29 Ocak 2025 12:02

Kışladağ altın madeni Uşak il sınırına dayandı!

Kışladağ Altın Madeni ÇED davasında 20 yıl sonra AİHM’den ihlal kararı geldi. Yerel mahkemeye yargılamanın yenilenmesi için başvurulurken madenin ruhsat alanını Uşak il sınırına kadar genişledi.

Fotoğraf: Özer Akdemir/Evrensel

Paylaş

Özer AKDEMİR

Uşak Eşme Ulubey arasında 2006 yılından bu yana faaliyette bulunan Kışladağ Altın Madenine 2003 yılında verilen ÇED Olumlu Kararına karşı açılan dava ile ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden (AİHM) 20 yıl sonra, geçtiğimiz yıl Temmuz ayında Adil Yargılama Hakkı İhlal kararı gelmişti. İç hukuk yollarının tükenmesinin ardından konuyu AİHM’e taşıyan Eşme’li doğa hakkı savunucularından yazar Uğur Sümer, ÇED Olumlu davasının yeniden açılması talebiyle Uşak Cumhuriyet Savcılığına dilekçe verdi. Yargılamanın yenilenmesi talebi 12 Şubat’ta Uşak İdare Mahkemesi’nde yapılacak duruşmada karara bağlanacak.

CUMHURBAŞKANI, BAKANLAR VE TÜM YETKİLİLER HAKKINDA SUÇ DUYURUSU

Sümer, 5 Ocak 2025 tarihinde Uşak Cumhuriyet Savcılığına verdiği AİHM kararı doğrultusunda yargılamanın yenilenmesi talepli dilekçede, 27 Haziran 2003 tarihinde Çevre Bakanlığı’nın verdiği ÇED olumlu kararına karşı Manisa İdare Mahkemesi’ne dava açtığını belirtti. AİHM kararı ile aradan 20 yıl geçmiş olsa da haklılığının ortaya çıktığını belirten Sümer dilekçesinde, “Başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, Çevre bakanı Murat Kurum, yargılama sürecinde Manisa 2. İdare Mahkeme Heyeti, bilirkişiler, Danıştay 14. Daire ve Anayasa mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunuyorum” dedi.

Adı geçen yetkililerden tüm canlılar ve insanlık adına davacı olduğunu belirten Sümer şunları dile getirdi; “Mahkeme heyeti, bilirkişiler, Danıştay ve AYM üyeleri Ege Bölgesini- Ege Denizi’ne kadar ve Ege Denizi’yle birlikte insan ve doğa yaşamının katledilmesi kararını göz göre göre vermişlerdir. Suçludurlar. Cezalandırılmalarını istiyorum” dedi. 

BİLİRKİŞİLER GÖRÜŞLERİNİ NASIL DEĞİŞTİRDİ?

Dava sürecinde yaşanan ilginç gelişmelere de vurgu yapan Sümer, davada verilen ilk bilirkişi raporunda madenin yeraltı sularını kirleteceğinin açık olarak belirtilmesine rağmen, Manisa 2. İdare mahkemesinin aynı bilirkişilerden kirlenmenin oranına dair tespit istediğini hatırlattı. Şirketin ÇED raporunda “1000 metre çapında, 400 metre derinliğinde” olacağı belirtilen açık ocak gölüne ilişkin verilen bilirkişi görüşüne vurgu yapan Sümer, bilirkişilerin “bir iki metrelik su birikintisi” olacak diyerek görüşlerini değiştirdiklerine dikkat çekti. Bilirkişilerin ek raporda yeraltı suları kirlenecek dedikleri ilk raporun tam tersi gibi görüş oluşturduklarını dile getirdi. Mahkemenin de bu ek bilirkişi raporuna dayanarak davayı reddettiğini belirttiğini söyleyen Sümer, Danıştay 6. Dairesi’nin Manisa İdare Mahkemesinin kararını bozup, yürütmeyi durdurma kararı verdiği halde Manisa 2. İdare Mahkemesi’nin bu karara uymadığını da kaydetti.

