27 Ocak 2025 06:50

"Teşviklerle büyütülen işletmelerin eksikleri görmezden geliniyor"

Kartalkaya katliamının ardından Prof. Dr. Aslıhan Aykaç, denetim eksikliğinin nedenlerini anlatırken, otel teknikeri Mehmet Altundağ ise, İstanbul’daki otellerde gördüğü eksikliklerden bahsetti.

Fotoğraf: İbrahim Yozoğlu/AA

Paylaş

Nisa Sude DEMİREL

Bolu Kartalkaya’da 78 kişinin yaşamını yitirdiği Grand Kartal Otel yangını ardından denetim tartışmaları gündeme geldi. Otellerin ve işletmelerin denetim yetkisinin hangi kurumda olduğu, denetim yönetmeliğinde hangi eksiklerin olduğu sık sık tartışıldı. Konuya ilişkin konuştuğumuz Prof. Dr. Aslıhan Aykaç, Türkiye’de turizm sektörünün büyümesiyle ortaya çıkan denetimsizlik zincirinin nedenlerini anlattı. Otel teknikeri Mehmet Altundağ ise, İstanbul’daki otellerde gördüğü eksikliklerden örnekler verdi.

“DEVLET ARAZİ TAHSİSLERİ, TEŞVİKLER VERİYOR”

Türkiye’de turizm ekonomisindeki büyüme ve denetimsizliğe ilişkin konuşan Prof. Dr. Aslıhan Aykaç, Türkiye’de turizm sektörünün gelişiminin 1980’lerden itibaren ivme kazandığını ifade etti. Aykaç, “Turizme yönelik arazi tahsisleri, hazine arazilerinin kiralanması ve çeşitli teşviklerle yatırımlar devlet tarafından destekleniyor. 2000’li yılların başında Türkiye turizmi hem yurt dışından gelen turist sayısı hem de turizm gelirleri açısından dünyada ilk beşte yer alıyor. Fakat bu süreçte küresel ekonomik krizden, Türkiye’deki terör olaylarından ve özellikle pandemiden olumsuz etkileniyor. Buna rağmen turizm hâlâ Türkiye’nin en fazla gelir getiren ve uluslararası piyasalarda rekabet gösterebileceği başlıca sektörlerden biri olmaya devam ediyor” dedi.

Turizmde 2022’den sonra belirgin bir toparlanma olduğunu söyleyen Aykaç, “Türkiye hâlâ hem gelir hem de gelen turist sayısı açısından dünyada ilk onda yer almaya devam ediyor. Buna karşılık yurt dışında tatil yapmayı tercih eden vatandaş sayısının da arttığını görüyoruz, buna bağlı olarak yurt dışını ziyaret eden Türk vatandaşlarının harcamaları da artıyor. Sonuç olarak ticaret dengesi açısından yerli turistin de giderek daha fazla yurt dışı tatilini tercih ediyor olması sektörün getirileri açısından düşündürücü bir ayrıntı” diye konuştu.

“GELİR VE İŞ GÜVENCESİ YOK”

Türkiye’nin turizm eğitiminde, mesleki eğitimde sağlam bir altyapısı olmasına rağmen sektörde çalışan insanların büyük bir kesiminin bu altyapıdan gelmediğinin altını çizen Aykaç; “Sektörün büyümesine ve istihdam sayısının artmasına rağmen bu durumun çok fazla değiştiğini zannetmiyorum. İkinci bir sorun ise mevsimin sınırlı olmasından kaynaklanan bir iş güvencesi ve gelir güvencesi kesintisi olması, dönemlik istihdam işçilerin hem maddi koşullarını hem de örgütlenmelerini etkileyen bir unsur. Dolayısıyla dünyada ilk onda yer alan ve rekabet gücü yüksek bir sektörde çalışanların durumlarının daha iyi olması beklenirken, sektörün çalışanlarının insani kalkınma açısından beklenen kazanımları elde ettiğini söylemek oldukça zor”

