27 Ocak 2025 06:35

Kamu emekçisinin mülakat ve liyakat mücadelesi

"Sözlü mülakat herhangi bir denetime tabii olmadığından “İstediğimi işe alırım” sınavıdır. Bunun böyle olduğunu son zamanlarda öğretmen alımından hâkim-savcı alımına kadar her alanda görebiliyoruz..."

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Serkan Deniz ÖZKAN
Tüm Bel-Sen Denizli Şube Başkanı
Denizli

İktidardaki AKP, ülkenin yönetimine sahip olduğundan beri devletin her kademesinde kendi kadrosunu kurma çalışmasını devam ettiriyor. Kadrolaşmayı sağlamak ve sağlamlaştırmak için kamuya personel alımı ile ilgili mevzuatı tümden değiştirdiği gibi, personel mevzuatı konusunda yetkinleşmiş olan Devlet Personel Başkanlığını kapattı. 1999’dan beri farklı isimlerle yapılan merkezi sınavlar (DMS, KPS, KPSS) ile A grubu haricinde kadrolara doğrudan alım yapılırken çok uzun bir zamandır merkezi sınavda başarılı olan personel bir de sözlü mülakata tabii tutuluyor. Sözlü mülakat sınavı herhangi bir denetime tabii olmadığından “İstediğimi işe alırım” sınavıdır. Bunun böyle olduğunu son zamanlarda öğretmen alımından hâkim-savcı alımına kadar her alanda görebiliyoruz.

Özellikle yerel yönetimlerde 2023 yılına kadar kamuya personel alımı tamamen serbest bırakılmış, belediye seçimini kazanan siyasi partinin örgütlerinden ve partililerin referans verdiği kişilerden taşeron kadroya, (696 sayılı KHK ile belediye iktisadi teşekkülüne) oradan kadro karşılığı sözleşmeli memur statüsüne, herhangi bir yasa çıkarılması ile (2013 ile 2022 yıllarında yasa çıkarılmıştır) kadrolu memur statüsüne alım şeklinde devam edegeldi. 2022 yılında çıkarılan yasa ile yerel yönetimlerde mamur personel istihdamı da KPSS şartına bağlandı.

Mesleki ya da mevzuat açısından herhangi bir eğitim almamış, çoğu ihtiyaç fazlası kadrolarda istihdam edilmiş olan çalışma arkadaşlarımız maalesef verilen her türlü görevi yerine getirmek zorunda kalıyor; sonucunda da idari hatta cezai yaptırımlarla karşılaşabiliyor. Yerel yönetim hizmetlerinde çalışan kamu emekçilerinin sözleşmeli statüye alınması döneminde baz alınan tek şey emekçinin halihazırda çalıştığı alan değil de bitirdiği okulun derecesi olunca çok sayıda masa başı personeli olarak görev yapan teknik eleman, eğitmen sanatçı veya basın yayın personeli ile karşılaşır olduk.

Hal böyle olunca belediyede işe girdiği günden beri söz gelimi basın daire başkanlığında kameraman olarak görev yapan bir kamu emekçisi ünvanı “tekniker” veya “eğitmen” olduğu için görev yeri değişikliği durumunda “Memurun ünvanı ve eğitim aldığı sınıfı dışında bir hizmet sınıfında çalıştırılması yasaktır” amir hükme aykırı işlem yapıldığı yönünde işlem tesis edilememekte, emekçi gerçek işini yapamamaktadır.

Bu durumu değiştirmenin tek yolu, açılacak ünvan değişikliği sınavı ile emekçinin kendi kadrosunda kendi işini yapmasının sağlanması olacaktır.

2 Temmuz 2020 tarih ve 31173 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren belediye ve bağlı kuruluşları ile mahalli idari birlik personelinin görevde yükselme ve ünvan değişikliği esaslarına dair yönetmeliğin amaç başlıklı 1. maddesinde, “Bu yönetmeliğin amacı, liyakat ve kariyer ilkeleri çerçevesinde” ifadesi kullanılmıştır. Buradan da anlaşılacağı üzere söz konusu yönetmeliği dayanak alan sınav, öncelikle kamu emekçisinin talebi ile görevde yükselmek için mevzuat açısından liyakat sahibi olduğunu, yaptığı kariyer planını mezun olduğu eğitim programına uygun kariyer ve ünvanda çalışabilmesinin yolunu açmak üzere düzenlenmektedir. Ancak bu yönetmelik esaslarına göre kamu emekçisinin sınava girebilmesi öncelikle amirin sınav açılmasına olur vermesi ile mümkün olmaktadır. Amir de yönetmeliğin kendine verdiği hakkı sonuna kadar kullanarak istediği zaman ve alanlarda sınav açmakta sakınca görmemektedir. Yerel yönetim hizmetlerinde de yönetmeliğin kendisine verdiği hakları kullanarak sınav açmayan, ya da sadece kendi istediği alanda sınav açan yönetici (işveren) özellikle müdür pozisyonuna atama yapmak için istisnai kadroları (özel kalem müdürlüğü, başkan yardımcılığı vb.) kullanmakta hiçbir sakınca görmemektedir.

Ana muhalefet partisi her atama döneminde liyakat vurgusu yaparak mülakatın kaldırılması çağrısı yaparken, belediyeleri, görevde yükselme ve ünvan değişikliği sınavı açmama konusunda ısrar ediyor. Bu sınavı açsa bile ihtiyaç ve emekçinin kariyer planlaması dikkate almaksızın istediği personeli istediği pozisyona getirmek amacını güdüyor.

Sonuç olarak, personelin kariyer planlaması, idarenin kadro ihtiyaçlarına göre her yıl görevde yükselme ve ünvan değişikliği sınavı açılarak yazılı sınav notları esas alınmalı, mevzuat hükümlerine göre sözlü mülakat zorunlu olsa dahi, yapılacak sözlü sınavın şeffaf ve denetlenebilir olmasının sağlanması (Söz gelimi sınavın ses ve/veya görüntülü kayda alınması) sağlanmalıdır.

Esas olarak kadrolaşmanın önüne geçmek, şaibeleri ortadan kaldırmak ve mesleki/mevzuat bilgilerini yazılı sınav ile ölçmek, liyakate önem vermek zorunludur.

Tüm Bel-Sen olarak kamu emekçisinin görevde yükselme ve kariyer planına göre çalışma hakkının sonuna kadar takipçisi olacağımızı, görevlendirmelerde liyakatin esas alınması için mücadeleden asla vazgeçmeyeceğimizi tekrar ediyoruz.

ÖNCEKİ HABER

‘Yangın merdiveni yok, can güvenliğimiz yok’

SONRAKİ HABER

Antakya'da “Aktivizm ve Fotoğraf” söyleşisi düzenlendi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa