DİSK’ten Halk TV’ye destek ziyareti: ‘Kurtuluş yok tek başına’
DİSK'e bağlı sendikaların işçileri Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş’ın tutuklandığı Halk TV'ye dayanışma ziyareti gerçekleştirdi.
DİSK'e bağlı sendikaların işçileri Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş’ın tutuklanmasına karşı Halk TV'ye dayanışma ziyareti gerçekleştirdi.
İşçiler kanal binası önünde bir araya geldi ve “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Korkmuyoruz, susmuyoruz, itaat etmiyoruz” sloganları attı.
Bina önünde açıklama yapan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ülkede milyonlarca işçinin açlık sınırı altında yaşadığını, emeklilerin açlığa mahkum edildiğini, bir avuç azınlık dışında herkesin işini, ekmeğini, geleceğini hatta yaşamını tehdit altında hissettiğini hatırlattı.
Çerkezoğlu açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Halk TV’ye geçmiş olsun demek ve dayanışma duygularımızı ifade etmek için bugün buradayız. Bu ülkenin, bu toprakların demokratik geleneği birkaç mahkeme kararıyla, birkaç hakimin hükmüyle yok edilemeyecek kadar derin ve güçlüdür. Demokrasiye, adalete sahip çıkmak için bugün burada bir aradayız, Halk TV’nin önündeyiz. Biliyoruz ki burada hedef alınan gazeteci dostlarımız ve Halk TV değil sadece. Hedef alınan demokrasidir, adalettir, hakikattir. Gazeteci arkadaşlarımız tüm baskılara rağmen yazıyorlar, çiziyorlar, anlatıyorlar. Bizler her gün yaşıyoruz. Bu ülkenin hakikati ortada. Bu ülkede milyonlarca işçi açlık sınırının altındaki 22 bin lira asgari ücretle yaşamaya mahkûm edilmişken, milyonlarca emekli 14 bin 469 lira emekli aylığıyla açlığa mahkûm edilmişken, bu ülkede bir avuç azınlık dışında herkes işini, ekmeğini, geleceğini hatta yaşamını tehdit altında hissederken, bu ülkede gençlerimiz bu ülkeden ümidini kesmişken, bu politikaların tüm yükünü işte ve evde çeken kadınlar şiddete karşı korunamazken, bu ülkede herkes geleceğinden kaygı duyarken, çoluğunun çocuğunun, daha doğmamış torunlarının geleceğinden kaygı duyarken ülkeyi yöneten siyasi iktidarın meşgalesi bambaşka.
“ÜLKEYİ SOPAYLA YÖNETMEYE ÇALIŞIYOR"
Ülkeyi yöneten siyasi iktidar işi gücü bırakmış, her gün yeni suçlar icat ederek iktidarını sürdürmeye çalışıyor. Ülkeyi yöneten siyasi iktidar her gün yeni suçlar icat ederek siyasi rakiplerini saf dışı etmenin, itiraz edeni susturmanın, hakikati söyleyenleri cezalandırmanın peşinde. Tüm bu baskılara rağmen gazeteci arkadaşlarımız, gerçek gazeteciler halkın haber alma hakkına da ifade özgürlüğüne de hakikate de sahip çıkıyorlar. Biz de onların yanındayız. Ülkeyi yöneten iktidar gücünü kaybettikçe, ülkeyi yönetemedikçe baskıyla iktidarını sürdürmeye çalışıyor. Seçim kaybettikçe seçme ve seçilme hakkı başta olmak üzere demokrasiden arta kalan ne varsa onu yok ederek gücünü korumaya çalışıyor. Ülkeyi yöneten iktidar eşitsizlikler arttıkça her gün ama her gün zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapan bu düzen sürdürülemez hâle geldikçe ülkeyi sopayla yönetmeye çalışıyor.
“GAZETECİLİK SUÇ DEĞİLDİR"
Buradan sesleniyoruz. Gazeteci arkadaşlarımızın bu hakikatleri ifade ettikleri için, bu hakikatleri anlattıkları ve halka ulaştırdıkları için tutuklanmaları, baskıyla karşı karşıya kalmaları asla kabul edilemez. Hep söyledik, bir kez daha söylüyoruz. Gazetecilik suç değildir. Yargının siyasallaştırılmasına karşı adalet istemek suç değildir. İnsanca yaşamayı istemek, örgütlenmek, hak aramak suç değildir. İktidarlar gelir geçer. Bugün iktidar olanlar yarın muhalefet olabilirler. İktidara muhalif olmak, iktidarı eleştirmek asla suç değildir. Buradan hukuksuzluğu, baskıyı, zulmü kendi iktidarlarının güvencesi olarak görenlere seslenmek istiyoruz. İşçi sınıfı olarak, emekçiler olarak sesleniyoruz. Bu ülkenin tüm değerlerini ve güzelliklerini üreten işçilerden, emekçilerden, emeklilerden, kadınlardan, gençlerden yani halktan daha büyük bir güç yoktur. Yeter ki kurtuluş için yan yana gelelim. Dayanışmayı büyütelim. İşçi sınıfının örgütlenmeye ve mücadeleye çağıran o güzel söylemiyle ‘Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz’.” (MEDYA SERVİSİ)