PARA CEZASI ALAN OTELLER ÇALIŞMAYA DEVAM EDİYOR

Kartalkaya ile gündeme gelen denetimsizlik ve ihmalin yeni bir durum olmadığını söyleyen Aykaç, şöyle devam etti: “Bundan önce de defalarca otel havuzlarında boğulan çocuklar, elektrik akımına kapılan çalışanlar, gıda zehirlenmeleri gibi ihmaller yaşandı. Kartalkaya örneğinde olduğu gibi sektörün ağırlıklı olarak kitle turizmine dayalı ‘her şey dahil’ sistemiyle çalışan büyük işletmeler içermesi; gerek konaklayanlar gerekse çalışanlar açısından risklerin arttığını, dolayısıyla denetimin de artması gerektiğini gösteriyor. Ancak bu denetim meselesi bir taraftan kurumlar arasındaki iş birliği eksikliğinden ve hatta yetki rekabetinden, diğer taraftan devletin, teşvik ve tahsislerle desteklediği işletmelerin eksikliklerini ,den gelmesinden kaynaklanıyor. Her koşulda işlemeye devam etmesi için verilen çaba yaptırımların işlevini yerine getirmediğini gösteriyor. Mesele otellere parasal ceza vermek değil, ama ihmal anında işletmeyi durdurmak, tesisi boşaltmak ve gerçek anlamda maddi kayba ve prestij kaybına yol açmak. İşletmeler para cezasıyla kurtulabileceklerini düşündükçe ihmalkar davranmaya da devam edecekler.”

"YANGINLAR MÜNFERİT DEĞİL"

İstanbul’da Fatih gibi otellerin yoğun olduğu bölgelerde otel teknikerliği yaparak eksikler hakkında otel yönetimini bilgilendiren Mehmet Altundağ, Evrensel’e konuştu. Yaklaşık 4 senedir bu işi yaptığını ifade eden Altundağ, “Çoğunda hidrofor, su deposu olmaz. Yangın hidroforları çalışmaz, balkon olmaz” dedi. Denetimlerde ise genelde önceden haber verildiğini anlatan Altundağ, “Özellikle apartman şeklindeki otellerin çoğunda dışarıda yangın merdiveni yok” dedi. Altundağ’ın ifadeleri ihmal ve eksikleri ortaya koyarken sık sık otellerde yangınlar yaşanıyor:

24 Eylül 2024’te Kars’ta 7 katlı bir otelin 4. katında yangın çıktı. Otelde mahsur kalan 10 kişi kurtarıldı. 2 kişi ağır yaralandı. 6 Şubat 2024’te İstanbul Fatih’de 8 katlı bir otelin eksi birinci katında yangın çıktı. İtfaiye ekipleri otelde kalan 20 kişiyi merdiven yardımıyla tahliye etti. Yangın sırasında çarşafları birbirine bağlayıp inmeye çalıştılar. Can kaybı olmadı.24 Mart 2023’te İstanbul Pendik’te 7 katlı otelin 5. katında yangın çıktı. Yangında 2 kişi hayatını kaybetti, 3 kişi de yaralandı.15 Mayıs 2017’de Ordu Ünye’de 8 katlı 5 yıldızlı bir otelde yangın çıktı. Kalıbya World adlı otelin mutfağından çıkan yangının ardından müşteriler ve çalışanlar tahliye edildi. 7 Mart 2018’de İzmir’in Basmane semtinde bir otelde yangın çıktı. 6’ncı katta mahsur kalan 2 kadın kurtulmak için aşağı atladı ve ağır yaralandı.

ÖNCEKİ HABER

Market çöplerini toplayan emekliden Erdoğan’a: Ben utanmıyorum o utansın

SONRAKİ HABER

Gazze'de ateşkesi ihlal eden İsrail, Filistinli bir genci öldürdü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa