Hatimoğulları: Öcalan demokratik hukuk ve siyaset zeminine vurgu yaptı
Hatimoğulları, Abdullah Öcalan'ın ikinci görüşmede Kürt sorununun çözümü ile ilgili bekle-gör politikalarına karşı demokratik hukuk ve siyaset vurgusu yaptığını aktardı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları partisinin grup toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
22 Ocak'taki İmralı'da gerçekleşen ikinci görüşmeye dair konuşan Hatimoğulları, Abdullah Öcalan'ın ikinci görüşmede "Kürt sorununun çözümü ve Türkiye'nin demokratikleşmesi ile ilgili oyalama, zaman kazanma, bekle-gör politikalarına tevessül etmek Türkiye halklarına yapılacak en büyük kötülük olur" dediğini aktardı. Hatimoğulları, Öcalan'ın demokratik hukuk ve siyaset vurgusu yaptığını "sorunun demokratik hukuk yoluyla kökten çözümünün mümkün olduğunu", "Bahçeli'nin yaklaşımının devlet aklıyla buluşması halinde barışa hizmet edecek tarihsel bir çıkışa hizmet edeceğini" söylediğini kaydetti.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'na yönelik başlatılan soruşturmaya tepki gösteren Hatimoğulları, "Olası rakiplerini yargı yoluyla yarışın dışına itmeye çalışmak hukuksuzluktur, antidemokratiktir. dedi.
Hatimoğulları'nın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"(Siirt Belediye Eşbaşkanı Sofya Alağaş’a verilen 6 yıl 3 ay hapis cezası) Bu karar halkın iradesine, yerel demokrasiye apaçık bir saldırı ve darbedir. Belediye eş başkanlarımızı hedef alan bu saldırıları ve barış arayışlarını bu şekilde baltalamalarını kabul etmiyoruz. Bu operasyonel yaklaşımlar, gözaltılar ve tutuklamalarla bizlere geri adım attıracaklarını sanıyorlarsa bu iktidar ve yargı sistemi büyük yanılıyor”
GRAND OTEL KATLİAMI
"(Kartalkaya Grand Otel Katliamı) İktidar ne bir özür diliyor ne de istifa kelimesini ağzına alıyor. Sadece tüm gücüyle sorumluları acaba nasıl korurum diye bir çalışmanın içine girmiş durumda. Bu felakete kapı aralayanlar sermaye kazansın diye denetim yapmayanlardır. Otel sahibine teşvikler verilmiş, otel sahibi aldığı bu teşviklerle yüz milyonları bulan paralar kazanmış ama yangın engelleyecek alarmı verecek sistemi söndürme sistemini kurmamış."
"Başta Kültür ve Turizm Bakanı olmak üzere bu felakette sorumluluğu olan bütün yetkililer derhal ama derhal istifa etmelidir. Sadece istifa yetmez, yargı önünde de hesap vermelidir. Bu katliamın hesabı sorulmadığı müddetçe yeni katliamlara kapı açacağını, çok daha büyüğünün yaşanacağını biliyoruz. Kültür ve Turizm Bakanı derhal ama derhal, bir saniye beklemeden o koltukta istifa etmelidir. Bu bir tercih değil, bir zorunluluktur."
İMAMOĞLUNA SORUŞTURMAYA TEPKİ
"(Ekrem İmamoğlu'na yönelik soruşturmalar) Kimse karnından konuşmasın. Olası rakiplerini yargı yoluyla yarışın dışına itmeye çalışmak hukuksuzluktur, antidemokratikdir. İktidara soruyorum; yakında insanlar konuşmaya başlamadan, daha düşünürken mi soruşturma açacaksınız? Zira size göre düşünen ve konuşan her insan tehlikelidir."
ÖCALAN'IN MESAJLARI
"(İkinci İmralı görüşmesi) Sayın Öcalan görüşmede şunları ifade etmiş: Çalışmalarıma devam ediyorum demiş. Kamuoyunun merakla beklediği görüşmeye ilişkin 'Türkiye toplumunu ilgilendiren bazı önemli hususları da şu şekilde sizlerle paylaşmak isterim:
Sayın Öcalan küresel ve bölgesel ve ulusal krizlerin üst üste bindiği tarihsel bir dönemden geçtiğimizi değerlendirmiştir. Bu üst üste binmiç kriz döneminde Kürt sorununun çözümü ve Türkiye'nin demokratikleşmesi ile ilgili oyalama, zaman kazanma, bekle-gör politikalarına tevessül etmek Türkiye halklarına yapılacak en büyük kötülür olur demiş. Yaşanan krizlere karşı Türkiye toplumunu ve bölge halklarını korumanın yolu bellidir. Sayın Öcalan'ın çağrısı nettir. Türkiye'yi demokrasi zeminine çekmek krizlerden kurtarmanın tek çaresidir.
Bu kapsamda sayın Öcalan, meseleyi şiddet ve çatışma zemininden demokratik hukuk ve demokratik siyaset zeminine çekmeyi hedeflediğini bir kez daha bu görüşmede de ısrarla vurgulamıştır.
Sayın Öcalan'ın son görüşmede vurguladığı gibi tarihin kritik dönemeçlerinde sağlanan ortaklaşmalar sorunların çözümüne katkılar sağlar. 22 Ocak tarihindeki görüşmede sayın Öcalan mevcut sorunların ancak demokratik hukuk yoluyla kökten çözümünün önemle vurgulamış. Sayın Öcalan'ın şu hususların önemle altını çizdiğini ifade etmeliyim:
Sürekli beka kaygısı üreterek işçi ve emekçinin alın terini güvenlik politikalarına harcandığı, yoksulluğun derinleştiği, hukuksuzlukların sıradanlaştığı, sömürünün yaygınlaştığı, kadın ve çocuk düşmanlığının arttığı bu kısır döngüden çıkmanın yol haritasını sunmaya hazır olduğunu ifade etmiş.