“BU KATLİAMA NASIL ORTAK OLDUNUZ”

Dilekçesinde mahkeme heyeti, bilirkişi üyeleri, ek bilirkişi raporu yazan bilirkişiler, Uşak Valisi ve Vali Yardımcıları, Vali tarafından oluşturulan maden izleme denetleme komisyonu üyelerinin adlarını yazan Sümer, tüm bu isimlere “İzin-ruhsat ve yargılama sürecinde imzası olanlar bu katliama nasıl ortak oldunuz? Eşlerinizin çocuklarınızın, torunlarınızın, insanların yüzüne nasıl bakabiliyorsunuz? Tarih sizi mutlaka Hitler, Kimyasal Ali ve Netanyahu’larla  birlikte yazacaktır” diye ağır eleştirilerde bulundu.

DAVA SÜRECİNDEKİ İLGİNİÇLİKLER!

Yargılama sürecinde mahkeme heyetinin bilirkişi raporlarını kendilerinden gizlediğini, bilirkişileri soru sorulmasına izin vermediğini aktaran Sümer, dilekçesinde yargılama ile ilgili ilginçliklerin ortaya konulması için şu sorulara yer verdi;

  • “Birden fazla insan Eşme’de siyanürden zehirlendiği halde neden dosyaya alınmadı? Neden görmezden gelindi?
  • Hayvanların sakat ve ölü doğumları neden görmezden gelindi?
  • Manisa’nın ÇED raporunun iptali ve yürütmenin durdurulması talebinin reddi kararı Danıştay 14. Dairesinde nasıl kabul edildi? Anayasa mahkemesi bu kararı nasıl kabul etti?

ALTIN MADENİ UŞAK İL SINIRINA DAYANDI!

Kışladağ’da ve ülkenin dört bir yanında yapılan altın madenciliğinin bir madencilik faaliyeti değil, ağır metaller üreten birer kimyasal zehir fabrikası olduğuna işaret eden Sümer, şirketin 20 yılda ruhsat sahasını ciddi oranda genişlettiğini, Uşak kent merkezine 3 km uzaklıktaki Yeşildere köyünde sondaj çalışmaları yaptıklarını söyledi.

Sümer dilekçesinde, Kışladağ Altın madenini yol açtığı çevre ve sağlık sorunlarına dair şu noktalara vurgu yaptı;

  • İşletme çalışmaya başlarken yüzbinlerce ağaç kesildi, doğal yaşam yok edildi.
  • 2006 yılında 1000’den fazla insan Hidrojen siyanürden zehirlendi.
  • Bekişli köyünden çocukları madende çalıştığı için adının açıklanmasını istemeyen bir köylünün 80 koyunu dereden içtiği sulardan zehirlenerek ölmüştür.
  • Kale deresinde 2023 yılında iki kez bütün balıklar ölmüştür.
  • İnay’ da, Düz köyde, İsalar’ da Güneyköy’ de ve diğer çevre köylerde sakat ve ölü koyun ve buzağı doğumlarının sayısı belli değildir.
  • Eşme belediyesinin son yaptırdığı su analizlerinde arsenik yüzde 213 kat fazladır. Eşme ve çevre köyleri zehir içmektedir.

ÇEŞMELER KURUDU, KÖYLER YOK OLDU!

  • Çevre köylerdeki kuyu, çeşme ve pınarların suları kurumuştur. Madenden önce 60m’den çıkan yeraltı suları 250 – 300 m’den bile çıkmamaktadır.
  • Bölgede ilk yağan yaz yağmurlarıyla domates bağ ve bostanlar bir gecede kurumaktadır.
  • 70 km. mesafedeki Sarıgöllü üzüm üreticileri yaz aylarında Eşme tarafından gelen yağmurla birlikte üzümlerinin bir anda çürüdüğünü söylemektedirler.
  • Söğütlü, Ovacık, Katrancılar, Küçük İlyaslı, Ören köyleri yok olmuştur. Bu köylerle birlikte Camili, Düzköy, Aydınlı ve İsalar köylerinde her evde ortalama 80 koyun varken şimdi bu köylerin tamamında örende bir sürü, Düzköy’de iki, Aydınlı ’da üç sürü kalmıştır. İsalar ’da son sürü de son iki ay içinde satılmıştır, köyde tek ailede 20 koyun kalmıştır. O da sakat ve ölü doğumlardan dolayı arazide otlatamadığını ve satmak zorunda olduğunu söylemektedir.
ÖNCEKİ HABER

Bütçenin kara deliği şehir hastaneleri 7 yılda 132 milyar 367 milyon 346 bin TL yutmuş

SONRAKİ HABER

Kartalkaya katliamında denetim şirketi yetkilisi serbest bırakıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa