirmeye yönelik adımlar attıklarını duyurmuştu. Ayrıca 3 Mart 2024’te gerçekleştirilen Antalya Diplomasi Forumu’nda Bahreyn Dışişleri Bakanlığı Siyasi İşlerden Sorumlu Müsteşarı Şeyh Abdulla Ahmed bin Hamad al Khalifa, Türkiye ile güvenlik ve askeri ilişkileri geliştirmek için yakın şekilde çalıştıklarını ifade etmişti.
AKP ve Mehmet Şimşek’in önümüzdeki süreçte Arap sermayesine daha fazla yönelmesi şaşırtıcı olmayacak. Yeni anlaşmaların, yeni siyasi iş birliklerinin eşlik edeceği bu süreç güç dengelerini yenilemek ve bölgeyi şekillendirmek isteyen emperyalistlere de “eşsiz fırsatlar” sunacak.