Türkiye'nin bütün prangalardan kurtulmasının zeminini oluşturmaya hazır olduğunu güçlü bir şekilde dile getirmiştir.
Ayrıca sayın Öcalan son görüşmede heyetimize Bahçeli'nin yaklaşımının devlet aklıyla buluşması halinde barışa hizmet edecek tarihsel bir çıkışa vesile olacağını belirtmiştir."
“GÖRÜŞMELER DAHA DA YOĞUNLAŞMALIDIR"
Tülay Hatimoğulları, partisinin grup toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
January 28, 2025
Hatimoğulları, AKP MKYK toplantısının ardından Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in “İmralı ziyaretleri tamamlandı” açıklamasını nasıl değerlendirdiğine ilişkin soruyu şöyle yanıtladı:
“Dün sayın Ömer Çelik'in yapmış olduğu açıklamayı bizler de dinledik. Bundan tam olarak ne kastettiğini tabii ki bilemiyoruz. İmralı görüşmeleri yeni başladı ve devam etmelidir. Biraz önce grubumuzda da ifade ettiğimiz gibi barış umudunun çok büyüdüğü bir dönemden geçiyoruz ve barışın mutlaka bu ülkede tesis edilmesi, Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesinin tam da zamanı ve sırası. Dolayısıyla İmralı heyetimizin İmralı'ya gidip sayın Öcalan'la görüşmesi çok kıymetlidir. Sistematik bir şekilde genişleyerek devam etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Aynı zamanda Sayın Öcalan'ın görüşmede de ifade ettiği gibi kendisi barış için gece gündüz demeden yoğun bir çalışma yürütüyor ama olanaklarının çok kıt olduğunu ifade etti ve bizim açımızdan da bu görüşmeler tek başına İmralı tecridinin kalktığı anlamına gelmez. İmralı tecridi kalkmalı. Görüşmeler daha da yoğunlaşmalıdır. Sayın Öcalan'ın çalışma koşullarının acilen iyileştirilmeye ihtiyacı olan bir dönemden geçiyoruz.”
“İKTİDAR BİR YOL HARİTASI AÇIKLAMALIDIR"
Hatimoğulları, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin bugün grup toplantısında silah bırakma çağrısının ön şartsız bir şekilde bir an evvel gelmesi gerektiği yönündeki sözlerini nasıl değerlendirdiğin sorulması üzerine şunları söyledi:
“Sayın Bahçeli'nin bugüne kadar başlatmış olduğu süreci önemsediğimizi sürekli ifade ettik. Bugünkü konuşmamda da ifade ettiğim üzere Bahçeli'nin yapmış olduğu çıkışın devlet aklıyla buluşması çok önemli. Devlet aklıyla buluşmuş olan bu çıkışın barışla nihayetlenme olasılığı kesinlikle yüksektir ve bugün yine biz buradan çağrımızı mevcut olan iktidara yaptık. Mevcut olan iktidar, bir yol haritası açıklamalıdır. Bu konuda nasıl bir çözüm öngördüklerine dair açıklamada bulunmalıdır. Sayın Öcalan sürecin ilerlemesiyle beraber bazı açıklamalar yapacağına dair bizlere de zaten mesajı vardır. Bu açıklamalar sürecin gelişimine bağlı olacaktır.”
“HENÜZ NET BİR TARİHİMİZ YOK"
DEM Parti İmralı Heyeti’nin Abdullah Öcalan’la ikinci kez görüşmesine ilişkin Bolu’da yaşanan yangın katliamı nedeniyle kısıtlı bir açıklama yapıldığının anımsatılarak kapsamlı bir açıklama yapılıp yapılmayacağına ilişkin soru üzerine Hatimoğulları, “Henüz net bir tarihimiz yok ama görüşmeye ilişkin biraz önce ben grupta görüşmenin içeriği ile ilgili kimi bölümleri paylaştım. Oradan da alıntılayabilirsiniz” dedi.
“Hükümet, güven arttırıcı önlemleri bir an önce arttırmalıdır” sözleri sorulan Hatimoğulları, söz konusu önlemleri şöyle açıkladı:
“Öncelikle bugün Siirt Belediye Eş Başkanımıza altı yıl üç ay hapis cezası verildi. Bir kere güven arttırıcı adımların atılması için belediye eş başkanlarımızın, partide mücadele yürüten arkadaşlarımızın üzerindeki gözaltı ve tutuklama süreci bitmeli. Muhalefetin tamamı üzerindeki gözaltı ve tutuklama sürecinin bitmesi gerekir. Kayyım atamaları durmalı. Kayyımlar mutlaka kendi asli görevlerine dönüp belediye eş başkanlarımızın göreve başlaması, yargı sistemiyle ilgili, infaz kanunuyla ilgili ve bunun gibi sıralayabileceğimiz çok sayıda başlık var elbette. Türkiye'nin demokratikleşmesiyle ilgili somut adımların atılması elbette Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemle çözülmesinin zeminini oldukça güçlendirecektir. Siyasi görüşlerinden dolayı tutuklu bulunan, attığı bir tweetten dolayı tutuklu bulunan ne yazık ki 10 bine aşkın insan var. Bu insanlarla ilgili elbette bir yasal düzenlemenin gerçekleşmesi, bizim sadece bu barış sürecinde talep ettiğimiz bir şey değil. Bu bizim aslında geçmiş dönemde de, bu dönemde de DEM Parti olarak her fırsatta ifade ettiğimiz konular.” (HABER MERKEZİ)